“Vahim Hatalar” Ülkesi

KÖŞE YAZISI

Bu ülke tarih boyunca vahim hataların yapıldığı bir yer olmuştur.

Ama öyle basit ve masum hatalar değil.

Yapılan bu hataların bedeli insan hayatı ile ödeniyor.

Bazen “yanlışlıkla” açılan bir ateşle kendi askerimizi vuruyoruz.

Uçaklar savaşta saatlerce kendi gemimizi bombalıyor.

Bazısı açık açık bir kasıt içeriyor.

Mesela meşhur “33 kurşun” hadisesinde hayvan kaçakçılığı yapan 33 köylü adalete teslim edilmek yerine General Muğlalı’nın emriyle oracıkta kurşuna diziliyor.

Aradan geçen onca yıldan sonra yeni bir “33 kurşun” vakası yaşanıyor.

Irak sınırında katırlarla kaçakçılık yapan ve çoğu 20 yaşının altındaki 30’un üzerinde genç uçaklarla bombalanıp öldürüldü.

Sabah saatlerinde Taraf gazetesi yazarlarından Emre Uslu sosyal medyada olaydan bahsetmesine rağmen saatlerce hiçbir medya organı olaydan tek kelimeyle bile söz etmedi.

Daha sonra Genelkurmay açıklaması gelene kadar da sessizlik devam etti.

Olayda pek çok karanlık nokta var.

İstihbarat zaafiyeti olduğu çok açık.

Hatta bazı iddialar olayda bir kasıt olduğunu bile düşündürüyor.

İstihbaratı veren ve Kuzey Irak’ta bulunan MİT görevlisi 2-3 kez görüştüğü genelkurmay makamlarına ısrarla bu grubun “terörist bir grup” olduğu bilgisini veriyor.

Genelkurmay da bu istihbaratı, bölgeyi ve köyleri iyi bilen sınır birlikleriyle paylaşmadan saldırı emri veriyor.

Ve sonuç; çoğu henüz 20 yaşına bile adım atmamış gençler bombalarla can veriyor.

Yazacak söyleyecek çok şey var aslında.

Medyanın ve kamuoyunun tepkisizliği, duyarsızlığı.

Şu satırları yazdığım ana kadar Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, bakanlar hala sessiz.

AK Parti adına sadece Hüseyin Çelik’in bir açıklaması var.

Suskunluk ölümlerden daha fazla acı veriyor.

Neyi bekliyor bu isimler hala konuşmak için?

Zehir zemberek açıklamalardan vazgeçtik “çok üzgünüz, olay her yönüyle araştırılıyor, örtbas etmeyeceğiz” türü bir açıklama bile çok mu zor geliyor?

Peki ya kamuoyundaki sessizlik?

Hele hele haber sitelerinde yorum adı altında yapılan ve her türlü alçaklığın ve adiliğin sergilendiği kin ve nefret söylemleri?

“İyi olmuş” tarzı yorum yazan o varlıklarla (insan diyemiyorum) aynı havayı solumak bile yeterince bir utanç kaynağı benim için.

Kendilerine insan diyorlarsa onların insanlığından uzağım.

Müslüman diyorlarsa onların İslam’ından da uzağım.  

Bu olay öyle Hüseyin Çelik’in ifadesiyle bir “operasyon hatası” olarak değerlendirilip kapatılmamalıdır.

Soruşturma sonucu beklenmeden olayın tüm ilgilileri, istihbarat uzmanları, analistler, pilotlar ve ilgili komutanlar hemen açığa alınmalıdır.

Ve soruşturma sonucu ister kasıt ister hata olarak ortaya çıksın, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma ve İçişleri bakanları, Hava Kuvvetleri ve Jandarma komutanları hiç beklemeden istifa etmelidirler.

Ancak o zaman bu olayın örtbas edilmediğini görmüş oluruz.

Ve ancak o zaman AK Parti hükümeti bu olayın sorumluluğundan kurtulabilir.

Eğer tersi bir uygulamaya gidilirse; bu sessizlik devam ederse; soruşturma sonucunda hiçbir netice alınmazsa ve sorumlular bunun bedelini ödemezlerse işte o zaman AK Parti bu işin vebaliyle baş başa kalır; iktidarı döneminde vatandaşları kendi uçakları tarafından bombalanan parti sıfatını bir ömür silemez.

Bu arada BDP’nin dile getirdiği “bu katliama MGK toplantısında karar verilmiştir” iddiasını da gerçekçi bulmuyorum.

Sayın Başbakan, Suriye lideri için “kendi halkını katleden yönetimlerin meşruiyeti kalmaz” demişti.

Aynı duruma düşmemek için olayı bizzat takip etmeli ve mutlaka bu hatanın bedelini ödetmelidir.

Artık “vahim hataların ülkesi” olarak anılmak istemiyoruz.

Dileğimiz bu olayın tüm yönleriyle hiçbir karanlık nokta bırakılmadan incelenmesi, sorumluların bedel ödemesi ve bir daha böyle olayların yaşanmamasıdır.

Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.