15 Temmuz’u Bilerek Yaşamak Önemlidir

15 Temmuz’u Bilerek Yaşamak Önemlidir
Tarihin
başlangıcından bu güne kadar olmuş,olması için teşebbüs edilmiş, vatanı,ülkeyi,
toplumu,insanlığı gerileten-yok sayan,acıların yaşanmasına sebep olan ve
insan hak ve özgürlüklerini tanımayan, kısıtlayan bütün darbelere her
daim karşı olmuşuz, olmalıyız.Çünkü Darbe demek, diğer başka
birilerini yok saymak,yok etmek veya bertaraf etmek anlamına gelmektedir.Bu tür
yaklaşımlara sakın “Özgürlük“ demeyelim.Özgürlüğe gidilecek yol yordamlar bellidir.
Özgürlük ile ilgili beyin dünyamda hiç
değişmeyecek bir anlayışım vardır.Heeeee. bu anlayışın ne zaman değişir
derseniz? Cevabım"Öldüğüm zaman veya düşünceden yoksun kaldığım zaman"diye
bilirim. Bu kişisel düşüncem şudur."Aşırı özgürlüğün özgürlük olmadığını
belirtmek isterim" Bundan kastım şudur.Herkes her istediğini, her hayal
ettiğini ve her düşündüğünü yapabilme lüksü olmadığıdır.” Çünkü sonuçta bir
kuluz ve belli bir zaman “Ömür” yaşayabileceğiz.Asla ve asla baki kalmayacağız."Nerden
geldik, nereye gidiyoruz" gerçeği herkes için sabittir. Bu durum “Sınırsız
Özgürlük Konusunda” İlahi Kanunda da öyledir,Medeni Kanunda da öyledir.Her
yapılanın belli bir sınırı-ölçüsü olup ve bu sınırların aşılması durumunda da
belli müeyyideleri vardır, olmalıdır.Öyleyse soyut olan-elle
tutulmayan,tarif edilemeyen fakat yaşanılabilen sevgi ve saygı denen
güzellikleri neden bu kadar ihmal ediyoruz ki, bu hep bana-hep bana
istekleriyle.Sevgi ve saygıdır yaşamayı kolaylaştıran,güzelleştiren ve insanın
dünyadaki tek karı da bu duygulardır.
Sevmek sevilmek kadar güzel bir şey
tanımadım tanımıyorum.Sizlerinde bunu onayladığınızı hisseder gibiyim.O zaman
üzülmemek ve üzmemek için biraz daha gayret diyorum, diyelim. Bir olun,birlik
olun,iyi düşünün iyi söyleyin ve iyi konuşun.Bunlar günlük hayatınıza sirayet
edecektir göreceksiniz. Beraber sevin ve sevginizi paylaşın.”Sevgi
paylaşıldıkça büyür,acı paylaşıldıkça azalır” düşüncesini hakim kılalım artık.Bu
güne kadar "Ah"dediğimiz öyle anlarımız olmuştur ki, fakat nafile bir
işe yaramadı.Geriye dönüp bir bakalım nerde Analarımız, babalarımız, atalarımız,dostlarımız,
sevdiklerimiz ve en önemlisi hiç aklına ölüm bile gelmeyen- her daim baki
kalacağına kendini kaptırmış tanıdıklarımız..Hani neredeler.Hayır ve
sevaplarıyla çoğu göçüp gitti.Onlar ile aramızda sadece 1 metrelik bir
yükseklik mesafesi vardır.Onlar toprak altında-bizler güya üstünde
gibiyiz.Acaba öyle miyiz?.Yaptıklarımıza ve yapılanlara bakılınca hiçte öyle
olmadığımız görülmektedir..Gıybet,dedikodu,olumsuz konuşmalar,herkes
kendi kendine ve tek başına yaşamalar ve en önemlisi”Sılai Rahim” denen o yaşam
kaynağı yıkılmak üzere.Nereye beyler?nereye?
Aslında güne dair yazımın konusunun başlangıcını bu şekilde yapmak istedim ki, bir yere,bir noktaya ve bir
sonuca gidebileyim.Biraz içeriğinden uzaklaşsa da bence zararı olmayacaktır.Baktım
ki,düşünceler, hayaller ve birazcıkta duygusallıklarım beni farklı noktalara
sürüklüyor,lakin bir yazıya her konuyu sığdırmak mümkün değildir….Ne
anlatacağımı veya ne yazacağımı uzatmadan güne dair yazıyı kısa ve öz olarak
sonlandıracağım.
Yazının başlığı belli,yapılması gerekenler malum,vatandaş
işe ve duruma hakim,kurumlar “Allah zeval vermesin” teyakkuzda, şenliklerle
başlayıp şenliklerle bitirilecek inşallah dediğim “15 Temmuz’un acılarını
unutmadan”Ne getirdi-neler götürdü bilinciyle hareketle” başka 15 Temmuz’ların
yaşanmasına müsaade etmeden” aklı selim,bilinçli,kayırmacısız ve güzel bir
şekilde bu güne sahiplenerek” atlatabilmeliyiz.Daha önceki bir çok yazımda şunu
belirtmiştim “Ülke Darbe, Paralel devlet,yolsuzluk, yoksulluk ve olumsuz
psikolojik durumdan” bir an önce kurtarılmalı ve bunların sonunu getirerek ülke
tüm zorluklara rağmen refaha kavuşturulmalıdır.Kavuşturulmalıdır ki, malum
dünyayı yönetmeye ve dünyaya hakim olmaya çalışan “Aslında ekonomik yönden küçük olup” Fakat hesapları bakımından büyük
oynayan Küresel güçlerle rekabete devam edilebilinsin. Aksi durum her
zaman “Büyük balık küçük balığı yutmaya çalışmaktadır”.Bizde artık şu küçük
balık olmaktan kurtulmasını becerelim artık.Bu şer güçlere “Asi Balıklara”Çekin
şu kirli ellerinizi ve yaşlanmış,paslanmıi süzgeçlerinizi üstümüzden diyenlerle
beraber olmalı,yanlarında yürümeli ve her daim destekten çekinmemeliyiz.Doğrular
birdir, lakin yanlışlar çoktur.Doğru olmalı, doğruyu söyleyenleri desteklemeli
diyorum da…Peki yanlışlar da birer değer değil midir diye sorarsanız? Cevabım
şu “Sen doğru ol, doğru olmayanın Allah blsn….verecektir” demekten başka
bir şeye diyemiyorum.Buna da sabır lazım kardeşim.Azimli ve sabırlı olursan
hedefine ulaşırsın kesin kaide budur.
SONUÇ: Ne mutlu yuvası,memleketi,vatanı,
kutsalları, şeref ve namusu için mücadele ederek,taş üstüne taş koyanlara,siper
olanlara,korkusuzca haykıranlara ve bu uğurda Şehadet şerbetini içenlere.Allah
bizleri gerçek şahitlerle beraber haşr eylesin.Gününüz aydın.bahtınız açık
olsun aziz güzel vatan evlatları.
Acizane Notumdur.Aylardan Temmuz,havalar sıcak ve aynı
zamanda sıcak kanlıyız…Özellikle 15 Temmuz öncesi ve sonrası
günlerde.."Tahrik ve taşkınlık" durumlarına dikkat edilmesini
özellikle rica ediyorum.Demokratik bir şekilde söylenmesi gerekenleri
söyleyelim,anlatalım,tanıtalım gerekenleri gereken yere ulaştıralım.Her şeyin telafisi olabilir
bir şekilde ancak, “Maazallah”ölümle sonuçlanacak bir durumun telafisi mümkün
değildir.Sonrasındaki AH VAH'ların faydası da yoktur.Allah öyle bir durumu
görmeyi kimseye nasip etmesin.
Vesselam..