Allah bana yeter mi?
Sırtını Allah'a dayamışsan gam yeme kardeşim. Çünkü Allah her zaman her yerde hazır ve nâzırdır. Rabbi, Allah olanın sırtı yere gelmez; çünkü Allah mutlaka Nasır’dır. Yeter ki kişi Allah'ın istediği istikamette yol alsın.
Zalim, darbeci, tahammülsüz, saldırgan, darbe sever, molotofkokteylci bana ne eder, bana Allah yeter.
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” [1]
Fakat kalkın oturun, "Allah'ım dostun da düşmanın da ahmak olanından sana sığınırız" diye dua edin. Çünkü ahmak ne dostluğu bilir ne düşmanlığı bilir. Ahmağın belasına karşı, onun ve şerrinin hakkından gelecek olandır
“hasbunallah ve ni’mel vekil”.[2]
“…Bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!”[3]
“Eğer Allah size yardım ederse, artık hiç kimse sizi yenemez ve eğer O, sizi yardımsız bırakırsa ondan sonra size yardım etmek kimin haddine? Öyleyse müminler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.” [4]
Ayetlerden de çok rahat anlaşılıyor ki Allah, kendisine iman eden destekçilerinin destekçisi ve yardımcısıdır.
Allah, dostlarını darda bırakmayan, dinine yardım edene havayla, toprakla, yağmurla, rüzgârla, suyla, sesle ve melekleriyle yardım edendir.
“Dost isterseniz Allah yeter.”[5]
Allah dostların şahı ve padişahıdır. En olunmadık zamanda bile o rahmetini kullarından esirgemez.
Allah’ın rahmet, mağfiret ve nusret hazinelerinden nasiplenmek için söz yetmez, ameli olarak da Allah’a yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmak gerekir.
“Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O'dur."[6]
Bunun yolu da dünyadan, dünyalık heva ve heveslerden uzaklaşmaktan geçer.
Dünyadan uzaklaştıkça Allah'a yaklaşır, Allah'a yakınlaşırsınız.
O ise size zaten uzak değil yakındır.
'Yalnızlaştıkça yakınlaşmak, yakınlaştıkça O'nu kendinde bulmak...
Öyle bir bağlanış ki, kalbin susamışlığı sanki ...' Evet, Allah kalbinize sığar. Neticede kişi öyle bir kurbiyete imza atar ki, aşk ile tarif edilir. Öyle birine âşık olun ki o sizi hiç mi hiç terk etmesin.
Her belaya, her düşmana ve şerre karşı size yetsin. Allah’ın kendisine yardımcı ve destekçi olduğu kişinin kitabında mağlup olmak ve yenilmek yoktur.
O, zindanı halvet, sürgünü seyahat, ölümü şahadet bilir.
Bu bilinçteki birini yenmek zorken, böyle düşünen halk kitleleri nasıl yenilsin.
Zorluklar, sıkıntılar ve ölümler köşe bucak kaçar adeta onlardan. Öyleyse size şah damarınızdan bile yakın olana açın gönül kapılarınızı.
İşte bu şuurla dünyadan uzaklaşıp, Rabbe ulaşan, Rabbe yakınlaşanlara ne mutlu!
Fatih AKMAN
[1] Muhammed, 47/7
[2] Al-i İmran, 3/173
[3] Enfal, 8/40
[4] Ali İmran, 3/160
[5] Fudeyl b. İyaz. Ebû Hâmid Muhammed Gazalî, İhyâ’ul Ulûmi’d-Din, 1-4, Çeviren: Ali Arslan, Yay. Hazırlayan: Dücane Cündioğlu, Neşriyat Yay. İstanbul, (t.s), 2/222
[6] Tevbe, 9/129
Editör: Nezir Güneş