Aday listeleri üzerine
Sonunda 11 Nisan tarihi geldi geçti ve büyük bir merakla beklenen milletvekili aday listeleri belirlendi.
Hayırlı olmasını diliyorum öncelikle.
Biz doğal olarak sadece Mardin adayları üzerinde duracağız.
Ve şehrimizde sadece AK Parti ve BDP bulunduğu için (fiilen), bu iki partinin aday listesini değerlendirmeye çalışacağız.
Önce listesini bir gün erken ilan eden BDP.
Daha doğrusu BDP tabanının destekleyeceği bağımsız adaylar.
Geçen seçime iki adayla giren BDP, aldığı oy oranına güvenerek bu sefer aday sayısını üçe çıkardı.
Ahmet Türk, bilinen ve tanınan bir isim; aday olmaması sürpriz olurdu. BDP oylarını sürükleyecek asıl isim kendisidir.
Çünkü diğer iki aday hem pek tanınmıyor olmaları hem de belli bir tabana sahip olmamaları nedeniyle, BDP cephesine katacakları ekstra bir katkı yoktur.
Bu arada, Emine Ayna isminin artık Mardin ile anılmayacak olmasından da gayet memnun olduğumu ifade etmek isterim.
Genel itibariyle BDP adaylarının dengeli bir şekilde belirlendiğini söyleyebilirim.
Türk ve Kürt solu ile demokrat olarak bilinen bazı isimler BDP tarafından destekleniyor.
Yine muhafazakâr Kürtleri temsil edebilecek olan Altan Tan ve Şerafettin Elçi de listelerde yer alıyorlar.
Kürt hareketi, sağıyla soluyla, BDP çatısı altında toplanmış görüntüsü var şu an itibariyle.
Bence BDP listesinin en önemli eksiği Ufuk Uras olacaktır.
Yeri gelmişken, yıllarca din olgusuna soğuk yaklaşan, dinin Kürt halkını geri bıraktığı tezini işleyen BDP’nin tam da seçimler arefesinde dine sarılması, hatta Kutlu Doğum haftası münasebetiyle programlara tevessül etmesi de sanırım “biraz da biz faydalanalım” mantığından başka bir düşünceyle izah edilemez.
Yine de BDP listesinin geçen seçimlere nazaran, en azından listede yer alan bazı demokrat isimler nedeniyle, daha olumlu olduğunu söyleyebilirim.
Gelelim AK Parti’ye.
Mardin’deki AK Parti listesinin pek dengeli olduğu söylenemez.
Yıllardır gözetilen Kürt-Arap dengesi dikkate alınmamış.
Listedeki 6 isimden sadece iki tanesi Kürt kökenli.
Yine çok önem verilen ilçeler arası denge de göz ardı edilmiş.
İlk 4 sırada Mardin merkezden üç aday bulunuyor.
AK Parti’nin ilk iki döneminde ilk sırayı alan ve AK Parti’ye en çok destek veren iki ilçeden biri olan Midyat ilçesi de bu dönem gözden çıkarılmış görünüyor.
Seçilemeyeceğini bile bile Midyat ilçesi adayının beşinci sıraya atılmasının başka bir izahı yoktur.
Bu dönem mevcut milletvekilleri ile ilgili memnuniyet diplerde seyrederken ve mevcut vekillerin dördünün de başarısız olduğu başta anketler olmak üzere her ortamda dile getirilmişken, bu isimlerden birinin listede yer alıyor olması da bir başka dikkat çekici noktadır.
Yok, milletvekili olmaktan maksat sadece şehre gelen devlet ricaline eşlik etmek ve önemli günlerde kutlama mesajları yayınlamaktan ibaretse eğer, o zaman bu durum da anlaşılır olabilir.
AK Parti bu dönem yeni bir anayasa ve Kürt sorununu çözme vaadinde bulunuyor.
Kürt siyasi hareketinin en önemli isimlerinden Ahmet Türk de Mardin’den aday.
AK Parti buna karşılık ne yapıyor?
Ahmet Türk’ün karşısına bir güvenlik bürokratını çıkarıyor.
Yani yeni dönemde AK Parti’nin izleyeceği Kürt politikasının temelini güvenlik politikaları mı oluşturacak sorusu aklımıza geliyor.
Adıyaman’da Mehmet Metiner, Diyarbakır’da Galip Ensarioğlu gibi isimler Kürt sorunu ile ilgili yenilik umudu verirken, Kürt politikalarında yenilenmenin sadece bu iki ismi kapsaması belirsizliğe yol açıyor.
Partinin yeni dönem Kürt politikası, Metiner ve Ensarioğlu gibi sivil ve özgürlükçü izler mi taşıyacak yoksa Güler’in makamınca temsil edilen güvenlik ağırlıklı bir söyleme mi sahip olacak?
Bu arada yeri gelmişken tespitlerimin Muammer Güler’in şahsıyla değil, görev yaptığı alanla ilgili olduğunu da ifade edeyim.
Mardin’le ilgili bir başka önemli nokta da Süleyman Bölünmez’in bağımsız adaylığıdır.
Mardin genelinde popüler bir isim olan Bölünmez, 2002’de bağımsız olarak girdiği seçimleri kazanmıştı, benzer bir durum bu dönemde de yaşanabilir.
BDP’nin desteklediği üç bağımsız adayın da seçilebileceğini düşündüğümüz zaman AK Parti’nin çıkarabileceği milletvekili sayısı da bir önceki döneme göre yarı yarıya düşmüş olacak.
AK Parti listesi etnik ve ilçe dengelerini gözeterek hazırlanmış bir liste olsaydı BDP’nin üçüncü ismi veya Bölünmez zora girebilirdi; ancak şimdi AK Parti’nin üçüncü ismi çıkarma durumu zora girmiştir.
Bu durumda muhtemel tablo BDP’den 3, AK Parti’den 2 ve Süleyman Bölünmez olarak şekillenecek gibi görünüyor.
Ancak siyasette 24 saat bile uzun bir süredir.
2007 arefesinde de hazırlanan listeye büyük tepki gösterilmiş; AK Parti’nin en fazla 2 milletvekilliği kazanabileceği söylenmişti.
Ancak seçim sonucunda AK Parti dört koltuk kazandı, beşincisini de az bir farkla kaybetti.
Alternatifsizlik AK Parti’nin en önemli şansı olmayı sürdürüyor.
Bakalım nereye kadar?