Adaletin izinde; Yoldaki engeller ve Kirli oyunlar

KÖŞE YAZISI

Atamızdan yadigar ümmet ve ülke coğrafyasını yok edip Türklerin, Arapların, Kürtlerin, Acem ve Çerkezler'in, Boşnakların ve daha sayamadığım diğer Müslüman halkların binlerce yıldır emek, kan ve göz yaşıyla inşa ettikleri, büyük İslam medeniyetini yıkmaya kurgulanmış Fetö'cüleri, yalnız bırakmayan İsrail ve Amerika, halkların yönetimini kendi geleceği için büyük tehlike unsur olarak gördüğünü, Müslüman halklara dayattığı yeni yönetim şekli örgütsel yönetim anlayışıyla tüm birikimleri istedikleri zaman söz konusu örgütlerin eliyle, kolaylıkla yıkabileceklerini, bu nedenle içimizdeki örgütlerden kesinlikle vaz geçmeyeceklerini 25 Eylül referandumundaki oyunla bize bir kez daha gösterdiler.

FETÖ’nün büyük ihanetine olan nefreti unutturup, ihanet örgütünün tekrar toparlanmasına vesile olacak imkan, fırsat ve zamanı yeniden sağlamak amacıyla, 100 yıldır kafa karışıklığı içinde bırakılan ümmetin parçası  olan Kürtler, bu zaman diliminde  yaşadıkları  travmalar ve toplumsal bilinçlerinin gelişmesini engelleyen faktörlerden kaynaklı basiret bağlanmışlığı hastalığı yüzünden maalesef ki büyük Ortadoğu projesi ya da büyük İsrail projesinin önemli ayağı FETÖ örgütü için planlanan oyunun gerçek  yüzünü görememelerine neden olmuştur.

Toplumların yada halkların sosyal refleks ve istemi olan devletleşme hayalleri Kürtleri kolaylıkla başta İsrail'in olmak üzere Amerika’nın, İngiltere yada diğer sömürgecilerin Orta Doğudaki büyük projelerinde bir figüran gibi kullanmaya yetiyor.

Büyük ihanetin süper gücü fetö’nun  dahada güçlenmesi ve ayakta kalması,büyük İsrail  için artık vazgeçilemeyecek öneme sahip bir projedir. Ülkesel bağlamda yaşamımızın her noktasında kendine yer edinmiş bir yapı durumunda olan Fetö örgütünün geleceğini sağlama almak gayesiyle kullanıma müsait ve yeteri sesi getirecek Barzani ila halkı başta olmak üzere yine Kürtler kullanılmıştır.

 Kürtlerin kulağına özgürlük hayallerini fısıldayan İsrail ve Amerika,  Kürtleri; Türk, Arap ve acem kardeşleriyle karşı karşıya getirip kendilerine yakışır bir profesyonellikle aradan sıyrıldılar. Bu sayede Kürtlerin zihninde, ümmet kulvarında “bizi istemiyorlar, sevmiyorlar algı ve psikolojisi” bırakmayı sağladılar.

Diğer bir taraftan Kürtler, kardeş halkların gözünde ise yaramaz şımarık ve ihanetçiler anlayışını geliştirdiler. Bu oyunlarla ülke içinde hassas bir zemin üzerinde yürüyen güven ortamını, buruk duygular ve daha büyük güvensizliklerle dolu bir atmosfere dönüştürmüş oldular.

Bu arada Barzani Amerikalıların ve İsrail’in ırak ordusunun ilerleyişine müdahil olmayışını büyük şaşkınlık ve gaflet içinde seyredip  "Irak ordusu bize Amerikan silahlarıyla saldırdı" açıklamasıyla Amerikalılara darıldığını söyleyip sahadan çekildi.

 Fetö’cüler  bu işin neresindeler, bunu ilerleyen zaman içinde ortaya çıkacağını biliyoruz. Lakin Fetö’cüler Berzani’nin istifasıyla Kürt sahasındaki yerlerini yine efendileri Siyonistlerinde yardımıyla daha da sağlamlaştıracaklar. Tabi ki bu ilerleyen zaman içinde Kürtleri Türkiye'ye karşı kullanarak, kaçak ve yapay gündemin zeminini şimdiden oluşturuyorlar. Amaç gündemi kendi ellerinde tutarak bundan kaynaklı tüm avantajları lehlerine çekmektir. Bu sayede 15 Temmuz  2016 büyük ihanet darbesinden sonra ellerine geçecek en büyük yasal fırsat olan 2019 seçimlerine gerekirse çok sert  oyunlarla müdahale ederek büyük bir seçim başarısı gerçekleştirmek isteyeceklerdir.

 Demem o ki Kürtleri, terör örgütlerinin en yıkıcısı, Siyonizm’in içimizdeki maşası Fetö örgütüne kurban edemeyiz. Bu örgütlerin kucağına Müslüman bir halk olan Kürtleri itemeyiz. Geçmişte yapılan stratejik ve politik hataları yapmaktan uzak durmalıyız. Bu dengelere bağlı olan yönetim ve hükümet gücümüzü yitirmeyelim. Ülke olarak, Ümmettin hayalleri ve çaresizliğine derman olalım olmaya devam edelim.

     Güçten yoksun adaleti talep eden acizlerden

     Adaletten yoksun güçlü zalimlerden Rabbim bizi muhafaza etsin.

" ...vallahu galibun ala emrihi ve lakinne ekseren nasi la ya’lemun. "  yusuf-21

                  "la galibe illallah"