akademi
dedas

Viy - Nikolay Gogol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Viy kimin eseri? Viy kitabının yazarı kimdir? Viy konusu ve anafikri nedir? Viy kitabı ne anlatıyor? Viy kitabının yazarı Nikolay Gogol kimdir? İşte Viy kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 24.02.2022 06:00
Viy - Nikolay Gogol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nikolay Gogol

Çevirmen: Tuğba Bolat

Editör: Emre Aygün

Orijinal Adı: Viy

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786257913843

Sayfa Sayısı: 125

Viy Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Benim edebi tercihim Gogol’den yanadır, bakış açıma göre kimse kıyaslanamaz onunla.” –Mihail Bulgakov

Vladimir Nabokov’un, “tuhaf bir deha” olarak nitelendirdiği, Mikhail Bulgakov, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski gibi yazarları etkilemiş Nikolay Gogol, bu kitaba da adını veren “Viy” öyküsünde, Ukrayna halk efsanelerinden aldığını iddia etse de aslında kendisinin uydurduğu bir yaratığı edebiyat dünyasına hediye etti. Gogol, Viy’deki üç öyküyle, şeytan çıkarmaların, büyücülerin ve kaşları yere kadar inen bir yaratığın kol gezdiği bir Rusya’ya götürüyor okuru.

“Viy”de, üç öğrenci, teolog Halyeva, filozof Homa ve hatip Tiberiy dinlenip karınlarını doyuracak bir yer bulmak için ana yoldan ayrılınca kaybolurlar ve gerçek yüzünü daha sonra görecekleri tehlikeli bir ihtiyar kadın çıkar karşılarına. “İvan Kupala Akşamı Arifesi”nde âşık bir adamın, Şeytan da olabilecek bir yabancıyla yaptığı anlaşma ters teper. “Korkunç Bir İntikam”da ise yıllar sonra geri dönen bir baba, kızını dehşete düşürür.

“Viy’i getirin! Gidip Viy’i getirin,” diyordu ölü.

Viy Alıntıları - Sözleri

  • Dünyaya bir keder çöküyor. Kötü zamanlar geliyor. Ah, geçen yılları hatırlıyorum. Geri gelmeyecekleri aşikar!
  • Kalbi paramparça olacak gibiydi.
  • “Rüyaların doğruyu söylediği nasir görülür.”
  • Her şeyin en iyisini Tanrı bilir, o her şeyi bilir.
  • “Evet, karanlık bir gece.”
  • Neşeli ve çoşkun bir hengâmedeki bir kalabalığın arasında, biri çıkıp da birdenbire ezilmiş insanlar için şarkı patlatmış gibi, içinin acıyla sızlamaya başladığını hissediyordu.
  • Hafızası kimsenin içinden tek kuruş alamayacağı ihtiyar bir cimrinin cebi gibiymiş.
  • Zira insanoğlu için intikam almak isteyip de alamamaktan daha büyük azap yoktur!
  • Siz de bilirsiniz, bir kadının bir başkasına güzel demesi, Tanrı günah yazmasın, şeytanla öpüşmesinden zordur.
  • “Şu dünyada her türlü berbat şey var. Bir de öyle korkunç şeyler oluyor ki…”
  • “Viy’’i getirin ! Gidip Viy’i getirin.”
  • “Birinin cadı olduğunu nerden anlarsın ?” “Anlayamazsın ki. Anlamanın imkânı yok; bildiğin tüm duaları okusan bile anlayamazsın.”
  • Ah, zaman, zaman! Eski zamanlar! Senelerim nereye uçup gittiniz böyle!
  • Kürek bir şeye çarpıp çınlamış ve daha derine gitmemiş. Petro'nun gözleri küçük, dışı demirden bir sandığı ayırt etmeye başlamış. Sandığı eliyle çıkarmaya çalışmış ancak uğraştıkça daha ileriye, daha derine gidip duruyormuş. Aniden arkasında bir kahkaha duymuş, daha çok yılan tıslamasına benzeyen bir kahkahaymış bu. "Hayır, insan kanı olmadan altın maltın göremezsin!" demiş cadı ve üzerinde beyaz bir çarşaf örtülü yaklaşık altı yaşında bir çocuk getirmiş, eliyle de kafasını kesmesini işaret etmiş.
  • Dünyaya bir keder çöküyor. Kötü zamanlar geliyor. Ah, geçen yılları hatırlıyorum. Geri gelmeyecekleri aşikâr!

Viy İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Cadılar, ruhlar vesaire çılgınlıklar. Burun ve paltonun yazarından bekledik bir öykü kitabı. Kitap üç öyküden oluşuyor. Üçünün de ana temasında doğa üstü olaylar ve kazak kültüründeki yeri. Kitap bir korku kitabı. Evvelden beridir dilden dile dolaşan doğa üstü yaratıklardan beslenen yazar, bu öykülerinde de bunu perçinlemiş. Eserin sonlarında özellikle bir kazak faşizmi sarıyor eseri. Yazar kendinden geçen bir hatip gibi kazakları yere göğe sığdıramıyor. Aslında öyküler vasat ve bir o kadar da basit. Yazarın ilk öyküleri oldukları tahmini aklımdan geçti kitabı bitirince. Umarım öyledir. Yazarın anlatım tarzında gerilimi ve korkuyu yer yer hissetsem de yarattığı yaratıklar biraz komik ve abes kaçmış bana göre. Keza destanlar aracılığıyla bir kültürü ve milleti yücelteni gördüm de bir korku öyküsü furyasıyla yücelteni görmedim. Gogol sayesinde onu da gördüm. Kitap okunur mu. Bana gör okunur. İnsanoğlu ezelden beri kendi milliyetini kültürünü hatta dinini ve mezhebini nasıl yüceltiyormuş bir daha şahit oldum. Katoliklere verip veriştiren ateşli bir ortodoks gogolu görmek sizi şaşırtacaktır ya da kazakları destanlaştıran ve diğer milletleri kötüleyen. (Nedim Kardaş)

Maalesef çok garip, güzel de olmayan, korkutmayan da bir "korku" hikayesi. Herhalde bedenlere giden cadılar kitabın yazıldığı tarihlerde korkutucu hikayelermiş ancak şu an hiç bir etkileyiciliği olmadı. Kitabı maalesef kendi dönemi içinde değerlendiren birisi de olmadığımdan hiç beğenmedim. Genel olarak yazdıklarıyla asla şaşırtmayan Gogol'ün bu kitabını hiç beğenmedim. Tavsiye etmem. (Onur KARABAĞ)

Viy İthaki Karanlık Kitaplık Kitabın içerisinde 3 adet hikaye bulunmakta. Bunların ilki olan ve kitaba adını veren Viy . Bu hikayeyi ne çok sevdim ne de sevmedim diyebilirim. İçerisinde cadılık, büyücülük kavramları olsa da kitaba adını veren yaratığın biraz sönük kalması hikayeye olan ilgimi kaybettirdi. Ama öte yandan Gogol’un yapmış olduğu olay odaklı yazımı sayesinde kendini okutturdu. İster istemez okuyorsunuz çünkü iyi yazılmış 2. Hikayede hoştu ancak ben bu kitapta en çok 3. ve son hikayeyi beğendim. Ve bu kitaba adını vermeyi hak eden bence bu kurguydu. Korkunç bir intikam adlı hikayenin sonu aşırı iyiydi. Asla böyle bir son beklemiyorsunuz . Ve ayrıca yazarın Türklere laf dokundurması hiç hoşuma gitmedi. Böyle şeyleri görmezden gelemiyorum. Okurken karşıt bir cevap veriyorum ister istemez. Bu yüzden ufacık bir yerinde “ Sen Türklere Kurban Ol “ dedim geçtim Genel anlamda okuyabiliceğiniz hoş kitaplardan. İlginç fantastik ögelere sahip. Kitaba ismini veren hikayede fantastik yaratıktan çok şey beklemezseniz daha iyi olur. 125 sayfalık okunabilecek hoş kitaplardan. (Semra Aksoy)

Kitabın Yazarı Nikolay Gogol Kimdir?

Nikolay Vasilyeviç Gogol (Rusça: Николай Васильевич Гоголь) (31 Mart 1809 - 4 Mart 1852) gerçekçi Rus roman ve oyun yazarı. En çok tanınan eseri Ölü Canlar'dır.rnrnGogol orta halli toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna’da Soroçinski Köyü’nde dünyaya gelir. Gogol’un çocukluğu köy hayatı ile ve yoğun Kazak kültürü etkisinde geçer. Bu hayatın etkisi ileride yazacağı eserlere de yansıyacaktır.rnrnGogol, gençlik yıllarında şiir ve edebiyata ilgi duyar. 1828'de Petersburg’a gider. Orada memur olmayı ve bir şekilde geçinmeyi umar ancak işler umduğu gibi gitmez. Gogol, Petersburg’dan Almanya’ya gider ancak orada da parası bitene kadar kalabilir. Tekrar Petersburg’a dönüp iş arayan Gogol bu sefer çok düşük bir maaşla da olsa devlet memuru olarak çalışmaya başlar. Bu görevden de bir sene sonra ayrılır.rnrnGogol, 1836'da Pişik Puşkin'in çıkardığı Sovremennik adlı dergide, yergili öykülerinin en neşelilerinden biri olan Araba’e eğlenceli ve iğneleyici bir üslûpla yazılmış gerçeküstücü öyküsü Burun’u yayınlar.rnrnYazar, yazı sanatında büyük ölçüde Puşkin'in etkisi altındadır. Öyle ki, onun eleştirileri ve telkinleri olmadan yazamayacağını düşünür. Yazarın Puşkin’le olan arkadaşlığı, onu aldığı acımasız eleştirilerden de koruyan en büyük güçtür.rnrnGogol’un ilk ciddi ve dikkat çeken eserleri Ukrayna hayatı ile, halk deyişleri ile süslü halk hikâyeleridir.rnrnGogol 1831 – 1832 yıllarında yazdığı bu hikâyeleri, Dilanka Yakınlarındaki Çiftlikte Akşam Toplantıları adlı kitapta toplar. Bu öyküler Rus edebiyat dünyasında Gogol’un bir anda parlamasına yol açar. 1835 yılında Mirgorod ve Arabeski adlı eserlerini de yayımladı. Bu kitaplarında da halk hikâyeleri, özellikle Kazak geçmişi işlenmiştir.rnrnHikâyelerinde günlük hayatı ve bayağı kişilikleri zaman zaman mizahi zaman zaman öfkeye varan bir şekilde yeriyordu.rnrnEski Zaman Beyleri, Arabeski bu yergi kitaplarının ilkleridir. Arabeski kitabındaki hikâyelerinden biri olan Bir Delinin Hatıra Defteri bir memurun rutin hayatını ve işi yüzünden nasıl sıkıldığını anlatır. Hikayenin sonunda memur akıl hastanesine yatırılır. Portre adlı eseri ise dünyanın kötülüklerden kurtulamayacağı vugusu ile sonlanır.rnrnBüyük komedisi Müfettiş adlı eseri ile bürokrasiyi alay derecesinde yeren Gogol, eserinin sahnelenmesi ile tüm şimşekleri üzerine çeker. Tepkiler yüzünden Rusya’dan ayrılmak zorunda kalır. Roma’da Puşkin’in tavsiyesi ile en büyük eseri olan Ölü Canlar’ı yazarken Puşkin’in öldüğü haberini alır. Bu haber onun için “Rusya’dan gelebilecek en kötü haber”dir. O zamana kadar Puşkin’i düşünmeden dikkate almadan hiçbir şey yazmayan Gogol için bu haber gerçekten bir yıkım olmuştur. Puşkin’in ölümünün yıkıcı etkisine karşın 1842 yılında iki önemli eseri olan Ölü Canlar’ın 1. cildi ve uzun hikâyesi Palto’yu bitirir ve yayınlar. Ölü Canlar dönemin Rusya’sının çürümüşlüğünü gerçekçi bir biçimde gözler önüne sererken Palto’da sıradan insanların yaşadıkları acılar, maaruz kaldıkları haksızlıklar, ve yaşadıkları yoksulluk tüm gerçeklikleriyle, okuyucuyu sarsacak bir ustalıkla gözler önüne serilmektedir. Bu eser de dönemin en büyük eserlerinden biri olarak nitelendirilecektir. Rus edebiyatına sıradan insanların gerçekçi bir girişi olarak da nitelendirilebilir Palto. Öyle ki Dostoyevski hikâyeye hitaben “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” diyecektir. Ancak öykü yayınlaması ile soylu kesimin tepkisini tekrar Gogol üzerine çeker. Dönem aydınlar üzerinde büyük baskıların uygulandığı karanlık I.Nikola dönemidir. Gogol düzen savunucuları tarafından Rus insanını aşağılamakla onun kötü yönlerini göstermekle, halkına ihanetle suçlanır. Ancak onun yapmak istediği halkını aşağılamak değil onu bu hale sokan yozlaşmış düzeni tüm gerçekliği ile gözler önüne sermektir. Maruz kaldığı bu suçlamalar yazarın ruhsal sağlığına da ciddi zararlar vermiştir.rnrnPuşkin’in ölümünden sonra Gogol’un popülaritesi daha da da artar. Bu ilgi Gogol’da bir öncülük hissi yaratır ve kendine toplumu değiştirmek, insanlara yol göstermek gibi misyonlar edinir. Bu dönemde eski yaratıcılığını kaybettiği söylenebilir. Dine karşı ilgisi artar ve daha önce eleştirdiği kiliseyi dahi övmeye başlar. Bu davranış hayranlarının tepkisini çeker ancak o bu tepkilere dinsel yorumlar katar ve Tanrı’nın gönlünü almak için ona daha da yakınlaşır. 1848’de kutsal toprakları ziyaret etmek için Filistin'e gider. Moskova’ya geri dönen Gogol, orada Matvey Konstantinovski adlı gerici bir rahibin etkisi ile 1852 yılında Ölü Canlar romanının ikinci bölümünün el yazmalarını yakarak imha eder. Bu davranışından 10 gün sonra 43 yaşında Moskova’da ölür.rnrnGogol'ün tamamlayamadığı sadece taslaklarını kaleme aldığı Dördüncü Dereceden St. Vladimir Nişanı adlı oyunu ölümünden sonra Sasa Preis tamamlanmıştır.

Nikolay Gogol Kitapları - Eserleri

  • Ölü Canlar
  • Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları
  • Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
  • Taras Bulba
  • Palto
  • Eski Zaman Beyleri

  • Burun
  • Müfettiş
  • Petersburg Öyküleri
  • Evlenme - Kumarbazlar
  • Taras Bulba ve Mirgorod Öyküleri
  • Masallar
  • Bir Delinin Hatıra Defteri

  • Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in Öyküsü
  • Tiyatrodan Çıkış
  • Mayıs Gecesi
  • Fayton
  • Öyküler
  • Üç Hikaye (Burun, Fayton, Palto)
  • Ölü Canlar - Don Kişot

  • Portre
  • Bütün Oyunları
  • Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy)
  • Şeytanın Kırmızı Paltosu
  • Taras Bulba 2
  • Neva Bulvarı
  • Viy

  • Ölü Canlar. Müfəttiş
  • Teyze
  • The Nose & A May Night
  • Roma İmparatorluğu
  • Münakaşa
  • Seçilmiş əsərləri
  • Palto

Nikolay Gogol Alıntıları - Sözleri

  • Ahlaksızlık kendi başına da çirkindir, iticidir; ama olanca tertemizliğiyle düşlerimize süzülen güzelliğe bulaşınca büsbütün itici olur. (Neva Bulvarı)
  • “Doğa da böyle değil midir? Doğa görüntüsü ne kadar güzel olursa olsun, gökte bunu aydınlatacak güneş yoksa, daima bir şeyler eksikmiş gibi görünür.” (Mayıs Gecesi)
  • Uzağa, çok uzağa, hiçbir şeyi göremeyeceğim, duyamayacağım insansız bir dünyaya götürsün beni!.. (Bir Delinin Hatıra Defteri)
  • "İşte ne kadar muhteşem bir görünüme sahip olursa olsun, gökyüzünde güneş yoksa bir şeyler hep eksik kalır içeride." (Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy))
  • Ivan Fyodoroviç konunun değişip kitaplara geldiğini duyduğu zaman gayretle kendisini ortama kaptırdı. (Teyze)
  • Güzellik harikalar yaratır. (Neva Bulvarı)

  • Bana öyle geliyor ki başka biriyle duyguların, görüşlerin ve hislerin paylaşılması dünyadaki en kutsal şeylerden biridir. (Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy))
  • İnsanların da kuşların ki gibi kanatları olsa ne güzel olurdu! (Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları)
  • Beyefendi, size bir ikramda bulunma cüretinde bulunabilir miyim? (Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in Öyküsü)
  • Her şeyin en iyisini Tanrı bilir, o her şeyi bilir. (Viy)
  • Bir insanın zihnine girmek ve düşüncelerini bilmek imkansızdır. (Öyküler)
  • İnsan ancak kafasına bir şey takmazsa çılgınca neşelenebilir. (Taras Bulba)
  • “Gerçekten de dünyada hiç adalet kalmadı!” (Taras Bulba)

  • Bu zamanda kimsenin içyüzünü anlayamazsın. (Fayton)
  • "Dünya nedir? Bir hissiz insanlar kalabalığı." (Ölü Canlar)
  • Ben de, senin gibi edebiyatla uğraşmaya karar verdim. Çünkü, kardeşim, bu dünya artık can sıkıyor. (Bütün Oyunları)
  • Şu son günlerde de hayat ne kadar pahalılaştı. (Üç Hikaye (Burun, Fayton, Palto))
  • Elveda çocukluk günleri, elveda bütün oyunlar, her şeye, her şeye elveda! (Taras Bulba)
  • Şimdi o, ölümle dirim arası bir durumdaydı... (Fayton)
  • "Rahat bırakın, ne diye üzüyorsunuz beni?" (Palto)

Yorum Yaz