Yaşamak Hırsı - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaşamak Hırsı kimin eseri? Yaşamak Hırsı kitabının yazarı kimdir? Yaşamak Hırsı konusu ve anafikri nedir? Yaşamak Hırsı kitabı ne anlatıyor? Yaşamak Hırsı kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Yaşamak Hırsı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Orijinal Adı: L'homme Qui Regarde Passe Les Trains
Yayın Evi: Bilgi Yayınevi
İSBN: 9789754942569
Sayfa Sayısı: 238
Yaşamak Hırsı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Georges Simenon, çağdaş Fransız romanının önde gelen ustaları arasındadır. Birçok dile çevrilmiş bulunan kitapları, çok büyük satışlara ulaşmıştır. En güçlü yapıtlarını psikolojik roman türünde veren Simenon, 'YAŞAMAK HIRSI'nda da bir paranoyakın serüvenini anlatıyor. Bu çeviride, büyük hikâyecimiz Sait Faik'in usta kalemi, Simenon'un sürükleyici anlatımıyla birlikte, yapıtın psikolojik gerilimini en üst düzeyde tutuyor.
Yaşamak Hırsı Alıntıları - Sözleri
- Yiyin! İçin! Ağlayın! Ama Allahaşkınıza beni rahat bırakın!
- Anlayamadığımız insanlara deli damgasını yapıştırmak işin en kolay tarafıdır.
- Sen üzüntülü adamsın. Sevdalısın değil mi?
- Kırk sene hayata bir pastahanenin camekânına burnunu yapıştırmış başkalarının yediği pastalara ağzının suyu akan bir oğlan çocuğu gibi baktım. Ama şimdi pastaların onları almak zahmetine katlananların hakkı olduğunu biliyorum.
- Evet ağlamıyordu ama, yanaklarından sessiz sessiz gözyaşları yuvarlanıyordu.
- Sizi çok seviyorum... Siz çok iyi bir kadınsınız...
- Ortada bir gerçek yoktu ki efendim, öyle değil mi?
- İnsanın kendi yuvasından daha tatlı, daha temiz, daha sıcak ve samimi hiç bir yer olamazdı.
- Bütün vasilerden kurtulmuştu. O bunun için yola çıkmamış mıydı zaten? Simdi kendini herkesten kuvvetli hissediyordu.
- Yarın ben ölmüş durumda olacağım. Yaşayan bir adam için ölmüş bulunmak pek hoş bir şeydir değil mi?
- Bıktım, bıktım bu yeknesak aile hayatından.
- Şimdi yalvarırım size, bir kadeh daha çekin. Çünkü yarın bütün bunları düşündüğünüz zaman deli gibi, belki de bambaşka bir adam olacaksınız. Belki de siz de hayatta bir şeyler yapacaksınız.
- Bütün işittikleri hakikate benzer yalanlardır.
- Vakit vakit diyoruz ama ne vakti, hangi vakit?
- Şuna inanın ki insanlar hakkınızda iyi şeyler düşünsün diye yaşamağa değmez... Onlar sizden erdem numaraları bekler dururlar. Ama siz erdemsizliği ötekinin haberi olmadan ne zaman yapacağım diye düşünür dururken...
Yaşamak Hırsı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Türkiye'de Sait Faik'i en çok Bilgi Yayınevi seviyor galiba. Kitabın kapağına bir baksanıza. Kütüphaneden Sait Faik diye aldım. Eve gelip, kitaba birkaç kez bakınca yazarın George Simenon, çevirisinin Sait Faik olduğunu anladım. Simenon da okuma listemde olduğu için hayal kırıklığına uğramadım. Gerçi benim listemde Simenon'un efsane dedektifi Müfettiş Maigret vardı, Yaşamak Hırsı psikolojik roman ama olsun. Gelelim Yaşamak Hırsı'na. Ben Kees Popinga'yı (esas karakter) bizim ülkemizde kadın cinayetlerini işleyen magandalara benzetiyorum. Nedeni; #Spoiler# Yanlışlıkla bir hayat kadını öldüren ve bu suçla aranan Kees asla suçluluk hissetmez. E kazayla olmuştu çünkü o böyle olsun istememişti ki, ne suçu vardı yani(!) İşte insan kendi kendini, kanunlara göre yargılamıyor. Kendi vicdanıyla yargılıyor. Kıt vicdanında 'yaşama hakkı' diye birşey tanımlı olmayınca böyle oluyor işte. (Berna Kalaycıoğlu)
Ana karakterin kişiliği çok renkli ve eğlenceli, olaylar karşısında iç sesini duymak ilgimi sürekli en üstte tuttu. Kurgu, olayların seyri ve akışkanlık yüzünden bir oturuşta tüm kitabı okudum ^^ Not: Sait Faik Abasıyanık çevirisidir, yazarı Georges Simenon'dur. (Avernus)
Bu kitabın bende yeri özeldir. Yani nasıl anlatayım, nasıl bir bilgi havuzu sonrası sizlere kısa ve öz bilgi vereyim bilemiyorum. Yazan ben olunca KISA YAZI gerçekten de şaşırtıcı değil mi? Daha şurayı geçip konuya giremedim yahu! Spoiler olabilir. Georges Simenon ya da ağzından eksik olmayan purosu ile adını zorla tam söyleten Georges Joseph Christian Simenon. Polisiye yazarı bir psikopat kendisi. 450 eser, 550.000.000 (böyle yazınca daha kalabalık gözüküyor) okuyucuya ulaşmış bir isim. Hesapladım benim okumamla bile yaklaşık olarak tüm eserlerinin çevirisini toplasam 3 yıl yemek ve WC arası bile vermeden okumam gerekiyor yazarımızı. Ancak bu şekilde biter. Sait Faik, Bilge Karasu, Oktay Rıfat, Nurullah Ataç, Oktay Akbal, Tahsin Yücel onun eserlerini çeviren büyük isimlerimizden sadece birkaçı. Tabi bu çeviri Sait Faik'in Altın Eserleri arasına girecek kadar iyiyse - ki afedersiniz ama kendisi Fransa'da kadınlarla sürekli düşüp kalktığından Fransızcası zaten harikaydı- bize de bir okumak düşer. Yakında Dedektif Maigret de benim kütüphaneme girecek hayırlısı. Kees Popinga üzerinden hem sempatik katil algısı, hem de yalnızlığının betimlemelerinden Sait Faik'e layık bir çeviri eseri olduğunu belirtmek gerek. Metinlerde genelde bir kelime numaralandırılıp dilimizdeki karşılığı verilir ama bu metinde yeni anlamı yazılıp eski dilde karşılığının verilmesi dikkatimden kaçmadı. Cümleten mutlu keyifli okumalar diliyorum.. (Sadık Kocak)
Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?
Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım 1906 -11 Mayıs 1954), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.
Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.
1930'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.
Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri
- Mahalle Kahvesi
- Semaver
- Şahmerdan
- Havuz Başı
- Lüzumsuz Adam
- Seçme Hikayeler
- Havada Bulut
- Sarnıç
- Kayıp Aranıyor
- Alemdağ'da Var Bir Yılan
- Son Kuşlar
- Büyüyen Eller
- Hikâyecinin Kaderi
- Mahkeme Kapısı
- Karganı Bağışla
- Şimdi Sevişme Vakti
- Kumpanya
- Sevgiliye Mektup
- Medarı Maişet Motoru
- Bir Sonbahar Akşamı
- Semaver Sarnıç
- Yaşamak Hırsı
- Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
- Tüneldeki Çocuk
- Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
- Havuz Başı - Son Kuşlar
- Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
- Az Şekerli
- Açık Hava Oteli
- Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
- Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
- Müthiş Bir Tren
- Mahalle Kahvesi - Havada Bulut
- Kumpanya - Kayıp Aranıyor
- Bütün Eserleri
- Toplu Öyküler 1
- Öyle Bir Hikâye
- Stelyanos Hrisopulos Gemisi
Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri
- Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
- “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
- Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
- Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
- Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
- Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)
- Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz... (Açık Hava Oteli)
- Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum... (Lüzumsuz Adam)
- O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
- Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şey.Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
- Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
- ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
- "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)
- "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin..." (Bir Sonbahar Akşamı)
- "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
- Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
- Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
- Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
- - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya... Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya... (Havada Bulut)
- Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)