Amerikan Baharı

Son asrımızda dünyanın ekonomik şekillenmesinde olduğu gibi dünyadaki fikrî şekillenmede de ABD burun farkıyla her zaman önde. Fakirlerin ve ezilmişlerin kalkıp Amerika’da Wall Street’i işgal etmesi bunun işaretidir. Aynen 68’deki gibi Avrupa’nın da takip etmesi “Batı Baharının” uzak olmadığını gösteriyor. Çünkü fikirlerin tekâmülü veya ortaya çıkışı sosyal veya ekonomik sorunların sonucudur.
Wall Street Amerikan ekonomisin merkezidir. Burası aynen BM’deki gibi bütün dünya dillerinin konuşulduğu ve iş yaptığı bir yerdir. Burada tüm dünyayı temsil eden yüzlerce banka var. Burada büyük ulusal ve uluslar arası şirketlerin ve dünyadaki birçok ülkenin tahvili alınıp satılır. Burası diğer ülkelerin ekonomileri ve borsaları için esas noktasıdır. Burada oluşacak bir en küçük bir dalgalanma başka ülkelere “kelebek kanadı etkisiyle” fırtınalar olarak yansır. Bu bağlamda Wall Street doların kalbidir. Burada doların kaç para ettiği tespit edilir. Bu yüzden burası ticaretinde doları esas alan tüm ülkeler için merkezdir. Burada doların değerindeki herhangi bir dalgalanma diğer ülkeleri titretir. Hele Türkiye gibi 3.Dünya ülkelerini ise sarsar.
Wall Street sadece Dollar’a değer vermez, aynı zamanda doların değeriyle oynayarak diğer ülkelerin ayakta kalıp kalmayacağına karar verir. Çünkü dünya ticaretinin en yoğun rengi Dolar Yeşilidir. İthalatı ve ihracatı dolara endeksli bir ülkenin kârı zararı da buna bağlıdır. Bu sayede oluşacak artı değer o ülkenin kalkınmasında ve diğer ülkeleri aşmasını sağlayabiliyor. Bunu bilen ABD bu yüzden Wall Street’le diğer ülkeleri tehdit eder ve istediğini yaptırır. Emrindeki “ekonomik analiz kuruluşları” ile her hangi bir ülkenin ekonomik durumuna dair bir değerlik bir puan değişikliğine gittiğinde bu o ülkedeki yapılacak olan yatırımı ve dolayısıyla sistemi etkiler.
İşte tam burada Amerikan toplumu isyan etti. Öncelikle artık kendilerine sorun teşkil eden doları amaç olmaktan çıkarıp araç haline getirmek için Wall Street’i işgal ettiler ve bu isyan önce Amerika’daki diğer büyük şehirlere yayıldı ve sonra Avrupa’ya yayıldı ama Türkiye’ye daha uğrayamadı.
Türkiye’ye uğrayamadı çünkü Amerika’daki isyan bizde önce “(Çürümüş) Batı Toplumunun Çöküşü” olarak gösterildi. Sürekli medyada yükselen Türkiye ile geriye düşen Avrupa teması işlendi. Türkiye’nin ekonomik yükselişi hep Avrupa’nın duraklama veya Yunanistan’ın ekonomik düşüşüyle beraber işlendi. Wall Street isyanın nedenleri ve ısyancıların talepleri işlenmeyerek fikrin yayılması engellendi. Bu ülkede onlarca kanal olmasına rağmen isyanın medyatik ve magazinsel yönü ele alındı. Fikri alt yapısı ve bu isyancıların devletten talepleri büyük kanallarda yeterince tartışılmadı. Bu isyancılar daha iyi işleyen bir demokrasi, zenginlerden daha fazla vergi alınmasını, askeri harcamaların azaltılmasını ve işsizliğin giderilmesini istemeleri göz ardı edildi. Bu yüzden Türkiye’de adaletsiz kalkınma ve gelir dağılımı olmasına rağmen Amerikan Baharı diye bilinen bu isyan bizi yeterince etkileyemecek.
Çünkü bizde biber gazı, jop ve basınçlı su var. Başbakanın katıldığı bir toplantıda sadece “Parasız eğitim istiyoruz” parkartı açan iki kız öğrencinin tam 19 ay cezaevinde tutulan bir ülkede daha fazlasını talep etmek cesaret ister. Bu yüzden Amerika’daki bu “işsizler hareketi” Türkiye’de etkili olmaz.
Çünkü bizim ayrıca ata yadigarı kahvehanelerimiz var ki burada işsiz olmak Amerika’dakinin tam aksine bir marifet olarak görülür.
Ve böylede oldu. Tüm dünyada onlarca şehirde yüz binler yürüdüğü halde Istanbul’da yalnızca 70 kişi toplanabildi. Bu sistemin başarısıdır. Gerçi 70 milyonluk ülkede 70 kişinin çıkması onların cesaretini çıkmayanlarının da duyarlılığını gösteriyor ve bu da dünyayla olan bağımızı yansıtıyor. Zira Herkesin evinde bilgisayarın olması veya herkesin elinde bir telefonun olması onun çevreyle etkileşimli olduğunu göstermez. Bilakis onun ne kadar ulaşılır ve yönlendirilebilir olduğunu gösterir. Bu ülkede bu iletişim aygıtları çet makinesi olarak kullanıldığı müddetçe çevremizle olan iletişimimize katkıda bulunmayacaktır bilakis günbegün dünyayla iletişimizi koparacaktır.
mehmet gül
17.10.2011 / 22:32senin iktidar partin bizi amerikaya daha muhtaç hale getirdi. amerikaya rest çekiyormuş giibi görünüp her şekilde amerikanın ortadoğudaki jandarması oldu. böyle bir ülkede amerikan karşıtlığı olur mu? olmaz. amerika ekmek kapımız. silah kaynağımız. silahlarımızın büyük bir kısmı amerikadan. ticaretimiz amerika endexli. eğitimimiz amerikacı eğitim. paramız amerikan doları endexli. bu yüzden biz nasıl amerikayı eleştirecez? eletiremeyiz çünkü amerikancıyız. ıstanbuldaki 70 kişi bile fazla bu ülkeye.
adım yok
17.10.2011 / 21:49bizde bilinçli halk devrimi olmaz, çünkü halk bilinçli değil. ancak birilerinin zoruyla meydanlara çıkar, apoya özgürlük der. oysa kendi özgür değil. kendisi zorla meydana çıkar, zorla da başkasına özgürlük ister. <br>sait kardeş, halk bilinçlenmedikçe, amerikan uşağı olmaya devam ederiz. halkımızın bilinci evrim geçirmedikçe devrim olmaz. koskoca türkiyede, 70 milyonluk türkiyede sadece 70 kişinin çıkması, ne durumda olduğumuzu gösterir. <br>ben orada olamadığıma üzüldüğümden çok halkımdan utandım. 500 tlye çalışacaksın, bir ay çalışıp iki ay işsiz kalacaksın, yıllarca okula gideceksin diplomalı işsiz olacaksın ve sesin çıkmayacaksa yaşasın muhteşem yüzyıl. iyiki varsın kurtlar vadisi.
adsızım
17.10.2011 / 18:11bu ülkede inceden ince cehaletleştirme var. ellerindeki ceptelefonuyla çet yaparlar. kendilerinden pahalı telefonlarıyla hava basarlar ama amerikanın onları nasıl sömürdüğünü görmezler.<br>bana göre amerikan baharı türkiyeye gelemez, çünkü biz ülke olarak sömürülüyoz. avrupa gibi değiliz. avrupa amerikaya karşı durabiliyor. ama biz değil. biz küçük amerikayız. bunun nedeneni cehalet mehalet değil. bizzat amerikancı olmaktır.
a.kadir güner
17.10.2011 / 18:02tespitin doğru ama amerikan baharı biraz başlığı uymamış gibi geldi. amerikan güzü deseydin daha doğru olurdu. <br>2. olarak o 70 kişinin arasında olmadığım için utandım. ıstanbulda olup da buna katılmamak olmazdı. <br>3. olarak o kişinin her biri 1 kişi değerindedir.