diorex

Aman Rehavete Kapılmayalım

Aman Rehavete Kapılmayalım

Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azat olan mübarek ramazan ayını geride bırakmış bulunmaktayız. Oruçla bedenler ve nefisler terbiye edilip zaptu rabt altına alındı.  Bir ay  boyunca sabrı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, maddi manevi fedakarlığı öğrendik. Dünya nimetlerinin bir imtihan sebebi olduğunu; hepsinin gelip geçici olduğunu, geçici olanın değil, aslında kalıcı ve ebedî olanın insanı şeref ve haysiyet sahibi kıldığını Ramazanın bereketiyle  anladık. Kalpler, manevî temizlik çabalarıyla  bir ay boyunca yıkandı. Hainliği, hasedi, düşmanlığı, edep dışı davranışları, hazımsız fikirleri terk ederek Hakkaniyet ölçülerine teslim olduk. Bu teslimiyetle Allahın rızasını kazanmaya çalıştık. Ramazanda kazandığımız bu güzel haslet ve yüksek değerleri, ramazan sonrasında da koruyup yaşamak oldukça önemlidir. Çünkü, Yüce Allah'a karşı sorumluluğumuz sadece Ramazan ayına has değildir. Namazımıza, cemaate devam ettik. Muhtaçlara yardım ettik. Günahlarımıza tövbe ettik. Bunlara ve diğer dini görevlerimize ramazan sonrasında da devam etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü Allah’a muhtaçlığımız asla bitmez ve bitmeyecektir. Yüce peygamber’in buyurduğu gibi “ Allah’a ihtiyacımız olduğu kadar ibadet etmeliyiz

Bu ihtiyaç da bitmeyeceğine göre  demek ki ibadet etme görevimiz ve her kademedeki sorumluluklarımız da bitmeyecektir. Ölümle birlikte sorumluluk ve görev ancak biteceğine göre ölünceye dek Allaha kariı esas duruşumuzu asla bozmamalıyız. Bu hakikati  Rabbimiz Allah (cc) Hicr süresi  99.ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et

İbadetlere olan ihtiyacımız veya sorumluluklarımız, sadece Ramazan ayına mahsus değildir. İman esasları, ibadetler, ahlâki vasıflar süreklilik arz eder. Bunlara ilişkin prensipler, emir ve yasaklar geçici değildir. Bunlar mevsimi geçince çıkarılıp bir kenara bırakılan elbiseler gibi değildir. Bunun için Ramazan ayı boyunca eda edilen ibadetler olsun, bu ayda kazanılan ahlâki vasıflar olsun sürdürülmek durumundadır. Ramazan Mektebinde öğrenilenler de eğer ramazan sonrası hayatımızda hal ve hareketlerimize aksetmezse bilin ki  hiçbir kıymeti kalmaz. Ramazan gitti, ibadet bitti değil... "Ramazanda ibadet ettik; ramazan gitti, şimdi tamam... Dosdoğru  zevke, sefaya, eğlenceye...    

 

Ramazanda yapamadığımız yasak bütün işler birikti, aman onları yapmağa koşalım!" diye düşünürse insan, bilsin ki  ramazanını Allah kabul etmemiştir. Çünkü, ramazan ibadetlerinin kabulünün alâmeti, insanın ramazandan sonra güzel halinin devam etmesidir. İslam peygamberinin veciz deyimi ile ‘‘Allah katında en fazilet olan ibadet az da olsa devamlı olandır’’. Bir de Kuran’i tabirle ‘‘İpliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan gibi olmayın…” (en-Nahl, 92) diyerek, kulluktaki ibadetin sürekliliğine işaret etmektedir.

 

Nitekim,  müfessir Fahreddin er-Râzî, kulluk vazifesini belli gün ve aylara değil de ömrün tamamına yaymayı ,daimî bir kulluk vecdi içinde bulunmanın lüzumunu şöyle izah etmiştir:

-Hak Teâlâ, rızasının hangi ibadette olduğunu gizlemiştir ki bütün ibadetlere rağbet edilsin.
-Gazabının hangi isyanda olduğunu gizlemiştir ki bütün günahlardan kaçınılsın.
-İnsanlar arasında dostlarını gizlemiştir ki bütün insanlara hürmet gösterilsin.
-Dualar arasında kabul ettiği duayı gizlemiştir ki bütün dualara itibar edilsin.
-İsimleri arasında ism-i azamını gizlemiştir ki bütün isimlerine tazim edilsin

-Namazlar arasında (âyet-i kerimede bilhassa ve müstakil olarak zikredip hususi bir sır ve şeref verdiği) salât-ı vüstâ’nın (orta namazın) hangisi olduğunu gizlemiştir ki bütün namazlar huşu ile kılınsın.
-Tevbeler arasında makbul olanı gizlemiştir ki çokça tevbe edilsin.

-Canlılar için ölüm vaktini gizlemiştir ki, her an ölüme hazır olmak gerektiği şuuruyla yaşansın.

           Madem Müslümanlığımız bir aylık değil bir  ömür boyudur !  öyleyse Ramazan boyunca kazandığımız çok değerli dinî hassasiyetini Ramazan'dan sonra bayramlık elbise çıkarır gibi çıkarmamalıyız. Ramazan'dan sonra gömlek çıkarır gibi dinî hayatı çıkarıp eski gaflet gömleğini giyer hale gelememeliyiz. Belki Ramazan'da kazandığımız güzellikleri benimser, onunla ömür boyu dinî hayatını sürdürürsek kulluk  bahtiyarlığına kavuşmuş oluruz.

           Bilesiniz ki, ömrü ramazan olanın ahreti cennet olur.

Yorum Yaz