akademi
dedas

Zincire Vurulmuş Prometheus - Aiskhylos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Zincire Vurulmuş Prometheus kimin eseri? Zincire Vurulmuş Prometheus kitabının yazarı kimdir? Zincire Vurulmuş Prometheus konusu ve anafikri nedir? Zincire Vurulmuş Prometheus kitabı ne anlatıyor? Zincire Vurulmuş Prometheus PDF indirme linki var mı? Zincire Vurulmuş Prometheus kitabının yazarı Aiskhylos kimdir? İşte Zincire Vurulmuş Prometheus kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.05.2022 17:00
Zincire Vurulmuş Prometheus - Aiskhylos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aiskhylos

Çevirmen: Azra Erhat

Çevirmen: Sabahattin Eyüboğlu

Orijinal Adı: Prometheus Desmotes

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789754582062

Sayfa Sayısı: 78

Zincire Vurulmuş Prometheus Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aiskhylos (MÖ 525?-456): Eski Yunan'ın en önemli tragedya yazarlarındandır. Mitolojik konuların hemen hemen hepsini eserlerinde işlemiştir. Yazdığı 90 tragedyadan sadece 7 tanesi günümüze kalmıştır. Aiskhylos özellikle adaletin gerekliliği üzerinde durmuş, eserlerinin çoğunda hak meselesini konunun ağırlık merkezine yerleştirmiştir. Zincire Vurulmuş Prometheus'da da farklı kuşaklardan tanrılar arasındaki anlaşmazlığı ele almıştır. Tragedyanın kahramanı Olympos tanrılarına başkaldıran titan Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanlara vermiş, tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için zincire vurulmuştur. Aiskhylos bu tragedyasında akıl gücünün kaba kuvvete üstünlüğünü, akla ve özgür düşünceye verilmesi gereken önemi vurgulamıştır.

Zincire Vurulmuş Prometheus Alıntıları - Sözleri

  • Anlatmak acı gelmesine acı gelir bana, ama susmak da bir başka türlü acı.
  • "İnsan baş kaldıran yaratıktır derler."
  • Başına gelen boyun eğdirmiyor tersine baş kaldırtıyor sana.
  • Dizginsiz dil bela getirir.
  • Çöz bakalım şimdi bu çözülmez düğümleri!
  • Bela rüzgarı kimseleri ayırt etmez, dört bir yana eserken, bir seni vurur bir beni.
  • ''Zaman her şeyi öğretir sonunda.''
  • Dengin dengini bulmasıdır en büyük mutluluk dünyada.
  • Sen dilediğin kadar gevşek yürekli ol, Bırak ben sertliğim, sarsılmazlığımla kalayım.
  • Zaman her şeyi öğretir sonunda.
  • ''Dengin dengini bulmasıdır, En büyük mutluluk dünyada.''
  • "Sen tapın, yalvar, yaltaklan günün efendisine! Zeus hiç ama hiç umurumda değil benim. Elindeyken ne isterse yapsın, assın kessin: Uzun sürmeyecek çünkü göklerde saltanatı."
  • Umuda karşı ayaklandık: Bugün ve bu dünyada yaşamak istiyo­ruz. (…) Ne pahasına olursa olsun insanlığımızı gerçekleştirelim diyoruz.
  • Kim adam etti beni? Güçlüler güçlüsü Zaman Ve önü sonu gelmeyen Kader, değil mi? Onlar değil mi senin de benim de efendilerimiz ?
  • Ne tatlı şeydir uzun uzun yaşamak cana can katan umutlar içinde.

Zincire Vurulmuş Prometheus İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Başkaldıranların Başı: Prometheus: Prometheus Yunan mitolojisinde insanın yaratıcısıdır. İnsanlara tüm meziyetleri o öğretmiştir. Bu tragedyada Zeus’un karşısındaki durumu anlatılır. Diğer tragedya incelemelerimde olduğu gibi bunda da biraz konunun öncesinden bahsetmek doğru olur. Gelin kısaca Prometheus’a kadar Yunan Theogonisine (mitolojinin tanrılardan bahseden kısmı) bakalım. Yunan mitolojisinin Khaos ile başladığı söylenir: “Khaos karışık ve hiçbir şekil almamış olan uçsuz bucaksız boşluğu ve karanlığı ihtiva ediyordu. Khaos'dan geniş göğüslü her şeyin dayanağı olan Gaia(Yer) çıktı. Sonra sevginin temeli, bütün varlıkları, her şeyi birbirine doğru çeken, birleştiren, hayatı kuran, çoğalma sembolü olan Eros(Aşk) doğdu. Khaos'dan Erebos(Gece) doğdu. Onlar da birleşerek yerin üst tabakasının ışığı olan Aither ve yeryüzünün ışığı olan Hemera'yı doğurdular. Işık meydana geldikten sonra yaratılış durmadan devam etti. Khoas bunları doğururken Gaia da Ölmezlerin yeri olan ve yıldızlarla bezeli bulunan göğü Uranus'u doğurdu. Ona, yani göğe kendi büyüklüğünü verdi ki tamamıyla kendisini kaplasın, içine alsın. Ondan sonra Gaia yüksek dağları, ahenkli dalgaları bulunan Pontos'u(Deniz) meydana getirdi.” Sonra Gaia ve Uranos birleşerek 12 Titan’ı doğurdu: Okeanos, Koios, Krios, Hyperion, İapetos, Kronos, Theia, Rhea, Mnemosyne, Phebe, Themis, Tethys. Uranos garip bir şekilde doğan çocuklarından korkuyor, doğduklarında yeraltına hapsediyordu. Karısı Gaia buna daha fazla dayanamadı ve kocasının yaptıklarının hesabını sormak için kanlı bir plan tasarladı. Gaia göğsünden parlak bir çelik çıkardı ve onunla bir tırpan yaptı. Bu tırpan Uranos’u biçecekti. Sadece Kronos plana uydu ve babasını biçti. Uranos öldükten sonra yeraltına itilen Titanlar yeryüzüne çıkarıldı ve onların saltanatı başlamış oldu. Başlarında Kronos vardı. Kronos kardeşi Rhea ile evlendi. Bu evlenmeden: Hestia, Demeter, Hera, Hades, Poseidon ve Zeus doğdu. Kadere bakın ki Kronos babasına yaptığı şeyin kendisine de olacağından korktuğu için çocuklarını doğar doğmaz yutuyordu. Rhea sadece Zeus’u kurtarabildi ve sakladı. Kader yine istediğini alacaktı. Zeus büyüdü ve Kronos’u tahtından indirdi ve kardeşlerini kurtardı. Bundan sonra tahtlarından olan Titanlarla Zeus arasında yıllar yılı sürecek korkunç bir savaş başlamıştı. Ama bu savaş kaba kuvvetle kazanılacak bir savaş değildi. Zeus’a savaşı kazanması için Prometheus akıl vermişti. Titan İapetos’un dört oğlu olmuştu. Bunlardan Menoitios yıldırımlarla öldürüldü. Atlas’ın omuzlarına gökkubbe yüklenerek ayakta bekleme cezası verildi. Prometheus ve Epimetheus ise insanın yaradılışında önemli pay sahibi oldular. Prometheus kendi soyu Titanların yıkılması için Zeus’a akıl vermişti. Ama savaş bittikten sonra beklediği değeri görmeyince dedelerinin intikamını almak için insanı yarattı. İlk insanı Prometheus kendi gözyaşıyla balçığı karıştırarak yarattı. İnsan doğduğunda acınacak kadar acizdi. Kendini koruması için elinde bir şeyi yoktu. Elbise yerine yapraklardan giyiniyor, kanlı etleri yiyordu. Onlara acıyan Prometheus onlara ateşi ve diğer bütün sanatları öğretti: “Bir gün bir rezene sapı içinde Çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu.” “Uzun sözü kısası şunu bilmiş ol: Bütün sanatları Prometheus verdi insanlara.” İnsanlar bunlara sahip olunca şımardılar ve Tanrılarla kafa tutmaya, onlarla kendilerini bir görmeye başladılar. Ama bu uzun sürmedi. Zeus kendisinden habersiz ateşi insanlara veren Prometheus’u çözülmez çelik bağlarla bir kayaya çaktırdı, insanlardan da ateşi geri aldı. Zeus’un öfkesi insana karşı dinmemişti ve kadınları yarattı. Pandora efsanesi de doğmuş oldu. Hülasa Prometheus Zeus’u tahtından indirme şansını yakalayamadı. Şimdilik bizi ilgilendiren mitlik kısımlar bu kadar. Zincire Vurulmuş Prometheus öyle bir tragedyadır ki baskıcı yönetimlerine karşı takınılan tavır, başkaldıran insan, kader, özgürlük-kölelik, kaba kuvvet-akıl kıyaslamaları gibi çeşitli konularda bize yorumlar sunar. Baştan beri anlattığımız hikayede başta olan zorba saltanatlar Zeus’a kadar hep kaba kuvvetle yıkılmıştı. Zeus da bunu denedi ama başaramadı. Sonuç olarak akıl danıştı ve Kronos’u devirdi. Ama her başa gelen gibi Zeus da kendi kanunlarını koymaya, herkesi kendi istediği gibi yönetmeye başladı. Akılla gelen yönetim yine baskıcı yönetime dönüşmüştü. Burada saltanat olanlar kaba kuvvetin Prometheus ise aklın simgesidir. Akıl kaba kuvvetten üstündür. Tragedyaya da bu yön kuvvetlice vurgulanır: “Günün birinde bir öfkedir sardı tanrıları, Birbirine girdi bütün ölümsüzler, Kimi der Kronos gitsin, Zeus otursun tahtına, Kimi Zeus’un hiç başa geçmesini istemez. Boşuna öğütler verdim o zaman hepsine: (…) Gücün hakkından güçle geliriz sandılar. Oysa bana anam, Themis ya da Gaia (…) Kaç kez öngörüşüyle söylemişti bana Nasıl kazanılır gelecek zamanlar, Güçlei zorla değil, akılla kazanılır demişti.” Gücü zorla ele geçirmek olanlar, kendilerini her şeye kadir sanırlar. Önüne çıkanların hepsini sindiririz düşüncesindedirler. Ama “iktidar sahipleri devrilir gider, düşünce sahipleri yener ve kalır…Akıl gücü kaba güçten üstündür, düşünceye gem vurulamaz, özgür düşünce tutuklanamaz, susturulamaz, alt edilemez…” Bu bakımdan Prometheus tragedyası politik bir tragedyadır. Özgür düşünceye gem vurulamaz ise birilerinin başkaldırması lazım gelir. Prometheus bunun için insanları yaratmıştı. İnsan başkaldırmak için yaratılmıştı. “İnsan başkaldıran bir hayvandır” tezlerinin çıkması da bu yüzdendir. Ama insan her zaman olduğu gibi kendini bir şey sandı ve şımardı. Cezasını fazlasıyla da çekti. Akıllandı mı insan? Akılla her şeyin üstesinden gelinebilir ama insan o aklı hep başka şeye kullanır, kendi için kullanmayı akıl edemez. Bu yüzden acizdir. Sizce de öyle değil mi? Kendi işimize yarayacak şeyleri hep başkasının üzerinden akıl ederek kazanmaya çalışırız. Prometheus bizi hazıra iyi alıştırmış. Günümüz insanı nerede hazır orada nazır. Ama tabii bu insanın Prometheus tarafında yaratılış amacını değiştirmiyor. O yüzden gerçek insan mitoloji nazarında başkaldıran insandır. Normalde kitap hakkında bir şeyler yazmayı düşünmüyordum. Ama daha önce okuduğum tragedyalara hep yazdığım için üstün körü olsa da bunu da boş geçmek istemedim. Bahsedilecek bir iki konu daha var ama daha oturaklı bir yazı okumak ümidiyle es geçiyorum. Bu gibi mitler dünya edebiyatının kaynaklarıdır. Okuduğumuz çoğu kitapta karşılaşırız. Bu yüzden bu tragedyaları okumak ayrı bir emek ve bilgi istiyor. Ben de az çok en önemlilerini okumuş sayılırım. Bu konuda danışmak isteyenlere kapım her zaman açık. Keyifli okumalar. “Başı dertte olmayana kolay gelir Dertliye akıl öğretmek, yanıldın demek, Ama ben biliyordum başıma gelecek olanı. Bile bile, isteye isteye suç işledim. Buna karşı söyleyecek bir sözüm yok.” (Murat Sezgin)

Aklınız İçin Prometheus'a Bir Selam Gönderin :): Bilirsiniz, suçu bilmeden işlemek ile bile bile işlemek arasında kanunda net bir ayrım vardır. Örneğin aileler dahi siz bilerek gidip bir arkadaşınıza zarar verdiğinizde daha fazla kızarlar, bilerek bir şeyleri yapmak demek, aklını kullanarak ve sonucunun olumsuz olduğunu bile bile bu işe girişmek demektir. Tüm herkesin 'hayır kesinlikle yapma' dediği bir şeyi yaptınız mı hiç hayatınızda? Hani böyle gürül gürül gelen bir akıntıya karşı inadına kürek çektiniz mi? Pek yaptıktan sonra gülümseyerek şey dediniz mi 'Dear past, thank for all the lessons...'' :) Bazen bazı şeylerinin sonu ne kadar olumsuz olursa olsun, sizin kazandığınız önemli bir ders olacaksa ve bu gerekiyorsa eyvallah der yaparsınız. Sonucu umurunuzda dahi olmaz. Cesur insanı inandığı şeyden kimse döndüremez, sonu cehennem bile olsa. Gelin o cehennemi her gün her gün yaşayan Prometheus'a bakalım biraz, ne yaptıysa bile bile yapan, ölümü bile mümkün olmayan bir acıya gark edilen ve bunun üzerine isyanını acısının önüne geçiren Prometheus aslında çağdaş bir modern insan isyanının daha ilkel yansıtılmış halidir. Adil olanın sorgulanmasının sadece güç sahiplerinde olması onun isyanının asıl belirtecidir. Kaba kuvvet değil her şeyi bir düzene sokan, özgür düşünceye saygı duymaktır asıl düzen. Ve ancak kaba kuvvet sahipleri düşerse özgür düşünce aklı yüceltebilir. Gücü güçle eriteceklerini sananlar yanılır ona göre, güç ancak aklın karşısında boyun eğer. Ve akıl şu evrenin en önemli gücüdür aslında.. Size bununla ilgili bir anımı anlatayım, ortaokul yıllarımdaydı sanırım bir çocuk hoşlanmış benden onun da kız arkadaşı varmış, kız arkadaşı beni dövmek için (aşiretlerdi) tüm akrabalarını toplamış, nazik bir biçimde beni sınıfımdan (müdür çağırıyor diyerek) aldırmışlardı. Kurtlar Vadisi vol 2 :D Kıç kadar bir tuvalette 15 hatunun olduğu ortama soktular, nefes almak için sıraya tabii tutulacak bir ortam hem de.. Daha sonra sınıftan yakın 3 arkadaşım çıkıp geldiler etti mi size 18 ve Des kazanır :D şaka, benden hoşlanan beyin sevgilisi bana dedi ki, sen benimkine kuyruk sallıyormuşsun, dedim ki şu pencereyi açarsanız konuşabiliriz, üstteki pencereyi açtı boyu uzun bir ablamız :D arkadaşım arkadan kulağıma eğildi dedi ki, ''Des boku yedik, dayak yemeden çıkma ihtimalimiz sıfır'' elimle İpek'in eline dokunup sakinleştirdim, hayır arkadaşlığımız ne kadar kuvvetli ise dayak yemek için benim yanıma geliyorlar ama biz de çeteydik bir miktar :D neyse ben konuşmaya başladım, kadın kadınayız elbette kadın kadını korumalıdır sözlerimle girdiğim konuşmamı, erkeklerin ayran gönüllülükleri ile bağlayarak, benim zaten o taraklarda bezim yok sen bence ondan ayrıl daha iyilerine layıksına getirdim. Belki 10 dakika sadece ben konuşmuşumdur, ortam o kadar komik ki minicik bir tuvalette 18 kız erkekleri gömüp kadınların birbirine sahip çıkması gerektiğini savunan bir kızı dinliyor, oysa ki amaçları onu dövmekti :D konuşmam bitti, o kızla sarıldık gözlerimiz doldu, özür diledi, diğer kızlar da bize sarıldı hep birlikte tuvaletten çıktık dilimizde 'erkeklere yenilmeyeceğiz' sözleri ahahaha tabii teneffüs olmuştu artık, biz o gruptan ayrıldık İpek bana döndü dedi ki sırtımdan akan terin hatırına soruyorum sen o dayaklık ortamdan nasıl milleti ağlatıp sarılarak bizi çıkardın :D elbette o zamanlar bunun retorik ve feminizm olduğunun farkında değildim yani 12 yaşımdayım; fakat yıllar sonra anladım ki aslında ben ciddi bir akıl örneği ile retorik sanatından faydalanmışım. O kız sevgilisinden ayrıldı, çocuk bana mektup falan yazmış onu da çocuğa yedirmiş :D olay öyle kapanmıştı. Benim için hayatımda zirve anılarımdandır. Güç ile akıl bir yolculuğa çıksa muhtemelen akıl gücü kölesi haline getirir, bakın dünya düzenine :) Peki sizce Prometheus ateşi çalıp insanlara vererek neyi sağladı bu insanlığa? Korkmamayı, neyden korkmamayı? Karanlıktan... Nedir karanlık? Karanlık her zaman bilinmeyendir, peki nedir ateş? Ateş, aydınlıktır, logostur, akıldır, bilgidir. Tanrılara karşı aslında insanı güçlü kılmaktır bu, gücün karşısına aklı vermek tanrıların hepsine öyle büyük şah çekmektir ki... Boşuna cezalandırılmıyor aslında, soru şu, peki Prometheus neden bile bile bu riski aldı? Neden aklı verdi insana? Onlara acıdığı için mi? Bana göre cevap merhametten geçmiyor. Prometheus acı çekmek istedi, zaten acı da çekiyordu. Gücün acısını çekiyordu, gücü güce kırdıran sistemin acısını çekiyordu. Karşı gelmeyeceksek yaşamın ne anlamı var sahi? Bir arkadaşımla klasik hareketimizdir örneğin ''Burada yemek yenilmez'' yazısının önünde bir şeyler tıkınarak fotoğraf çektirmek :D ya da ''Burada oturulmaz'' yazısının tam önüne oturmak.. Elbette çocukça hareketler bunlar ama yaşam sahiden sorgulanmazsa bir halta yarar mı? Kitabı okurken sorgulayacağınız ana olgu özgür olup acı çekmek mi köle olup sorgulamadan bomboş bir hayat yaşamak mı? Sorgulanmayan hayat yaşamaya değer mi? Sokrates değmez der.. Nietzsche de sen sorgulasan da bir halt olmaz senden der ama :D neyse karıştırmayalım ortamı. Prometheus isyanı ile özgürleşti. Aklı ve ruhu özgür kaldı bedeni acıya gark edildi. Bedensel acıyı aşarsınız, zihinsel acıdan korunmanızı ümit ederim :) Ne demiştim incelemenin başında, cesur var olanı inandığından kimse döndüremez, sonu cehennem de olsa. Teşekkür ederiz Prometheus, yemediğim o dayakta senin hakkın büyük :) Keyifli okumalar.. Not: Arada ateşi ve aklınızı kullanırken Prometheus'a selam göndermeyi unutmayın :) (Δες Τινα)

Tanrı Hephaistos, Prometheus'u zincire vururken bir tanrı olarak başka bir tanrıyı böylesine bir işkenceye maruz bıraktığı için acı çeker ve sanatına lanet eder. Demirci olduğu için, Prometheus'u, insanlığın kurtarıcısını zincire vurma görevi ona verilmiştir. İlginç olan ise Aiskhylos'un ardından gelen Aristophanes'in yazdığı "Bulutlar" isimli oyunuyla Sokrates'in mahkumiyetine yol açması ile bu oyun arasındaki paralelliktir. Aristophanes muhafazkar biri olduğu için eski yazarları pek beğenirdi, Aiskhylos ise favorisidir. En sevdiği yazarın bir karakterinin sanatıyla yaptığını, Aristophanes de kendi sanatıyla yapar. Hephaistos sanatıyla Prometheus'u zincire vurur, Aristophanes de Sokrates'i. Aiskhylos bu oyunla sanki bir kehanette bulunmuştur. (Başak)

Zincire Vurulmuş Prometheus PDF indirme linki var mı?

Aiskhylos - Zincire Vurulmuş Prometheus kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zincire Vurulmuş Prometheus PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aiskhylos Kimdir?

Eshilos (Yunanca: Αἰσχύλος, Aiskhylos) (d. yak. MÖ 525/524  – ö. yak. MÖ 456/455) Antik Yunan oyun yazarıdır.

MÖ 5. yüzyılda tragedyanın asıl şeklini aldığı yazar Eshilos'tur. (MÖ 525-424) Eleusis'te doğmuştur. Bu tarih, Peisistratos'un parlak egemenliğinin onun ölümüyle son bulmasından üç yıl sonraya geliyor. Onun dönemi büyük politik kişiliklerin dönemi olmuştur. Isthenes, Miltiades, Themistokles, Kimon, Ephialtes, Perikles gibi. Tümden kişisel olan nitelikleri açısından Eshilos Eleusis site devletindeki eski bir soylu aileden gelmedir. Dönemin şairleri Pindaros, Simonides, Khoirilos, Sofokles ile ilişki içindeydi. Eshilos salt bir yazar değildi, dönemin etkin düşünürlerindendi.

Tragedya yazmaya yaklaşık MÖ 500'lerde, yani gençliğinde başlamıştır. 2. yüzyılda coğrafyacı Pausanias'a göre bir gece tanrı Dionysos rüyasına girip, ona yeni oluşmakta olan tragedya sanatına yönelmesini söyler. Eshilos rüyasından uyanınca bir tragedya yazmaya başlar. Maraton, Salamis, Pers savaşlarına katılmıştır. Tragedya yarışmalarına gençliğinde katılmaya başlamıştır. İlk ödülünü 485'te kazanmıştır. Eserlerinde koroya önem vermiş, oyunlarını mitolojiden almıştır. Tanrıların ve kahramanların en önemli ve en etkileyici taraflarını seçmiştir.

Eshilos, konuları bakımından birbiri ile ilgili üç oyunu birleştirmiş (trilogia=üçleme), sonuna bir satyr oyunu eklemiştir. Doksan kadar oyun yazmış olmasına rağmen elmizde sadece yedi tanesi ulaşmıştır. MÖ 458'de Orestia adlı trilogiasıyla (Agamemnon, Adak sunucuları, Eumenidler) son zaferini kazanmıştır. Trilogianın konusu Orestes in babasının katilinden ve annesinden aldığı öçtür. Yarışmalarda elli iki kez ödül kazandığı sanılıyor. 472'de sahnelediği Persler adlı oyunu diğerlerinden tarihi, konu olarak işleme bakımından farklıdır. Bu oyunda yazar, Atinalıların yiğitliklerini, Perslerin ağzından övüp Perslerin yenilgisini tanrılara bağlar. Elimize geçen yedi oyunundan ilk yazılanı Yalvarıcılar'da elli kişilik koro ve bir kahraman vardır. Eshilos bu oyunda tek bir oyuncu kullanırken Persler, Tebai'ye Karşı Yediler ve Zincire vurulmuş Prometheus adlı oyunlarıyla tragedyaya ikinci oyuncuyu getirmiştir ve böylece karşılıklı konuşmaların oranı artmıştır.

Oidipus'un oğullarının çatışmasını anlatan Tebai'ye Karşı Yediler ile MÖ 467'de birincilik kazanmıştır. Zincire vurulmuş Prometheus'ta koro şarkılarının azalmasıyla oyunu konuşmalar ilerletmiştir. Konusu Promethes'un ateşi çalıp insanlara öğretmesi nedenyile Zeus tarafından cezalandırılmasıdır.

Eshilos oyunun sunulması ile ilgili de maske, elbise ve yüksek ayakkabılar gibi yeniliklerde getirmiştir. Dili güç anlaşılan, ağdalı bir dildi. Toplumdaki dini ve ahlaki konuları işlemiştir. Karakterlerin derinine pek inmemiş, kahramanların kin, intikam, gurur gibi duygularını başarıyla aktarmıştır.

Eshilos kendi doğduğu yer olan Eleusis'te temellerini bulmuş Demeter tapımı Eleusian gizemlerine yönlendirilen yunanlılardan birisiydi. İsmindende anlaşılacağı gibi tapımın üyeleri bir anlamda mistik, ulaşılması güç bilgiler edinmek zorundaydı. Bu tapımın üyeleri aksi taktirde ölüm cezası alacakları koşulda tapım dışındakilerce gizemlerle ilgili hiçbir şey anlatmama, tapımın üyelerinin kendilerinden olmayana gizemler konusunda hiçbir şeyi açığa vurmama amacıyla aksi taktirde ölümle cezalandıracakları gerçeği dolayısıyla, gizemlerle ilgili detaylar çok azdır. Bununla birlikte, Aristoteles'e göre Eshilos'un oyunlarından birine gizli bölümlerle ilgili ipuçlarını gizliden aktardığı iddia edilir. Bazı kaynaklara göre halktan kızmış biri sahnede performans sırasında Eshilos'u öldürmeye çalışmış fakat Eshilos kaçmıştır. Kendisi aleyhine açılan dava için hakim önündeyken Eshilos bu yaptığının hoş görülmesini dilemiştir. Fakat onun serbest bırakılması ise sırf Pers Savaşlarında verdiği çabalardan ötürüdür.

Oyunları

Persler

Tebai'ye Karşı Yediler

Oresteia

Agamemnon

Adak Sunucuları

Yakarıcılar

Eumenidler

Zincire Vurulmuş Prometheus

Aiskhylos Kitapları - Eserleri

  • Zincire Vurulmuş Prometheus
  • Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler
  • Tebai’ye Karşı Yediler
  • Persler - Antigone
  • Agamemnon
  • Persler
  • The Suppliants

Aiskhylos Alıntıları - Sözleri

  • Sanki zehirli bir yılan Görüyorum, pusuda bekliyor, Bense, yavruları üstüne titreyen güvercin gibiyim. (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • Ne kötü, ne de iyi günümde, asla istemem Kadın kısmıyla birlikte olmayı! (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • . Benim iradem benim... "Onu senin için yumuşatmayacağım." ... (Agamemnon)
  • Ah, dayan yüreğim dayan, Bizi neler bekliyor daha! (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • Gasp ile talan kan kardeştir. Birbirine çarpar talancılar, Eli boş kalan, ötekiyle Yoldaş olmak ister talanda, Çünkü doymak bilmez, aç gözleri! (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • Ölçüsüz bir acı eziyor yüreğimi! (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • ölmüş olanlar daha mutludur, (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • . KORO: Kendimi kemiriyorum. Umudumu kaybediyorum. Ve beynim yanıyor. ... (Agamemnon)
  • (...) fikrini söyleyen bir kişi var, onun da fikri yanlış. (Persler - Antigone)
  • Hakkın ve hukukun Doğruyu gösteren aklı, yurttaşlarımla olsun! (Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler)
  • Geçmişten gelen lanetlerin yükü, Taşınamaz oluyor artık. Fırtına, Dinmek bilmiyor bir türlü! (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • Ölmüş olanlar daha mutludur. (Tebai’ye Karşı Yediler)
  • Bela rüzgarı kimseleri ayırt etmez, dört bir yana eserken, bir seni vurur bir beni. (Zincire Vurulmuş Prometheus)
  • Hiç kıskanılmayan kişinin, kıskanılacak bir değeri de yokmuş, denir... (Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler)
  • Ne tatlı şeydir uzun uzun yaşamak cana can katan umutlar içinde. (Zincire Vurulmuş Prometheus)
  • ANTİGONE Şu kısacık yaşamda dirilere yaranmaya değer mi? Öte yanda sonrasızlık bekler beni... (Persler - Antigone)
  • Suç, gizli kalmaz, er geç Yakalanır dehşet verici ışığa. (Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler)
  • Bana göre koca bir ülkeyi yöneten kişi İsabetli kararlar alamıyorsa, korkakça susuyorsa Ödleğin tekidir, her zaman da böyle düşünmüşümdür. (Persler - Antigone)
  • Eğer kurtulmak varsa Alın yazımızda, o zaman küçücük bir tohumdan bir gövde çıkar Koskoca! (Agamemnon, Adak Sunucular, Eumenidler)
  • karanlık bir bakış vardı gözlerinde kanlı yılanın. (Persler)

Yorum Yaz