diorex
sampiyon

Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü - John Berger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü kimin eseri? Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü kitabının yazarı kimdir? Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü konusu ve anafikri nedir? Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü kitabı ne anlatıyor? Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü kitabının yazarı John Berger kimdir? İşte Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.02.2022 08:00
Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü - John Berger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: John Berger

Çevirmen: Zafer Aracagök

Orijinal Adı: And Our Faces, My Heart, Brief as Photos

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753426312

Sayfa Sayısı: 112

Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Bir gece Bosna`da, Prijedor yakınlarındaki kırlarda yürürken, otların içinde ışığı amber yeşili, kimsesiz bir ateşböceği buldum. Yerden alıp parmağımın üstüne koydum, o da bir yüzüğe oyulu elektrikli bir opal gibi ışıldayıp durdu. Eve yaklaştığımda, öbür ışıklarla yarışamadı ve ışığını söndürdü.

"Sonra onu yatak odasında çekmeceli bir dolabın üstünde duran birkaç yaprağın içine bıraktım. Işığı söndürünce, tekrar ışıldamaya başladı. Tuvalet masasının aynası tam pencerenin karşısındaydı. Yan yatınca aynada gördüğüm bir yıldız ve onun hemen altında dolabın üstünde duran ateşböceği oluyordu. Aralarındaki tek fark ateşböceğinin ışığının daha yeşil, daha donuk ve daha uzak olmasıydı."

-John Berger

Geçen zaman ve bu zamanın geçtiği mekân üzerine yazılmış bu şaşırtıcı yalınlıktaki kitap John Berger`ın bir yazar olarak yaşamı hakkında en çok ipucu taşıyan kitabıdır: Berger`ı Berger yapan o ilgili dikkat, görünür dünyaya, arkadaşlara, hayattakilere ve ölmüşlere, dile ve yaratıcılığa yönelen dikkat, dünyaya duyduğu derin sevgi, bizce en yoğun ifadesini bu kitapta buluyor.

Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü Alıntıları - Sözleri

  • Bu yüzyıl tüm zenginlik ve iletişim sistemlerinin yanı sıra bir yasaklar yüzyılıdır.
  • "Mutlu çağlar değil, yalnızca mutlu anlar vardır."
  • Nasıl geçer bir mevsim nasıl neyle ölçülür yokluğunun takviminde?
  • Ölülere yakılan ağıtlar ölmekle kaybettikleri umutlaradır aslında.
  • ..yaptığın her şey beni sana bir kez daha âşık ediyor.
  • Geviş getirenleri dışında tüm hayvanlarda haz ile yemek yeme telaşı yer değiştirir: Haz, yeme eyleminden sonra gelen bir bütünleyicidir.
  • Yaşlanma süreci diye bir şey olmasaydı, zaman ve zamanın akışı yaşamın temelini oluşturmasaydı, üreme gereksiz olacak, cinsellik var olmayacaktı. Cinselliğin canlıların ölümü aşma yolu olduğu hep bildik bir şey olmuştur; felsefeden önce gelen gerçeklerden biridir bu.
  • Çıplak doğan kalbimin ilk kundağı ninnilerdi. Ardından kendi kendine şiir giydi giysi diye. Bir gömlek gibi taşıdım sırtımda okuduğum şiirleri. Yarım yüzyıl yaşadım böyle Sandalye sırtındaki gömleğimden karşılaşana dek o sözsüzlükte. Öğrendim ki bu gece yıllar boyu kalbimin ezberlediği bekleyişimmiş seni.
  • Sabit siyah ayrılıktan aldığım pay denk seninkine. Neden ağlıyorsun? İyisi mi ver elini ve söz ver bir düşte geri döneceğine… Sen ve ben acıdan bir dağız, sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız. Hiç olmazsa gece yarıları bir selam gönderebilsen yıldızlardan...
  • Çıplak doğan kalbimin ilk kundağı ninnilerdi. Ardından kendi kendine şiir giydi giysi diye. Bir gömlek gibi taşıdım sırtımda okuduğum şiirleri. Yarım yüzyıl yaşadım böyle karşılaşana dek o sözsüzlükte. Sandalye sırtındaki gömleğimden öğrendim ki bu gece yıllar boyu kalbimin ezberlediği bekleyişimmiş seni.
  • Görünüşte yavaş koşuyordu, ama canını kurtarmak içindi koşusu. Bazen böyle olabilir.
  • Sabit siyah ayrılıktan aldığım pay denk seninkine. Neden anlamıyorsun? İyisi mi ver elini ve söz ver bir düşte bana geleceğine... Sen ve ben acıdan bir dağız, sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız. Hiç olmazsa gece yarıları bir selam gönderebilsen yıldızlardan...
  • "O sıcaklık bir daha hiç gelmeyecek diye düşünmenin acısı bile soğuk."

Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sen nasıl naif bir adamsın yazar/john-berger . Varlığına inanamıyorum bazen. Keşke bir iki kelam edebilme fırsatı bulabilseydim. Neyse gelelim kitaba; yazar bir konudan diğerine geçiş yaparken alakasız olsa bile öyle güzel bağlıyor ki. Ahh ahhh çok güzel bir kitaptı ama kitap/ucusan-etekler--22901 kitabı benim için çok özel bir yerde ve yeri asla değişmeyecek. (Ferimah نورتن)

Bir bavula tıkıştırdıkları ile ayrılanlar evlerinden ve geçenler çocukluğunun bilindik sokaklarından hevessiz, bilirler artık yersiz yurtsuzluk öğrenilmesi gereken bir şeydir. Bir de öylesi bir göç vardır ki uzama ya da mekana sırt dönmeyi beklemez, kalbin kendinden süsüdür, acılı fakat ezeli ve baki. Kalbinden yalnızdır o ve arar sokaksız, adressiz bir sürgünde yarım kalan her şeyini. Bir bavulla ayrılmadan 'ev'imden, işte böylesi bir göç kalbimden sesini hiç eksik etmezdi ve arardım aradığımın ne olduğunu bilmeden. Ve belki bir başka şehirde, belki bir telefondaki seste ya da bir kitapta satırlarda bulacaktım aradığım neyse. En çok kitaplara inandım, yalan yok ve en çok yazarlara güvendim, onlar bavullarına iki çift söz koymuştur muhakkak... Diyor kitapta Berger ; " Her göçmen yüreğinin derinliklerinde geri dönüşün olanaksızlığını bilir." sarılıyorum cümleye, avunmanın başkaca en sıcak şeklini bilmiyorum. Avunuyorum ve biliyorum, tüm ayrılış noktalarında hayatımın, kalbimden bir imza muhakkak bıraktım, paltomda ise hafif nemli bir peçete hep taşıdım. İşte bundandır, bu alıntıya tüm kalbimle yaslandım: "ah ayrılış paltoları battal beden paltolar geri dönmeyişin paltoları!" Hep birkaç beden büyüktür benim paltolarım, içinde üşüyen parmaklarım saklanır. Tren garlarından bahsediyorken Berger, tutamadım kendimi bir sigara yaktım ve tüm el sallayışlarımı tek tek hatırlamaya çalıştım, öyle ki sigaram tükenmişti anılar tükenmek bilmemişti. Her cümlesinden sonra daha fazla ne kaldı ruhumu sarsacak daha fazla ne! derken bir dörtlük göçüme birkaç göçmen kuş daha yolladı: "hangi paraya çevirdiler bak şimdi şarkılarımızı? Ayrı yataklarımızda ne anlarız şiirden?" Şiirler her zaman için arkadaşım olmuştur... Ve şiir gibi satırlar, hayatın katı duvarlarına yumruğumdur.. Bu kitabı lütfen okuyun. (Arzu)

John BERGER – Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü Bu eşsiz kitap için yorum yapmayacağım.. Çünku bütün yorumlar eksik kalacak gibi.. Bir kaç alıntı paylaşacağım ve bu alıntılar büyük ihtimalle kitabı almanızı sağlayacak John BERGER harika bir kitap ile karşımızda.. Alıntılar; “Zaman sorunu göğün karanlığı gibidir. Her olay kendi zamanına kayıtlıdır. Olaylar kümeleştirilebilir, zamanları örtüşebilir, ama olaylar arasındaki ortak zaman kümeleşmenin ötesine bir yasa olarak geçemez.” “Gözlerimi yumduğumda , sık sık yüzler beliriyor önümde. Bunu dikkate değer kılan şeyse yüzlerin netliği. Yüz çizgileri taştan oyulmuşçasına keskin ve belirgin..” “Ağlayıştan sonra gelen rahatlayış. Midedeki körükler de söner artık. Erimiş bal gibi duru bir tatlılık yerleşir göğüse yalnızca damakta acı bir tat vardır hala. Açıklanamayan neden açıklanmaz bir biçimde kaybolmuştur.” “Zamanın kullandığı için bir müzik yapıtının bir başı ve sonu olması kaçınılmazdır. Bir resminse yalnızca bir başlangıç ve fiziksel bir nesne olarak kalabildiği sürece de bir sonu vardır. Resimsel yaratıyı, uyumu, biçimi mümkün kılan da budur..” “ İnsanın ölümü kendisine aittir..” “Bir anda yaşanan ne kadar derinse, deneyim, yaşantı birikimi de o kadar çoktur. Zamanın daha uzunmuşcasına yaşanması bu yüzdendir. Zaman – akışının çözünmesi böylece engellenmiştir. Yaşanmış süre bir uzunluk değil, derinlik ve yoğunluk sorunudur.” “Yaşlanma süreci diye bir şey olmasaydı, zaman ve zamanın akışı yaşamın temelini oluşturmasaydı, üreme gereksiz olacak, cinsellik var olmayacaktı. Cinselliğin canlıların ölümü aşma yolu olduğu hep bildik bir şey olmuştur; felsefeden önce gelen gerçeklerden biridir bu..” “Yaşamın kısa oluşu acıklı bir olaydı. Zaman ölümün elçisi ve yaşamın öğelerinden biriydi. Buna karşın “zamansız” olan -ölümün yok edemediği- zamandan ayrı bir şeydi. Bütün çevrimsel zaman görüşleri şu iki öğeyi asla birbirinden ayırmamıştır: Dönen tekerlek ve tekerleğin üstünde döndüğü yer.” “Geride kalan sessizlikte Duymaz olduk artık Uzak yaz evinin sorusunu: Yarın nereye gidiyoruz peki?” “Felsefe aslında bir hasrettir, kendini her yerde evinde hissetme isteğidir..” “İnsan mutluluğu ender rastlanır bir olgudur.” “Çok önceleri, bir zamanlar resimler aynalarla karşılaştırılırdı..” ”Tepeden aşağı artık herkes kendi patikasının yolunu tutar. Dizlerinin yorgunluğu ya da otlar içinde bir sahibe gereksinim duymadan yolunu bulan vardır onların rehberi. Her biri kendi yuvasına çekilecektir. Geri döndükleri yer dünyadır ve aldıkları ilk armağan sunulan uzamdır; ikincisiyse, bir masa ve yatak olacaktır. En şanslısınınsa yatağını paylaşacak biri vardır..” “Geleceğe güvenilmez. Gerçek olan an şimdidir..” Herkese keyifli okumalar kitap sever güzel insanlar.. (DESTİNA ÖYKÜ)

Kitabın Yazarı John Berger Kimdir?

1926'da Londra'da doğdu. İngilizce yazan en etkili sanat eleştirmenlerinden biri olan Berger, ayrıca senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı olarak da tanınıyor.

İlk romanı 1958'de yayımlanan "Zamanımızın Bir Ressamı"dır. Romanı "G." İle 1972 yılında Booker ödülünü almıştır.

Metis Yayınları yazarın klasikleşmiş yapıtı Görme Biçimleri'nin (1986) yanı sıra, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı (1988), Düğüne (1997), Alain Tanner ile birlikte yazdığı 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus (1997), Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar (1999) ve Fotokopiler (1999) adlı kitaplarıyla, özellikle görsellik üzerine denemelerini bir araya getiren O Ana Adanmış (1988) adlı seçkisini yayımlamıştır. Berger'ın son romanı Kral ise 2001 yılında Müge Gürsoy Sökmen çevirisiyle yayımlandı.

John Berger Kitapları - Eserleri

  • Görme Biçimleri
  • Hoşbeş
  • Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü
  • A'dan X'e
  • Uçuşan Etekler
  • Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar

  • Bir Fotoğrafı Anlamak
  • Sanatla Direniş
  • Düğüne
  • Portreler
  • G.
  • Yedinci Adam
  • Duman

  • Buluştuğumuz Yer Burası
  • Bento'nun Eskiz Defteri
  • Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı
  • Kıymetini Bil Herşeyin
  • Hayvanlara Niçin Bakarız?
  • Kral
  • O Ana Adanmış

  • Manzaralar
  • Fotokopiler
  • Domuz Toprak
  • Gökyüzü Mavi Siyah - Bütün Şiirleri
  • Sanat ve Devrim
  • İstanbul’dan Gelen Telefon
  • Bir Zamanlar Europa'da

  • Leylak ve Bayrak
  • Görme Duyusu
  • Şiirin Saati
  • Zamanımızın Bir Ressamı
  • Clive’ın Koğuşu
  • Bologna'nın Kırmızı Tenteleri
  • 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus

John Berger Alıntıları - Sözleri

  • Delilik, benliğe kapatılmış devrimci özgürlüktür. (Görme Duyusu)
  • Bir yalan hakikat sayılırsa, gerçek hakikat sahte olanı doğrudan teatral bir ha kikate çevirir. (Görme Duyusu)
  • Sevilen insan sokaktan geçerken ya da yüzünü yıkarken görülen insanla aynı değildir. (O Ana Adanmış)
  • Ölülere yakılan ağıtlar ölmekle kaybettikleri umutlaradır aslında. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)
  • Geleceği görmek için geriye gidiyorum. (Bir Fotoğrafı Anlamak)
  • Fotoğraflar belirli bir durumda hayata geçirilen insansal bir seçimin tanığıdır. (Bir Fotoğrafı Anlamak)

  • “Zorunluluk hem tragedya hem de komedya üretir. Öptüğünüz ya da kafanızı çarptığınız şeydir.” (Sanatla Direniş)
  • Soyut sanata gelinceye kadar insan bedeni her anıtsal heykele konu olmuştur. Dolayısıyla, sembolizmle yüklenmiş ve idealize etmenin birçok değişik biçimine girmiştir. Oysa bugün, insan bedeni tek ve kaçınılmaz konu değildir. Bugün bir sanatçı, bedene özgü nitelikler ilgisini çektiğinden ötürü insan bedenini seçebilir. (Sanat ve Devrim)
  • Vedalaşmayla buluşma ne kadar da yakındır birbirine! (O Ana Adanmış)
  • Kapitalist üretim tarzı kadar sürekli ve kapsayıcı bir biçimde geleneği parçalayan, geçmişi gereksiz kılan ve yadsıyan başka hiçbir şey yoktur. Brecht’in dediği gibi “Radikal olan, komünizm değil kapitalizmdir.” (O Ana Adanmış)
  • Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir. (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
  • NASIL OLUYOR DA hâlâ yaşıyorum? (Kıymetini Bil Herşeyin)
  • Hikayelerimizin bizi ele geçirme tehlikesi olduğunu bilsek, başka türlü yazar mıydık acaba? Sanmıyorum. (Hoşbeş)

  • 'Solcu'ların bazı teorileri kolaylıkla aşırı basit olarak eleştirilebilir. Mühendis-sanatçı, sanatçı türlerinden yalnızca biridir, filozof-sanatçılar da vardır. Sanat eseriyle makine ürünü de kesin olarak aynı şeyler değildir. Gene de, makineyi gözlerinde bu denli büyütmüş olmaları, bağlantıları içinde görülürse kolayca anlaşılabilir; sanayileşme fikri lirik bir güç kazanmıştı, çünkü, sanki bu fikir sayesinde tarihin bütün bir evresi, acılarıyla, sıkıntılarıyla yaşanacak yerde atılabilecekti. Aynı liriklik Lenin'in ünlü, 'komünizm demek, elektrik enerjisi artı Sovyetler demektir' sloganında da alttan alta saklıdır. (Sanat ve Devrim)
  • Kalbin gecikmelere tahammülü yoktur, inancını yitirmişçesine perişan olur. (Kıymetini Bil Herşeyin)
  • Yorulunca sessizliği ararız, ama sessizlikten de korkarız, boş tiyatrolardan korkan oyuncular gibi. (Düğüne)
  • "Bir resim cansızsa, bunun nedeni ressamın mo­deline bir işbirliğinin başlaması için yeteri kadar yaklaşmaya cesaret edememesidir." (Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar)
  • Kelimeler konuşan kişiyi ayakta tutarlar,  düşüşler ancak konuşmaların yokluğunda ortaya çıkar. (Şiirin Saati)
  • Roland Barthes fotoğrafla ölüm arasındaki gizli anlaşmayı keskin bir dille ifade etti; her ikisi de zamanı durdurur, her ikisi de öldürücü bir darbe indirir. Senin sorun başka türlü. Geçmiş ve gelecek donar da, şimdiki zaman sonsuza dek sürerse ne olur? Saatsiz bir mutfağın sessizliğinde neler yaşanır? (Bir Fotoğrafı Anlamak)
  • Çıplak doğan kalbimin ilk kundağı ninnilerdi. Ardından kendi kendine şiir giydi giysi diye. Bir gömlek gibi taşıdım sırtımda okuduğum şiirleri. Yarım yüzyıl yaşadım böyle Sandalye sırtındaki gömleğimden karşılaşana dek o sözsüzlükte. Öğrendim ki bu gece yıllar boyu kalbimin ezberlediği bekleyişimmiş seni. (Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü)

Yorum Yaz