dedas
Turkcella

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kimin eseri? Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kitabının yazarı kimdir? Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer konusu ve anafikri nedir? Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kitabı ne anlatıyor? Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer PDF indirme linki var mı? Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kitabının yazarı Heinrich Böll kimdir? İşte Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.04.2022 08:00
Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Heinrich Böll

Çevirmen: İlknur İgan

Orijinal Adı: Wanderer, kommst du nach Spa...

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750714023

Sayfa Sayısı: 208

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Heinrich Böll, İkinci Dünya Savaşı yıllarını anlattığı eserlerinde, anlamsız yere ölüme giden, katılmak zorunda bırakıldıkları savaşı gönülsüz sürdüren insanların korkularını, nefretlerini ve savaşın onların yazgılarını nasıl çizdiğini anlatır. Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer'de yer alan öyküler, savaş alanlarında değil de okuldan bozma hastanelerde, tıklım tıklım askerle dolu trenlerde, istasyonlarda, bombalanmış kentlerde, yoksul evlerdeki küçük insanların acılarını dile getiriyor. Böll, bu öykülerinde yalın ve rahat diliyle okuyucuyu hiç zorlamadan, gereksiz süslemelere ihtiyaç duymadan savaş yılları ve sonrasının atmosferini ve duyguları ustaca aktarıyor. 

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer, adı dile getirilmeyen büyük bir savaşta küçük roller oynayan adsız insanların yaşamlarına davet ediyor okuyucuyu. Yıkıma tanık olanların, hiçlikte var olmaya çabalayanların yaşamlarına...

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer Alıntıları - Sözleri

  • "Göğün karanlık kubbesinde yıldızlar kurşuni gümüşten donuk noktalar gibi duruyordu. "
  • "Evet, artık otuzumuzdayız. Rus Devrimi'nin yaşında... " "Pisliğin ve açlığın yaşında..." "Savaşın... savaşın yaşındayız..." "Biraz daha genciz..." "Haklısın. Müthiş genciz."
  • "Sessizlik ve karanlık birbirinin içinde erimiş ve muazzam bir ağırlık gibi ensemize çökmüştü"
  • "Yüreğimin gizli bir bölmesinde derin ve dehşetli bir korku duydum ve kalbim şiddetle çarpmaya başladı :Tahtada benim el yazım vardı. "
  • "Üşüdüm. Bu gece nerede uyuyacağım, nerede tekrar biraz huzur bulacağım, diye düşündüm. Ah, yüzümü şu kara saçlara gömemez miydim? Başka başka hiçbir şeye gerek yoktu..."
  • "Sargılarımı çözmüşlerdi ve kollarım yoktu, sağ bacağım da yoktu "
  • "Dipsiz bir uçurumun üzerindeki çok dar bir kalasta yürüyormuş gibi düşündüm kendimi. Çok emin yürüyordum ama aynı zamanda tehlikenin tüm dehşetini de hissediyordum... Korkuyordum ama aynı zamanda düşmeyeceğimden de emindim."
  • "Böyle anlarda bazen de öldüğümü, belirsizliğin azap dolu cehennem girişinde beklediğimi sanıyordum. "
  • "Gerçeklik denen şey, onunla alay eden başka bir gerçekliğin karanlık ve tekinsiz yasalarıyla dağılıp gitti."
  • "Yağmur yağdı, güneş açtı, ben yaşlandım ve buradan gidiyorum. "
  • "Öyle harika kafayı buldum ki kendimi neredeyse mutlu hissediyordum. " .... "... sonra savaşı hiç aklıma getirmezdim."
  • "Sürüklemem gereken yük, dünyanın yükü ağırdı. Ben ona, o bana görünmez iplerle bağlıydık ve artık beni, kayan bir yükün bitkin bir yük hayvanını kaçınılmaz biçimde uçuruma itmesi gibi çekiştirip zorluyordu. Şu görünmez iplerle karşı tüm gücümle direniyordum, adımlarım kısaldı ve güvensizleşti, kendimi ümidini yitirmiş bir hayvan gibi iplerin basıncına terk ettim "
  • "Ve ben gözyaşlarımdan utandım... "
  • "Yapacak bir şey yok, "dedi ve tekrar uzandı, "sen de uzan beklemek zorundayız. " .... ... Ve orada öylece yatıp bekledik, korku ve umutla dolu, üşüyerek...
  • "Bir şey dilemem isteseydi, bir somun ekmek isterdim, martıları beslemek... " ... "Ama ben de onlar gibi açtım, yorgundum, yine de kederime rağmen mutluydum, çünkü ellerim ceplerimde orada durmak, martıları seyretmek ve kederi yudumlamak güzeldi."

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer İncelemesi - Şahsi Yorumlar

#HeinrichBöllKülliyatı~~~: Yazarla tanışma kitabım Katharina Blum un Çiğnenen Onuru olup seçtiği evrensel konuya bayılmıştım ama bu konuyu çok duygusuz soğuk 1şekilde anlatmış olmasına çok kızmıştım ama tabi nezaman medya ile alakalı 1 haber görsem aklıma bu kitap gelir... Külliyatini bitirmeye karar verdiğim Heinrich Böll hikayelerinin olduğu "Yolcu, Sparta ya Varırsan Eğer", 25 kısa hikayeden oluşup yazarı daha çok tanımak adına okuduğum ama beklentimin üstünde, savaş yılları ve sonrasının atmosferini yalın 1dille süslemeden anlatan hikayelerdi, hepsiyle ayrı 1bağ kurdum... Hayatı vereceği cevaba bağlı olan yaraların kaynadığı sürece savaşın asla bitmeyeceği hayat boyu hapse mahkum edilmiş insanlar, nereye gideceği bilinmezlik içinde yabancı olan heryerde 1nefesle 1likte olmak, yokoluş içinde bile en garip şeyleri kurtarıp hayatımızın mesleğine sahip olmak, göz göze gelmeyi dilediği süpürgeciyle sahip olunan tek yetenegin oluşması, hep ölüm sırası bende oluyor diyen çocuğun sırasının değişmesini istemesi, bacağının değerini hesaplarken ölümden kurtulan insanlarin yaşadığı durum, Fuhrerin görev anlayışı kısmında görev anlayışının manidarliğı yaralanmış olursa bile 1yerlere gitme zorunluluğu, tek kelime söylemeden çok şey anlatılan vedalar, köprüden geçenlerin görmeden artık bilinmesi ve siramizin toprağın altında gözden kaybolmamiz gibi 1cok hikaye çok güzel anlatılmış çok severek okudum, yazarı tanımak adına iyi 1baslangıç kesinlikle tavsiyemdir... (Ayşe...)

anlatım olarak durgun bir ilerleyiş ve yer yer çok keyifsizce okudum,savaş ortamındaki insanların duyguları daha yoğun verilebilirdi,sadece tek bir kişinin aktarımıyla öyküler birbirini takip eden konular ile ilerliyor,katılmak zorunda kaldığı savaşlarda bunu sorgulamaya çalışan,ölenler için yapılan tek şeyin isimlerin kazıtıldığı heykeller,sokaklar, kurumlar ve böyle bir ortamda sevginin arayışında kalanlar. (kübra)

Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer PDF indirme linki var mı?

Heinrich Böll - Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Heinrich Böll Kimdir?

1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. 1917'de Köln'de doğdu. 1924 yılında okula gitmeye başladı. 1937'de liseyi bitirdi. 17 yaşında şiir yazmaya başladı. 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, doğu ve batı cephesine gönderildi. 1945 yılının nisan ayından eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu. Savaş bitip Köln'e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü hem çalıştı. 1947 yılında ilk kısa öyküsü Haberci, sonra ilk romanı Ademoğlu Neredeydin?, Ve O Hiç Bir Şey Demedi yayınlandı. Yapıtlarında İkinci Dünya Savaşı'nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlattı.

"Ve O Hiçbir Şey Demedi" adlı en ünlü romanını yazarken aklında tek bir gerçek vardı. Savaş yanında yoksulluk ve zor koşullar getirmiş, hayatını değiştirmişti. Mayına bastığı için yaralanan dizini iyileştirebilmek için para gerekliydi. O yüzden Böll, 5 gün evden çıkmadan bu eseri yazdı. Yayınevinden aldığı para ile de dizini eski hale getirmeyi başardı ve yazar olarak kariyeri devam etti.

Daha sonra yazdığı Babasız Evler adlı romanını, kendi babasını yitirmesinin ardından değil; ama çevresinde savaş yılları sonrasında acı çeken onlarca çocuğu gördükten sonra yazmıştır. Kendisi, savaş sonrası koşullardan, yoksulluk, açlık ve hastalık gibi sıkıntılardan hem kendi geçtiği, hem de çevresinde bu durumlardan acı çeken birçok insan gördüğünden, hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istememiş, kendi deyimiyle "Böyle bir dünyaya çocuk getirmek" istememiştir.

16 Temmuz 1985 tarihinde, çalan kapı ziline koşarken merdivenden yuvarlanarak hayatını kaybetmiştir.

Heinrich Böll Kitapları - Eserleri

  • Palyaço
  • Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru
  • Ve O Hiçbir Şey Demedi
  • İlk Yılların Ekmeği
  • Trenin Tam Saatiydi
  • Ademoğlu Neredeydin?
  • Babasız Evler
  • Cüce ile Bebek
  • Dokuz Buçukta Bilardo
  • Fotoğrafta Kadın da Vardı
  • Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer
  • Balık Tutma Dersi
  • Doktor Murke'nin Suskunluk Külliyatı
  • Solgun Köpek
  • Frankfurt Dersleri
  • Savaş Bitince
  • Melek Sustu
  • İrlanda Güncesi
  • Gül ve Dinamit
  • Nehir Kıyısı Kadınları
  • Denemeler
  • Hekayələr
  • The Stories of Heinrich Böll
  • Групповой портрет с дамой
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Cüce ile Bebek - Ve O Hiç Bir Şey Demedi
  • Frankfurt Konferansları
  • Die Spurlosen

Heinrich Böll Alıntıları - Sözleri

  • Günümüzde belli nedenlerden ötürü şeyhler kovboylardan daha çok seviliyor. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • Mezarlıklara gitmek çocukken bile hoşuma giderdi. Genç bir adama hiç yakışmıyor dedikleri bu tutkuya daha o zamanlar kaptırmıştım kendimi. Ama bütün bu isimler, bu çiçek tarhları, her harf her koku ... Hepsi bana, bir gün benim de öleceğimi hatırlatıyor... (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Nasıl ölürsen öl, mektupta hep şu yazılı olacak: Büyük Almanya uğrunda ölmüştür. (Trenin Tam Saatiydi)
  • Sıklıkla dünyayı değiştirmek gibi bir amaç gütmeyen yazarların kitaplarının, böyle bir amaç güden yazarlarınkinden daha çok dünyanın değişmesine katkıda bulunması, yazma eyleminin cilvelerinden biridir. (Gül ve Dinamit)
  • İnsanlar an­cak kendilerini güven içerisinde hissettikleri zaman rahat ve neşeli olabilirler; en önemli şey güven duygusudur. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Öyle harika kafayı buldum ki kendimi neredeyse mutlu hissediyordum. " .... "... sonra savaşı hiç aklıma getirmezdim." (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Göğün karanlık kubbesinde yıldızlar kurşuni gümüşten donuk noktalar gibi duruyordu. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • Anımsanan yalnızca düşlerdir aslında. (Solgun Köpek)
  • Kimin bakabilecek gözleri varsa, o kimse için saydamlık kazanır nesneler ve böyle biri nesnelerin içyüzünü görmeye, onların içine göz gezdirmeye kalkışabilir. (Gül ve Dinamit)
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı. On altı yaşında bir çırak olarak kente geldiğim zaman açlık bana bütün fiyatları öğretmişti. (İlk Yılların Ekmeği)
  • Benimle neden evlendin, mesela bunu söyle. “Kahvaltı için “dedim. Ben birisini arıyordum, kendisiyle ömrüm boyunca kahvaltı edebileceğim birisini.. (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Adam düzenden hoşlanır ancak düzenli olamazdı. (Dokuz Buçukta Bilardo)
  • Sanat için ilginç olan, yanmış, kavrulmuş şeydir, küldür, anımsamaların külüdür beri yandan, geleceğin külüdür. Hal (şimdiki zaman) diye bir şey yoktur. Benim bir satır önce söylediklerim geçmişe karışır, bir anıya dönüşür. Hal'de tutunmaya çalışan, geçiciliklerden bir parça kalıcılık koparmaya çalışan tek şey varsa, o da sanattır, külden, bir avuç toz ve topraktan ya da pislikten bir şeyler kotarmak için çırpınıp duran sanat. (Gül ve Dinamit)
  • Yasal ve iyi organize olmuş bir hayır kurumu dışında dinsel ve sosyal alanlar arasında herhangi bir insani ilişki aranıp bulunsa,kiliseler yalnızca Tannı'ya inandıkları için kendilerini topluma değil de insani olana adayan bir kişiyi ya da grubu yok etmek için ateist bir toplumla birlik olsalardı, doğrusu buna hiç şaşırmazdım. (Frankfurt Dersleri)
  • artık bağımsız olmak ve işimi serbest meslek biçiminde yürütmek istiyordum. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Yağmur yağdı, güneş açtı, ben yaşlandım ve buradan gidiyorum. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Yeryüzünde varoluşumuzun nedeni nedir ?" (Babasız Evler)
  • Genç yaşlarında ihtiyarlamış böyle dedeleri ne yapmalı? (Frankfurt Dersleri)
  • Aylar öncesi atom denemelerinde radyoaktif ışınların saldırısına uğrayan Japon balıkçıları neredeyse unutulmuş bulunuyor; oysa resimlerini gazete ve dergilerden kesip kartonlara yapıştırmamız ve odalarımızın duvarlarına asmamız gerekirdi. Çünkü adı geçen balıkçılar, yeni bir tür ölümün kurbanlarıdır. Birkaç gün güncel kalmış, bir dehşet dalgası kısa bir süre dünyayı gezip dolaşmış, Japonya'daki geçenlerin anlamı sezilmeye başlanmıştır. İnsanlığın topluca intihar olasılığı, ilk kez açığa vurmuştur kendini. Japon balıkçıları ve onların başına gelenler, pek çok şey gibi kısa bir süre güncellik kazanmıştır. Ama söz konusu tarihte gerçekten olup bitenler anlaşılamamıştır pek; üzerimize düşen yağmur, soluduğumuz hava bu yeni ölümü içinde taşıyabilir. Fırınlarda hamur yoğuranlar, farkında olmadan ekmeğimizin içine katabilir bu yeni ölümü; postacılar, onu postayla evimize kadar alıp getirebilir. (Gül ve Dinamit)
  • Haksız kazanılmış parayla kendinize dostlar edinin!Bu durum da ruhu etkiler. (Fotoğrafta Kadın da Vardı)

Yorum Yaz