AK Parti ve HDP'deki adaylık furyası üzerine
Milletvekilliği aday adaylığı için başlayan süreç ilginç görüntülere sahne olmaya başladı bile. Yoğun müracaatlara ev sahipliği yapan iki partiden biri olan Ak Parti’ye baktığımda karşılaştığım manzara, partinin kendi reflekslerine göre şekilleniyor.
Kendilerine önem verildiğine olan inançla sırayı yakalayabileceklerini düşünen gençler, Eskisinin iki katına çıkarılan kadın kotasından dolayı yer bulabileceğine inanan kadınlar,
Bölgenin feodal yapılanmasının göz ardı edilemeyeceğine kanaat getirip en ön safları kaptırmayacaklarından emin olan şahsiyetler,
Ve örneklerini daha da arttırabileceğim alanlardan gelen aday adayları, Ak Parti il başkanlığının yolunu aşındırmaya başlamış durumda. Bu saydıklarımın arasında yer alan bir kısım aday adayları ise bölgenin bilinen şahıs ve siyasetçilerini de arkalarına alarak yaptıkları müracaatlarını bir gövde gösterisine dönüştürerek yarışı bir adım ilerde başlattıklarını düşünenler de yok değil.
İl başkanlığının yolunu sabah saatlerinde tutanlar, sükutu hayale uğruyor önce. Zira bu saatlerde müracaatlarını kabul edebilecek bir il başkanı bulamadıklarına tanık olduk. İl başkanının parti mesaisini öğleden sonra Saat 14.00’te başlattığı anlaşıldıktan sonra, yoğunluk öğleden sonralarına kaydı tabi. Zaman dar talep de çok olunca, parti binasının toplantı salonuna yüklenen yoğunlukta sıra kapma yarışı, zaman zaman esprilere de konu olmuyor değil.
29 Yaşında olan ve OXFORT'taki eğitimine ara verip Mardin tarihindeki en genç milletvekili olmayı hedefleyen Gazi Yıldız,
Aksaray'daki kaymakamlık görevinden vaz geçip milletvekilliğine merak saran Faruk Doğru,
AK Parti’nin kurulduğu günden beri, partisinde aktif bir şekilde görevini günümüze kadar sürdüren tek il kadın kolları başkanı olma özelliğiyle Zeynep Alkış,
"Teşkilatçılık benim karakteristik yapımdır" deyip, teşkilatçıların desteğine adeta davet çıkaran Kızıltepe eski İlçe Başkanı Cengiz Demirkaya,
İçişleri Bakanı danışmanlığından istifa ederek, bürokratlıktan milletvekilliğine geçiş yapmak isteyen Abdullah Erin,
Çözüm süreci'ne destek ve mecliste güçlü bir temsil kabiliyeti vaadinde bulunan Süleyman Çelik,
"Ahir ömrümde memleketime hizmet olanağı için destek istiyorum" diyen Mehmet Emin Değer
Ve her geçen saat içerisinde bu isimlere eklenen yeni isimlerle beraber müracaat sayısının 100’ü fazlasıyla geçeceğinden endişe duyuluyor. Endişe duyuluyor diyorum zira, il eski başkanı olan İbrahim Fide’nin Anadolu Ajansı’na düşen müracaat haberinde yazılı olan ve mevcut il başkanına ait olan cümle aynen şöyle;
“Mardin'de seçilecek milletvekili sayısının 6 olduğunu ve fazla müracaat olmamasını umduklarını ifade eden Uncu…” İl başkanının bu şekilde başlayıp devam eden ifadesinin tamamını birkaç kez okudum ama devamında bu ifadeye başka bir anlam yükleyecek başka bir söylem bulamadım ya da zekam arzuladığım manayı bulmaya yetmedi. Ve eğer anladığım doğruysa; seçilme hakkının önüne bir soru işareti bırakan bu söylemi, il başkanlığını yürütmekte olan bir siyasetçinin ağzına yakıştırmadım tabi ki.
Eski il başkanı İbrahim Fide'nin müracaatı, ilgi çeken müracaatların arasında farklıydı. Şöyle ki; daha düne kadar Mardin'de parti dümeninin başında olan bir il başkanının müracaatı sırasında yanında kendisine refakat eden ve halen görevlerinin başında olan çok sayıda ilçe başkanının olması, bize göre etik bir davranış şekli değildi. Doğrusu diğer aday adayları tarafından da bizce de doğru okunmayan ve kafalarda tarafsızlık karinesine zeval getiren bu gövde gösterisinin getirisini de götürüsünü de zaman gösterecektir.
Yazımın yayına hazırlandığı anda aday sayısının 80’i aştığı bildirildi bana. Sayı çoğaldıkça da yapılacak olan temayül yoklaması ile ilgili kulisler de arttı tabi. Delik olan kulağıma aday adayları arasında başlayan pazarlıklar gelmeye başlamıştı zaten!.. Masum bir şekilde “O olsun! o da olabilir! Onu da mahrum etmeyelim!” şeklinde devam eden eyyamları bir yere kadar anlayışla karşılamak mümkün, ancak bir takım şeyler karşılığında o pazarlıklara malzeme olmak, ne o oy talebinde bulunan adaylara ne de o oyu verecek parti üyelerine yakışacak bir davranış şekli olmayacağının altını çizerek Ak Parti faslını şimdilik tamamlamak istiyorum.
Gelelim HDP’ye;
HDP kapalı kutu gibi gözüküyor ama kulislerden kulaklarımıza gelen fısıltılara göre; parti olarak seçimlere girildiği taktirde üç erkek, üç bayan tercihiyle eşitlikçi bir anlayışla listenin düzenlenmesi söz konusu. Müracaat olasılığında ise şu aday adayların adı geçiyor: Batman eski belediye başkanı Necdet Atalay, Kızıltepe'nin eski belediye başkanı Cihan Sincar, Merhum Milletvekili Mehmet Sincar'ın kardeşi Ali Sincar, Mardin Demokrat Araplar Derneği Başkanı Abdulkerim Ağırakça, Prof Dr. Midhat Sancar, Prof Dr. Kadri Yıldırım, Karikatürist-Yazar Bülent Tekin, Selanik Öner, Baran Yıldırım, Şeyhmus Sun, Selahattin Araz,
Fısıltı gazetesinden kulağıma ulaşan bu isimler, HDP’nin altılı listesinde ne kadar yer bulur bilmiyorum ama bu isimlere eklenecek çok daha fazla ismin eklendiğine ve ekleneceğine eminim. HDP’nin parti olarak seçime gireceğinin ağırlık kazanması ile beraber bu iki partiye müracaat edenlerin arasında yapılan hesabın, ülke barajı üzerinde yoğunlaştığını söylemek için de müneccim olmaya gerek yok tabi. HDP’nin baraja takılması durumunda Ak Parti’nin altıda altı yapacağına inananların aday adaylığı hücumu bir tarafta yaşanırken HDP’nin barajı aşarak altıda beş yapacağına inananların hücumu da bir diğer tarafta sahne alacak anlaşılan.
Temsil edilme hakkını sekteye uğratan yüzde onluk ülke barajının düşürülmesi temennisi ile beraber devam eden barış sürecinin mutlu sonla bitmesini ve içine girdiğimiz seçim sürecinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.