Yaşarken ve Ölürken - Selim İleri Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaşarken ve Ölürken kimin eseri? Yaşarken ve Ölürken kitabının yazarı kimdir? Yaşarken ve Ölürken konusu ve anafikri nedir? Yaşarken ve Ölürken kitabı ne anlatıyor? Yaşarken ve Ölürken PDF indirme linki var mı? Yaşarken ve Ölürken kitabının yazarı Selim İleri kimdir? İşte Yaşarken ve Ölürken kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Selim İleri
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752896543
Sayfa Sayısı: 504
Yaşarken ve Ölürken Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ulusal marşımızı öğrencilerimiz, müzik öğretmeni Ferruh Bey'in yönetiminde söylediler. Ferruh Bey kürsüye çıkmıştı ve Devlet Senfoni Orkestrası 'nı yönetir gibi heyecanlıydı. Çocuklarsa kayıtsız, usançlı. Seslerin isteksizliği benim kulağıma bile çarparken, Ferruh Bey'in Beethoven'den Dokuzuncu Senfoni'yi yorumlamasına heyecanlanması tabiî etkileyici ve üzücüydü. Daha bu ilk bayrak töreni sahnesinden içim burkuldu; bunca genç çocuklar neden böylesine kayıtsız ve usançlıydılar?
"Yaşarken ve Ölürken günümüzün en önemli yazarlarından Selim İleri'den Türkiye'yi 12 Eylül Darbesi'ne sürükleyen günlere ilişkin ironiyle örülü güçlü bir politik roman. Alışılmış politik romanların çok ötesinde, yaşamın zenginliği, kargaşası, siyasal çalkantıları, acıları, cehennemi ve gülünçlüğüyle bezenmiş bir karnaval... Yaşarken ve Ölürken'in kişilerinin aşkları da Selim İleri'yi izleyerek söylersem birbirine yasaktır. Çünkü toplumsal yaşam da yasaklarla doludur."
(Tanıtım Bülteninden)
Yaşarken ve Ölürken Alıntıları - Sözleri
- Hayat yeterince karmaşık, imkansızlıklarla dolu. Bir de biz onu içinden çıkılmaz hale getirmeyelim
- Dış dünyayla ilişkim daraldıkça, okumaya vermiştim kendimi
- Önemli olan, hayata bir anlam verebilmektir
- İnsan sevgilerine de güvenmiyorum ben epeydir. Herkes hasta, herkes acı çekiyor. Ama senin önemsediğin kişiler, çektikleri acıyı dinleyecekleri yerde, o acılara kulak tıkamışlar
- Bilgisizlik, tembellik, acımasızlık alıp yürümüşse, hepimiz bunların içinde debelenip duruyorsak, herkes gününü gün etmeye çalışıp bir yandan da yüz yıl sonraki insanlık adına söylevler paralıyorsa, çalışan, didinen, uğraşan insanlar boyna ve yalnızca küçümseniyorsa… bunda ne suçun var senin!
- Sevme duygusunu zamana bağlı bir eğitim sorunu olduğuna inanıyorum ben (sonuçta ayrılık kaçınılmaz olsa bile)
- güzellik ama; insan aklının yarattığı, insan elinden çıkma güzellik. Geriye kalandan hoşlandığımı sanmıyorum.
- Dış dünyayla ilişkim daraldıkça, okumaya vermiştim kendimi. okudukça da, yazınsal metinde güzelliğin insana ve yaşama karşı olmayacağı kanısına vardım... çünkü insana ve yaşama karşı olanda çağımızın büyük yılgısını, faşizmi görüyordum...
- Gerçekte sokağa çıkmam için bir neden yoktu. ama akşam alacası beni her zaman tedirgin etmiştir. Çocukken, akşam alacasında müthiş, dehşetli bir şeyler olacağını kurardım. Karanlık düşlerimden öylesine boğulurdum ki, bir köşeye büzülüp ağlamaktan başka çare bulamazdım....
- Yarın yeni bir gün olacaksa, her şeyden önce bu yoksulluk ve yoksunluk bölgesi için yeni bir gün olmalıdır.
- “Bence gerçek aşk, uzun yıllara dayalı deneyimleri, sınavları gereksinir. Sonsuz özveriyi, sınırsız açık yürekliliği... ama kirletilmişliğin şiire dönüştüğü bir toplumda, böylesi aşklar ancak düştür.”
- Temiz kalpli, dürüst, pırıl pırıl ve tabii azıcık sosyalist delikanlı İ.'nin en işlek caddesinde sabaha karşı yürümektedir; yine aydınların bol bol toplumsallık, cinsellik vb. kustuğu bir meyhane gecesinin sonunda memleketin geleceğini düşünür yeniyetme delikanlı.
- Böylece her gece çay pişirmeye koyuldum. Bu adeta tek kişilik bir ayindi...
- işte en uğursuz, en korkunç saati gecenin, Bu saate açılır mezarları ölülerin. Cehennemin soluğu şimdi sarar dünyayı, sıcak sıcak kan içebilirim bu saate, öyle korkunç şeyler yapabilirim ki, tüyler ürpertir gündüz gözüyle görülmesi
- “Dünyadaki anlamını kendimizin kotaracağı konuklukta iki insanın bu denli ince bir ilişki kurması kazançtan başka ne olabilir? Kazançlıydım elbet.”
Yaşarken ve Ölürken İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Selim İleri 'yi çok severim.Kitabı da severek okudum. Karakter tahlilleri oldukça iyi yapılmış ve sürükleyici bir hikaye. Biraz hüzünlü, dokunaklı içe dokunan bir hikaye. Tavsiye ederim. (Kütüphane kedisi)
Yaşarken ve Ölürken PDF indirme linki var mı?
Selim İleri - Yaşarken ve Ölürken kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaşarken ve Ölürken PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Selim İleri Kimdir?
Bilim adamı Profesör Hilmi İleri'nin oğludur. 1968 yılında Atatürk Erkek Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini yarıda bıraktı. 19 yaşında Cumartesi Yalnızlığı isimli ilk öykü kitabı yayınlandı. İlk yazısını 1967 yılında, Yeni Ufuklar dergisinde yayımladı.
1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.
Romanlarında ve öykülerinde bireyin zengin iç dünyasını başarıyla yansıtabilen yazar,ilk eserlerinde bireyler arasındaki iletişimsizlikleri de ön plana çıkarır.
Yıllarca, Cumhuriyet gazetesinin kültür-sanat sayfasında, "Yazı Odası" köşesinde makaleler yazmıştır. Radyo ve televizyonlara bir çok program yapan yazar, 2008'in yarısında başlayan programı "Selim İleri'nin Not Defterinden"i de sunuyor. Her pazar canlı olarak yayımlanan programı, TRT-2 sunuyor. Ayrıca 2008 yılından beri Zaman Gazetesi'nin Cumartesi ekinde İstanbul'la ilgili yazılar kaleme almaktadır.
Eserleri
* Cumartesi Yalnızlığı
* Bir Denizin Eteklerinde
* Pastırma Yazı (kitap)
* Dostlukların Son Günü (1978 Sait Faik Hikaye Ödülü)
* Eski Defterlerde Solmuş Çiçekler...
* Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
* Kötülük
Romanları
* İlkgençlik Çağına Öyküler(Derleme)
* Yarın Yapayalnız
* Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak
* Hayal ve Istırap
* Destan Gönüller
* Her Gece Bodrum (1977 TDK Roman Ödülü)
* Ölüm İlişkileri
* Bir Akşam Alacası
* Cehennem Kraliçesi
* Yaşarken ve Ölürken
* Saz Caz Düğün Varyete
* Ölünceye Kadar Seninim
* Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın
* Allahasmarladık Cumhuriyet (Oyun)
* İstanbul Lâle İle Sümbül
* Kafes
* Anılar; Issız ve Yağmurlu
* Daha Dün
* Oburcuğun Edebiyat Kitabı
* Evimizin Tek Istakozu
* Rüyamdaki Sofralar
Selim İleri Kitapları - Eserleri
- Dostlukların Son Günü
- Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak
- Destan Gönüller
- Ölü Bir Kelebek
- Hayal ve Istırap
- Mel'un - Bir Us Yarılması
- Her Gece Bodrum
- İstanbul'un Sandık Odası
- Son Yaz Akşamı
- Kamelyasız Kadınlar
- İstanbul Seni Unutmadım
- Gramofon Hâlâ Çalıyor
- Yıldızlar Altında İstanbul
- İstanbul'un Tramvayları Dan Dan!..
- Annem İçin
- İstanbul - Hatıralar Kolonyası
- Kar Yağıyor Hayatıma
- Daha Dün
- Kafes
- Ölünceye Kadar Seninim
- Bir Denizin Eteklerinde
- Yaşadığım İstanbul
- Hepsi Alev
- Yarın Yapayalnız
- Yağmur Akşamları
- Yaşarken ve Ölürken
- İstanbul - Lale İle Sümbül
- İstanbul Mayısta Bir Akşamdı
- Ayışığı
- Bir Akşam Alacası
- Bu Yalan Tango
- Cemil Şevket Bey, Aynalı Dolaba İki El Revolver
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci Cilt
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - İkinci Cilt
- İstanbul, İlk Romanımda Leylak
- Kapalı İktisat
- Kırık Deniz Kabukları
- Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsan
- Oburcuk Mutfakta
- Peride Celal'e Armağan
- Saz Caz Düğün Varyete
- Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin
- Cehennem Kraliçesi
- Cumartesi Yalnızlığı
- Ölüm İlişkileri
- Pastırma Yazı
- Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu
- Evimizin Tek Istakozu
- Kırık İnceliklerin Şairi Behçet Necatigil
- Eski Defterde Solmuş Çiçekler
- Hüzün Kahvesi
- Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
- O Aşk Dinmedi
- Türk Romanından Altın Sayfalar
- Düşünce ve Duyarlık
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - Üçüncü Cilt
- Sona Ermek
- Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim
- Hatırlıyorum
- Yalancı Şafak
- İstanbul Bu Gece Yine Sensiz
- Cahide
- Beklenen Sevgili
- Kumkuma
- Geçmiş, Bir Daha Geri Gelmeyecek Zamanlar
- Ay Hala Güzel
- Uzak, Hep Uzak
- Seni Çok Özledim
- Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
- Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın
- Bir Gölge Gibi Silineceksin
- Oburcuğun Edebiyat Kitabı
- Rüyamdaki Sofralar
- Anılar; Issız ve Yağmurlu
- Yaşadınız Öldünüz Bir Anlamı Olmalı Bunun
- Kırık Bir Aşk Hikâyesi
- Kötülük
- İstanbul Öyküleri
- Gece Sirenleri
- Perisi Kaçmış Yazılar
- Düşüşten Sonra
Selim İleri Alıntıları - Sözleri
- Çünkü benim hasta, zayıf bir kalbim var, sizin kavi, parlak bir tebessümünüz… Çünkü ben şairim ve siz pürşiir ve hayal, siyah, ilahi gözlere maliksiniz… (İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci Cilt)
- Hayatımın bir yara olduğunu söyledim mi? Kalp yarası değil. İşleyen, cerahatli bir yara, Hiç kapanmadı. Bu yüzden insanlardan ve aşktan uzak durmaya çalıştım. (Yarın Yapayalnız)
- Trenden indim,yine Yedikule.Saat henüz erken ; değerli dostum Sarkis Açık'la buluşacağım ,Safa Meyhanesi'ne gideceğiz .Şöyle yürümek geçti içimden. (Yıldızlar Altında İstanbul)
- Dünyanın bütün acısını yazdım! saniyordun. Sonra cam kırıkları. Yazdığın her satır cam kirigiydi. hayal kırıklığı, dusbozumu da diyebilirsin. (Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- - Evliliğe karşı mısın? + Hayır. Birbirini sevmeyen karı kocalara karşıyım, mutsuz çocuklara, sevgisiz evlere karşıyım. (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
- Belki bu yüzden uzun yıllar böyle şifresini çözememiş olduğum kitaplara karşı bir çekingenlik, ürkeklik hissettim. Kitapları özellikle romanları gitgide hayatın ta kendisi gibi görmeye başlayacaktım. (Hatırlıyorum)
- Bu mâzi hastalığı beni mahvetti. (Saz Caz Düğün Varyete)
- Olduğum gibi yaşamalıyım. Bir yaşama acemisi olarak. Ustalıklarda gözüm yok. (Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- Aynı dili konuşmalarına karşın, çoğu kez, kimse kimsenin dilinden anlamıyordu. (Son Yaz Akşamı)
- İşte o arada 1960 darbesi oldu. Darbe olmadan çok karışık bir durum vardı. Menderes, solcuları Anadolu'nun çeşitli yerlerine sürmeye karar vermişti. Hepimizin isimleri tespit ediliyordu. Birer-ikişer çağrılıp nereye gideceğimiz söyleniyordu. (Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim)
- Zamanla öğrendim. O kırılıp dökülmelerimiz, bayağılaşmalarımız, hepsi çaresizlikten. (Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin)
- Kalbimdeki şarkı bitti. (Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- Daima yenilik,daima eylem,daima devinim! (Saz Caz Düğün Varyete)
- Yaşadıklarımızın şiddeti geçince geriye tortu kalır, işe yaramaz sandığımız çökelti. Oysa sebep ve sonuç artık onundur, ondadır. (Yarın Yapayalnız)
- Zamanın yıpratıcılığını silemezsin: Eskimiştir, sarı, pembe, mavimsi krizantemlerin rengi atmıştır. Kirli gibi durur; istediğin kadar yıka!, zamanın kirinden pasından arındıramazsın. (Daha Dün)
- -Evliliğe karşı mısın? +Hayır. Birbirini sevmeyen anne babalara karşıyım. Mutsuz çocuklara, sevgisiz evlere karşıyım. (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
- Yüreğinde bir çılgın yel esiyor. Ama o değil, beklediğin insan şimdi kimbilir nerde, (Eski Defterde Solmuş Çiçekler)
- Öyle, para yok. Biraz bohem, ama gerisinde gençlik heyecanı olan bir yaşama biçimi. Bu sohbetler, konuşmalar arasında ikide bir de şu konu ortaya geliyor: Nazım Hikmet cezaevinde haksız yere yatıyor, onu mutlaka kurtarmak lazım, bu da uluslararası bir hareketle olur... (Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim)
- Sessizliğinde, kendini teslim edişinde, gözlerinin o kadar saf ve duru bakışında insanı çıldırtan bir acı vardı. (Annem İçin)
- Eski evlerin hayatı insanları tabiattan şimdiki apartmanlar gibi ayırmazdı. Eve bahçeden geçilir, bahçe sulamak için bir kuyudan su çekilir, çiçekler bahçeden evlere girer, lavanta çiçekleri temizliği duyuran kokularını yataklara dökerdi. İnsanlar ne tattıkları zevkleri değiştiren mevsimleri, ne de sevdikleri hayvanları düşünmemezlik edemezlerdi. Evin en rahat köşelerinde kediler horlardı. Abdülhak Şinasi Hisar, Boğazifi Mehtapları, 1942. (Yıldızlar Altında İstanbul)