Yaz Çılgınlığı - Truman Capote Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaz Çılgınlığı kimin eseri? Yaz Çılgınlığı kitabının yazarı kimdir? Yaz Çılgınlığı konusu ve anafikri nedir? Yaz Çılgınlığı kitabı ne anlatıyor? Yaz Çılgınlığı PDF indirme linki var mı? Yaz Çılgınlığı kitabının yazarı Truman Capote kimdir? İşte Yaz Çılgınlığı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Truman Capote
Çevirmen: Püren Özgören
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755703084
Sayfa Sayısı: 142
Yaz Çılgınlığı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkinci Dünya Savaşı´nı izleyen yıllarda New York´ta yaşayan zengin bir ailenin kızı olan Grady McNeil, yaklaşan yaz tatilini yalnız geçireceğini öğrenince çok sevinir. Ailesinin seyahate gitmesi ile özgür ve mutlu bir dünyanın kapılarını aralayan Grady´yi hayal bile edemeyeceği bir aşk serüveni beklemektedir. Ancak Brooklyn´li Yahudi bir genç ile yaşayacağı bu tutkulu aşk beraberinde keder ve hüzün bulutlarını da getirecektir.
2004 sonbaharında New York´taki Sotheby´s müzayede evinden Truman Capote Edebiyat Vakfı´na bir telefon gelir. Ellerinde Capote´ye ait dört deftere yazılmış bir roman dosyası vardır. Capote´yi Tiffany´de Kahvaltı´ya götüren yazı ustalığının ilk izlerini taşıyan bu dosyanın adı Yaz Çılgınlığı´dır. Yazarın ölümünden tam yirmi yıl sonra ortaya çıkan bu ilk roman, tüm Capote uzmanlarını ve okurlarını sağlam kurgusu ve şaşırtıcı özgünlükteki üslubu ile büyülemiştir.
Yaz Çılgınlığı Alıntıları - Sözleri
- Öte yandan, son tahlilde, insan bir yere ait olmalıdır; gökyüzüne yükselen şahin bile efendisinin bileğine döner.
- O, yaşam üniversitesinin ‘yolunu-yordamını bilmek’ fakültesinden diplomalıydı (…)
- “İnsan illa da evlenmek mi ister? Bunun akıllara bile gelmediği bir sürü aşk türü var, eminim.”
- Eninde sonunda, insanın şu soruyu sorduğu bir an gelir: Ben ne yaptım?
- “Mutluluk görecedir,” dedi (…) “Neye göre tatlım: Paraya mı?”
- (…) oğlum bu kıza neden âşık oldu? Sorusu, her anne için derin bir merak kaynağıdır (…)
- (…) kızın önemi arttıkça, Clyde onu önemsizleştirmeye çalışıyordu; aksi takdirde, Tanrı aşkına, kız çekip gittikten sonra onun hali ne olurdu ha?
- (…) oğlanı geleceğinin somut malzemesine katamayacağını baştan beri biliyordu; dürüst olmak gerekirse, ona neredeyse salt bu nedenle âşık olmayı seçmemiş miydi?
- (…) bazen insan içinden geldiğini yapmalıydı, öyle değil mi?
- “Bunca gündür… benden kaçtığını düşündüm.” “İnsanlardan kaçamazsın, kendinden kaçarsın,” dedi kız.
- Sayısız sihirden biri de, sevdiğini uyurken seyretmektir; gözlerden, tedbirden uzak, çok tatlı bir an, onun yüreğini elinde tutarsın; çaresizdir, o artık bilinçsizce de olsa, senin olmasını umduğun kişidir; lekesiz-erkek, narin-çocuk.
- (…) evlilikler çok daha sonraları, gri ve ciddi yaşam başladığında gerçekleşirdi, kendi yaşamınınsa henüz başlamadığından emindi; oysa şimdi aynadaki karamsar ve solgun yansısına bakarken, bu yaşamın çok uzun zamandır sürüp gitmekte olduğunu anladı.
- Sayısız sihirden biri de, sevdiğini uyurken seyretmektir: gözlerden, tedbirden uzak, çok tatlı bir an, onun yüreğini elinde tutarsın; çaresizdir, o artık bilinçsizce de olsa, senin olmasını istediğin kişidir.
- "Öte yandan, son tahlilde, insan bir yere ait olmalıdır: gökyüzüne yükselen bir şahin bile efendisinin bileğine döner."
- Okuldan atıldım; yanlış şeyi söylediğim için değil, belki de fazla doğru şeyi söylediğim için: anlaşılan, her ikisine de aynı oranda itiraz ediliyor.
Yaz Çılgınlığı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitap yazarın ilk kitabı. Yazar yayınlandığını göremiyor. Yazar yaşarken kitabı imha ettiğini duyursa da öldükten sonra bir şekilde ortaya çıkıyor yayınlanıyor, ayrıntıları - burada girmediğim - ayrı bir hikaye. İlk dönem eseri olsa da yeni yetmelik çağını aşmış olgun bir yazar olduğu kanaatine varılıyor yapıt üzerine yapılan değerlendirmede. Bu nitelendirmeye tümüyle katılmanız mümkün kitabı okuduğunuzda. Kitabın adının 'Yaz Çılgınlığı' olmasının ise kitabın finali ve ana karakterin bizatihi yaşadıklarıyla güçlü bir bağlantısı var. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Nikos Kazancakis'in 'Zorba' yapıtı gibi - gözden kaçırılmaması gereken - şapka çıkartmaya değer, üzerinde tartışılmaya değer bir eser. (Selim)
Bay Capote ile yıldızımız bir türlü barışmıyor. Birçok kişinin ayılıp bayıldığı Tiffany'de Kahvaltı'yı da ben çok sevmemiştim. Kadın karakterlerinin yüzeysel olmasından şikayetçiyim açıkçası. Kitapların kısalığına veremiyorum bu yüzeyselliği, ne ince kitaplar okuduk karakterleri gayet sağlam oluşturulmuş. Bu kitapta da ana karakter kadın olmasına rağmen, erkek karakterlerin duygu dünyaları daha derin irdelenmişti. İlk defa tatilini ailesinden ayrı geçirecek olan güzel Grady, otoparkta çalışan yakışıklı Clyde'la daha rahat zaman geçirebileceği için sevinçlidir. Ancak heyecanla beklediği tatil, bir sürprizle son bulacaktır. Konusu da pek etkileyici değil, gördüğünüz gibi. İki kitap, hakkında yorum yapabilmek için yeterli bilgiyi verir kanısındayım. Sevenlerine keyifli okumalar dilerim. =) (G. İlke)
Yaz Çılgınlığı PDF indirme linki var mı?
Truman Capote - Yaz Çılgınlığı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaz Çılgınlığı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Truman Capote Kimdir?
Truman Capote (1924-1984), ABD'li roman, öykü ve oyun yazarı. Küçük kasabalarda yaşlı akrabalarının yanında geçirdiği hayatını Bir Noel Anısı ve Şükran Günü Ziyaretçisi adlı kısa otobiyografik yapıtlarda anlattı. Daha sonra, Başka Sesler Başka Odalar (1984) adlı romanıyla umut veren genç bir yazar olarak ilgi gördü. Sevgisiz, yalnız insanları anlattığı öykülerini Gece Ağacı'nda, topluma uyum göstermeyi reddeden masum insanları Çimen Türküsü'nde ve daha sonra bir fahişenin öyküsünü Tiffany'de Kahvaltı'da anlattı. Bu arada müzikal, film senaryoları ve gezi izlenimlerini kaleme aldı. Gazeteciliğe karşı gittikçe artan ilgisi, bir grup ünlüyü konu aldığı Gözlemler adlı yapıtına da yansıdı.
Köpekler Havlıyor (1973) ve Bukalemunlar İçin Müzik (1990), hem kurmaca hem olgulara yazılarını kapsar. Capote, özellikle 1950'lerden ‘70'lere değin yüksek sosyetedeki varlıklı kişilerin gözdesi oldu. Kabul Edilmiş Dualar'dan seçme bölümler Esquire dergisinde yayımlanmaya başlayınca, yapıttaki sert üslup büyük bir fırtına kopardı. Bunun üzerine Capote önceden arkadaşı olan ünlüler tarafından dışlandı. Fırtınalı ve skandallarla dolu yaşamını büyük bir yalnızlıkla noktaladı.
Kurgudan çok gerçeğe dayandığını söylediği Soğukkanlılıkla, Capote'nin yazarlık yaşamında bir sıçrama tahtası, dünya edebiyatında da bir kült roman olmuş, Tiffany'de Kahvaltı gibi filme çekilmiştir. Truman Capote'nin fırtınalı yaşam öyküsünü konu eden Capote filmi ise Oscar ödülüne layık görüldü.
Truman Capote Kitapları - Eserleri
- Tiffany'de Kahvaltı
- Soğukkanlılıkla
- Çimen Türküsü
- Başka Sesler Başka Odalar
- Ateşteki Güve
- Bukalemunlar İçin Müzik
- Gümüş Damacana
- Gece Ağacı
- Yaz Çılgınlığı
- Kabul Edilmiş Dualar
- Yerel Renkler
- A Christmas Memory
Truman Capote Alıntıları - Sözleri
- Örnek davranış denilen şey nedir? Kendimizi kandırmayalım; iyilik, örnek davranış filan karşılığında bir şey bekleyerek yaptığımız şeydir. (Gümüş Damacana)
- Parlak, güçlü bir ışık aşkım. Gecenin karanlığını aydınlatıyor. (Ateşteki Güve)
- "Herkes kendisini birilerinden üstün hissetmelidir fakat bu ayrıcalığa ulaşabilmek için ortaya küçük bir kanıt koyabilmek gerekir." (Tiffany'de Kahvaltı)
- "Umduğunuzu bulamayınca ne varsa onu alırsınız." (Soğukkanlılıkla)
- Yaralı gözler. İncinmiş, aşağılanmış. Dostoyevski okudun mu? Evet, senin raconun olmadığını tahmin ettim. Ama sen onun insanlarından birisin. Aşağılanmış, incinmiş. Ben de öyle; bunun için kendimi senin yanında güvende hissediyorum. (Kabul Edilmiş Dualar)
- "Sorunlu" biri olduğunu düşünmek, insana "acı" veriyordu. (Soğukkanlılıkla)
- "...tabiatın bir hayatlar bütünü olduğu gibi, sevmenin de bir sevgiler bütünü olduğunu anladım." (Çimen Türküsü)
- Batı'yı bir kar fırtınası sarıyor; bütün küçük kasabaları beyaza boyayarak, her ışığı sarartarak, ayak seslerini örterek yağıyor; şimdi yağıyor, burada yağıyor; ne de çabuk geldi böyle bu kar fırtınası: damlar, boş arsa gözün görebildiği uzaklıklar gittikçe artan bir beyazlık içindeydi; sanki bembeyaz kuzular doluşmuştu her yana. Gazeteye baktı, sonra kara baktı. Bütün gün kar yağmış olmalıydı. Yeni başlamış olamazdı. Sokaklar tam bir sessizliğe gömülmüştü; boş arsada çocuklar koca bir ateşin çevresine toplanmışlardı; kara saplanmış bir otomobil ışıklarını yakıp söndürüyordu: imdat, imdat! Sessiz bir çağrı; tıpkı kederli bir yüreğin çarpışı gibi. (Gece Ağacı)
- "Aslında unutmak istedikleri şeyleri birbirlerine sürekli hatırlatıyorlardı." (Soğukkanlılıkla)
- Tanrı size bir yetenek verdiğinde, yanına bir de kamçı verir; ve bu kamçı yalnızca kendi kendinizi kırbaçlamak içindir. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- Kendi doğamızı reddedip, kendimizden farklı biri olduğumuzda diretirsek hepimizi bekleyen akıbettir bu. (Yerel Renkler)
- Eninde sonunda, insanın şu soruyu sorduğu bir an gelir: Ben ne yaptım? (Yaz Çılgınlığı)
- Adalar, sürekli demirlenmiş gemiler gibidir. (Yerel Renkler)
- Birden gözlerini kapadı; yukarı doğru çekildiğini hissetmişti, tıpkı denizin yemyeşil derinliklerinden suyun yüzeyine doğru yükselen bir dalgıç gibi. Korku ya da büyük bir üzüntü sırasında, aklın durup beklediği anlar olur; düşüncelerle örülü bir sessizlik içinde, bir sırra erecekmişçesine bir bekleyiş; uykuya benzer, olağanüstü bir boşalmaya, ruhun vücuttan aynlışına benzer; işte o anlarda, sessiz, uzak, kendiliğinden doğup gelen düşünceler gezinir kafada: evet, Miriam adlı bir kızla hiç tanışmamış olsaydı, ne değişirdi o zaman? Sokakta da böyle korkmamış mıydı? Sonunda, her şey gibi, bunun da bir önemi kalmayacaktı. Çünkü Miriam'a kaptırdığı tek şey benliğiydi, onu da yeniden ele geçiriyordu; bu odada oturan, kendi yemeklerini kendi pişiren, bir kanaryası olan insanı bulmuştu; güvenebileceği, inançla bağlanabileceği insanı, Mrs. H. T. Miller'i bulmuştu. (Gece Ağacı)
- Önce bir yaprağı, yağmurun yağışını sevin, sonra da o bir tek yaprağın size neler öğrettini, yağmurun içinizde neler yarattığını duyup anlayacak bir insanı sevin. Kolay iş değil, biliyorum. (Çimen Türküsü)
- “Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi. “ (Tiffany'de Kahvaltı)
- Benim böyle bir cehennemde yaşamamı umursamadığına göre, beni hiç sevmemiş olmalı. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- “Bir fincan kahve içmedikçe insan, insan olduğunu hissedemez.” (Çimen Türküsü)
- Ben dürüst görünmeye çalışmıyorum. Dürüstüm. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- “Her şeyi bilen ama hiçbir şeyden anlamayan heriflerle dolu ortalık, bini bin paraya.” (Başka Sesler Başka Odalar)