Altın Yatırımından Daha Fazlası

KÖŞE YAZISI


Yastık altında altın biriktirme ülkemizde oldukça yaygın bir tasarruf biçimidir. 2006’larda 30 TL olan gramı 2010’larda 100 TL’yi bile geçmiş; geçtiğimiz aylarda 80 TL’nin altına gerileyen altın son günlerde tekrar yükselme trendi ile 85 TL’ye ulaşmıştır. TV ekranlarında ve bazı köşe yazarlarının üst perdeden sadece kendilerinin anladıkları dilden ziyade bu köşede herkesin anlayacağı bir dil ile altın, döviz ve borsa yatırımı konusunda bilgi vermeye çalışacağım.

Öncelikle altın fiyatlarını ülkemizdeki düğün mevsimi ve düğünler etkilememektedir. Daha çok başta Amerika olmak üzere Çin, Hindistan ve Avrupa ekonomilerindeki hareketlilik etkilemektedir. Şöyle ki, ülkelerin para rezervindeki değişmeler, Merkez Bankalarının para politikaları ve tahvil piyasası önemli etken olmaktadır.

Geçtiğimiz yıl başlayan banka hesabından altın alımı ile altın piyasası daha da genişlemektedir. Dolar, Euro alım-satımı gibi altın alım satımı gerçekleşmektedir. Hem de kuyumcudan altın alarak yastık altına almaktan daha karlı olarak –eğer internet bankacılığı gibi araçları kullanıyorsanız- oturduğunuz yerden alım-satım yapabilirsiniz. Örnek olarak sabah saatlerinde alış 84,2 TL satış 85 TL olan gram altın fiyatı (alış bankanın alışı yani toplumda bozdurma; satış bankanın satışı sizin satın alma fiyatınız), öğleden sonra satış fiyatının 86 TL çıkması halinde alış fiyatı da 85 TL’yi geçmektedir. Böylelikle yüklü bir paranız varsa çok kısa zaman diliminde kar elde edebilirsiniz. Allah’ın ilmi isteyene malı istediğine vereceğini beyanını her zaman hatırda tutarak; gelelim altını ne zaman almalı, ne zaman satmalı? sorusuna.

Toplumumuzda yaygın kanaat olan “Para parayı çeker” sözü oldukça doğrudur. Elinde 8,5 bin TL’si olan bir kişi ile 85 bin TL’si olanın aynı gün 85 TL den altın aldığını düşünelim. Bir hafta sonra altın 87 TL çıktığında biri 200 TL kazanırken biri 2000 TL kazanır veya altın 83 TL düşerse belirtilen miktarda zarar ederler. Oransal olarak aynı oranda kar veya zarar edilse de miktar olarak bakarsak, az para ile kar veya zarar çok tatmin edici veya üzücü olmamaktadır. Eğer yatırım alternatifiniz (ticari bir girişiminiz) yoksa altın, dolar, Euro, borsaya yatırım yapılabilir. Ama sabırlı olmalısınız ve kısa vadede de o yatırıma dokunmamalısınız. Hangisini alırsanız alın, başta kendinize bir kar miktarı veya satış fiyatı belirleyin. O fiyat geldiğinde daha da yükselir diyerek satmamazlık yapmayın. Ekonomide bizlere ilk öğretilen “tüm yumurtaları aynı sepete koyma” yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre elinizdeki paranın tamamını tek bir yatırım aracına bağlamayınız. Çoğu zaman birinden kaybederken, diğerinden/diğerlerinden kazanabilirsiniz. On bin TL’niz var, bin Euro, bin dolar, elli gram altın ve geri kalanı ihtiyat düşüncesi ile TL olarak tutabilirsiniz. İhtiyaç durumunuz ve para birimlerinden kar beklentinize göre bozdurabilirsiniz. Yatırım amaçlı işlemleriniz için döviz büroları ve kuyumculardan ziyade internet bankacılığını –hesap işletim ücreti alınmıyorsa-  kullanmanızı tavsiye edebilirim

Bir sonraki yazıda borsada ne yapmalı, kimler, hangi hisseye yatırım yapmalı sorusuna yanıt aramaya çalışacağım.