Anlaşılmadı mı..?

           Ortadoğu da bir asrı aşkındır, batının, şeytanları bile hayrette bırakacak oyunlarına gelmek cehalet, ihtilaf ve çeşitli zaaflarımızdır. Her seferinde şeytani bir plan ve herkesi şaşırtacak, birbirine düşürtecek bir malzeme bulması zaaflarımızın ve çaresizliğimizin neticesidir.

            Arap baharı olarak başlayan, milletin kendi iradesi ile diktatörlerine karşı tavır koyması neticesinde, başlangıçta batı dünyası ve servisleri destek verir gibi oldular. Fakat milleti organize eden, tavır koyan İslami Hareketler’di. Zira, Ortadoğu’daki zinde kuvvet İslami Hareketler’dir. İslam’ın dışındaki hareketlerin revaç bulması mümkün değildir. Bütün Din’lerin ve Peygamber’lerin bu coğrafyadan çıkmış olması Kader’in bir remzidir ki, bu kavimleri intibaha getirecek, terakki ettirecek his Din hissidir. Dinden uzak izimlerin yaşama şansı yoktur. Bunu gören batı dünyası ve istihbarat servisleri, Radikal İslami Grup’ları icad ederek, bölgeyi kaosa sürüklüyor. Bütün radikal gruplarda olduğu gibi, IŞİD’in de üzerinde batı servislerinin patenti vardır.

            Ben bir Müslüman olarak, IŞİD’in tarif ettiği dinden değilim! Kurân’ ın ve Resulullah’ ın öğrettiği hakiki Müslüman’ım. Eminim ki milyonlarca Müslüman’ da benim inandığım, hakiki dinden olan Müslümanlar’ dır. Başlangıçta IŞİD (Daiş), Maliki yönetimine karşı çıkan bir hareket iken, bunalan Sunni Aşiret’ ler ve diğer gruplar bu harekete destek verdiler. Örgüt birden yönünü Irak ve Suriye’ deki kürtlere yöneltti. Bu tesadüf müdür ?

            İsrail kontrolündeki bir çok batı istihbarat servisi, kürtlere şu mesajı verdi;

            “Siz Türkiye’ nin siyasi ve ekonomik ortağı oldunuz, buna müsaade etmeyiz..!”

            Sadece batı dünyasını suçlayarak mı kurtulacağız ? Hayır, bunun böyle olduğunu bileceğiz. Kendimiz çözüm üretmeye devam edeceğiz. Batının merhametine sığınmayacağız. Onlardan şefkat dilenmeyeceğiz. Birbirimizi anlamaya ve anladıkça sevmeye çalışacağız. Yerinden kalkan her bir kaldırım taşı, heba olan her bir varil petrol, kırılan her bir cam parçası, ateşe verilen her bir araç, öldürülen her bir insan bizden gidiyor. Biz bize yazık ediyoruz. Bize yazıklar oluyor. Türk Kürd’e, Kürt Türk’e inanacak ve güvenecek. İnanmak ve güvenmek zorundadır. Hırsa, ihtirasa, hasis menfaate doymayan insan cellatlarına fırsat vermeyelim. Kanla meselesini halleden, etmek isteyen insanlara sesleniyorum;

            Şayet bu sizi tatmin edecek ise, ben değersiz vücudumu büyüterek, milletin selameti namına feda ediyorum. Çare bu ise, benim naçiz vücudumu ortadan kaldırın ve bu işe son verin,vesselam…