akademi
diorex
Turkcella
ARTUKBEY

Yukarı Mahalle - John Steinbeck Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yukarı Mahalle kimin eseri? Yukarı Mahalle kitabının yazarı kimdir? Yukarı Mahalle konusu ve anafikri nedir? Yukarı Mahalle kitabı ne anlatıyor? Yukarı Mahalle kitabının yazarı John Steinbeck kimdir? İşte Yukarı Mahalle kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.02.2022 22:15
Yukarı Mahalle - John Steinbeck Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: John Steinbeck

Çevirmen: Püren Özgören

Orijinal Adı: Tortilla Flat

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755709079

Sayfa Sayısı: 192

Yukarı Mahalle Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Birinci Dünya Savaşı ve Büyük Buhran yıllarının boğucu atmosferinde yerleşik kalıpların dışına taşanların, gelecek kaygısı taşımayan ama bugünü de sonuna kadar yaşayanların, sistemin dışında kalmakta direnenlerin, beş parasız aylak takımının hikayesi Yukarı Mahalle.

Sıra dışı ilişkileri, tuhaf alışkanlıkları, durduk yere çıkan kavgaları, renkli karakterleri ve hatta köpekleriyle dostluğun, dayanışmanın, fedakârlığın ama illa ki neşenin kol gezdiği bu sokaklarda yoksulluk bir üzüntü, işsizlik bir yoksunluk olmaktan çıkıyor.

Küçük insanların hikayelerinden dev yapıtlar yaratan dünya edebiyatının usta kalemi John Steinbeck’in Tatlı Perşembe ve Sardalye Sokağı’yla oluşturduğu üçleme Yukarı Mahalle’yle tamamlanıyor.

Yukarı Mahalle Alıntıları - Sözleri

  • Neler ummuştuk, diye mırıldandı. Ne hayaller kurmuştuk. Hepsi gitti, hepsi bir düş gibi kaybolup gitti...
  • “Güvenilecek insan mı kaldı kuzum?”
  • Bütün kara ve çirkin şeylerin, kar gibi, bembeyaz bir karnı olduğunu öğrenmek şaşırtıcıdır. Meleklerin görünmeyen, gizli yerlerinin cüzamlı olduğunu keşfetmekse üzücüdür.
  • İnsanın bütün aradıklarını tek bir dükkanda bulması enderdir - şarap, yiyecek, aşk ve yakacak odun.
  • Temiz bir vicdandan daha rahat bir yastık var mıdır?
  • Nasıl sen şaraba bayılıyorsan, Tanrı da dualara bayılır.
  • Ve Danny, artık kırılacak pencerelere sahip olduğundan, bundan böyle tek bir pencere bile kırmayacaktı.
  • “İşte buradayız-“ diye başladı sonunda. “-kırık kalplerimizle,” diye ekledi Pilon ritmik bir tonla.
  • “Tanrı bizzat akşamın içinde,” diye düşündü. “Şu kuşlar Tanrı’mızın alnında uçuyor.”
  • “Aşkın da şarabın da azı makbuldür,”
  • “Mutluluk zenginlikten daha önemlidir,” dedi Pilon. Danny’yi paraya boğacağımıza mutlu etmeye etmeye çalışalım bence.” “Onu mutlu etmek. İşte önemli olan bu.”
  • Öykü yavaş yavaş ortaya çıkmaktaydı. Pilon da zaten böylesinden daha çok hoşlanırdı. Her şeyin bir anda ortaya dökülmesi, öykünün zevkini kaçırırdı. İyi bir öykünün sırrı, dinleyenin kendi tecrübelerine göre tamamlayacağı, eksik, yarım aktarımlarda yatar.
  • İkindi, tıpkı mutlu bir adamın yaşlanması gibi, fark edilmeksizin geliverdi.
  • Gençliğimizi, bu memleket uğruna harcadık.
  • Ders almadıktan sonra cezalandırılmanın ne yararı var?

Yukarı Mahalle İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ben çok okuyan bir okur değilim ama bana kattığı veya içine süreklediği bir kitap değil sadece korsan abimizin olayını merak etmiştim o kadar evet güzel okunabilir ama okumazsan bir şey kaybetmezsin kendi şahsi düşüncem... (Ethem özer)

Üçlemenin sırası konusunda fazlasıyla kafa karışıklığı mevcut çoğu kaynak ve kitabın arka yazısı yukarı mahalle sonuncusu dese de aslında kitapların yazım tarihlerine göre ilki yukarı mahalle. Üçlemeyi yeni bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki esasında hiç farketmez ister ilk ister sonuncu olarak okuyun sadece mekan aynı diğer iki kitapla onun haricinde başka bir bağlantısı yok. Ben ym, ss, tp sırasıyla okudum. İyi okumalar. (S.MTN)

Samimi Mahalle ve ‘sakin’ olmayanları: İnci romanını okurken Sunuş bölümünde Tomris Uyar’ın, yazarımızın Yukarı Mahalle kitabıyla ilgili; ‘ Bugün bile Steinbeck hayranlarının başuçlarından ayırmadığı bir kitap’ yorumu ilgimi canlandırdı. Tomris Uyar’ın boşuna o cümleleri kullanmayacağını, eserin gerçekten de zihnimizde güzel bir tat bırakacağına emin oldum. Roman okuduğumu hissettim. Böyle basit şekilde ifade ediyormuş gibi algılanabilir. Bunu hissetmenin ne demek olduğunu okuma alışkanlığı olan insanlar anlayacaktır eminim ki. Zaten bazı duyguların ifadesi de sıradanlaştırılmadı mı? Klişe oldu, herkesin ağzında sakız gibi alışkanlıklardan gelen cümlelerle güzel olan duyguları basitleştirmemek gerektiğini düşünüyorum. Eski Türk filmlerini izlerken her daim duygusal anlamda özlem duyarım. O filmlerde ustaca ve çok basit şekilde işlenen şu an hasret kaldığımız duygular izleyicinin yüreğine işlerdi. Kimin dediğini hatırlamıyorum ama çok yerinde bir söz var: ‘ Eğer sizin burkulacak bir yüreğiniz varsa, hayatta yüreğinizi burkacak detay çoktur’. Yürek burkulması, sıradanmış gibi mi geldi yoksa? Yukarı Mahalle’den de tam olarak o eski filmlerimizdeki tadı aldım. Bizim gibi ‘üç on ve sonrası’ yaşlardaki insanlarımızın çoğu çocukluğunda mahalle dediği yerlerde yaşamıştır. Mahalle derken öyle yüksek yüksek binaların olduğu, şehir hayatının samimiyetsiz yerlerinden bashetmiyorum; komşuculuğun olduğu, candan, gönülden insanların birbirine sahip çıktığı mahallelerden bashediyorum. Yukarı Mahalle’de öyle bir yer. Çok samimi bir ortam. İçlerinden geldiği gibi yaşayanların mahallesi. Danny’nin serseriliği, yüce gönüllülüğü, Pilon’un zekası ve gerçekçiliği, Jesus Maria’nın yardıma muhtaç olanları radar gibi bulması, Pablo’nun arkadaş canlılığı, Korsan’ın köpek sevgisi ve tertemiz iyi niyeti, Koca Joe’nun el değmemiş saflığı yani tek bir karakter odaklı olmayan ve birçok karakteri anlatan bir eser. Reçel kavanozunda şarap içmeyi, Yukarı Mahalle’nin ruhuna deyip ilk fırsatta deneyeceğim :) Okursanız ya da okuduysanız eğer, benzer olay örgüleriyle Tatlı Perşembe ve Sardalya Sokağı romanları da Yukarı Mahalle, ilk kitabı olmak üzere bir üçleme. Burkulacak bir içiniz olmasını ancak burkacak detayların hiç uğramamasını diliyorum. Teşekkür ediyorum :) (Murat Demirci)

Kitabın Yazarı John Steinbeck Kimdir?

John Steinbeck, (27 Şubat 1902 - 20 Aralık 1968) ABD'li yazar.

27 Şubat 1902'de Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaleti Salinas kentinde doğdu. 20 Aralık 1968’de New York'ta yaşamını yitirdi. 1940 Pulitzer Ödülü ve 1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi gerçekçi roman-öykü yazarı.

Bir ırgat ailesinin çocuğudur. Babası Prusyalı, annesi ise İrlandalı göçmen bir aileye mensuptur. Yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920-1926 arasında aralıklarla Stanford Üniversitesi'ne devam etti. Öğrenimini sürdürebilmek için duvarcılık, boyacılık, kapıcılık, eczacılık gibi işlerde çalıştı. Okulu bitiremedi. Öğrencilik yıllarında başladığı yazmayı sürdürdü. Irgatlık ve işçilik yaparken edindiği deneyimler, eserlerinde işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dile anlatmasına büyük katkı sağladı. İlk romanlarından başlayarak hep işçileri, yaşam koşullarını, ilişkilerini anlattı. İlk kitabı " Altın Kupa " (1929). 1936'da yayınlanan "Bitmeyen Kavga"da tarım işçilerinin grevi ve bu greve önderlik eden iki Marksisti anlattı. Amerikan çalışma sistemine keskin eleştiriler yöneltti. Üçüncü kitabı "Fareler ve İnsanlar" 1937'de yayınlandı. Bu kez iki göçmen işçi arasındaki garip ve karmaşık ilişkinin öyküsünü anlatıyordu. Kendisine "Pulitzer Ödülü" getiren ünlü romanı "Gazap Üzümleri" 1940'ta sinemaya aktarıldı. II. Dünya Savaşı yıllarında daha çok ideolojik eserler verdi. İzleyen yıllarda politikadan uzak, eğlendirici yanı ağır basan duygusal öğelerin de yer aldığı eserler ve senaryolar yazdı.1962'de edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

John Steinbeck Kitapları - Eserleri

  • Sardalye Sokağı
  • Fareler ve İnsanlar
  • Al Midilli
  • Altın Kupa
  • Ay Batarken
  • Bir Savaş Vardı

  • Bitmeyen Kavga
  • Cennet Çayırı
  • Gazap Üzümleri
  • İnci
  • Kaygılarımızın Kışı
  • Kısa Süren Saltanat
  • Tatlı Perşembe

  • Yukarı Mahalle
  • Alev
  • Bilinmeyen Bir Tanrıya
  • Cennetin Doğusu
  • Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında
  • Uzun Vadi
  • Ak Bıldırcın

  • Ben Bir Devrimciyim
  • A Russian Journal
  • Mektuplarda Bir Yaşam
  • Çılgın Dünyadan Uzak
  • Kaçış
  • The Forgotten Village
  • Savaş Üzerine Mektuplar

  • Asiler Otobüsü
  • Krizantemler
  • Bir Numaralı Evde Olanlar
  • Zapata
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Cennetin Doğusu 2
  • Of Mice and Men/Cannery Row

  • The Vigilante
  • Siçanlar və insanlar haqqında

John Steinbeck Alıntıları - Sözleri

  • Jody, annesinin sesinin tonuna göre, yüzünün ifadesinin nasıl değiştiğini bilirdi. (Kaçış)
  • Birşeyi çok fazla istemek iyi degildir (İnci)
  • İnsanın yüreğinin iyi olması için akla gerek yoktur. (Fareler ve İnsanlar)
  • "Seçtiğin yol aydınlık. Parıldıyor ilerisi." (Krizantemler)
  • Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen, ben. Biz artık geçmiş zamanız. (Gazap Üzümleri)
  • «Pişmanlık getir, çünkü Öbür Dünya’ya yolculuk yakın!» (Asiler Otobüsü)

  • Herkes iyi olsun diyor...oysa insanlar iyi değildir. (Kısa Süren Saltanat)
  • "... Sanki seni de düşümde görmüşüm, gerçek değilmişsin gibi geliyor..." (Mektuplarda Bir Yaşam)
  • Bir an ya sürdü, ya sürmedi. Kalan kaldı geride. Arkasına bakmadı. (Krizantemler)
  • İnsanın başka şeyi yoksa, sahip olduğu her neyse onunla övünür. (Cennetin Doğusu)
  • Yalnızlığın yalnız kalmaktan başka çaresi yok. (Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında)
  • Ailesi yeteri kadar büyüyenler onu bütün diğer ailelere karşı yetiştirdiler... Cemaatler ortaya çıktığında ise her cemaat kendini öteki cemaatlere karşı savunmaya girişti... (Ben Bir Devrimciyim)
  • "İnşaatçılar hiçbir zaman ev yapmazlar; onlar yuva yapar..." (Ben Bir Devrimciyim)

  • Düşmanın bize yapamadığını biz kendi kendimize yapıyoruz. (Kısa Süren Saltanat)
  • Komünistler tarafından kapitalist ve kapitalistler tarafından da komünist olarak damgalanan bir kitabımı hatırlıyorum. Duygular, her zaman olduğu gibi, düşüncelerden daha öndeydi. (Ben Bir Devrimciyim)
  • karanlığın arkasına saklanmaya ışıktan kaçmaya çalışma . dünya yıkıldı da sen altında mı kaldın yoksa ? (Alev)
  • "Hiçbir şey hissetmiyorsun." (Ak Bıldırcın)
  • İnsanın oda öyrəşməsi üçün, bəlkə də, yarım milyon il lazım olub. Fəqət oddan-alovdan da qorxulu olan bu qüvvəni dərk etməyə heç on beş milyon il də bəs eləməz. Onu ram edəcək başqa bir şey tapılmayacaqmı? Əgər mənəviyyat aləminin qanunları şeylər aləminin qanunları ilə eyniləşərsə, ruhun məğzi dəyişərmi, görəsən? Budurmu mənim, bizim hiss etdiyimiz? (Seçilmiş Əsərləri)
  • Keşke o kadar cesur olduğumuzu düşünmeseler. Ben o kadar cesur olmak istemiyorum. (Bir Savaş Vardı)
  • Saati saatine uymaz, netameli bir ırmaktır San Ysidro. Yılın yarısında ölüdür, öbür yarısında da öldürücü. (Asiler Otobüsü)

Yorum Yaz