diorex
sampiyon

Yeniay - Stephenie Meyer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yeniay kimin eseri? Yeniay kitabının yazarı kimdir? Yeniay konusu ve anafikri nedir? Yeniay kitabı ne anlatıyor? Yeniay PDF indirme linki var mı? Yeniay kitabının yazarı Stephenie Meyer kimdir? İşte Yeniay kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 30.04.2022 03:00
Yeniay - Stephenie Meyer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Stephenie Meyer

Çevirmen: Öncü Saraç Tüzüner

Editör: Ayşe Tunca

Orijinal Adı: The Twilight Saga: New Moon

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: 9789944821100

Sayfa Sayısı: 440

Yeniay Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İlk kitabı Alacakaranlık'la büyük başarı elde eden genç yazar Stepheni Meyer Publishers Weekly dergisi tarafından 2005'in en çok ümit veren yazarlarından biri seçildi. Eserleri 20'den fazla dile çevrilen yazarın ikinci kitabı Yeniay da Alacakaranlık'la birlikte raflarda!

New York Times En Çok Satanlar Listesinde 1 Numara!

"Gençler bu yeni maceraya bayılacak ve yeni kitapları sabırsızlıkla bekleyecekler!"

-Booklist-

Edward ve Cullen Ailesi'nin diğer üyeleri Bella'nın doğum günü için bir parti verirler, fakat Bella ısrarla karşı çıkar. Çünkü ortada büyük bir sorun vardır; Edward sonsuza dek genç kalacaktır, peki ya Bella? Kâbuslar, sırlar, imkânsızlıklar, seçimler ve kararlar... Bella ve Edward'ı yine sorlu bir mücadele bekliyor.

Alacakaranlık'ın kahramanlarının aşk ve heyecan dolu macerası Yeniay'da hız kesmeden devam ediyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Yeniay Alıntıları - Sözleri

  • tamir edilemeyecek kadar çok kırılmıştım.
  • bekledim, neyi beklediğimi bilmeden bekledim.
  • kendimi o korkunç kâbuslardan birinin içinde, kapana kısılmış gibi hissediyorum. hani koşarsınız, ama yine de vücudunuzun yeteri kadar hızlı gitmesini sağlayamazsınız.
  • yüzümde kocaman bir gülümseme olmasına rağmen her an ağlayacakmışım gibi hissediyordum.
  • sanki beynimin içinde sürekli damlayan bir musluk vardı ve ben onu ne kapatabiliyordum ne de duymazdan gelebiliyordum.
  • hatırlamanın yasak, unutmanın korkunç olduğu, zor bir çizgide yürüyordum.
  • Onun acısı, benim acımdı.
  • İnsan kendi mutluluğunu hiç bu kadar aptalca berbat eder mi?
  • Tamir edilemeyecek kadar çok kırılmıştım
  • “Bütün dünya bana oldukça uzak görünüyordu.”

Yeniay İncelemesi - Şahsi Yorumlar

https://merilands.com/yeniay-stephenie-meyer-alacakaranlik-serisi-2-kitap-incelemesi/ ”Çok garipti, ikimizin de ölümcül bir tehlike içerisinde olduğumuzun farkındaydım. Yine de kendimi iyi hissediyordum. Kalbim yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyor, kanım damarlarımda sıcacık akıyordu. Ciğerlerim Edward’ın teninden gelen tatlı mayhoş bir kokuyla dolmuştu. Sanki göğsümde hiç delik olmamıştı. Harika hissediyordum, iyileşmemiştim ama sanki hiç yaralanmamış gibiydim.” Stephenie Meyer’in bir insanla bir vampirin aşkını konu alan, döneminin en popüler fantastik serisi, Alacakaranlık serisinin ikinci kitabı, Yeniay ile hız kesmeden devam ediyor. Bella Swan, tanıdığı vampir ailesinin aksine vampirlerin korkunç olduğunun göstergesi olan James, Laurent ve Victoria’yı tanıdıktan sonra aslında hiçbir şeyin toz pembe olmadığını anlamıştır. James adındaki iz sürücü vampirin, sırf eğlence olsun diye Edward’ın zaafını kullanarak sevdiği kadının peşinden gitmesiyle macera başlamış, ilk kitap Alacakaranlık‘ın son 250 sayfası bu macera çerçevesinde ilerlemiştir. Bella, tüm kaçma planlarına rağmen annesinin üzerinden James’in oyununa gelmiş ve neredeyse ölümle burun buruna gelmiştir. Neyse ki yakışıklı ve kahraman vampirimiz Edward, aile üyelerini de alarak sevdiği kadını kurtarmak için elinde gelenin en iyisini yapmıştır. Bu, ısırılmasına rağmen Bella’nın kanındaki zehri çekmeye kadar gidecektir. Bella, bir şekilde iz sürücü James tarafından ısırıldığında daha fazla kanına bulaşmaması için Edward’ın bir an önce, Bella’nın kanındaki zehri atması gerekiyordur. Bunun için de vampir dişlerini koluna geçirerek kanındaki zehir gidene kadar emmesi gerekiyordur. Fakat henüz insan kanına dair bağışıklık kazanmamıştır ve Bella’nın kanını bir kez tattığında duramamaktan korkuyordur. Ama Forks hastanesinin harika doktoru Carlisle, manevi oğlunu cesaretlendirir ve bu kez, Bella vampir olmaktan ve bununla birlikte ölümsüz olmaktan kurtulur. Tabii ki 17 yaşındaki kızımız, bu konudan pek memnun değildir. Yaşadığı trajediden sonra Bella’nın aklında artık tek bir şey vardır; o da tıpkı Cullenlar gibi olabilmek, yani ölümsüz bir vampir olmak. Bella, Edward’ın sonsuza kadar yaşayıp da kendisinin yaşlılıktan öleceğini düşünerek tamamen vampir olmaya yoğunlaşmıştır. Öyle ki Alice, görü yetenekleri sayesinde Bella’nın bir gün onlardan biri olacağını görmüştür. Bella da acılar içerisinde bunu duymuştur ve vampir olma düşüncesiyle yanıp tutuşuyordur . Ama bu fikir Edward’ın hoşuna gitmiyordur. Bella’nın ruhunun kendisi için ölmesini istemiyordur, bu sefer onun sonsuza kadar insan kalması için her şeyi yapacaktır. Bu, Bella’nın iyiliği için onu sonsuza kadar terk etmeye kadar varsa bile… Bella, rüyalarında dahi kendi yaşlılık hallerini görürken, ne kadar Edward karşı çıksa da vampir olma hayallerine devam ediyordur. Derken Edward, o an mantıklı gelen şeyi yaparak, sevdiği kadının kendisi yüzünden neredeyse ölüyor olacağını bir türlü zihninden atamıyordur. Bunun için de onun daha iyi olabilmesi için, ona hiçbir tercih hakkı bırakmadan terk etmeye karar verir. Yaşanan hiçbir şey gerçek değilmiş gibi ailesini de alarak ortadan kaybolur. Bu durum, Bella’nın acılar içerisinde ve tamamen bomboş bir dört ay geçirmesine neden olur. Boşlukta geçirilen dört aydan sonra, bir diğer beyaz atlı prens adayımız ortaya çıkar. İlk kitaptaki yakışıklı Jacop Black tabii ki. (Ah, vallahi gerçek hayatta öyle olmuyor, acını, ne kadar zaman geçerse geçsin paşa paşa tek başına atlatıyorsun ve tek başına toparlamak zorunda kalıyorsun.) Neyse, Bella, babası Charlie’yi bile almak istemediği karanlık kuyusundan çıkmaya karar verdiğinde yeniden Jacop ile arkadaş olur. Araları gün geçtikçe daha iyiye gidiyordur ve Edward’ın yarattığı boşluk hissini, Jacop sayesinde bir süre de olsa görmezden gelebiliyordur. Bir de Jacop ile geçirdiği zamanlarda bir şey fark etmiştir. Kendisine zarar verecek herhangi bir aktiviteler uyguladığında Edward’ın uyaran sesini canlı bir şekilde duyabiliyordur. Bu, zihnini kurcalıyor olsa da aylar sonra onun sesini duyuyor olmak canlılığını korumasına yardımcı oluyordur. Edward, Bella’nın hayatını daha fazla tehlikeye atmamak için gitmiştir, ama artık Bella’nın hayatı ve ailesi olduğundan daha tehlikeli bir hal almıştır. James’in ölümünden sonra arkadaşı Laurent ve eşi Victoria peşine düşmüştür. Victoria, kocasının ölümünün intikamını almak için korkunç planlar yapıyordur. Laurent ise sırf Bella’nın daha acısız ölmesi için bunu kolay yoldan yapmayı planlıyordur. Bella’nın hayatını bu sefer Quileute kabilesi tarafından kurtarılmıştır. Quileute Kabilesi, Amerikan yerlilerinin oluşturduğu La Push’ta bulunan bir kabiledir. Bir kurt adam kabilesidir ve zamanı geldiğinde, Sam Ulley’in önderliğindeki kabileye Jacop Black de katılmıştır. Bu, Bella ve Jacop’ın arkadaşlığını ilk başta olumsuz bir şekilde etkilese de bir süre sonra bunun da bir yolunu bulmuşlardır. Jacop, artık bir kurt adamdır. Hem de Bella’yı seven bir kurt adam. Bella’nın hayatı, Edward olmadan bile trajik bir şekilde ilerlerken Bella, bir gün yine Edward’ın varlığını hissetmek için kendisinin bile aklı almayacağı bir şey yapar. La Push’ta, bir süre önce Jacop ile gördüğü kayalıklara gider ve sırf eğlence olsun diye uçurumdan atlar. Yapmadan önce Edward’ın uyaran sesini yine duyar, ama onları yine umursamaz. Bu yaptığı düşüncesizce hareket yüzünden ikinci defa ölümle burun buruna gelir, ama yine kurtulur. Bu sefer Jacop Black onu kurtarmıştır, ama bu yaptığı şey, hiç beklemediği bir sonuç doğuracaktır. O gece, beklemediği bir ziyaretçi evine gelir. Alice, gördüğü görüler içerisinde Bella’yı bir uçurumdan atlarken görmüştür ve bunu bir intihar girişimi olarak algılayıp, onu durdurmaya gelmiştir. Bella bu düşüncesizce olan hareketi, sadece eğlencesine yaptığını söylese de tıpkı Alice’in o an inanmadığı gibi Edward da inanmamıştır ve sevdiği kadının öldüğünü düşünmüştür. Bunun akabinde, onsuz bir hayat geçiremeyeceği için İtalya’ya, Volturileri kışkırtmaya, yani yok edilme fermanını imzalamaya gitmiştir. (Ah Bella, vallahi Edward balımı hak etmiyorsun.) Şimdi Bella’nın tek amacı Edward’ın kendi canına kıymadan onu kurtarmaktır. İkisinin de yaptıkları, korkunç sonuçlara gebe olmuştur. Aralarındaki aşk, kendilerini ve ailelerini beklemedikleri bir kaosa sürüklemiştir. Bella ve Edward, aşk uğruna zorlukların üstesinden gelebilecekler midir? * Alacakaranlık serisinin ikinci kitabı Yeniay, Edward açısından yoğun bir kitap olmasa da Bella ve Jacop açısından bir başlangıç kitabı niteliğinde. Aynı zamanda, bu sayede kurt adamların hayatına da ilk kez adım atabiliyoruz. İlk kitapta da söylediğim gibi, Yeniay kitabında Jacop’tan daha fazla söz edilmiş ve kurt adam soyu yeteri kadar ön plana çıkmış. Bununla birlikte, Edward’ın İtalya’ya gitmesinden sonra vampirlerin korkunç yanlarını da keşfediyoruz. Bella, her vampirin Cullenlar gibi iyi niyetli olmadığını fark ediyor. Ve bu, Volturileri yüzeysel olarak gördüğümüz sahnelerdi, ilerleyen kitaplarda daha fazla göreceğiz gibi görünüyor. Yeniay, hem Bella ve Edward’ın aşklarının artık koparılamaz bir bağ ile kurulduğunu, bununla birlikte Bella’nın vampir olma sürecine dair bir başlangıç kitabıydı. İlerleyen kitaplarda daha aksiyonlu ve kırılma noktalarının fazla olduğu iki devam kitabı göreceğiz gibi görünüyor. Alacakaranlık Yeniay, pişman olmayacağınız bir kitap. (İrem Mumcu)

Bella Swan çok sevdiği Edward tarafından terk edilmiş ve büyük bir depresyona girmiştir. Amaç her ne kadar Bella’nın beladan uzakta durup mutlu olması olsada Bella bunu haksızlık görür. Bu süreçte yanında olan en önemli insan kurtadam olan Jakedir. Ve kurtadamların tek düşmanı da vampirlerdir. Üstelik Bella ne zaman tehlikeli bir iş yapsa Edward’ın hayalini görmektedir. Yoğun bir aşk acısı ve depresyonu görebiliyorsunuz. Eğer aşk acınız varsa okumamalısınız. Kurgusu olağanüstü. (fatma CALAYIR)

Bella, Edward’ın sonsuza kadar yaşayıp da kendisinin yaşlılıktan öleceğini düşünerek tamamen vampir olmaya yoğunlaşmıştır. Öyle ki Alice, görü yetenekleri sayesinde Bella’nın bir gün onlardan biri olacağını görmüştür. Bella da acılar içerisinde bunu duymuştur ve vampir olma düşüncesiyle yanıp tutuşuyordur . Ama bu fikir Edward’ın hoşuna gitmiyordur. Bella’nın ruhunun kendisi için ölmesini istemiyordur, bu sefer onun sonsuza kadar insan kalması için her şeyi yapacaktır. Bu, Bella’nın iyiliği için onu sonsuza kadar terk etmeye kadar varsa bile… (Bilgisayarcı Kız)

Yeniay PDF indirme linki var mı?

Stephenie Meyer - Yeniay kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yeniay PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Stephenie Meyer Kimdir?

Stephenie Meyer (d. 24 Aralık 1973) Alacakaranlık serisi ile tanınan ABD'li yazardır. Otuz yedi farklı dile çevrilen Alacakaranlık romanları dünya çapında yetmiş milyondan fazla kopya sattı. Alacakaranlık romanının aynı adlı film uyarlaması ise 21 Kasım 2008'de gösterime girdi ve yaklaşık 380 milyon dolar hasılat elde etti. Meyer'in ayrıca Göçebe (The Host) adlı bir bilim kurgu romanı da vardır. Meyer USA Today tarafından 2008'de "Yılın Yazarı" seçildi. Alacakaranlık'ın en çok satan kitap olduğu 2008'de Meyer'in kitapları toplamda 22 milyon satarken yazar da o senenin birincisi oldu.

Stephenie Meyer Kitapları - Eserleri

  • Alacakaranlık
  • Yeniay
  • Şafak Vakti
  • Tutulma
  • Göçebe
  • Gece Yarısı Güneşi
  • Kimyager
  • Bree Tanner'ın İkinci Hayatı
  • Alacakaranlık Yaşam ve Ölüm
  • Alacakaranlık
  • Midnight Sun Partial Draft
  • Twilight: The Graphic Novel, Vol. 2
  • The Twilight Saga

Stephenie Meyer Alıntıları - Sözleri

  • “Canavarlar, canavarca davranışların sonucu oluşurlar.” (Tutulma)
  • « .. hayaller yalnızca geride iltihaplı yaralar bırakıyordu.» (Şafak Vakti)
  • "Yine alacakaranlık," diye mırıldandı. "Başka bir son daha. Günün ne kadar mükemmel olduğunun bir önemi yok, her zaman sona ermek zorunda." (Alacakaranlık)
  • Aşkta mantık yoktur. Birini ne kadar çok severseniz, her şeyin daha az anlamı olur. (Alacakaranlık)
  • " Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.. " (Alacakaranlık)
  • "Kimse sana söylemedi mi? Hayat adil değildir." (Midnight Sun Partial Draft)
  • “Kimse sana söylemedi mi? “ “Hayat adil değildir!” (Midnight Sun Partial Draft)
  • “Sanki ruhumu görebiliyormuş gibi, o da bana baktı. Sanki gördüğü ruhu sevmiş gibi.” (Şafak Vakti)
  • “Onu nefes almak gibi, bir ihtiyaç gibi istiyordum, yani bu bir seçim değil, zorunluluktu.” (Şafak Vakti)
  • Diğer yarını bulduğunda seni bağlayacak hiçbir kural yoktur.. (Tutulma)
  • bekledim, neyi beklediğimi bilmeden bekledim. (Yeniay)
  • “Bütün dünya bana oldukça uzak görünüyordu.” (Yeniay)
  • “Bulutları halledebilirim ama bir tutulma ile savaşamam.” (Tutulma)
  • "Biraz daha anlatsana," dedim umutsuzca. Ne anlattığının bir önemi yoktu, sadece sesini duymak istiyordum (Alacakaranlık)
  • İnsan kendi mutluluğunu hiç bu kadar aptalca berbat eder mi? (Yeniay)
  • Canavarlar, canavarca davranışların sonucunda oluşurlar. (Tutulma)
  • kendimi o korkunç kâbuslardan birinin içinde, kapana kısılmış gibi hissediyorum. hani koşarsınız, ama yine de vücudunuzun yeteri kadar hızlı gitmesini sağlayamazsınız. (Yeniay)
  • Önemli olan onu sevmemdi; hem de mümkün olabileceğini düşündüğümden de çok. İstediğim her şey oydu; istediğim tek şey oydu. (Alacakaranlık Yaşam ve Ölüm)
  • Ben meraklı bir adamım. Çok meraklı bir adamım, buna hiç şüphe yok. (Göçebe)
  • Zihninin şaşırtıcı işleyişi her zaman ilgi çekiciydi. (Gece Yarısı Güneşi)

Yorum Yaz