Yaşama Fırsatı - Mehmed Alagaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yaşama Fırsatı kimin eseri? Yaşama Fırsatı kitabının yazarı kimdir? Yaşama Fırsatı konusu ve anafikri nedir? Yaşama Fırsatı kitabı ne anlatıyor? Yaşama Fırsatı kitabının yazarı Mehmed Alagaş kimdir? İşte Yaşama Fırsatı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmed Alagaş

Yayın Evi: İnsan Dergisi Yayınları

İSBN: 9789756062234

Sayfa Sayısı: 93

Yaşama Fırsatı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Durmuyordu,

durmak bie yana git gide şiddetleniyordu bu sarsıntılar!.

Sartıntıyla kolkola gelen müthiç uğultu ise sarsıntıdan daha fazla bir korku, daha fazla bir dehşet veriyordu insanın içine!.

Bu bir se miydi, yoksa yıllarca birikerek büyüyen öfke ve kızgınlık dolu bir homurtu mu pek anlaşılmıyordu!.

Ne yapacağını şaşırdı Hakan!.

Duyduğu dehşetten nefes almayı unutmuş gibiydi!.

Aman ya Rabbi ne kadar uzun, ne kadar da uzun sürüyor" dedi içinden!. Küçücük bir zaman dilimi olan saniyeler, küçücük içlerini deprem gerçeğiyle doldurarak bir saat, bir gün, bir hafta gibi genişliyorlardı sanki!.

Mahzene doğru hızla inerlerken arkalarına hiç bakmıyorlar, arkalarına hiç bakmak istemiyorlardı artık!. Çünkü git gide artan müthiş bir çatırtı sesi kendilerine yaklaşıyor, kendilerini takip ediyor gibiydi!. Sanki arkalarından moloz yüklere, dehşet verem nir gürültüyle kamyonlarca moloz dökülüyordu!.

Fakat canlıydı, canlanmış bir canavar gibiydi bu molozlor!. Uzun yıllardır insanların isyanını sessiz bir öfke ile seyreden tavanlar, insanların küfrünü büyük bir sabirla dinleyen duvarlar, deprem ile canlanarak bu yılların hesabını sormak istiyorlardı!.

Yaşama Fırsatı Alıntıları - Sözleri

  • -Bak Hakan!. Rabbimizin namaz konusundaki hükümlerinden biri, dünyanın neresinde olursak olalım Kabe'ye yönelmemizdir. Şimdi herhangi bir kişi ya da herhangi bir meclis, "Bundan sonra namaz kılarken Kabe'ye değil, İsviçre'ye yöneleceksiniz" derse, böyle bir kanun çıkarırsa ne yaparsınız? - Tabi ki kabul etmeyiz!. -Etmezsiniz tabi!. Bu konuda hüküm koymak Rabbimin hakkıdır ve en güzel, en doğru hüküm, Rabbimin hükmüdür dersiniz!. Onların bu konudaki hükmünü ve hüküm koyuculuğunu reddedersiniz, öyle değil mi? - Evet! -İşte önemli olan, Allah'ın bu hükmünde gösterdiğiniz müslümanca tavrı, Allah'ın diğer hükümlerinde de göstermenizdir. Çünkü yüce Rabbimiz sadece namaz, sadece abdest, sadece oruç hükmünü vazetmemiş, kullukla ilgili olarak sadece bu hükümlerin gereğini yapmamızı emretmemiştir. Hüküm ve hikmet sahibi olan Rabbimizin bütün bir hayatımızı kuşatan, insan ve toplum ilişkilerinde bize yol gösteren hükümleri vardır. Bu hükümlerin bir kısmı önemli, bir kısmı önemsiz değildir. Namazla ve oruçla ilgili hükümler nasıl önemliyse, evlilikle, aile hayatıyla, işimizle, ticaretimizle, insan ve toplum ilişkilerimizle ilgili hükümler de o kadar önemlidir. Çünkü İslam bir yaşam şekli, bir yaşam biçimidir müslümanlar için. Bizlere nasıl ve ne şekilde yaşayacağımızı beyan eden bütün hükümler, Allah'a kulluğumuzun bir gereği olarak inanmamız ve yaşamamız gereken hükümlerdir. Allah'ın bu konulardaki hükümlerine zıt hükümler koyarak, insanları bu hükümlere itaate davet eden her kişi ya da her kurum, insanlara ilahlık taslayan, insanları kendisine kulluğa davet eden birer put, birer tağuttur. Müslümanın görevi ise kendisine ilahlık taslayan tüm putları, tüm tağutları "La ilahe" sözünün bir gereği olarak reddetmesi ve "illallah" diyerek sadece Allah'a yönelmesi, sadece Allah'a kulluk etmesidir.
  • Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!.
  • Lanete değil, rahmete muhtacız!.
  • Günümüz insanları böyle bir sessizlik ve sakinlikten ne kadar da yoksundu!.. Bazı sinema filmlerinde adam eve gelip karanlık salonun ışığını yaktığında ve içeride saklanan onlarca kişi hep bir ağızdan "İyi ki doğdun bilmem kim!.." diye bağırışmaya başladıklarında bu zavallı adam nasıl bir şaşkınlık yaşıyorsa; böyle bir çağda dünyaya gelen bebekler de aynı şamata ile karşılaşıyor ve aynı şaşkınlığı yaşıyorlardı!.. ve ne yazık ki insanların yaratılışı ve Yaratıcıya ilgisini tamamen dağıtan bu teknolojik şamata çoğu kez bir ömür boyu sürüyordu!.
  • Televizyon ekranları her gece sadece 10 dakika birer aynaya dönüşse ve ekran karşısındaki insanlar bu aynada sadece 10 dakika kendilerini görüp, kendilerini düşünseler, hiç kuşkusuz ki bu zavallı İnsanlar kendilerine bu kadar uzak kendi gerçeklerine bu kadar yabancı olmazlardı!.
  • Sünnet ve müstehapları birer farz gibi göstererek gerçek farzlardan oluşan çıtayı yükselten ve bu gibi bağnazlıklarla Allah'a kulluğu zorlaştıran bu insanlara, böylesi yaklaşımların dinde haddi aşmak anlamına geldiğini ve Resulullah'ın gerçek sünnetinin FARZLARA BAĞLILIK olduğunu bir türlü anlatamamıştı.
  • Deniz değil Allah yaklaştırıyordu onu ölüme..
  • Acaba kendisi de Yunus Aleyhisselam gibi aceleci davranmış erken mi ayrılmak istemişti bu evden!. Bunu bilemezdi bunu tam anlamıyla bilemezdi ama akıbeti sanki Hz Yunus'un akıbeti gibi olmuştu Hz Yunus Aleyhisselam balığın karnındaki karanlıklara düşerken kendisi de ayrı fakat benzer bir karanlığa düşmüştü!.
  • Hakan bir daha o kelimeyi duymayayım. Lanete degil, rahmete muhtacız!.
  • Hakan'ın "kale gibi sağlam" sözü Balıkçı Ahmed'e Semud Kavmi'ni hatırlatmıştı. Salih Aleyhisselam kendilerine Allah'a kulluğa davet etmesini ve bu Daveti kabul etmezlerse sünnetullah gereği helak olacaklarını bildirmesine rağmen Semud Kavmi inkarindan vazgeçmemişti. Oysa kendilerinden önce ilahi daveti reddeden Ad Kavmi'nin helak edildiğini biliyorlar, ancak bu helakın Allah'tan değil birer put yerine koydukları tabiattan kaynaklandığına inanıyorlardı. Nitekim bu inanışlarına göre gerekli önlemleri almışlar ve deprem sarsıntıları da en müstakim en sağlam yerler olarak gördükleri dağlarda kendilerine güvenli evler yontmuşlardı. Çok büyük kayaların içini yontarak edindikleri, kaya gibi sağlam bu evlerde artık ne depremden ne de sarsıntılardan korumalarına gerek vardı. Işte bu güvenle Hz Salih Aleyhisselam'ın Allah'a kulluk davetini reddetmişler, işte bu güvenle Allah'ın bir azabı ile helak edilmekten korkmamışlardı. Fakat kaya gibi sağlam evleri onları Allah'ın azabından kurtarmamış ve bu inkarları nedeniyle kendilerini dayanılmaz bir sarsıntı tutarak yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahlamışlardı. Allah'tan korkmayan ve tarihten ibret almayan Semud Kavmi kendilerinden önceki Ad Kavmi gibi helak edilmişlerdi.
  • 'Düşünüyorum öyleyse varım' sözü doğru ise ne olduklarını ve ne olacaklarını hiç düşünmeyen bu insanlar, yoktu. Gerçekten yoktu bu dünya aleminde. Var olduklarını zanneden bu Ölüler yaşamın ve yaşamanın anlamını hiç ama hiç bilmiyorlardı..

Yaşama Fırsatı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Üç karakterden oluşan, okuması ve ders alması kolay ancak verdiği mesajlar itibariyle oldukça ciddi kaygılarla yazılmış bir eser. Yazana ahiret azığı olabilecek değerde. Mehmed Alagaş'ın romanlarını okumaya devam edeceğim. Alnımdaki Işık, Cumali, Yaşama Fırsatı, Taş romanlarını okudum. İçerik hakkında bir ön yargıya fırsat vermemek adına konudan bahsetmek istemiyorum ama şunu söylemezsem olmaz diye düşünüyorum: Yaşamanın nasıl bir fırsat olduğunu 90 sayfa sonra anlayacaksınız ve hayatınızı yeniden yorumlamaya başlayacaksınız. Çünkü hala yaşamaktasınız. (Mehmet Erturan)

Kısa ama etkili bir kitap. Aslında dini yaşamayı unutan bizler için biçilmiş kaftan. Herkese ikinci bir fırsat verilir. Sanki müsvedde yaşadığımız hayatı temize çekme fırsatı gibi. Kuran i teyp gibi düz düz okumak dinlemek degil onu yaşama fırsatını görebilmeli. Bu fırsatın farkına varabilmeli... (Üzeyme Sungur)

Kitabın Yazarı Mehmed Alagaş Kimdir?

Mehmet Alagaş,güzel bir müslüman olmak için nasıl düşünülmesi ve nasıl yaşanılması gerektiği sorusunu Kuran-ı Kerimde arayan ve bulduğu Kurani gerçekleri insanlarla paylaşmaya çalışan Allahın bir kuludur.

Mehmed Alagaş Kitapları - Eserleri

  • Taş
  • Alnımdaki Işık
  • Tapusuz Süleyman
  • Cumali
  • Divane
  • Tevhid ve Şirk

  • Kimlik Tercihi
  • Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları
  • Yaşama Fırsatı
  • Tutsak
  • Kadının Onuru
  • Cumaya 5 Kala
  • Aynalar Ve İnsanlar

  • Yoldaki Musibetler
  • Din Gerçeği ve İslam
  • Şafak Mektupları
  • Kişiye Özel
  • İşaret Yazıları
  • Kur'an'a Yönelirken
  • İki Fecr Arasında

  • Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış
  • Tartışılan Sorular
  • Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1
  • Rahmete Yolculuk
  • Yaşama Fırsatı
  • Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 2
  • Vahdete 7 Adım

  • Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 3
  • Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık 4
  • Sona Son Kala
  • 2012 ve İki Deniz Arası
  • Müteşabih Müslümanlar
  • 23 Mesele

Mehmed Alagaş Alıntıları - Sözleri

  • Fakat ne gariptir ki, insanlara rızık verici yani Rezzak olan Allah, insanları açlık ile korkutmazken; kendi rızıkları için dahi Allah'a muhtaç olan yaratıklar, insanları açlık ile korkutabilmektedirler! (Kur'an'a Yönelirken)
  • Size güzel gelen bir kadının , Bacaklarına veya göğüslerine hangi duygularla bakıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, Karınızı güzel kabul eden bir erkek de, Karınızın bacaklarına ve göğüslerine aynı duygularla bakacaktır. (Kadının Onuru)
  • Hakim ideolojilere bağlı bir yazar değilseniz ve bunun da ötesinde kaleminizle hakim ideolojilerin çürük tahtalan na dokunuyorsanız, mutlaka ve mutlaka dayanıklı bir yazar olmanız gerekmektedir. Çünkü ne zaman, neyle karşılacağınız pek belli olmaz. Dokunduğunuz çürük tahtalardan ortaya çıkan tahta kurulan "Sen bizim düzenimizi mi yıkmak istiyorsun?" diyerek size hücum edebilirler!. (Aynalar Ve İnsanlar)
  • Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir. (Tevhid ve Şirk)
  • Bizler dünyaya 'sahip' olmak için değil, 'şahit' olmak için geldik. (Divane)
  • Netice olarak Allah ile kul arasına giren şeytandan değil de, insanları hakka davet eden salih müslümanlardan rahatsız olan bu çığırtkanlar, böylesi yaklaşımlar ile Allah'ı değil şeytanı memnun etmekte ve şeytanın dostu olmaktadır... (Kimlik Tercihi)

  • Brüt olarak dağlarca ağırlığı olan nice insanın mal, makam ve şöhrete dayalı darasını çıkarırsanız, ne yazık ki geriye net olarak önemli bir şeyin kalmayacağını göreceksiniz! (Cumali)
  • Kur'an'ı Kerim'in hayır olduğuna iman eden bütün Müslümanlara şunu sormak istiyoruz: Başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in, size, sizin yaşantınıza, sizin düşüncelerinize, sizin eylemlerinize şimdiye kadar ne hayrı oldu? İşte bu soruya yeterli ve olumlu cevap veremeyen kimseler, başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in hayrına ulaşamayan, bu hayırdan nasiplenemeyen kimselerdir. (Kur'an'a Yönelirken)
  • Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir. (Tevhid ve Şirk)
  • Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı? (Tevhid ve Şirk)
  • Allah için ölmek ne kadar güzel ise Allah için yaşamak da o kadar güzeldir. (Cumali)
  • Camideki cemaatın durumunu tekrar gözden geçirdi. Kelime-i tevhidi açıklarsa, cemaatten itiraz edenler olacaktı. Çünkü kelime-i tevhidin gereği olarak, insanlara ilahlık taslayan bütün politikacıların, insanlara ilahlık taslayan bü­tün İdeolojilerin, bütün sistemlerin, bütün devletlerin red­dedilmesi gerekecekti. Tevhid, sadece ve sadece Allah'a kulluk etmekti. Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul etmekti. Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişiler, hüküm koyan merciler varsa, Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık taslayan bu kişilerin, bu mercilerin redde­dilmesi gerekirdi. (Cumaya 5 Kala)
  • Gözyaşı, yaraları yıkar, mikrop kapmasını engeller, gönül yangınını söndürür. (Kimlik Tercihi)

  • Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var (Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1)
  • "İnsan ölümle karşılaştığı zama geçmişinin bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenirdi. " (Yaşama Fırsatı)
  • Müslüman bir erkeğin karısının haklarına riayet etmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi, Müslüman bir kadının kocasının haklarına riayet etmesi ve onun hizmetini görmesi , Allah'ın rızası gözetilerek yapıldığı sürece , Allah'a kulluk içine girmekte ve karşılığı ecir olmaktadır . (Kadının Onuru)
  • “Mü’minin her yaşı güzeldir” buyuruyor. (Cumali)
  • "Sınırlı bir menzili ve keyfiyeti olan gôrme duyumuzdan hareket ederek herşeyi hakkıyla gören "Basir'ı" tanımlayacağımız gibi, şimdiki zamana bağlı sabrımız dan hareketle zamandan ve mekandan münezzeh olan Rabbimizin sabrını tanımlayamayız. Rabbîmizi kendimize göre "tanımlamaktan" sakınmamız ise elbetteki bizleri Rahmân olan Allah'ı âyetlerden hareketle tanımaya- anlamaya çalışmaktan alıkoymamalıdır." 23 MESELE // Mehmed ALAGAŞ, sh,74 - Insan Dergisi Yayınları (23 Mesele)
  • Mesela duyduğu bir rahatsızlıktan dolayı doktora giden ve muayenesi sonucu öleceğini öğrenen insanın durumu ne olur hiç düşündünüz mü? Bu insanın dünyası ve dünyaya bakışı bir anda değişir! Sevdiği bir çok şeye karşı, sevgisini yitiriverir. Anlamlı gördüğü birçok şey anlamsızlaşıverir. Şu an dert edindiği birçok şey, dert olmaktan çıkar. Korktuğu birçok şeyden korkmaz olur. Elli yıl çalışarak biriktirdiği milyarları, elli gün daha fazla yaşamak için vermek ister. Bu insan müslümansa, ne yazık ki bu müslümanda da değişiklikler olur. Ölüm haberine her an hazır olan, bu haberi her an bekleyebilen bir müslümanda olmayacak, olmaması gereken değişiklikler, zamanımızdaki birçok müslümanda oluverir. Ölüm haberini alan bu müslüman bir anda kendisine geliverir. Öldükten sonra hesaba çekileceğini bildiği için, başını arkaya çevirerek hesap vereceği yaşantısına bakar. Sevdiği Rabbi için yapmadığı, ertelediği, geciktirdiği bütün güzel eylemler bir dağ gibi yığılır gözlerinin önüne! Ağlamaya, hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Öleceği için değil, amel heybesini, güzel amellerle dolduramadığı için, göğsünü ve gönlünü gere gere "Ey güzel Allah'ım, ey güzel Rabbim, bana lûtfettiğin ömrümle sana bu amellerimi getirdim" diyemeyeceği için ağlar ve ağlar ve ağlar... Tabi ki gecikmiş bir idrak, gecikmiş bir gözyaşlarıdır bunlar. O halde sizler, sizler geç kalmayın canlar, geç kalmayın arkadaşlar! Şimdi gülüp, ölürken ağlayanlardan değil, şimdi ağlayıp,ölürken gülenlerden olun... Vakit öldüren ölülerden değil, dipdiri eylemlerle vakitlerini dirilten, dirilerden olun.. Çünkü sizlere bir doktor, bir profosör, bir kahin değil, sizleri yaratan Allah ve O'nun Rasulü bildiriyor. ÖLECEKSİNİZ...! (Kişiye Özel)
  • Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!. (Yaşama Fırsatı)