Ahlaksızlığın ve Hayasızlığın Zirve Yaptığı Bu Günler Devam Ederse..

Bazı
yerel gazete ve sitelerde yazdığım köşe yazılarıma Uzun bir süredir ara
vermiştim. Yakın bir zamana kadar da
yazmayı düşünmüyordum, Çünkü gerçekler, hak ve hakikatlerin, kabul görmediği
günlerden geçiyoruz.
İçinde
yaşadığımız ve mensubu olduğumuz Toplumun geleceğini tehdit eden
olumsuzluklar söz konusu ise
elbette sessiz kalamayız çünkü sorumluluğumuz vardır..
Toplumun
geleceğini ciddi şekilde tehdit eden ahlaksızlık ve hayâsızlık ciddi boyutlara
ulaşmıştır.
Ahlâk
toplumda genel itibariyle herkesçe uyulması gereken kuralların, görevlerin ve
değer yargıların bütünüdür.
İnsan
sosyal bir varlık olduğundan toplum içerisinde sürekli iletişim ve etkileşim
içindedir. Dolayısıyla her bireyin ahlaki olgunluğa kavuşmasında birinci
derecede sorumlu aile kurumu, daha sonra , eğitim kurumu yani Okullar, Din
kurumu diyanet ve herkesin evinde
bulunan televizyon programlarının kontrol ve denetiminden sorumlu kültür
bakanlığı..
1.
Aile eğitimi..Her evde var olan Televizyonlarda yayınlanan dizi ve
filmler çoğunlukla eğitici olmak yerine cinselliği, aldatmayı, küçük yaşta
çocukların sevgili olmalarını özendiriyor…
Hani nerede Ülkemizin kültür bakanlığı?
2.
Eğitim Okullarda verilen eğitim her yönüyle yetersiz olmakla Din
ve Ahlak dersleri sanki adet yerini bulsun diye şekilden ibaret olduğu ortadadır.
Öğretmen atamaları liyakat yerine KPSS’den sonra hakkaniyet ’ten uzak olan
mülakat marifetiyle atanıyor.Böyle olmasaydı okulların çoğunda öğrenciler
sevgili ve sigara gibi alışkanlıklar yerine
başarılı ve bilgili olurlardı..
3.
En önemlisiolan Din; % 99 Müslüman olan Ülkemizde Diyanet işleri
Başkanlığı Aileden eğitime ve sosyal hayatın her alanında etkili ve yetkili bir
şekilde var olmalıdır.
Şayet bu gün bir çok genç dinden uzaklaşıyorsa, Televizyonlarda ahlak
bozucu diziler,dedikodu,ihanet programları reyting kırıyorsa,yeni nesil
çoğunlukla anne babaya saygı, hürmet göstermiyorsa bakmıyorsa,
medeniyet,çağdaşlık,özgürlük diye çıplaklık çoğalıyorsa, zina serbest ama anne,
baba rızasına rağmen 18 yaşından küçük evlenen binlerce genç çift tecavüzcü
diye cezaevine atılıyorsa, Lutkavminin yok oluşunasebep olan sapkınlığı cinsel
özgürlükmasalıyla, aile kurumuna düşman olan gruplarca İstanbul sözleşmesiyle
özgürleştiriliyorsa, rüşvet ve yolsuzluklar
artıyorsa..“ Diyanet işleri başkanlığımız acilen seferberlik ilan
edercesine sahaya inmeli inisiyatif almalıdır. Zira Diyanetin temel öncelikleri
arasındatoplumda bozulan ahlaki değerlerin sebeplerini araştırmak ve tedavi etmektir”
İslamiyet’in
ahlakı hayâdır. Hayâsını kayıp eden toplumlarda merhamet duygusu kalmaz, ihanet
ve dinden uzaklaşma artar, nitekim artmıştır..
Günümüzde
ahlak ve hayâ çöküntüsü toplumun farklı alanlarında ne yazık ki zirve
yapmıştır. Bunun önü alınmazsa korkarım gelecekte terörden daha tehlikeli
sonuçları olur!
Mehmet Ali Elalmış
24.05.2021 / 21:49Ahlağın elden gitmesinin yegane sebeplerinden biri ve bence en önemlisinin kuşak çatışması olduğunu düşünüyorum. Yeni nesil eski nesile tepki gösteriyor çünkü eskiler ahlakı açıklamakta sınırlı kalıyor ve malesef şiddete başvuruyor bu da yeni neslin tepkisel olarak yozlaşmasına neden oluyor. Buna vereceğim bir örnek yeni nesil ebeveynler çocuklarını yetiştirirken kendi ebeveyninden gördüğü şiddete tepki olarak kendi çocuğunu mahrum bırakmamak ve sözde şiddet uygulamamak adına şımartıyor serbest bırakıyor ve özellikle internette denetimsiz kalmasına sebebiyet veriyor ve malesef bu da bireylerin bahsettiğiniz ahlaksız ve değer yargılarından uzak yetişmesine neden oluyor. Selam ve dua ile...
Ahlak Dersi
24.02.2020 / 11:23Bir "ahlak elden gidiyor yazısı daha"...