Waldo Sen Neden Burada Değilsin? - İsmet Özel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kimin eseri? Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabının yazarı kimdir? Waldo Sen Neden Burada Değilsin? konusu ve anafikri nedir? Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabı ne anlatıyor? Waldo Sen Neden Burada Değilsin? PDF indirme linki var mı? Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabının yazarı İsmet Özel kimdir? İşte Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: İsmet Özel

Tasarımcı: Faysal Toprak

Yayın Evi: Tiyo Yayınevi

İSBN: 9786054893034

Sayfa Sayısı: 240

Waldo Sen Neden Burada Değilsin? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tiyo’nun altıncı kitabı Waldo Sen Neden Burada Değilsin’in gözden geçirilmiş yeni baskısı yapıldı. Kitabının arka kapağında şunlar yazılı... "Kim olduğumuz sorusuna cevap ararken, aklımız hep, kim olacağımız sorusuyla karışıyor. Kim olacağımızı düşündüğümüzde ise kim olmak istediğimiz sorusu peşimizi koyuvermiyor. Gerçekte, kim olduğumuzu öğrenme süreci içinde bile kimliğimiz yeniden oluşuyor. Sanki Werner Heisenberg’in belirsizlik ilkesine tâbi olmuş gibiyiz. Nerede olduğumuzu öğrenmeye çalışırken nereye gittiğimizin bilgisi elimizden kaçıyor, eğer nereye gittiğimizi bilme gayretine kendimizi kaptırırsak nerede olduğumuzu unutma tehlikesine uğruyoruz. Ama bütün bu belirsizlik içinde karartılamayacak, önemi azaltılamayacak, vazgeçilemeyecek bir kalkış noktamız var: Bizler, hepimiz birer ürünüz. Hepimiz husule geldik, hepimiz oğullar ve kızlarız."

Waldo Sen Neden Burada Değilsin? Alıntıları - Sözleri

  • Bir muamma olarak doğdum ve bir bilmece olarak öleceğim.
  • Bir muamma olarak doğdum ve bir bilmece olarak öleceğim.
  • Yalnızlar Allah'ın kendilerine, kendilerini unutturduğu insanlardır.
  • Her şeyin karmakarışık olduğu bir çağ.
  • Anlarız; ama anlaşamayız.
  • Öyleyse yalnızlık adını verdiğimiz şey, insana dışından gelen bir şey değil. İnsan, yalnızlığı içinden türetiyor, insanların içini kaplıyor yalnızlık.
  • Bütün hatalarımdan ders aldım, bütün sevaplarımın mükâfatını gördüm.
  • Kaderine itiraz edenlerin ömrü ise fırsat kollamakla geçer.
  • İnsan olarak budalalıklarımızın hepsi değilse bile çoğu karşımızdakini budala sanmaktan doğar.
  • Ahlâkı dışarıda bırakmak, insani olan her şeyi açıklanamaz bırakmak demekti.
  • Acaba insanların her birine birer anlam vermemiz icap ediyor mu? Acaba insanların her birinin birer anlamı var mı?
  • “Her şeyin karmakarışık olduğu bir çağ…”
  • Her yaşayan insan, yaşayan her diğer insan karşısında bir ümittir.
  • keşke, aramızdaki mesafe sadece kilometrelerle ölçülebilen cinsten ibaret olsaydı..'

Waldo Sen Neden Burada Değilsin? İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İsmet Özel neden orda...: Sanatla , edebiyatla , şiirle uğraşan ve bu konu üzerine yoğunlaşan herkesin karşısına İsmet Özel şiirleriyle ve çarpıcı fikirleriyle ,sayılı nitelikteki kişiler arasında en ön safta karşımıza çıkan bir sanatçı... Daha önce başta :Cemil Meriç'in , Nurretin Topçu'nun , Sezai Karakoç'un üzerinde durduğu "Medeniyet" fikrinin başta şair kimliğiyle daha sonra da büyük bir mütefekkir olarak kendine has üslubuyla yeniden ele alan ve bizlere kapsamlı ve derin bir külliyatla sunan İsmet Özel'i tanımak ve anlamak adına okuyabileceğimiz , diğer kitaplarının da ana unsurlarını oluşturan noktaları farkedebilmek ve bu kavrayışla kitaplarına yeniden dönmek için; 1-) Şair kimliğiyle karşımıza çıkan İsmet Özel'i tanımak adına " ERBAİN'İ " 2-) "Üç zor mesele" diye nitelendirdiği , teknik , medeniyet ve yabancılaşma konuları üzerinde durduğu ve Türkiye'de İslamcılık düşüncesinin ulaştığı noktayı öğrenmek , düşünce dünyanısının ana unsurlarını görüp mütefekkir İsmet Özel'i tanımak için " ÜÇ ZOR MESELEY'İ " 3-) Ve İsmet Özel kendi dilinden , geçirdiği dönüşümleri, fikri anlamda geçirdiği değişimi biraz ağır bir dil ve oldukça da derin bir üslupla , ona yönetilen "sen neden oradasın" sorularına bir cevap niteliğinde olan ve "sen neden burada değilsin" diye , konuya yeni bir bakış getiren yarı otobiyografik kitabı " WALDO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİN'İ " Okumak gerektiğini düşünüyorum... Waldo sen neden burada değilsin kitabını diğer kitaplarına bakmadan , değinmeden anlatılması eksik olurdu, bundan dolayı onlara da biraz değinmek istedim. Thoreau, ABD’nin Meksika’ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına vergiyi, “ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın” gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yattı. Kendisinden ondört yaş büyük olan ve birçok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Ralph Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşma cereyan ettiği anlatılır: -“Henry, neden buradasın?” -“Waldo, sen neden burada değilsin?” Kitap da bu olaydan ilhamla , baştada dediği gibi : Bu kitabı, intihar eden birkaç arkadaşıma ve paranoyadan, şizofreniden mustarip birçok arkadaşıma ithaf ediyorum." deyip bugünkü bulduğu noktayı anlamayanlara , neden burda olduğunu ,buraya varan dek yaşadıklarını ,düşündüklerini kendi dilinden , orjinal bir üslupla bizlere aktarmasından oluşuyor... (Not : İsmet Özel kaleminden çıkan eserlerin bir kez okunmaya değer olduğunu düşünmüyorum , bundan dolayı minimum iki kez okumadan herhangi bir incelemeyle kimsenin karşısına çıkmamaya çalışıyorum ve umarım diğer kitaplarda daha kapsamlı incelemeler yaparım) İYİ OKUMALAR.... (Doğan)

“Waldo Sen Neden Burada Değilsin?” Üzerine;: Şiirleriyle büyük kitlelerde olduğu gibi benim üzerimde de oldukça büyük bir etki yaratan İsmet Özel’i yakından tanımak, düşünce dünyasını anlamak, geçirdiği değişim süreçlerini kendi ağzından duymak onun hakkındaki fikir ve yargılarımın belli ölçüde netlik kazanmasını sağladı. Şiirlerini hayranlıkla okuduğum bu değerli insanın fikir dünyasını da tanımak o eşsiz dizeleri nasıl yazdığını öğrenmek istiyordum. Nitekim bu kitapta ihtiyacımı belli ölçüce karşıladı. Şairin kendisi gibi kitap ismindeki seçimi de hayranlık uyandırıyor. İsmin hikayesi ise şöyle; Henry David Thoreau, ABD’nin Meksika’ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına vergiyi, “ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın“ gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yattı. Kendisinden 14 yaş büyük olan ve bir çok özgürlükçü düşünceyi kendisi ile paylaşan Ralph Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşmanın cereyan ettiğini anlatır: - “Henry, neden buradasın?” - “Waldo, sen neden burada değilsin?” Yalnızca bu hikayeyi duymak bile kitabı okuma isteğimi artırmıştı. Bir yazarın kitabının isminde dahi böyle bir mana var ise içinde kim bilir neler vardır diye düşünmüştüm. Beklediğim ölçüde kitaptan verim aldım. Yazarın yaşamı ve yazarlığı üzerine öğrenilmesi gereken, İsmet Özel’i bugünki konumuna getiren birçok noktaya değinilmiş kitapta. İkinci kısmında ise Türkiye’nin konumunu üzerine kendi düşüncelerini bizlerle paylaşmış yazarımız. Ve kitabı şu cümleler ile sonlandırıyor; “Buraya kadar yazdıklarımdan, bugüne kadar yaptılarımdan hiçbir pişmanlık duymuyorum. Ömrümün herhangi bir safhasında bir fırsat kaçırdığım fikrinde değilim. Geçmişin hiçbir ânına dönmek istemem. Bütün hatalarımdan ders aldım, bütün sevaplarımın mükafatını gördüm. Bir ayağım çukurda diye kalan günlerimi yan gelip yatarak geçirmen için bir sebep görmüyorum. Çocukluğumdan beri yaptığım gibi kendimi yükümlü saydığım etkinlikler doğrultusunda son nefesime kadar didinip çırpınacağım.” Kitabı okumadan önce İsmet Özel’i konumlandırmam gereken noktada güçlükler yaşıyordum. Şiirlerine hayran okurken, radikal düşünceleri beni şaşırtıyordu. Eğer sizlerde benim gibi bu ikilemi yaşıyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Sizdeki İsmet Özel’i algısının netleşmesinde de oldukça faydalı olacaktır. yazar/ismet-ozel (İbrahim Ethem)

kitap/waldo-sen-neden-burada-degilsin--4608 Kendisini ''Ben nesli tükenmiş bir insanım'' diye niteleyen İsmet Özel'in, yalnızca ismi için dahi okunması gereken enfes kitabı... "Bu kitabı, intihar eden birkaç arkadaşıma ve paranoyadan, şizofreniden mustarip birçok arkadaşıma ithaf ediyorum...'' sözleri ile başlıyor yazar/ismet-ozel ! Ve şöyle devam ediyor; ''Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramaktır. Doğan her bebek, havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır. Soğuk saldırır bize, sıcak saldırır. Açlığın, hastalığın, korkunun saldırılarını savuşturma yoluyla yaşarız, hayatta kalırız. Yaşıyor olmak savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. Bir gün son nefesimizi verdiğimizde bize yapılan ilk saldırıyı tamamen püskürtmüş oluruz. Savaş bitmiştir. Ana kucağı, bütün saldırılara karşı ilk barınak, ilk sığınaktır.'' Çıtayı çok yükselten bu girişin ardından İsmet Özel'in kendi kaleminden kendi hayatını/masalını okuma şansı buluyorsunuz. ''Benim masalım kısaca şöyle: " Bir varmış bir yokmuş. Bir şair İsmet Özel varmış. Iyi şiirler yazarmış. Nasıl olmuşsa bu İsmet bir gün komunist olmuş. Derken efendim, bir komünist olarak iyi şiirler yazmayı başarmış ve hatta yıldızı parlamış. Gel zaman git zaman, İsmet Özel'in duyguları, düşünceleri, inançları değişmiş (masalın her varyasyonunda bu değişmenin sebepleri muhtelif) ve Müslümanlığı bir hayat yolu olarak benimsemiş. Ama işe bakın ki adam iyi şiirler yazmaya devam etmiş. Eh, o erdiyse muradına, biz de çıkabiliriz kerevetine." Nasıl başka masallarda devler, denizkızları, peri padişahı varsa benim masalımda da bazı isimler geçiyor: Şair, komünist, müslüman..." Hayatını komünizm ve Müslümanlık gibi iki ayrı döneme ayırsak dahi hep iyi bir şair olarak karşımıza çıkmaktadır Özel. O da bu vasfının farkındadır. Hep bir anlatma, anlaşılma telaşı var satırlarında. Derin düşünüyor ve kimi zaman kendi derinliğinde boğulurken buluyor kendini. Kelimelere tutunup kurtuluyor. Bazense kelimeler içinde kayboluyor. Nereye gideceğini bilemeyen bir adamın acizliği ile yine kaleme sarılıyor ve şöyle diyor: ''İnsan için önüne çıkan bütün yollar ''yürünebilir'' yollar ise o insan artık kaybolmuştur. Kaybilmak nereye gideceğini bilememek, yani her yere gidebilmektir...'' Ilerleyen sayfalarda kendi hayatına ilişkin birkaç anısını kaleme alıyor Özel . Önce din olgusuna ve dinden uzaklaşmasına- yakınlaşmasına, ardından siyasi arenaya atılmasına ve şiirlerine hep şiirlerine değiniyor... ''Çocukluğumda ve yetişme yıllarımın bana tanıttığı anlayışlar içinde Müslümanlık ağırlıklı bir yere sahip değildi. Annem ve babam Müslüman insanlardı o kadar. Çocuklarını dindar yetiştirme konusunda özel bir gayretleri olduğunu hatırlamıyorum.'' Çocukluk yıllarında din ile olan ilgisini yalnızca bu sözlerle ifade eden Özel, lise yıllarında dine tutunma çabasının neticesiz kalışını ise şu satırları ile okuruna aktarıyor: " Evde Diyanet İşleri Başkanlığı'nin üç cilt halinde yayınladığı Kur'an-ı Kerim meali vardı. Büyük bir samimiyetle onu okumaya koyuldum. Okumaya başlamadan önce abdest alıyor, Kitab'ı göbeğimin üstünde tutmaya özen gösteriyordum. 1961 yılında, dini düşüncenin niteliklerini hakkında hiçbir temel bilgilenme sağlamamış, genel olarak düşüncenin hangi meseleler çevresinde döndüğü konusunda donanımı olmayan bir lise son sınıf talebesinin ''Bakalım bizim temel dini metnimizde neler var?'' merakıyla giristiği okumadan nasıl bir sonuç doğabilirdi? Olacak olan oldu: Sonuç büyük bir düş kırıklığıydı!'' ''Beklentilerimin boşa çıkması din duygusundan ümidi kesmemi kaçınılmaz kıldı. Daha da ileri gittim: Din aleyhtarlığının insan için en uygun tutum olduğu sonucuna vardım.'' Sözlerinin ardından siyasete atılmasından ve o günün Türkiye'sinden, sosyalizmden uzunca bahseden sayfalarla karşılıyor bizi. Düşünsel yapısının, şiirleri üzerine olan etkilerine de değinen Özel, yoğun gecen siyasi hayatının ardından önce kendini yalnızlığa ardından yeniden İslam'ın sularına bırakıyor kendini. '' Müslüman olduktan sonra başka Müslümanlarla tanışıp, kaynaşmak için fazla aceleci davranmadım. Esasen mümkün de değildi. Benimle belli bir kültürel dili paylaştığına inandığım hiç-bir Müslüman tanımıyordum. Edebiyat dünyasında, ismen tanıyıp şiirine büyük değer verdiğim bir Sezai Karakoç vardı. Onunla tanışmanın yolunu arayıp buldum.'' Bu satırlardan sonra Ismet Özel sözü, kitabın adını aldığı o muazzam diyaloğa getiriyor. Thoreau, ABD'nin Meksika'ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına vergiyi, ''ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın'' gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yattı. Kendisinden ondört yaş büyük olan ve birçok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Ralph Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşmanın cereyan ettiği anlatılır: - Henry, neden buradasın ? - Waldo, sen neden burada değilsin? Bugün, yukarıdaki her iki sorunun Türkiye'de muhatabı bulunup bulunmadığını anlamak durumundayız. Kim nerededir? Yerimizi biliyor muyuz? Burada size, dilim döndüğünce kendi masalımı anlatmaya çalıştım. Biliyorum sizin de kendinize mahsus bir masalınız var. Bütün masallar bir yana itildikten sonra geride ne kalıyor? Herkes bir diğerine ''Neden buradasın?'' sorusunu soracaksa, onun alacağı cevap bir başka soru, ''Sen neden burada değilsin?'' olacaksa hepimiz masallarımıza umutsuz bir dirençle sarılmışız demektir. Masallarımızı bir kenara itme niyetimiz yok gibi. Kim olduğumuz sorusuna cevap ararken, aklımız hep, kim olacağımız sorusuyla karışıyor. Kim olacağımızı düşündüğümüzde ise kim olmak istediğimiz sorusu peşimizi koyuvermiyor. Gerçekte, kim olduğumuzu öğrenme süreci içinde bile kimliğimiz yeniden oluşuyor. Ismet Özel'in hayatını, yaşayışını, neden şiirler yazdığını, neden farklı dönemlerde yazılmış şiirlerinde farklı bir dava taşıdığını merak eden okurlar için tavsiye edebileceğim bir kitaptır. Keyifli okumalar... (Had Ra)

Waldo Sen Neden Burada Değilsin? PDF indirme linki var mı?

İsmet Özel - Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Waldo Sen Neden Burada Değilsin? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmet Özel Kimdir?

1944 yılında Söke 'li bir polis memurunun altıncı çocuğu olarak Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kastamonu, Çankırı ve Ankara'da yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir süre okuduktan sonra Hacettepe Üniversitesi'ne geçerek Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1977). Ataol Behramoğlu ile birlikte Halkın Dostları dergisini çıkardı. Devlet Konservatuarı'nda Fransızca okutmanı olarak çalıştı. İstiklal Marşı Derneği kurucusudur. Evlidir. Dört çocuğu vardır.

İsmet Özel Kitapları - Eserleri

  • Tavşanın Randevusu
  • Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
  • Bir Yusuf Masalı
  • Henry Sen Neden Buradasın 1
  • İrtica Elden Gidiyor
  • Henry Sen Neden Buradasın 2
  • Surat Asmak Hakkımız
  • Tahrir Vazifeleri
  • Toparlanın Gitmiyoruz 1
  • Erbain
  • Taşları Yemek Yasak
  • Bakanlar Ve Görenler
  • Üç Mesele
  • Kırk Hadis
  • Şiir Okuma Kılavuzu
  • Zor Zamanda Konuşmak
  • İlaveler ve Vaat Edilmiş Bir Şiir
  • Neyi Kaybettiğini Hatırla
  • Kalın Türk
  • Of Not Being A Jew
  • Faydasız Randevu
  • Çatlıycak Kadar Aşki
  • Ve'l-Asr
  • Sorulunca Söylenen
  • Desem Öldürürler Demesem Öldüm
  • Küfrün İhsanı Olmaz
  • Cuma Mektupları 1
  • Faydasız Yazılar
  • Tehdit Değil Teklif
  • Cuma Mektupları 2
  • Cuma Mektupları 3
  • Cuma Mektupları 4
  • Cuma Mektupları 5
  • Cuma Mektupları 6
  • Cuma Mektupları 7
  • Cuma Mektupları 8
  • Cuma Mektupları 9
  • Evet İsyan
  • Cinayetler Kitabı
  • Geceleyin Bir Koşu
  • Şiir Resitali
  • Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
  • Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklal Yürüyüşü 2
  • Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklal Yürüyüşü 1
  • Bilinç Bile İlginç
  • Allah'ın Emri Zaid / Plus Peygamberin Kavli
  • Bileşenleriyle Basit
  • Siper Beden
  • Karz-ı Hasen
  • Neredeyizim
  • Başbaş Başbaşa Başabaş
  • Evet Mi, Hayır Mı?
  • Muvazzaf
  • Toparlanın Gitmiyoruz 2
  • Toparlanın Gitmiyoruz 3
  • Ebruli Külah
  • Evlenseydik Boşanacaktık
  • Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı
  • Hayatın Manası Versus Manalı Bir Hayat
  • Çenebazlık
  • Dil ile İkrar
  • Tok Kurda Puslu Hava
  • Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar
  • Şiir Kitabı
  • Başını Örten Kızlar Felsefe Bilmelidir
  • Tahrir Vazifeleri 2
  • Tahrir Vazifeleri 4
  • Tahrir Vazifeleri 3
  • Tahrir Vazifeleri 5
  • Tahrir Vazifeleri 6
  • Tahrir Vazifeleri 7
  • Tahrir Vazifeleri 8
  • Tahrir Vazifeleri 9
  • Tahrir Vazifeleri 10
  • Cuma mektupları 10
  • Tahrir Vazifeleri 11
  • Tahrir Vazifeleri 12
  • Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir
  • Bir Vefa Daha
  • Pergelin Yazmaz Sivri Ucu
  • İslamla Damgalanmış Varoluş
  • Tekne Kazıntısı

İsmet Özel Alıntıları - Sözleri

  • Biz Türkiye'de yaşayan insanlar olarak öyle yalan yanlış seylere inandırılmış, öyle kabul edilemez şeyleri kabul etmişiz ki, insanlara kendileri hakkında ya da birlikte yaşadıkları insanlar hakkında ne söylersen söyle söylediğin şeyler asla mantıklı gelmez. (Çenebazlık)
  • Türkiye, bir imparatorluk ihdas etme üstünlüğü gösterdiğimiz için değil, dar-ül İslam olması, dar-ül İslam vasfı kazanması sebebiyle vatanımızdı. (Cuma Mektupları 6)
  • ölümle ölüme yaraşan bağı nasıl kurabiliriz? (Tahrir Vazifeleri 3)
  • Taarruz bombalarının tahrip gücü kadar gürültüsü de önemlidir. Çünkü düşman yalnızca öldürülerek veya mevzileri yıkılarak püskürtülmez, aynı zamanda düşmanı, başına büyük bir felâket geleceğine inandırmak da gereklidir. Bu yüzden toplumda hâkimiyet tesis etmeye yönelmiş her hareketin, yürürlüğe koyduğu işler kadar kopardığı gürültü de önemlidir. Nitekim son birkaç yılda Müslümanlara karşı haçlı ve Siyonist seferberlik düzenlemiş odakların kopardıkları gürültü bir hesap sonucudur. Diyelim ki, tesettüre uyan öğrencileri üniversiteye almayacaklar. Bunu idarî tedbirlerle sessiz sedasız uygulamaya koyabilecekleri halde, bu konuda bir kamuoyu husule getirmek üzere, basın organlarının büyük bir şamata çıkarması istenmiştir. Bir gürültü koparan siyasî hareket, taarruza geçmeye hazırlanmış ve belki de taarruzu fiilen başlatmış demektir. Taarruza geçen kuvvet, büyük ve geniş taleplerle insanların önüne çıkar. Onun düsturu şudur: Çok çok istemeliyim ki, az az versinler. Bu tutumun beynelmilel arenada en iyi uygulayıcısı İsrail olmuştur. İsrail, henüz üzerinde devlet olmaya çalıştığı toprakların kendi hakkı olup olmadığı tartışma konusu iken, daha geniş topraklara ihtiyacı olduğunu dile getirmiştir. Yani her zaman çok çok istemiş ve alabildiği az miktarı yanına kâr bilmiştir. Böylece ilk yerleştiği toprakları tartışma konusu olmaktan çıkarılmış ve işgal ettiği topraklar görüşmelere esas alınır olmuştur. Türkiye'deki İslâm düşmanları çok çok neyi istiyorlar ve az az neye razı olacaklar? Onların çok çok istedikleri, Müslümanların Türkiye'de hiçbir sosyal varlık gösterememeleridir. Yani tek parti, tek şef döneminde olduğu gibi, Müslümanlar kendi memleketlerinde sürgün muamelesi görmelidirler. Ticarî hayatta geri plana itilmeli, iyi eğitim veren mekteplere sokulmamalı ve bürokraside yükselme sınırları pek düşük tutulmalıdır. Bu en geniş taleplerin tam tamına gerçekleşmeyeceğini bildiklerinden, kopardıkları gürültüyle bir tek siyasî sonuca razıdırlar. O da, Müslümanların bağımsız bir siyasî alternatif olarak ortaya çıkmamaları ve gözleri yılarak kimliği Müslüman olmayan siyasî organizasyonların şemsiyesi altında olmayı nimet bilmeleridir. (İrtica Elden Gidiyor)
  • İnsanın gereğinden çok şeyi fark ediyor olması, esas olan şeyi fark etmekten mahrum kalması anlamına da gelebilir. (Kırk Hadis)
  • İnsanlar artık aya , güneşe Lât ve Menât putuna tapmıyorlar ama devlet adamlarına , piyasaya , makinalara, teşkilatlara, teorilere tapıyorlar. Yeni putları mukaddes kılabilmek için kitaplı dinleri terkediyorlar. Bu tarz putperestliğin Doğu'da ve Batı'da birbirinden farkı yok. (Üç Mesele)
  • Bugün yaşama biçimi olarak dünya çapında yaygın bir batılılaşma var. Mutfaklar yemek hazırlama laboratuvarı, televizyonlu yaşama alanları bir kamu toplantısının dinlenme anı gibi, yatak odalarımıza değil koğuşlara gidiyoruz. Çalışma ve eğitim hayatımız mekanik ölçüleri hiçbir zaman aşamıyor. (Bakanlar Ve Görenler)
  • Daha doğrusu bir ordu ilgili olduğu toplumun bir ürünü olduğu oranda gerçektir. Ordunun gerçekliğinin gösterilebilir iki dayanağı var: Bir toplum kendi savaş gücünü ne oranda yeniden üretebiliyor? Bir toplum kendi değerlerine ne oranda sahip çıkıyor? Savaş gücünü yeniden üretebilmenin toplumun sermaye gücüyle olduğu kadar nitelikli insan potansiyeliyle doğrudan ilgisi var. ABD Pearl Harbour baskınında bombalanan gemilerini bir yıl içinde yeniden inşa etti. Bunun için malî güce elbet sahipti, ama yeniden üretim için gerekli uzmanlığı da ithal etmek zorunda değildi. Bir toplumun kendi değerlerine sahip çıkmasının iki parlak örneği Almanya ve Japonya'dır. Her iki dünya savaşından yenik çıkmış Almanya'nın ve son savaştan sonra ordusuzluğa mahkûm edilmiş Japonya'nın bugün beymelmilel sahada hâlâ belli bir belirleyici güç sahibi olmalarının her iki toplumun da kendi değerlerinden vazgeçmeyişlerinden başka bir açıklaması yoktur. (Cuma Mektupları 3)
  • Neyi öğrenmek istiyorsak zihnimizi onu öğrenmeye müsait duruma getirmek zorundayız. Bazı şeyleri bütün çabalarımıza rağmen bir türlü öğrenemiyorsak, bunun sebebini zihnimizin düştüğü elverişsiz durumdan başka bir şeye bağlamayalım. Âmiyâne bir ifadeye başvurarak şöyle diyebiliriz: Ancak işimize gelen şeyler aklımıza yatar veya aklımız ancak işimize gelen şeylere yatar. Dünyaya isteklerimiz doğrultusunda bakarız. Zihnimizin dış dünyayla ilişkisinde bütün mesele "irade" (istem) meselesinden ibaret değildir. Bir de zihin kilitleri meselesi var. Nelerin işimize geldiğini tanımamız açısından bazı bölgelerde zihnimiz kilitlenmiştir. Bazen menfaatimizi zihnimizin kilitleri sayesinde koruyabiliriz. Bazen de zihnimizdeki kilitleri kırmak menfaatimizi korumanın kaçınılmaz gerek-sartı olur. Zihnimizdeki kilitlerin hangilerinden güç almanın vakti ne zamandır? Hangi zihin kilitlerimizi ve ne vakit kırmalıyız? (Henry Sen Neden Buradasın 1)
  • İslâm’a yerküre üzerinde hangi varoluş tarzı yakışıyorsa Türkler o tarzı tecessüm ettirmekle bir kavim karakteri edinmişlerdir. Türk’ü İslâm’dan, İslâm’ı Türk’ten ayırın geriye ne Türk kalır, ne İslâm. Amerikalıyı paradan, parayı Amerikalıdan ayırın geriye ne Amerikalı kalır, ne para. (Pergelin Yazmaz Sivri Ucu)
  • gitti deriz ölenler için yalnız yaşayanların işidir yola çıkmak, yolu kat etmek. (Bir Yusuf Masalı)
  • İnsanlar içlerinde yaşattıkları bir mükemmelliğin özlemini duyarak hep varolan şartları beğenmediler. (Bileşenleriyle Basit)
  • tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim. (İlaveler ve Vaat Edilmiş Bir Şiir)
  • Çin, Mı­sır, Aztek, Yunan, Roma ve İslam medeniyetlerinin kendilerine özgü teknolojileri el­bette vardı; ama insan hayatının devamını böylesine yaygın ve karmaşık mekanik sü­reçlerin işleyiş şartına bağlayan bir başka medeniyet bilmiyoruz. (Tahrir Vazifeleri 7)
  • "Bana göre insanın tarifi: "Geç kalmış yaratıktır." Neye geç kalmıştır? Her şeye." (Tahrir Vazifeleri 12)
  • kalbe gizlice batan kıymık geçecek. (Şiir Resitali)
  • İnanıştaki doğruluk inanılan "şey"in doğruluğuna delil olur. Görürüz ki inancı arayan onu yalnızca inananda bulabilir, inandıranda değil. (Tahrir Vazifeleri 7)
  • Canının kıymetini bilmek insanın kendi nefsini en rahat edeceği, azami derecede zevk alma ortamında bulunmak anlamına gelseydi batı medeniyetinin hakimiyet kurmasıyla biçimlenen dünya şartları haklılık kazanmış olurdu. (Tahrir Vazifeleri 9)
  • Oysa salaklar hayati kalin cizgilerle cevrelemekten hoslanir (Henry Sen Neden Buradasın 2)
  • "İslâmi hareket sözkonusu olduğunda Türkiye'ye dünyanın herhangi bir yerine verdiğimden daha çok önem veriyorum." (Cuma Mektupları 1)