Yakın Tarihin Gerçekleri - İlber Ortaylı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yakın Tarihin Gerçekleri kimin eseri? Yakın Tarihin Gerçekleri kitabının yazarı kimdir? Yakın Tarihin Gerçekleri konusu ve anafikri nedir? Yakın Tarihin Gerçekleri kitabı ne anlatıyor? Yakın Tarihin Gerçekleri kitabının yazarı İlber Ortaylı kimdir? İşte Yakın Tarihin Gerçekleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İlber Ortaylı
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9786050801606
Sayfa Sayısı: 256
Yakın Tarihin Gerçekleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Trablusgarp Savaşı'nda Türk komutanlar etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduklarını gösterdiler."
"Balkan Savaşları'ndaki yenilgi; İngiltere ve Fransa'da Türk savaş gücü hakkında yanlış değerlendirmelere neden oldu. Bu yanılgıya Türkleri iyi tanıyan Almanya ve Avusturya kurmayları düşmedi."
"I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele'yi tercih etmiştir."
"Osmanlı İmparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan'da ulusalcı akımlar bu derecede aktif ve silahlı eyleme dönüşmüştü."
"İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi."
"Tarih okumayan ve bilmeyen adam kendine göre bir sınır çiziyor. Mesela kolaylıkla 'Osmanlı'nın bizimle ne alakası var?' diyor. Bu çok vahim bir durum!"
"1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan... Mustafa Kemal Atatürk..."
"1967'de bindiğimiz trendeki ihtiyar Araplar 'Ah nerede o Osmanlı!' diye yakınıyorlardı. Cevabı düşündürücüdür. Acaba o Osmanlı'yı kim kovaladı, bizimle beraber mi kovalandı; bilemiyoruz."
Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı okurlarıyla yakın tarihin tartışmalı konularını ele alıyor: Balkanlarda İsyanlar, İttihat ve Terakki Partisi, Son Padişah Vahideddin ve Osmanlı'nın Son Günleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in ilk Dev Atılımları, Anayasalar, Seçimler, Tek Parti Devri ve İkinci Dünya Yılları... Ortadoğu'nun Tarihi, Krallıkların Yükselişi ve Çöküşü, Baskıcı Liderler ve Oğulları, Kanayan Yara Filistin'in Geçmişi ve Geleceğine Dair Yorumlar... İstanbul'un Tarihi ve Kimliği, Sahipsiz İstanbul, Kültürel Mirasların Geleceği...
Yakın Tarihin Gerçekleri, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konulara dair İlber Ortaylı'nın görüşlerini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitap...
Yakın Tarihin Gerçekleri Alıntıları - Sözleri
- Hem halkın gelişmesini hem de diktatörlüğü besleyen; hem milliyetçiliği hem de dış dünyaya yamanmayı kolaylaştıran iki kurum vardır: Eğitim ve basın.
- Beşeriyet böyledir; önce gerekli olanı kovalar, sonra onu arar.
- Köylülüğü yok edersen çok şey kaybedersin. İktisadi sistemin çöker.
- Aydın gibi zor tarif edilen kavram bu ülkelerde kısa sloganla tanımlanır; "halkına inen sorumlu adam... vs." ve Batıda az kullanılan bu kavram burada ağza sakızdır. Son asır Türk münevver veya aydını da bu zihniyete göre tarif edilmiştir. Batı'da kimse "aydın" lafını kartvizit olarak kullanmaz; buralarda bu bir kimliktir.
- Paris Antlaşması,modern savaşların masrafları yüzünden ilk ciddi borçlanmamızı yaptık.
- Türkiye halkı bugünkü yaşam standartları itibariyla mazideki imparatorluk hülyasının peşinde koşabilecek bir kitle değildir.
- Köylülüğü yok edersen çok şey kaybedersin.
- Bizim siyaset hayatımızda bazı tipler var, hiç büyümüyorlar.
Yakın Tarihin Gerçekleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İddialı bir isimle okuyucuya sunulan kitabın yazarını görünce zaten ancak bu ayarda bir isim bu iddianın altına girebilir diyorsunuz.Yakın tarihimiz,pek çok açıdan farklı yorumlanan ve aslında pek mutlak olmayan nice olaylarla doluyken, İ.ORTAYLI'nın samimi üslubu ve derin bilgisiyle bu işin üstesinden gelebileceğine inandım ve okuyunca yanılmadığımı da gördüm. Ancak kitabın beni hayal kırıklığına uğratan bir yanı oldu.Konu yelpazesinin dar tutulduğunu düşünüyorum.Bunun bir cesaret meselesi olmadığını da belirtmeliyim çünkü yazar ele aldığı konulara gayet cesurca yaklaşmış kitabında.İşte hayal kırıklığı tam da burada başlıyor.Daha çok konu ve daha çok fikir,orijinal tarzın ve cesurca yaklaşımın yoğunluğu ile harmanlansa eminim mükemmel bir eser ortaya çıkardı. Kısacası anlattıklarıyla değil anlatmadıklarıyla sorun yaşıyorum kitabın. (Duygu Çetin)
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden 1960'lı yıllara kadar olan dönemde ülkemizi ve yakın coğrafyamızı ilgilendiren savaşları, önemli gelişmeleri, dinsel ve kültürel etkileşimleri tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Sadece Türkiye ile ilgili değil, Balkanlardaki ayaklanmaları, İmparatorluğun çöküş sebeplerini, Ortadoğu ve Avrupa'daki gelişme ve etkileşimleri, Arapların yaklaşımlarını, Rusya ile ilişkilerimizi, Filistin devletinin nasıl ortaya çıktığını ve İsrail devletinden sonraki gelişmeleri, bu bölgenin dinamiklerini resmi tarih kitaplarında göremediğimiz bilgilerle güzel bir şekilde aktarmıştır. Son bölümde İstanbul'daki çarpık yapılaşmanın nelere sebebiyet verdiğini, önemli tarihsel yapıları nasıl gölgelediğini ifade etmiştir. Başka bir yönü de tam anlamıyla tarafsız; Osmanlıyı seven Cumhuriyete laf atar,Cumhuriyeti seven Osmanlıya laf atar...Ancak İlber Ortaylı bu tabuları yıkan birisi.Hatta Osmanlı'dan sonra Cumhuriyetin ilanı ile devletin değişmediğini sadece rejiminin değiştiğini söylemesi bunun en büyük kanıtı.Dil olarak birkaç yabancı kelime hariç açık dili var.Başka bir husus ta konu başlıkları kopuk gibi dursa da kitabın içine girdikçe ilintili olduğu anlaşılıyor. keyifli okumalar.. (Ayşegül yapıcı)
Öncelikle merhaba diyeyim ve hiiç lafı uzatmadan direkt konuya gireyim. . . İlber Hocamız bu kitabında kendine has üslubunu kullanarak Osmanlı İmparorluğu´nun son dönemi, Adalar, Sevr, Lozan, Kıbrıs, çok partili hayata geçiş, Tek Parti Dönemi, Demokrat Parti, Orta Doğu vb. birçok konuya yer vermiş. . . Kitapta da iki bölüm var: Birinci Bölüm: Osmanlı Devleti´nin son dönemlerinde yaşanan üç büyük savaş; Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı ile bunları tetikleyen ve besleyen milliyetçilik akımları ele alınmış. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve yakın tarihte yaşanan siyasi ve tarihsel olaylar hakkında bilgiler verilmiş. İkinci Bölüm: Osmanlı Devleti döneminde Ortadoğu, Arap milliyetçiliği ve Filistin konuları ele alınmış. . . Ek olarak eserde yer yer roman, makale tavsiyelerine de denk geliyoruz. . . "Peki o 1 puanı nerden kırdın cicim?" diyorsunuzdur belki. Arada bir konudan konuya atladığını fark ettim. O yüzden. . . Ve tabi ki tarihi tek bir kitaptan öğrenemezsiniz. Bunun için çok yol kat etmek gerek. . . Haa bir de 20 günde okuduğuma bakmayın =))) sıkıcılığından değil, benim uyuşukluğumdan kaynaklanıyor =))) (Stella)
Yakın Tarihin Gerçekleri PDF indirme linki var mı?
İlber Ortaylı - Yakın Tarihin Gerçekleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yakın Tarihin Gerçekleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İlber Ortaylı Kimdir?
İlber Ortaylı (d. 21 Mayıs 1947, Bregenz, Avusturya), Türk tarih profesörü.
Avusturya'daki bir göçmen kampında 1947 senesinde doğdu. Kırım Tatarı kökenlidir. Stalin'in politikaları neticesinde anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan ailesiyle birlikte 2 yașında Türkiye'ye göç etti. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1965 yılında Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu.
Akademik kariyeri
1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi. Viyana Üniversitesi Slavistik ve Orientalistik Bölümü'nde öğrenim gördü. Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi'nde Prof. Dr. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Tanzimat Sonrası Mahallî İdareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu. 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. Bu dönemde Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı, buralarda seminerler ve konferanslar verdi. 1989'da Türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Yerli ve yabancı bilimsel dergilerde 16. ile 19. yüzyıllar arası Osmanlı tarihi ve Rus tarihi ile ilgili makaleleri yayınlandı. 2002 yılında Galatasaray Üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise Bilkent Üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Türk Hukuk Tarihi derslerini vermektedir. Galatasaray Üniversitesi Senato üyesidir. Ayrıca İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı Kapadokya Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti üyesidir.
2005 yılında Topkapı Sarayı Müzesi başkanı oldu. 7 yıl bu görevde kalan İlber Ortaylı 2012 yılında yaş haddinden emekli oldu ve görevi Ayasofya Müzesi başkanı Haluk Dursun'a devretti.
Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ile Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir. Tarih Vakfı ve Afet İnan ailesinin işbirliğiyle iki yılda bir verilen Afet İnan Tarih Araştırmaları Ödülü'nün 2004 yılındaki sahipleri Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın da içinde bulunduğu jüri tarafından belirlenmiştir. 2009 yılında İzmir Kitap Fuarı'na katılmıştır. Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nın Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlediği Vefatının 150. Yılında I. Abdülmecit ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu'nda açılış ve kapanış oturumlarına katılmıştır.
Ortaylı; Türkçe; ileri seviyede Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça; orta seviyede Arapça, Farsça, Latince, İbranice, Sırpça ve Yunanca bilmektedir.
Özel yaşamı
1981 yılında Mersin eski Senatörü Dr. Talip Özdolay'ın kızı Ayşe Özdolay ile evlendi ve bu evlilikten Tuna adında bir kızı oldu. Daha sonra 1999 yılında eşinden boşandı. Ortaylı, bilgisayar ve internet kullanmayı sevmemektedir. Herhangi bir sosyal medya sitesinde adına açılmış hesapların hiçbiri kendisinin değildir. İlber Ortaylı'nın ayrıca çocukluğundan beri büyük bir tutku ve özenle biriktirdiği minyatür otomobillerden oluşan büyük bir koleksiyonu vardır.
Televizyon Programları ve Yazıları
2004 yılında TRT 2'de başlayıp TRT Türk'te haftasonları yayınlanan "İlber Ortaylı ile" adlı belgeseli sunmuştur. NTV'de "İlber Ortaylı ile Tarih Dersleri" adında bir program yapmıştır. Günümüzde Bloomberg HT kanalında "İlber Ortaylı ile Zaman Kaybolmaz" adlı bir program hazırlamaktadır. 2000 yılından beri Pazar günleri Milliyet gazetesinde, aylık Atlas Tarih ve üç aylık Doğu Batı dergilerinde makaleler yazmaktadır. Bir dönem yayınlanan Popüler Tarih ve Tarih ve Toplum dergilerinde ve Habertürk gazetesinin Habertürk Tarih ekinde de makaleleri yayınlanmıştır. Halen Doğu Batı ve NTV Tarih dergilerinin danışma kurulu üyesidir.
Aldığı Ödüller
Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Osmanlı Tarihinde Aile" isimli eserinin yanı sıra, tarih alanında 1970'li yılların başlarından itibaren yaptığı çalışmaları, yayınladığı makaleler ve kitapları, tarih biliminin yaygınlaştırılması çabaları, tarihi her yaştan Türk insanına sevdirme konusundaki faaliyetleri, yurtdışındaki bilimsel etkinlikleri ve Türk tarihçiliğinin uluslararası alanda önemli bir ismi olması da göz önüne alınarak tarih dalında 2001 Aydın Doğan Ödülü'ne değer bulundu. 2006 yılında İtalya'da Lazio bölge yönetiminin başlattığı ve her yıl devam etmesi öngörülen Akdeniz Festivali'nde, toplumsal ve kültürel tarih alanındaki "Avrupa ile Akdeniz arasında Lazio" ödülünün Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya verilmesi uygun görülmüştür. 2007 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin imzasıyla Rusya Federasyonu tarafından Rus dilini ve kültürel mirasını yayan, ülkelerin ve halkların birbirlerine yaklaşmasını sağlayan kişilere verilen Puşkin Ödülü'ne Türkiye'den Ortaylı layık görülmüştür.
İlber Ortaylı Kitapları - Eserleri
- Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023)
- Defterimden Portreler
- Yakın Tarihin Gerçekleri
- İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
- İlber Ortaylı Seyahatnamesi
- Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek
- Türkiye'nin Yakın Tarihi
- Tarihin Gölgesinde
- Osmanlı Barışı
- Osmanlı Sarayında Hayat
- İlber Hocayla / Topkapı Sarayı
- Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı
- Avrupa ve Biz
- Osmanlı Toplumunda Aile
- Tarihin Sınırlarına Yolculuk
- Üç Kıtada Osmanlılar
- Son İmparatorluk Osmanlı
- Osmanlıda Değişim ve Anayasal Rejim Sorunu
- Osmanlı'da Milletler ve Diplomasi
- Gelenekten Geleceğe
- Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu
- Barış Köprüleri
- Tarihin Dönüşü
- Resmi Tarih Yalanları
- Tarihin Işığında
- İmparatorluğun Son Nefesi
- Eski Dünya Seyahatnamesi
- Osmanlı Mirası
- Tarihimiz ve Biz
- 100. Yılında Birinci Dünya Savaşı
- Tarih Sohbetleri
- Tarihin İzinde
- Türklerin Tarihi
- Batılılaşma Yolunda
- Zaman Kaybolmaz
- Kırk Ambar Sohbetleri
- Osmanlı’ya Bakmak
- Türklerin Tarihi 2
- Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
- İttihat ve Terakki
- Efsaneler ve Gerçekler
- Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
- Türklerin Altın Çağı
- Tarih Yazıcılık Üzerine
- Türk Tarihçiliğinde Dört Sima
- Türkler İslamiyet ve Hilafet
- İlber Ortaylı’nın Gözüyle İran
- Ters Lale
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk
- Tarihe Yön Veren 100 Lider
- Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
- Ottoman Studies
- Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880)
- İstanbul'dan Sayfalar
- 500. Yıl Kutlamalarının Onuncu Yılında Nesim Benbanaste
- Mekânlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı
- Tarihte İstanbul
- 19. - 20. Yüzyıl Yabancı Seyyahların Gözünden İstanbul
İlber Ortaylı Alıntıları - Sözleri
- "Ümitlerin yok olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu zamanda Türklerin tutunduğu isimlerin başında ise Atatürk gelmektedir." (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
- Dolayısıyla Türkiye’nin kendi askeri gücünü iyi bilmesi, pazarlıklarda buna göre davranması ve dış politikada da uygun ittifaklara dayanarak barışcı politikayı götürmesi gerekir. Nihayet ABD ile alışverişin derece ve miktarını da bu sayede ayarlamak mümkündür. (Kırk Ambar Sohbetleri)
- İslam dünyasının söz de Batıcı modernleşmeci değer ve akımları da, Batı kültürünün ne olduğunu bilmediklerinden klasik kültürü ihmal etmektedir. (Tarih Yazıcılık Üzerine)
- "1924 Mart’ında bütün Osmanlı hanedan üyeleri Türkiye topraklarını terk ettiler ve 1952’de kadın üyelere af çıktı, 1974’te de bütün erkek üyelere bir af çıkartıldı." (Osmanlı Sarayında Hayat)
- Kitleler hakikatten çok onun sunuluş biçiminden, yani ambalajından etkilenmektedirler. Ve bunun sonucu olarak sır kabuğu düştüğünde çark geriye dönmektedir. (Resmi Tarih Yalanları)
- Tarihî geleneğinize sadık kalınız yeter; bunu yapmadığınız takdirde ne Batılı olursunuz ne ortak pazarlı olursunuz, ne de dünyalı olursunuz. Dünyadaki sıradan toplumlardan biri olarak kalırsınız. Toplumun geri kalmışı, insanlarını yeteneğine göre değerlendiremeyen toplum demektir. Dünya ülkelerinin ekserisi bu kategoridedir. Bir toplumun kendini üretme araçlarının en başında dil gelir ve dil, tarihle beraber düşünülür. (Avrupa ve Biz)
- Hepinizin de bildiği gibi Avrupa kıtasında kurtlar öldü. Yaşadığı tek yer Roma civarındaki Abruzzi'lerdir. Hâlâ orada kurt ulumaları duyarsınız ve birtakım meraklı turistler de hususi Abruzzilere giderler bunun için. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Her savaş rüzgarı hortum gibi toplumları kapıp götürmez. Bazı savaşların dışında kalmak mümkündür; hırslardan, fırsatçılıktan, boş büyüme ve zenginleşme isteklerinden uzak duran devlet adamları ülkelerini böyle felaketlerden korur. İkinci dünya savaşında kim ne derse desin Türkiye bu korumayı başardı. (Kırk Ambar Sohbetleri)
- Âşık Paşazade Şeyh Edebali'nin torunu Mehmet Paşa'yı tanımış. (Paşa terimi burada Osmanlı vezirlerinin ünvan olan Paşa değil, 13. yüzyıl ve 14. yüzyılda dervişlere verilen bir ünvan olarak kullanılan Paşadır. İkisini birbirine karıştırmamak lazım.) Edebali'yi ondan dinlemiş olduğunu ve tarihine koyduğu bu konudaki bilgilerin de bu kanalla kendisine intikal ettiğini söylüyor. Burada Edebali'nin yaşlılığında 2 defa evlendiğini, kimlerin kızlarını aldığını da söylüyor, bunlardan son hanımından olan kızı Mal Hatun'u da Osman Gazi'ye verdiğini belirtiyor. Bu bağlantıyı yalnızca Âşık Paşazade kullanıyor. Diğer Osmanlı kronikleri bu konuda Âşık Paşazade'yi naklediyorlar. O zaman bu, nereden çıkıyor? Kanaatimce burada yine bu işin mesulü olarak Âşık Paşazade'yi görmek lazım. Bence Âşık Paşazade, dedesinin isyanı ile ilgili psikoloji içerisinde kendi sülalesinin isyanla bağlantısına dair eskiden kalma rivayetleri hafızalardan silebilmek ve Osmanlı Devleti'nin başlangıcını da olabildiğince kendi soyuna, sülalesine, en azından kendi tarikatına bağlayabilmek için böyle bir senaryoyu ortaya atmış olmalıdır. Benim kanaatimce böyle bir ihtimal çok kuvvetli. Bu suretle, Osman Gazi ve ondan türeyecek olan Osmanlı hükümdarlarının soyu neye bağlanmış oluyor? Vefaiye tarikatına bağlanmış oluyor. Çünkü Edebali, Baba İlyas'ın çok önemli bir halifesidir. Bir Rum Abdalıdır. Mademki onun kızıyla evleniyor Osman Gazi, o zaman mesele tamamdır. Osmanlıların soyu böyle bir tarikate bağlanıyor. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Bir kuzunun komuta ettiği bir aslanlar ordusu beni korkutmaz. Ama aynı şeyi, bir aslan tarafından komuta edilen kuzu ordusu için söyleyemem. -Büyük İskender (Tarihe Yön Veren 100 Lider)
- Sorunu abartmayı çözüm sanıyorlar. (Osmanlı Toplumunda Aile)
- Almanya Bismarck'tan sonra Rusya'ya açıkça cephe aldı. Ortadoğu'da ise İngiltere'nin tersine Osmanlı yanlısı görünen, daha doğrusu Osmanlı topraklarını konferans masalarında bölüştürerek değil de, İmparatorluğun kaynaklarından barışçı yollarla istifade etmeyi amaçlayan bir politika izlemeye başladı. (Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu)
- Türkiye tarihinde, bunun münakaşası hep yapılıyor, "matbaa niye gelmedi" diye... Matbaa gelmedi, çünkü insanlar ihtiyaç hissetmedi. Bu kadar açık. Matbaanın geldiği tarihte en çok okunan kitabın bugün kütüphanelerdeki saklanmış ve saklanabilecek, saklanması ihtimal dahilinde olan nüshalarına bakıyorsun, 100-150'yi geçmiyor. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Üretimin artmadığı yerde her şey boş slogan olarak kalmaya mahkumdur. (Eski Dünya Seyahatnamesi)
- "Tarih sonsuz bir antrenmandır" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- Bizim gibi ülkelerde hiçbir zaman ekstrem akımların taraftar bulması ve idareyi ele geçiren insanların bile uç hareketler göstermesi mümkün değil. Konsensüs içinde olmak zorunda. (Tarih Sohbetleri)
- "Türk aydını maalesef dünyayı tanımıyor. Tanımadan konuşuyor, tanımadan düşünüyor ve ciddi şeylerle uğraşmıyor." (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- "Bizim cevaplamamız gereken sual şu: 'Neden bu kadar meraksızız?'" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- Ankara'da Gençlik Parkı'nın Opera yanındaki girişinde, ışıklı bir Atatürk portresinin altında şöyle yazılı: " Atatürkçülük; Atatürk'ün yolunda ondan daha ileri gitmektir." (Resmi Tarih Yalanları)
- Bir dostuma,çok Zeki olan bir adam olan Kral Fahd, “İslam Dünyasında bir buçuk devlet vardır; biri Türkiye,yarısı ise İran’dır.” demiş. (Osmanlı Mirası)
Editör: Nasrettin Güneş