Adalet ve Şaka Yasası

       Açıkçası ben son ana kadar şike yasasının bu şekilde geçmeyeceğine dair umutlar taşıyordum ama olmadı. Şike yasası perde gerisinde duranların istediği bir şekilde geçti. El birliği ve mutabakat ile yasa geçince doğal olarak halkın bilmeyip, bu yasayı geçirenlerin bu yasanın mutlaka geçmesi gerektiğine olan inançlarını destekleyen çok ciddi bilgilerinin olduğunu düşünüyorum.
     Dün bu ülkede halk her şeyden anlamamalıydı, her şeyi  bilmemeliydi her şeyi bilmesine gerek de yok denirdi. Ne yazık ki bugün de aynı zihniyetin devam ettiğine şahit olduk. Cumhurbaşkanını halk seçebilir ama halkın her şeyi bilmesine  gerek yok.
    Cumhurbaşkanları yıllarca  meclis tarafından seçildi ama hiçbir zaman halkın istediği bir cumhurbaşkanı seçilmedi. Meclis halkın isteği doğrultusunda tek bir cumhurbaşkanı seçmişti o da şüpheli bir şekilde öldü veya öldürüldü.
    Son yıllarda meclis, ABD’nin Irak’ı işgal kararını reddederek, askeri vesayete karşı biraz dik durarak eğer göz boyama değilse en azından bizden görünen kısmı ile itibarını birazcık yükseltmişti. Şike yasası ile kazandığı bu itibarını yerle bir etmiştir.
    Dün Türkiye’de millet adına yürüyen davaların hakim ve savcılarını değiştirerek davalara müdahale eden HSYK ile bugün yine millet adına yetki kullanarak şike yasasını çıkaranlar arasında fark var mıdır?

     Hiçbir kanun 276 elin havaya kalkması ile yasalaşmaz, insanların vicdanında yasalaşır.
     Bu meclis halkın yüzde 90’ının istemediği bir yasanın altına imza atmamalıydı.
     Dün halkın gözünün içine baka baka bu davranışları yapanları lanetlerken bugün alkışlamamalıyız.
     Bu yasanın adı ne sporda şiddeti önleme ne de şike yasası olabilir, olsa olsa şaka yasası olabilir. Çünkü bu yasa halka sadece, biz size aslında şaka yapmıştık denilerek izah edilebilir.
 
5 MİLYON MUTLU AZINLIĞI DAĞITALIM MI? YOKSA İÇİNE Mİ GİRELİM?
    Son gelişmeler şunu açıkça ortaya koydu ki bu ülkede beş milyon mutlu azınlık var. Ve hepimizin mücadelesi bu beş milyon mutlu azınlığın içerisine girme mücadelesidir. Hiç birimiz bu mutlu azınlığı dağıtarak gelirin hakça paylaşılması için çaba sarf etmiyoruz . Son yıllarda mallarına mal katıp, servetlerine servet katarak bu mutlu azınlığın içerisine giren insanları herkes çevresinden rahatlıkla gözlemleyebilir.
    Adaletin ceza topuzu her zaman baklava çalan çocukların kafasına inmiş, sevinç kısmı da beş milyon mutlu azınlığın olmuştur.
    Ülkemizin denizcilik bakanının katıldığı bir yurtdışı toplantısında Avrupa ülkelerinden denize kıyısı olmayan bir ülkenin denizcilik bakanı da katılınca bizim bakanımız kendisine takılmış;
“ Denize kıyınız yok ama denizcilik bakanlığınız var “deyince  Avrupalı bakan da  “Sizde de adalet yok ama adalet bakanlığınız var.” demiş.
    Bu ülkede adalet ağır aksak bir şekilde yürüyor. Güç kimdeyse adaleti kendisine doğru meylettirir.
   Bu ülkede yapılan her çalışma, yapılan her yasa,  hangi alanda olursa olsun sonuç itibarı ile beş milyon mutlu azınlığın kalkınması içindir.
 
    Bu yasayı el birliği ile çıkaranlar, önlerinde çok daha ciddi sorunlar olduğunu bilmelidirler. Mesela  bir komisyon kurup Meclislerine karşı darbe planlayan paşaların yurtdışına nasıl kaçtığını bulsalar veya Muhsin Yazıcıoğlu’nın  helikopteri düşerken hiçbir yerde bulunamayan dört dakikalık radar kayıtlarına ulaşabilirlerse bu ülkenin çocukları için çok daha hayırlı bir iş yapar, daha güzel bir gelecek hazırlarlardı diye düşünüyorum.