Yargı - Franz Kafka Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yargı kimin eseri? Yargı kitabının yazarı kimdir? Yargı konusu ve anafikri nedir? Yargı kitabı ne anlatıyor? Yargı kitabının yazarı Franz Kafka kimdir? İşte Yargı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Franz Kafka

Çevirmen: Ahmet Cemal

Orijinal Adı: Das Urteil

Yayın Evi: Yayıncı: Max Brod

İSBN:

Sayfa Sayısı: 244

Yargı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hikâye, odasında oturan genç bir tüccar olan Georg Bendemann'ın yıllar önce iş kurmak için memleketinden ayrılan ilk zamanlar başarılı olan fakat artık işleri iyi gitmeyen Rusya'daki sevgili arkadaşına mektup yazmasıyla başlamaktadır. Georg, diğer olayların yanı sıra arkadaşına nişanlandığını ve yakında Frieda Brandenfeld ile evleneceğini söyler.

Georg, derin düşüncelerinden sıyrılır ve babasını kontrol etmeye karar verir. Babasına, arkadaşına yeni bir mektup yazdığını ve arkadaşını yaklaşan evliliği hakkında bilgilendirdiğini söyler. Babası, oğlunun Rusya'daki arkadaşının varlığını sorgular, bu noktada Georg konuyu değiştirir. Georg'un babası karısının ölümünün Georg'dan daha çok kendisini etkilediğini iddia eder.

Georg babasının bir süre yatakta yatmasını ısrar edince baba, oğlunun kendisinin ölmesini istediğini iddia eder. Üstelik oğlunun arkadaşından haberdar olduğunu kabul eder. Georg'un kendini kötü hissetmesine neden olur ve arkadaşının Rusya'ya taşındığından beri Georg'un arkadaşını görmezden geldiğini öne sürer. Baba, Georg'un sevgisi ve ilgisini takdir etmez, kendi işini halledebileceğini belirtir. Georg, bir köşeye çekilir ve babasından ve sert sözlerinden ürker.

Georg'in babası onu bencil olmakla suçlar ve sonunda oğlunu "boğulmak suretiyle ölümle" cezalandırıyor. Georg kendini odadan atılmış hisseder. Evinden koşarak bir köprüye doğru koşar ve köprünün korkuluklarına varır, sıçrayıp arkasına geçer. Kendini sulara bırakır.

Yargı Alıntıları - Sözleri

  • Ben böyle biriyim onun da beni böyle kabul etmesi gerek
  • "Sevgili anneciğim, sevgili babacığım sizi daima çok sevdim. " kendini sessizce suya bıraktı. O an köprüde sonsuz trafik vardı...
  • Yeterince güçlü değilim artık belleğim zayıflıyor bütün o bir sürü ayrıntıyı görebilecek göz kalmadı.
  • Sanıyorsun ki başka bir şeye aldırış ettiğim var
  • Özellikle Petersburg gibi bir yerde nereden arkadaşın olacakmış ? Buna hiç inanamam doğrusu.
  • "Sevgili anneciğim, sevgili babacığım her vakit sevdim sizi." Sözleriyle kendini aşağı bıraktı.
  • Bir sürü boş şey arasında adalet kaybolup gidiyor.
  • Burası dev gibi karanlık
  • "So bin ich und so hat er mich hinzunehmen", sagte er sich, "ich kann nicht aus mir einen Menschen herausschneiden, der vielleicht für die Freundschaft mit ihm geeigneter wäre, als ich es bin."
  • Sana içtenlikle selam yolluyorum
  • Bugün kendimi pek mutlu hissetmediğimi öğrenmen gerek
  • Sanıyor musun seni sevmezdim ben. Seni dünyaya getiren ben nasıl sevmezdim ?
  • Dışarıdaki hava sana çok iyi gelecekken tutup pencereyi kapıyorsun.
  • Yetişkin biri olmam amma da uzun sürdü
  • Arkadaşıma nişanlandığımı yazsam mı yazmasam mı ?

Yargı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ona her şeyi ben anlattım.: Babasıyla sürekli bir çatışma halinde olan Kafka; ona karşı ne kadar aciz ve meftun olduğunu gösterdiği bir hikayesidir. Babasına karşı duyduğu derin duygu karmaşasının içinden çıkamaz bir haldedir. (Ayşenur Aslan)

Babasına karşı duyduğu duyguları anlatan bir kitap ama kafkaya göre biraz kalitesi düşük geldi. Tam dokunaklı gelmedi sözler sanki bir korkağı andıran sözler gibi geldi beğenmedim tavsiyede etmem kafka'nın diline bir türlü ısınamadım sanırım benlik bir yazar değil. (MECNUN)

Depresif ve uzak: Kafka'yı iyi bilen, seven ve onun hayatıyla ilgili tecrübelerine hakim birisi değilseniz bu eser sizi tatmin etmeyebilir. Ki ben de bu gruba dahil sayabilirim kendimi. Kafka'nın eserlerine ve bu kitap özelinde kitaptaki depresif havaya çok hakim olan birisi olmadığımdan olacak ki bu hikayeyi çok sevemedim. Babasıyla arasındaki problemleri kendini taşlayıcı bir şekilde toparlayıp sonunda şaşırtıcı bir şekilde "yargı" hükmü ile bitirmiş Kafka. Kitap, Kafka'nın hikayesini bilmeyenlere çok uzak bir eser gibi gelecek diye düşünüyorum. (Enderali)

Kitabın Yazarı Franz Kafka Kimdir?

Yahudi bir tüccar aileden gelen, Almancaya da hâkim olan bir yazardı. Kafka'nın en önemli eserlerini, üç romanının (Dava, Şato ve Kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor.

Kafka'nın eserlerinin büyük bölümü ancak Kafka'nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı.

1883 yılında Prag'da doğdu. Taşralı Çek proletaryasından gelip zengin bir tüccar konumuna yükselmiş bir baba ile zengin ve aydın bir Alman Yahudi'si annenin çocuğu olan Franz Kafka'nın, içedönük ve huzursuz kişiliğini büyük ölçüde annesine borçlu olduğu söylenir. Ailenin en büyük çocuğu olan Kafka'nın iki erkek kardeşi küçük yaşta hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla ise Nazi Almanyası'nın organize ettiği Yahudi katliamı Holocaust'da hayatlarını kaybettiler. Kafka, çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyüdü. Ailesinin Prag'daki Alman toplumuyla kaynaşma çabaları sonucunda Alman okullarında okudu.

1893 yılında öğrenim görmeye başladığı Avusturya Lisesi, yalnızlığını ve kendi içine kapanmasında büyük etken oldu. Çek kökenli bir aileden geldiği halde Almancayı anadili olarak kullandığı için tam bir Çek sayılmayan Kafka'yı, Almanlar da tam anlamıyla kendilerinden görmediler. Ufak yaşlarda da Çekçe konuşan Kafka gittiği Alman okullarının da etkisiyle Almancada ustalaştı.

1901 yılında Altstädter Gymnasium lisesini bitirdikten sonra Prag'daki Karl Ferdinand Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Alman edebiyatı derslerini takip etmeye başladı. Öğrenciliği sırasında Yiddiş tiyatro çalışmalarında yer aldı ve bu çalışmalara destek verdi. Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü bu dönemde yazdı.

1902 yılında Max Brod'la tanıştı. Max Brod, Kafka'nın yaşamında önemli rol oynayan isimlerden biri olacaktı.

1906 yılında hukuk öğrenimini doktora ile tamamladı ve bir yıl süren avukatlık stajını yaptı.

1907'de Sigorta Şirketi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Gündüzleri sigorta şirketinde sürdürdüğü çalışma hayatının yanı sıra geceleri ölümden bile daha derin bir uykuya benzettiği yazma işine yoğunlaşıyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü kaleme aldı.

1912 yılında nişanlısı Felice Bauer'le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak,

1919'a kadar sürdürdü. Evlenmemesine neden olarak hastalığını gösteriyordu. Oysa güncesinde evliliği bir burjuva bağı olanak nitelendirmiş ve edebiyat hayatını sürdürebilmesi için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kalmıştır. Bunlar, Kafka'nın ölümünden çok sonra 1967'de 'Felice'ye Mektuplar' adıyla yayınlandı.

1917'de Kafka, verem olduğunu öğrendi.

1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı.

1920 yılında Milena Jesenska ile tanıştı. Mektuplaştığı dört kadın arasında en ciddi ve önemli olan Milena Jesenska'ydi. Milena'yla mektuplaşmaları önce bir arkadaşlık gibi başladı, daha sonra tutkulu bir aşka dönüştü. Fakat Milena evli olduğundan bu mutsuz ve imkânsız ask Kafka'yı derin acılara sürükledi. Mektuplaştıkları üç yıl boyunca sadece iki üç kez görüşebildiler ve bu görüşmeler Kafka'yı üzmekten başka bir işe yaramadı, yine de onun yaratıcılığını olumlu yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Daha sonraları edebiyat tarihinin güzide eserlerinden biri sayılacak olan "Milena'ya Mektupları”nda Kafka şöyle dile getirir durumunu;

"En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki..."

Milena bu mektupları 1939 yılında yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü.

1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu.

1923`de ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya yoğunlaşmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena`dan daha şanslıydı Nazi Almanya'sına direndi ve 1952`de Londra'da öldü.

1924 yılı 3 Haziran gecesi, 1917 senesinde kaldırıldığı Viyana yakınlarındaki Keirling sanatoryumunda hayata gözlerini yumdu.

Kafka'nın eserlerinin hepsinde görülen yabancılaşma olgusu, onun kendi yaşamında da belirgin bir biçimde izlenir. Ona göre ne kadar küçük ve basit bir yaşamı olursa o kadar mutlu ve sorunsuz olacaktır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında Kafka ile ilgili birçok belge yok edildi. 20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka'nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı.

Yaşamının ve yapıtlarının ortak yani, Camus'nün dediği gibi, "Her şeyi göstermek ve hiçbir şeyi teyit etmemektir".

Çünkü yaşamayı bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görür. Çünkü bir insan olarak yaşamak ve doğru yolda ilerlemek hemen hemen olanaksızdır.

Franz Kafka Kitapları - Eserleri

  • Dava
  • Şato
  • Dönüşüm
  • Milena'ya Mektuplar
  • Babaya Mektup
  • Mavi Oktav Defterleri

  • Ceza Sömürgesi
  • Açlık Sanatçısı
  • Aforizmalar
  • Çin Seddi'nin İnşası
  • Amerika
  • Akbaba
  • Bir Savaşın Tasviri

  • Bütün Öyküler
  • Günlükler
  • Hayvan Öyküleri
  • Kovalı Süvari
  • Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
  • Özdeyişler
  • Bir Köy Hekimi

  • Dava (Çizgi Roman)
  • Felice'ye Mektuplar
  • Yeni Bulunmuş Mektuplar
  • Bir Köpeğin Araştırmaları
  • Bir Kardeş Cinayeti
  • Küçük Bir Kadın
  • Öyküler

  • Kafka Öyküler 1
  • Kafka Öyküler 2
  • Ofis Yazıları
  • Üç Uzun Hikaye
  • Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu
  • Hayata Yön Veren Sözler
  • Ceza Sömürgesi (Çizgi Roman)

  • Mutsuzluk
  • Kafka
  • Yakılmamış Öyküler
  • Seçme Eserleri
  • Taşrada Düğün Hazırlıkları
  • Günlük'ten Seçmeler
  • Dönüşüm

  • Anlatılar
  • Köy Öğretmeni - Ateşçi
  • Seçme Yazılar
  • Kanun Önünde
  • The Sons
  • Ateşçi
  • İn

  • Grete Bloch'a Mektuplar
  • Dönüşüm ve Diğer Hikayeler
  • Dönüşüm (The Metamorphosis)
  • Bir Dostluk
  • Kafka'nın Kedisi
  • Contemplation
  • Günlükler 2

  • Gammaz Yürek - Dönüşüm (2 Kitap Birden)
  • Yargı
  • Vəsiyyət
  • Blumfeld: Geçkin Bir Bekar
  • Kafkadan Rilkeyə qədər 12 Hekayə
  • İmparatordan Bir Haber
  • On Bir Oğul

  • Kararlar
  • Milena'ya Mektuplar, Cilt 2
  • Erzählungen
  • Dönüşüm
  • The Metamorphosis

Franz Kafka Alıntıları - Sözleri

  • Hiç eksiğim yok. Kendime muhtacım yalnızca. (Hayata Yön Veren Sözler)
  • "Evet, dünyada hâlâ sadakat diye bir şey var." (Amerika)
  • Değer vaktinde bilinmeli. (Dönüşüm (The Metamorphosis))
  • "İyi kitap en iyi arkadaştır." (Taşrada Düğün Hazırlıkları)
  • Oysa biliyorum, uyuyamayacağım. Sana yazmaktan vazgeçtiğim için uyuyamayacağım. (Milena'ya Mektuplar)
  • "Yargılama adaletsizlik kokuyordu, infaz da insanlık dışıydı." (Ceza Sömürgesi)

  • hiç senin dengin değildim; (Babaya Mektup)
  • Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez. (Dava)
  • Keşke varlığımı unutsaydı.. (Açlık Sanatçısı)
  • Gittiğim her yerde benden önce bir şairin orada bulunduğunu görüyorum. (Hayata Yön Veren Sözler)
  • Kanepeye yatsın, ona kimse dokunmasın, yaşam boyu tavana bakıp dursun, daha ne ister? (Bir Köy Hekimi)
  • "Hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!” (Dönüşüm)
  • Bizde in­sanlar şimdiki zamanı yok etmeye bu kadar ha­zırdır işte. (Akbaba)

  • Pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim. (Kafka)
  • Evlilik korkusunun bazen, kişinin kendi ebeveynine karşı işlediği günahlarının acısını ileride kendi çocuklarının ondan çıkaracağı yolunda duyduğu endişeden kaynaklandığına dair bir görüş vardır. (Babaya Mektup)
  • Dünyanın fakir insanlardan beklediği her şeyi yerine getiriyordu. (Dönüşüm ve Diğer Hikayeler)
  • Bırakın, boş sokaklar mutsuz kılacaktır onları, biliyorum. (Anlatılar)
  • "Ah" dedi fare, "Dünya daralıyor günden güne. Başlangıçta o kadar genişti ki, korkuyordum, koştukça koşuyor ve nihayet uzakta, sağlı sollu duvarlar görünce mutlu oluyordum; ama bu uzun duvarlar o kadar hızla birbirine yaklaşıyor ki, son odaya gelmişim bile, şu köşede de koşup gireceğim tuzak duruyor." (Kararlar)
  • Sizi çok iyi tanımak benim koruma altında olmam anlamına gelmez, sadece sizi önümde numara yapma zahmetinden kurtarır. (Ateşçi)
  • Pencereyi açıp kendimi dışarıya atmak çok yararlı bir şey gibi görünürdü bana. (Felice'ye Mektuplar)