Ağaç, Odun ve İnsan

Odun nedir?

Ağaç nedir?

Biraz düşünün!

Aynı şeyler değiller mi acaba?

Niye sorguluyorsun ve/veya neyi sorguluyorsun diyenleri de duyar gibiyim.

Cevap buldunuz mu? Ağaç ve odunun farkına dair!
Odunun maddesi ağaçtandır. Peki, neden oduna odun; ağaca da ağaç diyoruz o zaman?

Ağaç meyvesinden, gölgesinden hiç olmadı yaprağı olan ve bundan dolayı sulanan, çapası yapılan, bakılan vs…

 Ya odun! Odun öylemi?

Odun kurumuştur. Başka bir ifadeyle ağacın verimsiz olan parçasının adıdır odun. Zira kurumuştur. Kesilir ve atılır bir köşeye.

Peki, aradaki fark nedir?

 Ağaç meyve veren, yeşeren, yaprak veren hulasa veren-verimli olan nesnedir. Odun ise kurumuş hiçbir şey vermeyen-verimsiz nesne!

En azından bir taşı dahi yoldan atamayacak kadar topluma yararı, faydası dokunmayan insan gibi!

Peki, meyve yiyen bir ağaç gördünüz mü? Misal nar yiyen bir nar ağacı veya portakal yiyen bir portakal ağacı? Peki, yemeyecekse neden verir bunca meyveyi? Onu ağaç kılan, dahası değerli kılan verimli olması değil midir? Yoksa, odun olmaz mıydı?

Ve odun olunca da sadece yanmaya yarayan bir madde haline gelmiş olur. Onu yaktığında da üzülme, acıma hissetmez kişi. Dahası; yanması için genellikle bir şeylerle de tutuşturulur. Zira ısı vb. şeyler için ateşe odun lazım olur. Ne yaprağı, ne gölgesi ne meyvesi varsa artık oduna dönüşmüştür ağaç. Onu kıymetli kılan, aslında varlığının sebebi olan verimlilik hali tükenmiştir zira.

 Bu ilkeyi-ölçüyü insan varlığına da vurduğumuzda aynı sonuca varılmaz mı?

Allah, insanı faydalı-verimli olsun diye yaratmış. Faydalı olan insan veren-yapan insandır. Hani Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" demişti. [Bakara: 2/30] bu olumsuzluğu da barındıran varlık aslında övüncü imar ile hak/elde etmektedir. İmarın bir kısmı olan ıslah, iman ile birleşince münbit olmakta ve övülmekte. “Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: "Ben gerçekten müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Füssilet: 41/33) “Asra yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (inşa-imar) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” (Asr-103) “Semud milletine kardeşleri Salih’i gönderdik. ‘Ey milletim! Allah’a kulluk edin; O’ndan başka tanrınız yoktur; sizi yeryüzünde yaratıp orayı imar etmenizi dileyen O’dur…’ dedi.” (Hud: 61)

 “Veren el alan elden üstündür ve insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” minvalinde olan hadisler bariz olmasa da bu manaya işareti de içermektedir.

 Allah katında “yanmayı” hak etmeyen sürekli veya süreli de olsa bir şekilde imkânlar dâhilinde ötekine faydası dokunandır. Yani ötekine faydası dokunmayan sadece kendisi için çabalayan narsist insan, odun gibi sadece yanmaya-yerilmeye yarayan bir nesneye dönüşür.

Aslında ateş kimler için yaratılmış?

Allah Teala da "Kafirler için zincirler, kelepçeler ve alevli ateş hazırladık." (İnsan: 79/4) diyor ve “kafirler için hazırladığım ateşe girmekten kendinizi koruyun "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrim: 66/6) "...yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır." (Bakara 2/24) buyurmaktadır. Ağaç olmayı red edip sadece yakıt olmaya yarayan kütük-odun olmayı tercih edenin sonuçtan yakınması hem faydasız hem de anlamsızdır.

Hülasa Melayi Ciziri’nin dediği gibi; Mebîn ev ger bi sûret ademî ne * Hemî dar in ji êgir ra kirî rêz… Sureten-şeklen insanoğlu gibi görünüyor olsalar da; kanma, hepsi ateş için sıralanmış-hazırlanmış odunlardır.

“Bir fidan bir can, bir fidan bir insan” sözü de akıllı olan için; insan ve ağaç arasındaki benzerliği açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır vesselam.

M. Burhan Hedbi