dedas
Turkcella

Villette - Charlotte Brontë Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Villette kimin eseri? Villette kitabının yazarı kimdir? Villette konusu ve anafikri nedir? Villette kitabı ne anlatıyor? Villette kitabının yazarı Charlotte Brontë kimdir? İşte Villette kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.03.2022 16:00
Villette - Charlotte Brontë Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Charlotte Brontë

Çevirmen: Nevhiz Aksunkur

Orijinal Adı: Villette

Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi

İSBN: 9789944756679

Sayfa Sayısı: 552

Villette Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Charlotte Bronte'nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu roman, hem yazarın en önemli kitaplarından biri hem de çağının gerçeklerini en iyi anlatan yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor.

Lucy Snowe, genç yaşta ailesini yitirince vatanı İngiltere'yi terk eder ve kıta Avrupası'ndaki Villette kentinde bir yatılı kız okulunda öğretmenlik yapmaya başlar. Lucy burada yalnızca geçmişin hayaletleriyle değil, geride bırakmayı arzu ettiği, kaçındığı duygularla da yüzleşecektir. Okulu sık sık ziyaret eden Doktor John'a karşı içinde yeşeren duygular, kendisine karşı hep zalimce davranan edebiyat öğretmeni Mösyö Paul ile Müdire Madam Beck ve Villette sosyetesiyle mücadelesi, okulun öğrencileriyle ilişkileri Lucy Snowe'un kendini ve dünyayı tanımasında büyük rol oynar. Protestan bir genç kadın olarak Katoliklerin dünyasında tek başına verdiği yaşam savaşı Lucy Snowe'u nereye götürecektir? Lucy Snowe'un her zorluğu göğüsleyen güçlü karakteriyle bu sorulara verdiği yanıt, mutlu sonla ilgili genel kabulleri altüst ediyor. Charlotte Brontë, çalkantılı ve sürprizli bir yolculuğu anlattığı son romanı Villette ile Jane Eyre'de ulaştığı edebi çıtayı yükseltiyor. Brontë'nin bu otobiyografik romanı, Viktorya dönemi Avrupası'nda, sesini henüz kimseye duyuramayan kadının tek başına ve dimdik ayakta durabileceğinin kanıtı.

"Tehlike, yalnız ve belirsiz bir gelecek, mutlaka kasvetli ve kötü olmak zorunda değildir, yeter ki karakter sağlam olsun ve yetiler kullanılabilsin; yeter ki Özgürlük bize kanatlarını ödünç versin, Umut bize yıldızıyla rehberlik etsin."

Villette Alıntıları - Sözleri

  • Bazı konularda bizimle aynı düşünen birine rastlamak o kadar nadirdir ki böyle biriyle karşılaştığınızda sanki bir mucize gibi gelir.
  • Bazı insanlar, diğerlerinin ulaşılmaz gördüğü noktaya giden yolu nasıl kısaltabiliyorlar!
  • Farklı sessizlikler vardır, farklı anlamlar taşırlar.
  • Yaşam öyle bir şekilde inşa edilmiştir ki olaylar beklentilere uymaz, uyamaz ve uymayacaktır.
  • Niteliksiz kitaplar ne kadar zekice ve övgüye layık olurlarsa olsunlar beni mutlaka yoruyordu.
  • . Doğam değişkendir. Bir saatlik ruh hali bazen bir sonrakinin alay konusu olur. ...
  • Çiçeklerin büyüdüğünü seyretmek hoşuma gider ama koparılmalarını sevmem. Onlara köksüz ve yok olacak şeyler gibi bakarım, yaşamla benzerlikleri beni üzer. Sevdiklerime asla çiçek vermem, benim için önemli olanlardan asla çiçek almak istemem.
  • Tam yerinde bir soğukkanlılık gereksiz bir duyarlılıktan daha iyidir.
  • Bu dünyadaki hiçbir saçmalık, bana mutluluğu beslememin söylenmesi kadar boş gelmiyordu. Böyle bir öğüdün anlamı ne olabilir? Mutluluk toprağa ekilip, gübrelenen patates değil ki. Mutluluk, Cennet'ten üzerimize serpilen bir ışıktır. O, bir yaz sabahında bir goncadan ve Cennet'i altın meyvelerinden ruha düşen bir çiğ damlasıdır.
  • Sevdiğim ve sevildiğim müddetçe var olmaktan ne kadar zevk aldım.
  • Bütün ıstıraplarına rağmen, hayat gene de devam ediyordu; gözlerimiz, kulaklarımız bizimleydi ve onları mutlu eden tamamen geri çekilmiş, teselli eden ses susmuş olsa bile işlevlerini sürdürüyorlardı.
  • En kötüyü görmüş ve biliyor olmak temel üstünlüğünü korkunun elinden almak demektir.
  • Bu dünyada kaç kişi gerçekten sever veya en azından aşk için evlenir ki.
  • Hissetmek ve birinin ne hissettiğini anlamak farklı özelliklerdir; çok az insan ikisine de sahiptir, bazıları ise hiçbirine.
  • "Kahkahası, umutsuzluğun taşkınlığı olmalı.."

Villette İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Charlotte Bronte' den Jane Eyre'yi aratmayacak düzeyde yazılmış yine muhteşem bir eser. Aynı zamanda da yazarın son kitabı. Yazar bu kitabında, hayatta hiç kimsesi olmayan İngiliz bir genç kızın (Lucy Snowe), İngiltereyi terkederek , Fransa'nın Vilette adlı şehrine gelmesinı ve orada tek başına verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor. Konuyu esas itibariyle değerlendirirsek; anlatılmak istenen şey, o dönemdeki kadınların güçsüzlüğünün kırılması ve güçlü, kendi başına ayakta kalmayı başarabilen kadın tipine duyulan özlemin dile getirilmesinden ibarettir. Aynen Jane Eyre'de olduğu gibi. Lucy'nin verdiği hayat mücadelesi, tüm zorluklarıyla gözler önüne serilirken aynı zamanda konu ümitsiz aşkın verdiği duygulanımla desteklenmiş , ayrıca da konu içerisine gizemli olaylar katılarak kitaba , son sayfalara kadar devam eden akıcılık ve sürükleyicilik kazandırılmıştır. Yazarın en önemli kitabı olan ''Jane Eyre '' nin gölgesinde kalarak fazla tanınmaması bence kitaba yapılan en büyük haksızlık olarak değerlendirilebilir. Kesinlikle her bakımdan yüksek düzeyde yazılmış bir kitap. Sadece, dram ve aşk yönü çok ağır basmadığı için belki okuyucunun ilgisini çekmemiş olabilir diye düşünüyorum. Ama her kitabın kendine has bir özelliğinin olması gerekir ki, farklılık taşısın ve okunabilsin. Aksi takdirde okumanın bir anlamı kalmazdı. Ben, 'Jane Eyre'' kadar etkili ,akıcı ve sürükleyici olarak yazılmış bu kitabın da mutlaka okunması gereken dünya klasiklerinden biri olduğu kanaatindeyim. (mehmet temiz)

Jane Eyre ile hayran olduğum Charlotte Brontë'nin okuduğum ikinci kitabı Villet(Geçmişin Gölgesinde) oldu. Villet'te yer yer Jane Eyre'den esintiler vardı; özellikle ana karakter Lucy Snowe' un ailesini kaybedince yapayalnız kalarak hayatta kalma mücadelesi vermesi, yatılı bir kız okulunda öğretmenlik yapması… Kitapta Lucy Snowe'un başından geçen olaylar çerçevesinde kendi iç hesaplaşmaları, aşka ve evliliğe olan bakış açısı, protestanlık ve katolik mezhebine olan tutumu, kadının 19. yy daki konumu ve o dönemin zihniyeti Lucy'nin duygu ve düşünceleriyle okura aktarılmakta. Kitabı okurken yazarın naif, akıcı diline ve sanki benimle konuşuyormuş hissi veren yazım tarzına bir kez daha hayran oldum. Yani genel anlamda tatlı, etkileyici ve en az Jane Eyre kadar sevdiğim bir roman oldu. Okuyacaklara keyifli okumalarr... (Hatice Uçar)

Emily Bronte'nin Uğultulu Tepeler'inden sonra kardeşinin romanlarını da bekletmeden okumak istedim. Charlotte Bronte'nin en ünlü romanı Jane Eyre olsa da ben en sevilen kitabını biraz erteleyip, en beğenileni biraz bekletmek istedim. Villette, anne ve babasını çocukken kaybetmiş olan Lucy'nin kendi ayakları üzerinde durma ve kendini tanıma öyküsünü konu alıyor. Lucy, belirgin ve keskin özellikleri olan karakterlerden değil, aksine sade, kendi halinde bir karakter. Aslında Lucy okuduğumuz çoğu başkarakterden çok farklı, iyi, mutlu sona ulaşan ve çok çeken karakterlerden ya da olayları dramatize ederek okura sunan karakterlerden değil. Bronte, karakterinin iç dünyasını okura çok güzel yansıtmış, sanırım bu başarısının en büyük etkeni de kendinden ve yaşamından bir çok şey katmış olması. Kitap biraz yavaş akıyor ancak sıkıcı değil, zamana yayarak okumak ideal bir kitap ve kış mevsimine daha çok yakışacak gibi. Kitapta büyük olaylar yok ama her daim merakınızı canlı tutacak unsurlar mevcut. Karakterler ise birbirinden farklı ve ilgi çekici idiler, bazılarına gıcık olmadım değil. :D En sevdiğim ve ilgimi çeken karakter ise baştan itibaren Mösyö Paul oldu. Villette genel olarak sevdiğim bir kitap oldu, yavaş ilerleyen bir kitap olsa da bittiğinde okuduğunuza memnun olduğunuz bir kitap oluyor. Kitapta bolca yer alan Fransızca cümleler beni zaman zaman yorsa da severek okudum. Ve kitabın sonunu çok beğendim, kendine ve yapısına özgü, okurun hayal gücüne malzemeler bırakan kitaba oldukça uygun bir sondu. Kitabı dün bitirdim ve hala kitabın etkileri ve ruh hali zihnimde canlı. (Esma T)

Villette PDF indirme linki var mı?

Charlotte Brontë - Villette kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Villette PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Charlotte Brontë Kimdir?

Charlotte Brontë, 1816 doğumlu İngiliz yazar. İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasına yerleşmiş eserleriyle tanınan 3 kardeşin (Charlotte Brontë, Emily Brontë, Anne Brontë) en büyüğü. En ünlü eseri “Jane Eyre”, bir asırdan fazla geçmişiyle halen büyük ilgi görüyor. Ayrıca ailenin kısa ve acıklı hayat hikâyesi de birçok esere konu oluyor.

Charlotte Brontë, 21 Nisan 1816’da Yorkshire, İngiltere’de doğdu. Annesi Maria Branwell idi. Babası Partick Brontë, İrlandalı bir rahipti. Charlotte Brontë, çiftin 6 çocuğundan 3. olanıydı. Nisan 1820’de aile Haworth’a taşındı. Anneleri Maria, 15 Eylül 1821’de kanserden ölünce, 5 kız ve bir erkek çocuğuna bakma görevi teyzeleri Elizabeth Branwell’e düştü. 1824 yılında 3 kız kardeşiyle birlikte Clergy Daughters’ adlı okula başlayan Brontë, buradaki sağlıksız koşullar dolayısıyla okuldan hiç hoşlanmadı. Yazarın sağlığı bozuldu, hatta kardeşleri 1814 doğumlu Maria’yı ve 1815 doğumlu Elizabeth’i de okuldaki koşullar yüzünden 1825’te tüberküloza kurban verdi. Bir yıl sonra okuldan ayrıldı. Gençlik yıllarında, sağ kalan 4 kardeş; Charlotte, Branwell, Emily ve Anne, babalarının kütüphanesinde bolca vakit geçirmeye başladılar. Kurgusal krallıklar kuruyorlar ve bu krallıklarla ilgili hikâyeler ve şiirler yazıyorlardı. Edebiyata karşı ilgileri de bu yıllarda başlamış, hayal güçleri kardeşlerin tümüne ileride geliştirecekleri araçlar sunmuştu.

Brontë, eğitimine Mirfield’daki Roe Head adlı okulda devam etti. 1831 ve 1832 yıllarında burada okudu ve bu okul, en iyi arkadaşları Ellen Nussey ve Mary Taylor ile tanıştığı yer oldu. Eğitimini tamamladıktan sonra bu okula öğretmen olarak döndü ve 1835 – 1838 yılları arasında burada öğretmenlik yaptı.

1839’da Yorkshire’daki birçok ailenin evinde mürebbiyeliğe başladı ve 1841’e kadar bu işle uğraştı. 1842’de kardeşi Emily’yle Brüksel’e, Constantin Heger ve karısı tarafından işletilen okulda Almanca ve işletme dersleri almaya ve çalışmaya gitti. Önceleri öğrenci olarak katıldıkları okulda daha sonra bir miktar para ve kalacak yer karşılığında Brontë İngilizce, Emily de müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Ancak Brüksel’de yeni kurdukları bu hayat, teyzelerinin ölümüyle yarıda kesildi. 1842’de bu yüzden İngiltere’ye döndüler ancak Brontë, 1843’te tekrar Brüksel’e gitmeye karar verdi. Brüksel’deki serüveninin 2. yarısı yazar için pek de iyi geçmedi. Yalnız kalmıştı, evine ve kardeşlerine karşı büyük bir özlem duyuyordu ve okulun sahibi Constantin Heger’e aşık olmuştu. Burada geçirdiği günleri, kitapları “The Professor” ve “Villette”ye ilham kaynağı oldu. Yazar, Ocak 1844’te İngiltere’ye geri döndü.

1846’da 3 kız kardeş Charlotte, Emily ve Anne, “Currer Bell”, “Elise Bell” ve “Acton Bell” isimlerini kullanarak ortaklaşa “Poems by Currer, Elise and Acton Bell” isimli bir şiir kitabı çıkarttı. Kitap sadece 2 adet satarak büyük bir hayal kırıklığı yaratsa da kardeşler yılmadı ve ilk romanlarını yazmak için kolları sıvadı. Charlotte Brontë, ilk iki romanında “Currer Bell” ismini kullanmaya devam etti.

Ailenin tek oğlu olan Branwell, 1848’de bronşit yüzünden öldü. Aynı yıl Emily Brontë ve 1849’da Anne Brontë tüberkülozdan hayatını kaybetti. Charlotte Brontë, babasıyla kalmıştı. “Jane Eyre”in gördüğü büyük ilgi üzerine bir yayıncı, yazarı sık sık Londra’ya davet ediyordu. Bu ziyaretler sırasında Brontë geniş bir sosyal çevre edinmiş, Harriet Martineau, Elizabeth Gaskell gibi isimlerle tanışmıştı. Ancak sürekli olarak yaşlı babasının yanında olmak istediğinden Londra seyahatlerini birkaç haftadan daha uzun tutmadı.

Haziran 1854’te Charlotte Brontë, babasının yardımcısı Arthur Bell Nichollsla evlendi. Hamileliğinin dokuzuncu ayında, 31 Mart 1855’te öldü. Ölüm nedeni tam olarak bilinmese de tüberküloz, tifüs ya da hamileliğin ilk safhalarındaki bir rahatsızlıktan dolayı öldüğü sanılıyor. Brontë’nin eserleri halen büyük ilgi görüyor ve İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasında sayılıyor. Aynı zamanda “On the Death of Anne” ve “Brontë” isimli iki şiir kitabı bulunuyor.

Charlotte Brontë Kitapları - Eserleri

  • Profesör
  • Villette
  • Shirley
  • Jane Eyre
  • Jane Eyre (2.Cilt)
  • Jane Eyre
  • The Green Dwarf

Charlotte Brontë Alıntıları - Sözleri

  • Çıldırsan seni deli gömleğine değil kollarımla sararım. (Jane Eyre (2.Cilt))
  • Hakikati saklamak suçtur. Fazla atılganlık da suç sayılır ve ikisi de insanın canını sıkmak için birebirdir. Fakat aşk öyle mi ya? Meleklerin en masumu bile sevdiği için utancından kızarmamalı... Bir erkeğin yahut kadının aşkı utanılacak bir şey addettiklerini duyduğum zaman onların zihinlerinde başka kötülüklerin mevcut olduğunu ve bunu aşk zannettiklerini anlıyorum. Aşk kelimesini yüzleri kızarmadan ağızlarına alamayan erkek ve kadınların zihinlerinin aşağılık hislerle meşgul olduğuna kanaat getiriyorum. Bu mevzuda tam mânâsıyla budalaca fikirlere saklanırlar, her şeyi soğuk karşılarlar ve teşebbüse geçmekten korkarlar. Bu tip insanlar hiç sevmemişlerdir ve üstelik hiç sevilmezler de. (Shirley)
  • Bütün ıstıraplarına rağmen, hayat gene de devam ediyordu; gözlerimiz, kulaklarımız bizimleydi ve onları mutlu eden tamamen geri çekilmiş, teselli eden ses susmuş olsa bile işlevlerini sürdürüyorlardı. (Villette)
  • " Özgürlüğe giden tek yol ölümün kapılarından geçse de o kapılardan geçilmelidir..." (Profesör)
  • Hayat çok kısadır.Kin beslemeye, haksızlıkların sayısını tutmaya değmez.Bu dünyada her birimiz ve hepimiz kusurlarla yüklüyüz. (Jane Eyre (2.Cilt))
  • Gönül kimi severse güzel odur. (Jane Eyre)

  • Allah seni şeytana uydurtmasın; hep öyle masum ve mesut yaşa... Tabiî masumiyet derken bizim ölçülerimize göre bir masumiyetten bahsediyorum; yoksa Allah'ın nazarında hiç kimse masum kalmamıştır. (Shirley)
  • Yaşam öyle bir şekilde inşa edilmiştir ki olaylar beklentilere uymaz, uyamaz ve uymayacaktır. (Villette)
  • Niteliksiz kitaplar ne kadar zekice ve övgüye layık olurlarsa olsunlar beni mutlaka yoruyordu. (Villette)
  • Bazı konularda bizimle aynı düşünen birine rastlamak o kadar nadirdir ki böyle biriyle karşılaştığınızda sanki bir mucize gibi gelir. (Villette)
  • Hissetmek ve birinin ne hissettiğini anlamak farklı özelliklerdir; çok az insan ikisine de sahiptir, bazıları ise hiçbirine. (Villette)
  • Aşk, adilikten başka her şeyi affeder; fakat adilik aşkı öldürür, hatta tabiî muhabbeti bile aksatır. (Shirley)
  • Umut, Gayret'e gülümser! (Profesör)

  • . Doğam değişkendir. Bir saatlik ruh hali bazen bir sonrakinin alay konusu olur. ... (Villette)
  • İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd'inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler. (Jane Eyre)
  • Benim mizacım onun mizacı değildi, işaretleri de onun için bilmediği bir dilin sözcükleri gibiydi. (Profesör)
  • "... bir eşin doğası, evlendiği adamınkinden tiksiniyorsa, evlilik bir kölelik olmalı..." (Profesör)
  • Bu dünyadaki hiçbir saçmalık, bana mutluluğu beslememin söylenmesi kadar boş gelmiyordu. Böyle bir öğüdün anlamı ne olabilir? Mutluluk toprağa ekilip, gübrelenen patates değil ki. Mutluluk, Cennet'ten üzerimize serpilen bir ışıktır. O, bir yaz sabahında bir goncadan ve Cennet'i altın meyvelerinden ruha düşen bir çiğ damlasıdır. (Villette)
  • Bazı insanlar, diğerlerinin ulaşılmaz gördüğü noktaya giden yolu nasıl kısaltabiliyorlar! (Villette)
  • Ah, demek beni kalbinle muhakeme ediyorsun? Hâlbuki kafanla muhakeme etmen lâzımdı. (Shirley)

Yorum Yaz