Yavuz Sultan Selim - Feridun M. Emecen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yavuz Sultan Selim kimin eseri? Yavuz Sultan Selim kitabının yazarı kimdir? Yavuz Sultan Selim konusu ve anafikri nedir? Yavuz Sultan Selim kitabı ne anlatıyor? Yavuz Sultan Selim PDF indirme linki var mı? Yavuz Sultan Selim kitabının yazarı Feridun M. Emecen kimdir? İşte Yavuz Sultan Selim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Feridun M. Emecen
Yayın Evi: Yitik Hazine Yayınları
İSBN: 9789944766241
Sayfa Sayısı: 448
Yavuz Sultan Selim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Osmanlıyı Yeniden Kuran Sıra Dışı Sultan.
Zamanın İskenderi, Şarkın Fatihi Yavuz Sultan Selim.
O, Osmanlı tarihinde bir dönüm noktası. Sırrını bedeninde, dünyayı kafasında taşıyan bir dava adamı. Engelleri dize getiren kadim bir sözün kılıçtan kalbi. 8 yıllık dahiyane bir hamlenin halifesi, hilafet tahtının sultanı. Aklın sınırlarını aşıp, kalbini çatlatırcasına koşan anlaşılması zor bir kahraman.
Osmanlı tarihinde farklı bir yeri bulunan I. Selim'i, devrin kaynaklarına dayanarak tanıtmak ve 'biyografik mahiyetli siyasi hayatını' ortaya koymak gayesiyle kaleme alınan Zamanın İskenderi, Şarkın Fatihi Yavuz Sultan Selim isimli kitap; hacmi, içeriği ve birinci elden kaynaklarla beslenerek hazırlanmasının yanı sıra tarihi kriterlere dayanan ilmi ve akademik bir çalışma olması nedeniyle de ayrıcalıklı bir eser.
Eser, Yavuz Sultan Selim'e ve devrin tarihi hadiselerine yaklaşımı, karşılaştırmalı analizleri, objektif dili ile devre yönelik ciddi ve kayda değer malumat sahibi olmak isteyenler için önemli bir başvuru kaynağı.
I. Selim'in hayatını, doğumu, çocukluğu ve şehzadelik yılları, Saltanat mücadelesine başlaması, saltanat yılları, doğu meselesine yaklaşımları, Şah İsmail'le mücadelesi, birinci ve ikinci doğu seferi, hilafetin devri ve vefatı gibi çok yönlü biçimde ele alan eser, Yavuz Selim'le ilgili hiçbir karanlık nokta bırakmamacasına ortaya konulan kapsamlı ve uzun soluklu bir çalışmanın ürünü.
Dönemin en popüler Sultan'ı hakkında tarihte bir çok malumatın olması ve bu malumatların aynı zamanda bir çok tarihi hatayı da doğurmuş olması Prof.Dr. Feridun M. Emecen'in Yitik Hazine Yayınlarından çıkan eserini biraz daha önemli hale getiriyor. Çünkü eser bu malumat kirliliğinden sıyrılarak okuruna Yavuz Selim'i tarihi kritikler ve ilmi veriler ışığında daha gerçekçi biçimde sunuyor okuruna.
Yavuz'la ilgili bugüne kadar yazılmış eserlerde görülen ve genelde Sultan'ın hareketli mizacı, gözü kara kimliğine dayanarak ortaya çıkmış tarihi yaklaşımların dışında bu eserde, devrin Selimnâmeleri, mektupları ve belgelerinin karşılaştırmalı analizleri yalın ve anlaşılır bir dille yer alıyor.
Yazar adeta tarih aynasının buğulandığı yerde elini kalem gibi kullanmış. Büyük bir çaba içinde adım adım takip etmiş devrin literatürünü. Kalabalıklar içinden geçerek gerçek Yavuz'a ulaşmaya çalışmış. Aynı zamanda Yavuz Sultan Selim'in şahsında Orta Doğu, İslâm Coğrafyası ve bölge halklarına tarihi genlerine ışık tutmuş. Yitik Hazine yayınlarının titizliği ile yayınlanan eser, devrin dünyasını ve o dünyanın engel tanımayan en popüler sultanının taht mücadelesi ve sonrasını ele alan, hadiseleri tek bir bakış açısının kısırlığında boğmayan, menkıbelerin, rivayetlerin, hikâyelerin hâkim olmadığı bir günümüz Selimnâme'si.
Yavuz Sultan Selim Alıntıları - Sözleri
- "Şurası muhakkaktır ki Şehzade Selim, babasıyla bir çarpışmaya girmek istemiyor, gücünü göstererek kendisinin de bu iktidar oyununda kuvvetli bir aday olduğunu benimsetmeye çalışıyordu ."
- "Kötü hallerine devam ettiğin takdirde, zulümle kararttığın yerleri ışığa kavuşturmak ve senin elinden almak üzere yakında geleceğim..."
- "Bu beylikten feragat etmedim ben Görün beyler bana ne etti Selim Şah Ben anı halime haldaş bilirdim Bunun gibi deme yoldaş bilirdim Oğul değil anı kardaş bilirdim Görün beyler bana ne etti Selim Şah ."
- "Rüzgar aleyhime de olsa kendi zaviyemde çok haklıyım. Bu hakkı silahlarıyla asla alamayacaklar. Eğer benim oğlum, baba sevgisini bir yana bırakıp bana karşı gelme cüretini gösterdiyse bu defa zafer kazanamayacak. Ama sizler susuyorsunuz."
- Ne de olsa tarih denen şeyin tarihçinin kalemimden neş'et ettiği, saf hakikate ulaşmanınsa felsefi bir tartışmanın ötesinde, tarih konu olduğunda hayli zayıf bir telakki olacağı açık değil midir ?
- I.Selim'in daha sonraki Mısır Seferi'nde de görüleceği gibi çok fazla askerin ayak bağı teşkil edeceğinin farkında olması dikkat çekicidir. Yaptığı savaşlarda daha az ve kontrol edilebilir usta savaşçı birlikleri tercih etmesi, belki de önceki çarpışmalarından edindiği tecrübe olmalıdır .
- "Osmanlı töresine göre Anadolu yönüne yapılan seferlerde Anadolu eyalet askerleri sağ kolda, Rumeli sol kolda yerleşir; Rumeli yakasına olan seferlerdeyse bu defa Rumeli askerleri sağ kolda bulunurdu."
- Safevi müritlerinin giydikleri on iki dilimli kızıl renkli başlık dolayısıyla Kızılbaş olarak adlandırılmasına karşılık, onlar kendilerine zaman içerisinde Alevi diyeceklerdi.
- "Fikr edip insafa gelsin şehriyâr Gayret için birin etsin ihtiyâr"
- Vefatının ardından Kemalpaşazade’nin mersiyesinde ifade ettiği gibi, ömrü ikindi güneşi gibi kısa sürmüştü, ama gölgesi uzun olmuştu.
- Şah İsmail'in 1507'de II'inci Bayezid'den izin alarak Osmanlı topraklarından geçip Dulkadırlılara saldırması ardından 1510'da Özbek Hani Muhammed Şeybani Han'ı yenip onu katlettikten sonra zaferini bildirmek üzere kafasını II'inci Bayezid'e göndererek bir bakıma oni aşağılaması olayını unutmayan ve devletin küçük düşürülmesini hazmedecek bir yapıda olmadığı açık olan I'inci Selim bütün bu iktisadi ve siyasi meseleleri nazari dikkate alırken bir taraftan da ulemadan fetvalar isteyerek kamuoyu önünde girişeceği seferin meşru zeminini oluşturmayı ihmal etmedi.
- Şehzade Ahmed'e göre : Yeniçeriler divana gelip II. Bayezid'e çok ağır sözler söylemişler : " Sen artık işten kaldın, bize padişah gerek, öyle olsa biz dâhi Selim Beyi padişah eyledik" diyerek "padişahımız Selim Bey'dir, taht ve memleket onundur" şeklinde bağırmışlardı.
- Onun sekiz yıl kadar süren saltanatı dönemi, Osmanilı tarihi için bir dönüm noktasını teşkil eder. Vefatinin ardından Kemal paşazade'nin mersiyesinde ifade ettiği gibi, ömrü ikindi güneşi gibi kısa sürmüştü, ama gölgesi uzun olmuştu. Bu kadar kısa süre içinde saltanatının çoğunu seferde geçirmiş olması ve gerçekleştirdiği büyük fetihler Osmanlı tarihinde farklı ve hayranlık uyandıracak bir iz bırakmasına yol açmıştır.
- Onun (Uzun Hasan) bu muazzam başarılar dolayısıyla cihanşümul bir imparatorluk kurma yolunda ilerlediğine, kendisini Cengiz Han, Timur gibi büyük bir Cihangir olarak görmeye başladığına dair kuvvetli deliller mevcuttur. Fatih'e yolladığı 1470 tarihli mektupta dindar ve meşru bir idareci olarak yerine getirdiği görevleri sıralar ve İslami hassasiyetini vurgular.
- "Din-perver ve dünya fatihi sensin. Sen dünyanın vaat edilmiş İskender'isin"
Yavuz Sultan Selim İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir Padişah Biyografisi: Yavuz... Okurken müthiş keyif aldığım bir kitap oldu Bu aralar 2. defa okudum da yeniden fark ettim Yine sanki tarihi bir roman okuyacağınızı sanıyorsunuz ama esasen akademik bir eser okuyorsunuz İlk Dönem Osmanlı Tarihi Kaynaklarından atıflar ile desteklenmiş ve sağlamlaştırılmış olan... Öyle hamasete şövanizme falan yer verilmeden Tarihin en önemli padişahlarından biri olan Yavuz Sultan Selim ne övülmüş ne yerilmiş Savaşları Ridaniye Mercidabık ve özellikle de Mısır Seferi müthiş anlatılmış , okurken âdeta gözünüzde canlanı veriyor Kitapta geçen 2 ifade var ki şahsen benim unutamadıklarımdan ; İlki Yavuz Ridaniye' de paşalarından biri olan Yusuf adında bir askerini kaybediyor ve diyor ki Bir Yusuf feda ettik ama Allah inşallah Mısırı bize nasip eder... Bir de Mısır Seferi anlatımında Feridun Hoca fethin neticesini şöyle bir ifade ile anlatıyor ; Yavuz Selim sonunda Yusufun tahtına oturmayı başarmıştı... Ben bu tabirden kendi adıma çok etkilendim ve çok da hoşuma gitti... Gururla... (Sümeyye Reyhan Öztürk)
Osmanlı padişahları silsilesi ve belki osmanlı tarihi üzerine olsun okuduğum onca eser içinde en ciddi araştırma akabinde derlenip ve sıkmadan ki çok ince yazı ve ortalamanın üzerinde bir sayfa olmasına rağmen , hoş bir akışta okunabilen en nadide eser diyebilirim. (Nazım atagün)
Bu kitapta I. Selimin doğumu, şehzadeliği, taht mücadelesi ve yaptığı savaşlara tanık oluyoruz. Sadece Selim değil, II. Beyazid'in saltanatının son dönemlerine ve Süleyman'ın şehzadelik dönemlerine de tanık oluyoruz. "Zira I. Selim babasının tahtına göz koyan ve onu tahttan indiren, hatta bu sebeple velayetine hükmedilip Beyazid-i Veli diye şöhret kazanan babasının bedduasına uğramış bir oğul olarak anılmanın ezikliği içinde kalmıştır. Belki de hırçınlığı ve ne zaman ne yapacağı pek belli olmayan halleri bu ezikliğin dışa vurumudur. Bütün bu vaziyet yaptığı büyük fütuhatın da rolüyle onun şahsında ortaya çıkan menakıplarda farklı yönlerinin abartılarak aktarılmasına yol açmış olmalıdır." sf. 382 (Elif Beyza VANLI)
Yavuz Sultan Selim PDF indirme linki var mı?
Feridun M. Emecen - Yavuz Sultan Selim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yavuz Sultan Selim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Feridun M. Emecen Kimdir?
İlk ve orta öğretimini tamamladıktan sonra 1979’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Kürsüsü’nden mezun oldu. 1981’de Yeniçağ Tarihi Kürsüsü’ne asistan olarak girdi. 1985’de 16. yüzyılda Manisa ve yöresinin sosyal ve ekonomik tarihini aydınlatmaya yönelik doktora tezi kabul edildi. 1987’de Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı’na yardımcı doçent olarak atandı. 1989’da ise doçent unvanını almaya hak kazanan Emecen 1995’de aynı anabilim dalında profesör kadrosuna atandı. 2012 Şubatında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Halen İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde görev yapmaktadır.
Çalışma sahasını klasik dönem Osmanlı tarihi teşkil etmekte olup bu alanla ilgili pek çok araştırma ve makaleleri yayımlanmış bulunmaktadır. 1994-2000 yılları İstanbul Üniversitesi dekan yardımcılığı, 2006-2007'de Avrasya Enstitüsü Müdürlüğü yapmış olup 16 Mart 2012 tarihi itibariyle İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dekanlık görevini yürütmektedir.
Bazı projelerde görev alan , yurt içi ve yurt dışında çok sayıda ilmi kongre ve sempozyuma katılan, birçok ilmi derginin neşir heyeti, danışma kurulunda bulunan 1995'te Türk Tarih Kurumu üyesi, 2012'de Türkiye Bilimler Akademisi asli üyesi olan Emecen'in Osmanlı bürokrasisi, hanedanı, şehir tarihi, sosyal yapı, siyasi yönelimler, Osmanlı-Avrupa ilişkileri, savaş tarihi Osmanlı Balkanlar ve Ortadoğu dünyası gibi konuları içine alan yayımlanmış kitap ve makaleleri mevcuttur.
Feridun M. Emecen Kitapları - Eserleri
- Yavuz Sultan Selim
- Fetih ve Kıyamet 1453
- Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi
- İlk Osmanlılar
- Osmanlı Klasik Çağında Savaş
- İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları 1
- Osmanlı Klasik Çağında Siyaset
- Osmanlı Klasik Çağında Hanedan, Devlet Ve Toplum
- İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları 2: II. Selim'den Sultan İbrahim'e
- Anadolu Beylikleri El Kitabı
- Osmanlı'nın İzinde 1. Cilt
- Osmanlı Klasik Çağında Hilafet ve Saltanat
- Eski Çağ'dan Modern Çağ'a Ordular
- Savaşın Sultanları I-II
- Ağasar Vadisi Şalpazarı- Beşikdüzü
- İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası
- İstanbul'un Fethi Olayı ve Meselesi
- Bulancak - Piraziz
- Unutulmuş Bir Cemaat
- Karadeniz Kıyı Kentleri Tarihi
- Osmanlı'nın İzinde 2. Cilt
- XVI. Asırda Manisa kazâsı
- Eski Çağ'dan Günümüze Yönetim Anlayışı Ve Kurumlar
- İstanbul
Feridun M. Emecen Alıntıları - Sözleri
- Aslında Venedik raporlarından hareketle İbrahim Paşa ile evlenen hanımın İskender Paşa'nın kızı olduğu düşünülürse, o vakit bunun Kanuni Sultan Süleyman'ın kardeşi değil, yeğeni olduğu kanaatine ulaşılabilir. (Osmanlı Klasik Çağında Hilafet ve Saltanat)
- Yapılan teftişler sırasında Anadolu'da Safevi yandaşı oldukları gerekçesiyle 40.000 kişiyi katlettirdiği iddiaları doğru değildir. (İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları 1)
- Dönemin tarihçileri ve edebi çevreleri Sultan Mehmed'i açık şekilde hilafet vurgusuyla andılar. (Osmanlı Klasik Çağında Hilafet ve Saltanat)
- 1683'ten itibaren başlayan Kutsal İttifak Savaşları dönemindeki yenilgiler ise Avrupa'da Osmanlıların karşısına çıkan devasa ve çok cepheli saldıran koalisyon ordularının kalabalık ve düzenli hale getirilmiş olmasıyla ilgili olabilir. Zira Avrupa askeri devrimiyle 17. yüzyıl sonunda Osmanlı gücüne yakın ordular kurulmuştu, iaşe sistemi iyi işliyordu, iyi bir komuta kademesi oluşturulmuştu, hepsinden önemlisi profesyonel askeri kurumlar ortaya çıkmıştı. (Osmanlı Klasik Çağında Savaş)
- Ankara Savaşı özellikle neticeleri itibarıyla Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olmuştur. Bayezid'in kurduğu merkezî devlet çökmüş, Anadolu birliği bozulmuş, beyler eski statülerini kazanıp yeniden beyliklerinin başına geçmişler, böylece Anadolu'da I. Murad Devri başlarındaki duruma dönülmüştü. (Osmanlı Klasik Çağında Siyaset)
- Aslında gaza konusu ilk Osmanlı uç toplumunda dini duyguların öne çıktığı, bir ölçüde cihat kavramıyla eşdeğer, "kafirleri yok edinceye kadar bitmeyen sürekli savaş" veya "inançsızlara İslamiyetin mesajını yayma çabası" şeklinde algılanmadı. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi)
- Venedik elçilerinin raporlarına göre III. Murad, oğlu Mehmed'e karşı halkın duyduğu sevgiden çekiniyordu, hatta saraydan çıkmamasının sebebi de bu idi. Özellikle Safiye Sultan, Manisa'daki oğlu Mehmed'e kendini aşırı derecede kuvvetli gösterecek hareketlerden kaçınmasını tembih etmişti. Hatta 1585'te Venedik elçisi, sekreterini, ziyaret etmek ve hediye vermek üzere Manisa'ya gönderince, küçük çaplı bir krize yol açmış, veziriazam elçiyi uyarmıştı. Venedik raporlarına göre sadrazam elçiye böyle bir hareketi padişahın yanlış anlayacağını, çünkü oğlunu kıskanmakta olduğunu söylemişti. (İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları 2: II. Selim'den Sultan İbrahim'e)
- Nitekim Oruç Bey, Yıldırım Bayezid'in Niğbolu ve Silistre'yi fethedip Eflak iline geçtiğini belirttikten sonra: "Eflak'in beyi ol vakit Mirçi kâfir dirler idi. Mirçi Eflak çerisiyle gelip Sultan Bayezid'e leşker çekip karşı geldi, biribiriyle buluşup mukabele olup ceng-i azim oldu, şöyle ki Müslümandan, kâfirlerden hayli kırgın oldu, iki taraftan hayli adam öldü. Gördüler ki kâfir leşkeri vardukça urdu. İki leşker birbirinden ayırd olamayup akşama kadar ceng oldu" der. Ardından bu şiddetli savaşta iki tarafın kendi ordugâhına çekildiğini, ama ihtiyatlı davranarak attan inmediklerini, gece yarısı Hayreddin Paşa'nın kardeşi vezir Ali Paşa'nın savaş meydanına gelip Osmanlı askerlerinin cesetlerini toplatarak ırmağa atıp sakladığını, sabahleyin harp meydanına gelen Mirçea'nın ortalıkta sadece kendi askerlerinin cesetlerinin bulunduğunu görünce dehşete kapılıp kaçtığını hikâye eder. (Osmanlı Klasik Çağında Siyaset)
- Kaynaklara yansıdığına göre Osmanoğlu Orhan Bey'in Bizans'a karşı faaliyetleri dolayısıyla III. Andronikos (1328-1341), Saruhan Bey ile ittifak yaptı. Aydımoğlu Umur'un İzmir'i sıkıştırması, denize açılarak Bozcaada'ya yönelmesi; öte yandan bundan da daha ciddi olarak Sakız'da çıkan problem, Andronikos'u sefere çıkmaya mecbur etmiş, 1329'da Sakız'a gelerek beyini değiştirmiş, bu arada da Saruhan Bey ile söz konusu ittifakı gerçekleştirmiştir. İttifaka derhal Aydınoğulları'nın da katılması dikkat çekicidir. Ancak burada Aydın ve Saruhanlılar'ın Bizans ile olan bu ittifaklarının Orhan Bey yüzünden olduğu bilgisi tartışmaya açıktır. Zira henüz bu devirlerde Saruhan ve Aydın beyliğinin Osmanlılara doğrudan herhangi bir ihtilaf noktası mevcut değildi. Bunun daha ziyade Latinler'e karşı olan bir durumu yansıttığı veya Bizans'ın içinde bulunduğu vaziyet ile ilgili olduğu tahmin edilebilir. Yani ittifak Osmanoğlu Orhan'a karşı Bizans için önem taşıyordu; Aydın ve Saruhan beyliği için bunun ehemmiyeti yoktu. Onlar muhtemelen başka menfaatler için böyle bir ittifakın içine girmişlerdi. Nitekim anlaşmaya rağmen Umur Bey'in Sakız'a hücum ettiği; ardından Saruhanlılar ile müttefiken Gelibolu üzerine sefere çıktıkları (1331); hemen ardından Eğriboz ve Semadirek'in yağmalandığı (1332) malum dur. 1334'te Edremit'te tahrip edilen Yahşi Bey idaresindeki Karesi donanmasında Saruhan ve Aydın gemilerinin bulunduğu, fakat bu tahribatın bu sonuncular için fazla önemli olmadığı söylenebilir. İra Saruhanoğlu Süleyman Bey de emrindeki Saruhanlı donanması,1335'de Ulu bey olan Umur ile birlikte Mora seferine çıkmıştı. Orhan Bey ise bu sırada büyük bir atılım yaparak, önce İznik'i ardından İzmit'i almıştı. Böylece bu beylikler birbirlerinden doğrudan ilgisiz olmakla birlikte, bu önemli ilerleyişlerin aynı tarihi zamana tekabül etmesi ilginçtir. (İlk Osmanlılar)
- "Bu beylikten feragat etmedim ben Görün beyler bana ne etti Selim Şah Ben anı halime haldaş bilirdim Bunun gibi deme yoldaş bilirdim Oğul değil anı kardaş bilirdim Görün beyler bana ne etti Selim Şah ." (Yavuz Sultan Selim)
- Fütuhatçi kesimin baskıları II.Murad'ı bunalttı; çok sevdiği oğlu Alaaddin'in vefatının verdiği üzüntünün de rolüyle geride kalan tek oğlu Mehmet lehine tahttan feragat etmeyi uygun gördü. Ağustos'ta (1444) kapıkulu mensupları ve paşalar önünde tüm yetkilerini oğluna bıraktığını ilan etti ve görünüşte Bursa'da inzivaya çekildi. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi)
- Osmanlılar 1530'lara kadar Moskova'yı büyük bir tehlike olarak görmediler. Hatta 15. asırda Altınorda Hanlığı'nın dağılmasından sonra ortaya çıkan bloklaşmada Kırım-Moskova cephesini desteklemişler, II.Bayezid III.İvan'a ticaret serbestisi dahi vermişti... (Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi)
- Halk arasında dini duruşu, merhamet, sufi düşünceye olan temayülü gibi sebeplerle “Veli” lakabıyla anılmıştır. (İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları 1)
- “İstanbul Köktür, etrafı budaktır . Kökün nuhuseti elbette budaklarına dahi yetişir “ (Fetih ve Kıyamet 1453)
- İmdi Ordu merkezli adlandırmayla da kendisini gösteren Canik'in Bayramlı kesimini ele alırsak, 1455 tahririndeki idari yapılanmaya göre karşımıza şu manzara çıkar: Canik Sancağı için Samsun merkez alındığında bunun doğusundaki kesimde görülen yapılanma çerçevesinde a) Arım (Çarşamba ve Ayvacik kesimi), b) Terme (Terme, Salıpazarı, Ünye’nin batısındaki köyler Akkuş, Çaybaşı kesimi), c) Ünye, d) Satılmış-1 Mezid Bey (Fatsa, Korgan, Kumru kesimi), e) Ordu Bayramlı (Bolaman'dan Giresun Batlama vadisine kadar). (Karadeniz Kıyı Kentleri Tarihi)
- "Seni kim kurtaracak, kim teselli edecek, kim koruyacak, kim senin kötü talihine üzülecek, kim dönüp de senin iyiliğini düşünecek... " (Fetih ve Kıyamet 1453)
- "Diğer bütün kentler ölümlüdür ama İstanbul sanırım insanlar var oldukça yaşayacaktır." (Fetih ve Kıyamet 1453)
- Vefatının ardından Kemalpaşazade’nin mersiyesinde ifade ettiği gibi, ömrü ikindi güneşi gibi kısa sürmüştü, ama gölgesi uzun olmuştu. (Yavuz Sultan Selim)
- Şehzade Ahmed'e göre : Yeniçeriler divana gelip II. Bayezid'e çok ağır sözler söylemişler : " Sen artık işten kaldın, bize padişah gerek, öyle olsa biz dâhi Selim Beyi padişah eyledik" diyerek "padişahımız Selim Bey'dir, taht ve memleket onundur" şeklinde bağırmışlardı. (Yavuz Sultan Selim)
- "Osmanlı töresine göre Anadolu yönüne yapılan seferlerde Anadolu eyalet askerleri sağ kolda, Rumeli sol kolda yerleşir; Rumeli yakasına olan seferlerdeyse bu defa Rumeli askerleri sağ kolda bulunurdu." (Yavuz Sultan Selim)