dedas
Turkcella

Yaban Ördeği - Henrik Ibsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaban Ördeği kimin eseri? Yaban Ördeği kitabının yazarı kimdir? Yaban Ördeği konusu ve anafikri nedir? Yaban Ördeği kitabı ne anlatıyor? Yaban Ördeği PDF indirme linki var mı? Yaban Ördeği kitabının yazarı Henrik Ibsen kimdir? İşte Yaban Ördeği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.07.2022 06:00
Yaban Ördeği - Henrik Ibsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Henrik Ibsen

Çevirmen: Sancar Ersin

Yayın Evi: Kültür Bakanlığı Yayınları

İSBN: 9789751714855

Sayfa Sayısı: 160

Yaban Ördeği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Henrik Ibsen, (20 Mart 1828, Skien, Norveç - 23 Mayıs 1906, Christiania (Oslo), Norveç) Norveçli oyun yazarı ve şair, eleştirel rasyonalizm edebiyat anlayışının tiyatrodaki öncüsü, çağdaş tiyatronun kurucularındandır.

Hayatı

Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristiana'ya girerek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. 1850'de ilk oyunu "Katelina"'yı yazar. Bir yıl aradan sonra Bergen'de Den Nationale Scene'ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Norveç Parlementosu'na başvurur. 1863’te Norveç'te Kristiana Tiyatrosu'nda sanat danışmanı olur ve burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine "burs değil, iyi bir dayak gerektiği" yanıtını alır. "Tatlı İsteyenler" adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur.

Dönemin en ünlü yazarı Björnstjerne Björnson'dan mali destek görerek 1864'te İtalya'ya gider ve zaman zaman Norveç'e dönsede uzun süre yurt dışında kalır. Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:

"Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak birtakım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum."

19. yüzyılın diğer büyük oyun yazarları gibi romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar vermiş olan Ibsen, yazdığı eleştirel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin yanılsamalarını, nevrotik ve ruhsal çalkantılarını açığa sermiş; bireyin boşa çıkan yaşam uğraşını, toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkilerin üstesinden gelemeyişini irdelemiştir.

Yaban Ördeği Alıntıları - Sözleri

  • Sıradan bir insanın kendini inandırdığı yalanı çekip alın elinden, mutluluğunu yok edersiniz.
  • "Yapayalnız bir insan, o kadar kolay gülemez Gregers."
  • "Hayatî bir görevi olan insana da, en mühim şey özgürlüktür zaten!"
  • "Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz."
  • Evet, bütün insanlar az çok hasta sayılır, ne ya­zık ki..
  • Evet, bütün insanlar az çok hasta sayılır, ne yazık ki...
  • HJALMAR: Erkekler, bu dünyadaki bazı şeylere alışmak zorundadır.
  • Kesin bir kararla son anda irademi kullanarak kendimi yendim. Hayatta kaldım. Ama inan bana, böyle koşullar altında yaşamı seçmek büyük cesaret istiyor.
  • "Bazı insanlar vardır,bedenlerine aldıkları darbe ne kadar küçük olursa olsun, tamamen sarsılırlar, normal yaşama dönemezler bir daha."
  • Gregers: Öyle mi, Hjalmar hasta biri yani? Relling: Evet, bütün insanlar az çok hasta sayılır, ne yazık ki…
  • Ama sağlam kurulmamış çok evlilik gördüm. Bu tür bir evliliğin insanları nasıl bir yıkıma sürüklediğini yakından gözlemleme fırsatını buldum.
  • Sizdeki yalnızca doğruluk humması değil. Başkalarına tapınma tutkunuz var. İlle bir şeylere hayran olmak zorundasınız.
  • Sıradan bir insanın kendini inandırdığı yalanı çekip alın elinden, mutluluğunu yok edersiniz.
  • Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz.

Yaban Ördeği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sembolizm akımının doğuşu: Norveçli yazar, yazar/Henrik-Ibsen 'in bu oyunu tiyatro tarihinde bir ilki gün ışığına çıkarmış. Bu oyunla birlikte, sanatta yeni bir akım doğmuş. Sadece edebiyatta değil, resimde, heykelde de... Sembolizm akımı, simgecilik... Bir kavramı, olguyu kendinden daha öteye taşımak, daha fazlasını yüklemek anlamına gelen metafor kavramı, simgeciligin en küçük birimidir diyor bir araştırma. Yani anlatmak istediklerimizi, bir simge etrafında şekillendirmektir. Hatta bazen anlatmak istediklerimizin de fazlasını yüklüyoruz bu simgeye. Bu oyunda yaban ördeği, birden fazla anlam kazandırılmış bir simge. Sadece karekterlere gönderme yapmayıp, İbsen'e de gönderme yapıyor. 1789 Fransız devrimi sonrası ortaya çıkmış bir akım sembolizm. İbsen, bu akımın edebiyattaki ilk temsilcilerinden demiştik. Gerçekçi bir yazar olmanın ötesinde, toplumun sorunlarına kafa yormuş, kadın haklarına ciddi emek harcamış. Tabii, ileri görüşlü her aydin gibi dışlanmis. Tiyatro deyince aklınıza yazar/william-shakespeare geliyor, yazar/molire geliyor. Onların da müthiş oyunları, müthiş kitleleri var. Benim gibi. Ama bu oyuna da şans verin. Farklı olduğunu göreceksiniz. (Barış)

Henrik Ibsen ne zamandır aklımda açık bir sekme olarak duruyordu. Bu oyununun seslendirmesiyle ilgili övgüyü duyduğum anda bastım play’e. Ne de iyi yapmışım! Norveçli yazar, sembolizm akımının edebiyattaki ilk temsilcilerinden biriymiş. Ayrıca eleştirel rasyonalist olarak da etiketleniyor. Ibsen’in edebiyat kuramındaki yerini, konuyu gerçekten bilenlere bırakmak isterim. Ama oyunda yaban ördeğinin güçlü bir sembol olarak kullanıldığını fark etmek için kuram bilmeye pek de hacet yok. Ahlaki dilemmaları merkezine alan anlatılara bayılıyorum. Çünkü soru sordurur. Soru cümlesi ise cümlelerin en güzelidir. Oyundan örneklendirelim: evliliğinin, işinin, çocuğunun yani aslında hayatındaki tüm majör bileşenlerin bir yalan üzerine inşa edildiğini öğrendiğiniz bir arkadaşınıza, gerçekleri söyler miydiniz? Yahut, bu yalandan hayatı yaşayan arkadaş siz olsaydınız, gerçekleri öğrendiğinizde çeker gider miydiniz? Peki ya, kitabın sıklıkla tekrarladığı üzere “ideal amaçlar” işleri idealden olabilecek en uzak noktaya götürürse? Kısacık ve dolu dolu bir metin. Storytel’deki seslendirmesi de çoğunlukla başarılıydı. Tek bir karakterin seslendirmesine pek bayılmadım. O karakter dışında dinlemesi de pek keyifliydi. Dag Solstad’ın Mahcubiyet ve Haysiyet kitabında bu oyuna çokça referans varmış. Ben henüz Solstad okumadım. Ama öyle söylüyor bilenler. Çok güzel oyun. Kendi adıma Ibsen’e bayılarak devam etmeyi aklıma koydum. Sevgiler! (Burcu Booker)

Oyun okumayı seviyor musunuz? Sevmeseniz de bunu okuyun.Yaban Ördeği kitabı ile yolum Mahcubiyet ve Haysiyet kitabını alınca kesişti.Kitaptaki edebiyat öğretmeninin öğrencileriyle bu oyunu yorumladığını görünce hadi dedim önce bunu okuyalım. İyi ki böyle bir karar vermişim, sayfaları çevirdikçe bağlandım metne. Bazı oyunlarda perdeler arası kopukluk olur ya eserimizde bu durum yok, kurgusu muazzam. Ahlaki normları sorgulamasıyla, gerçekçiliğiyle, çelişkileriyle ve sarsıcı sonuyla bence tüm övgüleri hak ediyor. Bu oyunu bir gün mutlaka okuyun. Çok sevdim çok. (Zuhal)

Yaban Ördeği PDF indirme linki var mı?

Henrik Ibsen - Yaban Ördeği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaban Ördeği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Henrik Ibsen Kimdir?

Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristiana’ya girerek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. İlk oyunu Catiliana’yı 1850’de yazar. 1851’de Bergen’de Den Nationale Scene’ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Meclis’e başvurur. 1863’te Norveç’te Kristiana Tiyatrosu’nda sanat danışmanı olur; burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine “burs değil, iyi bir dayak gerektiği” yanıtını alır. Tatlı İsteyenler adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur. Dönemin en ünlü yazarı Bjornson’dan mali destek görerek 1864’te İtalya’ya gider ve zaman zaman Norveç’e dönse de 27 yıl yurt dışında kalır.

Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:

“Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak birtakım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum.”

19. yüzyılın diğer büyük oyun yazarları gibi romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar vermiş olan Ibsen, yazdığı eleştirel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin yanılsamalarını, nevrotik ve ruhsal çalkantılarını açığa sermiş; bireyin boşa çıkan yaşam uğraşını, toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkilerin üstesinden gelemeyişini irdelemiştir.

Henrik Ibsen Kitapları - Eserleri

  • Bir Bebek Evi (Nora)
  • Yaban Ördeği
  • Hayaletler
  • Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler
  • Hedda Gabler
  • Catilina - Bir Halk Düşmanı
  • İki Oyun
  • Rosmerler
  • John Gabriel Borkman
  • Peer Gynt
  • Bir Halk Düşmanı
  • Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca
  • Brand
  • Yapı Ustası Solness
  • Denizden Gelen Kadın - Yapı Ustası Solness

Henrik Ibsen Alıntıları - Sözleri

  • Çocuk ruhu, yaz güneşi altında parıldayan sakin ve berrak küçük bir dağ gölü gibidir. Anne sevgisi onu, derin sular üstünden gölgesini seyrederek uçan bir kuşun sessiz uçuşu gibi okşar. (Brand)
  • Ve bu dünyada şeytana uymak için o kadar neden var ki... (Hayaletler)
  • Buraya gelirken rasgeldiğim kimselere yolu sordukça, nereye gidiyorsun diyenlere, evime gidiyorum dedim. (Peer Gynt)
  • Zaman geçip gitti, Ve b'ütün huzurum da gitti; yürüyorum, Yüz çeşit surat peşimde sanki. Ah, Manlius, şu göğüs var ya şu göğüs, her şeyi içinde Gizliyor da, tek huzura yer yok. Huzur nedir bilmiyor sanki (Catilina - Bir Halk Düşmanı)
  • HJALMAR: Erkekler, bu dünyadaki bazı şeylere alışmak zorundadır. (Yaban Ördeği)
  • Hedda: ... Hayatımda bir defacık olsun bir insanın mukadderatına hâkim olmak istiyorum, Elvsted. (Hedda Gabler)
  • Hayatımızın şu göletin içinde yaşayıp giden sazanlardan farkı yok. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Kendimi bütünüyle net olarak görmeyi başardım; ve sonra, bunun gelip geçici bir inkar olmadığına, tam tersine, ebediyen süreceğine ve geri dönülemez nitelikte olduğuna kesin kanaat getirdim... ve çizdim yolumu. (Rosmerler)
  • Sizi kaybettiğimde, ayağımın altından o sağlam zeminin sallandığını hissetmiştim. (Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler)
  • Ruhumu verdim sana... canlı ve gencecik ruhumu. O günden beri bomboş içim; ruhsuz kaldım... içim kupkuru. Ben bu yüzden öldüm Arnold. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Şubat devrimi (Fransa 1848 Şubat'ı, Y.O.) olsun, Macaristan'daki veya başka yerdeki ayaklanmalar olsun, Schleswig Savaşı olsun, bütün bunlar, nice yarım kalmış ve sonra da öyle kalacak olsalar dahi, benim gelişmemi fena halde etkiliyor ve benden bir şeyler bekliyordu. (Catilina - Bir Halk Düşmanı)
  • Anne babalarımızın ruhları bi­zim içimizde yaşamakla kalmıyor, bunun yanı sıra öldü sa­yılan her türlü inanç ve düşünce de yeniden ortaya çıkıyor. (Hayaletler)
  • Temiz bir insan olarak yaşayıp temiz bir insan olarak ölmek istiyorum. (Bir Halk Düşmanı)
  • Kendini mutlu ve güvende hissedeceğin her yol tamamıyla doğru ve gerçek yoldur senin için. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • "Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz." (Yaban Ördeği)
  • Genellikle insan, kaçınılmaz olana boyun eğmeye alışmak zorunda kalır. (Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler)
  • ... ne olursun beni kendimden koru. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Kalabalık, yığın, bu şekilsiz sürü; halkın kendisiymiş gibi ileri sürülmektedir. (Bir Halk Düşmanı)
  • Demek istediğim şu: Babamın avuçlarından seninkilere düştüm. Sen her şeyi kendi zevkine göre ayarladın, ben de senin zevklerini benimsedim ya da benimsemiş gibi yaptım. (Bir Bebek Evi (Nora))
  • Kendini mutlu ve güvende hissedeceğin her yol tamamıyla doğru ve gerçek yoldur senin için. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)

Yorum Yaz