diorex
sampiyon

Yaşamak - Cahit Zarifoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaşamak kimin eseri? Yaşamak kitabının yazarı kimdir? Yaşamak konusu ve anafikri nedir? Yaşamak kitabı ne anlatıyor? Yaşamak kitabının yazarı Cahit Zarifoğlu kimdir? İşte Yaşamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.03.2022 10:00
Yaşamak - Cahit Zarifoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cahit Zarifoğlu

Yayın Evi: Beyan Yayınları

İSBN: 9789754731927

Sayfa Sayısı: 220

Yaşamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yeni Türkçe'de ki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır.

Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimizden biridir.

Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir.

Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.

Yaşamak Alıntıları - Sözleri

  • Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?
  • Cennet hediyen cehennem benim eserim..
  • Ömür sevmeyi öğrenmeye yetmiyorken, nefret etmeyi hangi ara öğreniyorsunuz...
  • Bu duyguları yapayalnız taşımak çocuk kalbime ağır geldi.
  • Bir duruşu olmalı insanın, bir bakışı, bir anlayışı, bir davası olmalı
  • Öyle ya, her gözün başka bir bakışı var. .
  • “Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın Denizi mavi olsa ne yazar Olmasa ne?”
  • Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
  • “Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.”

Yaşamak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kısa bir şiir ve ardından “ne çok acı var” diye başlıyor kitabımız… Sonra kendinizi Zarif adam ile beraber altmışlı yetmişli yıllarda buluyorsunuz. Yaşamak… Bence bir kitaba verilebilecek mükemmel bir isim. Çoğu insan yaşadığını sanıyor ama aslında yaşamıyor. Yaşamak denilemez buna. Ama Cahit Zarifoğlu yaşamayı beceren sayılı insanlardan bir tanesi diye düşünüyorum. Bu kitabı okurken sizde nasıl yaşadığına tanık olacaksınız. Normal de kapalı bir anlatım tarzı olan Cahit Zarifoğlu’nun şuana kadar okuduğum en açık kitabı diyebilirim. O yüzden ilk bu kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitap günlük ve anı türünde gibi gözüküyor. Öyle bildiğiniz gibi zamana göre ilerlemiyor. Tarihler karışık. Bir bakmışsınız geçmişe gitmiş. Birde bakıyorsunuz yaşadığı zamana geri gelmiş. Ayrıca bu türler dışında yazılarının içine birçok türü de katmış. Deneme yazıları da var. Şiir de var. Sayamayacağım kadar çok konuya değinmiş. Bazen yeni bilgiler öğreniyorsunuz. Bazen de yazarın bir insan, bir konu hakkındaki görüşlerini görüyorsunuz. Kitap içerisinde çok sevdiğim anlam dolu beni duygulandıran paragraflar vardı. Bu adama Zarif adam diyorlarsa içinde aşkında, sevginin de geçmesi gerekiyor. Ve geçiyor da... Yalnızlık da olmazsa olmazlardan… Yazılarında kimi zaman insanları, kimi zaman da davasını anlatmış… Bazı yerlerde annesine olan sevgisi ve özlemini dile getirmiş. Bazen de babasına sitem etmiş. Gönlü zengin yaşlı bir dedeyle olan anısını da anlatmış. Hani bir yayla da süt ikram eden fakat Nehri geçemediği için sütü gelip kendilerinin almasını isteyip, hediye eden kişinin kendisi olmasına rağmen özür dileyen kocaman yüreği olan yaşlı dede... Ne sevmiştim bu dedeyi. Dedemi hatırladım. Ne çok özlemişim onu. Bugünlerde ölmüştü oda. Yazarımız yeni nesilden de şikâyetçi olduğunu "Dönelim kendimize ve aldığımız yaralara bakalım" diyerek belirtmiş. Modernleştikçe kendimizi, kültürümüzü kaybettiğimizi söylüyor. Türkiye sınırları içerisinde yazdığı yazıların yanı sıra yurtdışı yazıları da var. Oralardan da bahsetmiş. Biliyorsanız C. Zarifoğlu Dünyanın birçok yerini otostop ile dolaşmıştır. Her dilden her renkten insanlarla tanışmış ve yaşamış olması gerekir. Ama yine de yalnızlık işlemiş bu şairimizin içine. Savaş hakkında yazıları da var. Mesela Vietnam savaşına değinmiş. Kitabın sonuna doğru Afganistan savaşını da kalemine almış. Bun konuyla ilgili şiir türünde yazmış olduğu bir Çocuk kitabı da var. İspanya iç savaşına da... (Bu bölümü okuduğum gün Pan’ın labirentini izledim. Orada da ispanya savaşı atmosferi vardı. Tevafuk olsa gerek. :) ) Bir yazısında ise Şairi anlatır. Şiiri anlatır. Bu ikisinin arasında ki bağı, hangisinin hangisine hükmettiğini anlatır. Yazmaya çalıştığı romanlardan bahseder. Oradaki olaydan, romancıdan, karakteri olan çocuğun safça bakış açısından… Babası ile olan mektuplar da kitabın içinde yer almaktadır. Babası ile problemli olduğunu düşünürdüm. Daha önce bazı yazı ve videolardan böyle düşünmüştüm ama bu mektuplara bakınca hiçte öyle gözükmüyor. Babasının oğluna ne kadar değer verdiğini görüyoruz. Her mektubun da ibadetlerini yapmasını yazması da dikkat çekici… Dini konulara da değinmiş. Her şeyin mirasçısı olana duyulan Hasretten bahsetmiş. Kelimeden, sevgiden, sevginin çekip gitmesinden bahsetmiş. Sezai Karakoç ve onun edebi dilini nasıl kullandığına, o dönemde şiirine duyulan hatırı sayılır ilgiye değinmiş. Müzik için fazla şansınız olmadığından, müzik başlar başlamaz kapatılan radyoların yanında büyüdüğüne değinmiş. Önceden sevdiğim, bir insan sayesinde daha da çok sevdiğim İzmir'i ve orda geçen bir anısını da yazmış. Ankara’dan Oradaki insanlardan, yer altında okunan ezanlardan ve kılınan namazlardan bahsetmiş. Olumlu düşünceler değildi bunlar. Sonunda ihtiyar dedenin sayesinde asıl manayı fark etmiş. Bir annenin çocuğuna olan ilgisin gözlemlediği bir olayı ve sonucunu anlatmış. Anarşi salgınını kokakolanın tutması gibi reklam ve propagandaya bağlamış. Neden Dindar bir çevreden evlendiğine değinmiş. İsmet Özel ile olan anısına yer vermiş. Sanat’tan da bahsetmiş. Divan Edebiyatından dahi bahsetmiş. Arada Fuzuli’ye değinip oradan da Dostoyevski’ye atladığı olmuş. Sanat üzerine yazdığı bölüm kitabın en ilgi çekici yerlerinden birisiydi. Son olarak kitabında bazı yerlerinde Necip Fazıl’dan da bahsediyor. Hatta bahsettiği bir olayı Necip Fazıl’ın O ve Ben kitabında da okumuştum. Velhasıl gördüğünüz gibi gündelik, sanatsal, eleştirel yazılar yazmış. Çok da güzel yazmış. Keyifli Okumalar… (Münzevi Okur)

"Dedim ya işte, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?": Cahit Zarifoğlu en sevdiğim yazar ve şairdir. Bu eserini aslında geçen yıl almıştım fakat şiirleri biraz kapalı olduğu için acaba bu kitabını da okurken zorlanır mıyım, verilmek istenen mesajları anlayabilir miyim, kitabı okumak için hazır mıyım diye düşünmekten bir türlü başlayamamıştım. Her kitabın bir zamanı vardır derler. Bizim de başlamamız bu yıla nasipmiş. Zarifoğlu'nun bu eserinin türüne tek başına günlük demek doğru olmaz çünkü kitapta anı, günlük, mektup, şiir ve denemelere de yer verilmiştir. Zarifoğlu, savaş, din, sanat, edebiyat hakkındaki görüşlerine, çocukluk ve askerlik anılarına ve daha birçok konuya değinmiştir. Yaptığı eleştirilerle bizi düşünmeye ve sorgulamaya, özümüze dönmeye davet etmiş, pek çok mesaj vermiştir. Özellikle babasının yazmış olduğu o samimi mektupları okurken içim sımsıcak oldu. Zarifoğlu'nun bu eseri diğer eserlerine oranla çok daha açık. Yer yer kapalı betimlemeler, cümleler olsa da bunlar sıklıkta değil. Tarihler karışık olarak verilmiş, yazım ve noktalama kuralları kitabın orijinalinin bozulmaması için düzeltilmemiştir. Zarifoğlu da zaten kitabın bir yerinde "İmla düşüklüğünden zevk alıyorum." gibi bir ifade kullanmış, bunu kasıtlı yaptığını belirtmiştir. Bu ufak yerler hariç okunması kolay, akıcı. Kitabın bitmesinden korkarak yavaş yavaş okumaya çalıştım ama o kadar muazzamdı ki bir sayfa daha bir sayfa daha derken okuma süremi ancak bu kadar uzatabildim. Sizin de kendinizden muhakkak bir parça bulacağınızı düşünüyorum. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. (Betül)

Kitabın Yazarı Cahit Zarifoğlu Kimdir?

Abdurrahman Cahit Zarifoğlu (d. 01 Temmuz 1940, Ankara - ö. 07 Haziran 1987, İstanbul), Türk şair, yazar.

Aslen Kahramanmaraşlı'dır. 1940 yılında Türkiye'nin başkenti Ankara'da doğmuş olan şairin çocukluğu Kahramanmaraş'ta geçmiştir. Edebiyata, Kahramanmaraş Lisesi'nde iken şiir ve kompozisyon yazarak başlamış, lise sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okumuş ve buradan mezun olmuştur. Öğrenciliği sırasında çalışmak zorunda kalınca, sayfa sekreteri olarak çalışmış yine bu dönemde Diriliş Dergisinde çeşitli şiirleri yayımlanmıştır. 1976'dan sonra, kurucularından olduğu, Mavera Dergisinde şiirleri, birkaç hikâyesi, senaryo çalışmaları, günlükleri ve "Okuyucularla" ismini verdiği sohbetleri yayımlanmıştır.

Değişik zamanlarda ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği yapmasının yanı sıra, Mavera Dergisi'ni çıkartmaya başladığı süreçte TRT Genel Müdürlüğü'nde mütercim sekreter olarak da görev almıştır. 1987 yılında vefat etmiştir. Mezarı Beylerbeyi'ndeki Küplüce mezarlığındadır.

“Yedi Güzel Adam” adıyla anılan isimler Türk edebiyatına damga vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'dır. Yolları Kahramanmaraş'ta kesişen 7 Güzel Adam'ın eğitim gördüğü 169 yıllık tarihi Maraş Lisesi 2019 mart ayında müzeye çevrilmiştir.

Cahit Zarifoğlu Kitapları - Eserleri

  • Şiirler
  • Serçekuş
  • Yaşamak
  • Bir Değirmendir Bu Dünya
  • Yedi Güzel Adam
  • İşaret Çocukları

  • Menziller
  • Motorlu Kuş
  • Yürekdede İle Padişah
  • Korku ve Yakarış
  • Rilke'nin Romanında Motifler
  • Romanlar
  • Hikayeler

  • Ağaç Okul
  • Gülücük
  • Katıraslan
  • Kuşların Dili
  • Küçük Şehzade
  • Ağaçkakanlar
  • Zengin Hayaller Peşinde

  • Sütçü İmam
  • Mektuplar
  • Konuşmalar
  • Çocuklarımızla Atlara Biniyorduk
  • Radyo Oyunları
  • Okuyucularla
  • Mavera Dergisi - Sayı 1

  • Savaş Ritimleri
  • Deve ile Uçuç Böceği
  • İns
  • Mavera Dergisi 1. Cilt 2. Sayı
  • Mavera ( Aylık Edebiyat Dergisi Cilt: 1 / 12 Sayı Birden )
  • Mavera (Aylık Edebiyat Dergisi Cilt:2( 12/24 Birden)
  • Mavera Cilt:3 (Aylık Edebiyat Dergisi, 25/36 sayılar)

Cahit Zarifoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Beş yüz yıllık saçaklı minareden önce salâ verilir, sonra müezzinin yankılı ve yanık sesi gönülleri kabartırcasına ürpertir, içlerindeki imanın alâmetini dışarıda da görmek isteyen Müslümanların içleri içlerine sığmaz. Dinginlik dolu ortalığı büyük bir heyecan dalgası kaplar. (Sütçü İmam)
  • “Eğer umudum olmasa, bir saniye yaşayamam.” (Ağaçkakanlar)
  • Sen benim durup durup saplandığım. (İşaret Çocukları)
  • Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, Eğer kalbinde merhametin zerresi kalmamışsa. (Yürekdede İle Padişah)
  • Derken namaz ikmal olmuş. Yüreğe bir cila daha atmış. Göz biraz daha büyümüş, bakışı ıslanmış. Şimdi kainat biraz daha dolu, hayat biraz daha büyük, öte alem bir ganimet gibi el altında. (Yürekdede İle Padişah)
  • Zamanların, yerlerin ve göklerin, ötelerin bilgisi ve yorumu Müslümanın bildirisinde ifadesini bulacaktır. Geçmiş tanıktır buna, zaman tanık olmaktadır, gelecek tanık olacaktır. (Mavera Cilt:3 (Aylık Edebiyat Dergisi, 25/36 sayılar))

  • Çağdaş bir düşünürün de dediği gibi insanlar, 'başkalarının yargı ve düşünce denizinde' yüzerler. (Rilke'nin Romanında Motifler)
  • Emin olun dedi tilki, yolculuğa çıkan bir hayvanın ilk defa silahlandığına şahit oluyorum. Tıpkı bir insan gibi davranmışsınız. Sevgili dostum, dedi aslan, sen de sair yol tedariklerini düşünürken tıpkı bir insan gibi davranmışsın. (Katıraslan)
  • “Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın Denizi mavi olsa ne yazar Olmasa ne?” (Yaşamak)
  • Kendini kendinin içine koydu, kaybolsun istedi; sıkıntısı burnundan taştı... (Hikayeler)
  • -Dünya yüzünde, insandan daha zalim, daha öldürücü, daha vahşi başka bir mahluk yoktur. (Motorlu Kuş)
  • “Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur.” (Yedi Güzel Adam)
  • Görüyorum ki korkunç olan sadece benim ötüşüm değil, senin beni öldürmek niyetin daha korkunç. (Radyo Oyunları)

  • "Eğer hayvanlar aralarında konuşuyorlarsa, kim bilir neler söylüyorlar insanoğlu için." (Yürekdede İle Padişah)
  • Yol boyunca Beşikten başlayıp Mezarlara kadar Önce besmele En güzel kelime Allahım Yol boyunca Bırakma elimi Düşerim sonra Allahım Niçin halkettinse beni Kalbime söyle iyice Engellerden arınsın yolum Allahım O güzeller güzeli Hangi iyilik diledi senden Dilerim ben de öylelerini Allahım Peygamber efendimiz Hangi şerlerden sığındıysa sana Upuzak tut benden de onları Allahım Yol boyunca Tarih boyunca Başıboş bırakma bizi (Şiirler)
  • Anne Ne olur Eksilme hiç Başımızdan (Deve ile Uçuç Böceği)
  • “Yıllarca aynı kalmış bir şeyin bir saat sonra da aynı kalacağına inanmak yanlıştır. Hayatın garantisi yoktur.” (Rilke'nin Romanında Motifler)
  • - Hiç birimiz Allah'ın bu güzel nimetine layık değiliz ama, Allah cömerttir, lütuf ve kerem sahibidir buyurun şükrederek yiyelim, Allah hiç birimizi nimetine küfredenlefden eylemesin. (Küçük Şehzade)
  • İhaneti onlar adına olsun anlamaya çalışıyorum. (Savaş Ritimleri)
  • Bana kalsa koşa koşa ayrılırdım buralardan. Burnuma insan kokusu geliyor çünkü. (Radyo Oyunları)

Yorum Yaz