diorex
sampiyon

Utanç - J. M. Coetzee Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Utanç kimin eseri? Utanç kitabının yazarı kimdir? Utanç konusu ve anafikri nedir? Utanç kitabı ne anlatıyor? Utanç PDF indirme linki var mı? Utanç kitabının yazarı J. M. Coetzee kimdir? İşte Utanç kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 29.03.2022 18:00
Utanç - J. M. Coetzee Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: J. M. Coetzee

Çevirmen: İlknur Özdemir

Orijinal Adı: Disgrace

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750736506

Sayfa Sayısı: 264

Utanç Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

J.M. Coetzee, okuruna yumuşak bir roman sunmuyor, sert bir öykü anlatıyor. İnanılmaz güzellikte ama kasvetli bir öykü. Utanç, bir kız öğrencisiyle ilişkiye giren Profesör David Lurie’nin düşüşünü anlatıyor. Okul yönetimince savunması istenen David, kendini savunmadan, suçlamaları okumayı bile reddederek hakkındaki iddiaların yer aldığı belgeleri imzalar. Sadece okulu değil, o kenti de terk ederek kızı Lucy’nin çiftliğine sığınır. Çiftlikteki yaşama koşullarına ve ırk ayrımının yeni boyutlar aldığı bir topluma uyum sağlama yolunda inançsızca sürdürdüğü çabaları, bir gün kızıyla birlikte uğradığı vahşi bir saldırıyla kesintiye uğrar.

Romanda Lurie’nin kişisel öyküsü ile Güney Afrika’nın öyküsü iç içe geçiyor; beyazıyla siyahıyla bütün Afrikalıların bildikleri kuralların tümü tersine dönüyor, çarpıtılıyor. Utanç, aslında insan olmanın anlamını arayan bir roman. J.M. Coetzee, insanın içine işleyen gerçekleri yalın ama vurucu bir üslupla dile getirirken yaşayan en iyi romancılardan biri olarak anılmayı hak ediyor.

Utanç Alıntıları - Sözleri

  • Beni eğlendirmene gerek yok... kitaplarım yanımda. Yalnızca bir masa ile bir sandalyeye ihtiyacım var.
  • "Arada bir düşmek," diyor, "belki de bize iyi gelir. Kafamızı kırmadıkça."
  • anladığını sanıyorsun, ama anlamıyorsun işte. Çünkü anlayamazsın.
  • " Zaman gerçekten her şeyin ilacı."
  • İnsan ancak ölünce mutlu sayılır.
  • Onun deliliği kafasında değil, yüreğindeydi.
  • Uzun ziyaretler dostluğu bozar.
  • Her gün oluyor bu, her saat, her dakika, diyor kendi kendine, ülkenin her yanında. Canını kurtardığın için şanslı sayılmalısın. Arabanı alıp götürürlerken seni de içine atmadıkları için şanslı sayılmalısın ya da kafanda bir kurşunla bir su kanalının dibinde yatmadığın için.
  • " İçinde, yaşamsal önemi olan bir uzvunun zedelendiğini, zarar gördüğünü hissediyor, belki kalbidir..."
  • " İnsan ancak ölünce mutlu sayılır."
  • Başka çaren kalmazsa felsefe yap...
  • Her şey ne kadar çok değişirse o kadar aynı kalıyor.
  • Zaman gerçekten her şeyin ilacı.
  • Bir yaştan sonra bütün ilişkiler ciddidir. Kalp krizleri gibi.

Utanç İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Utanç, 2003 Nobel ödüllü, Güney Afrikalı yazar J. M. (John Maxwell) Coetzee'nin kaleminden, kitapdunyamyoutube ile #doğuyukeşfet maratonunda kasım ayında okuduğumuz kitaptı... Oylama ile seçtiğimiz bu kitap için tam olarak ne hissettiğimi bilmiyorum... . Bir utanç değil utançlar silsilesi yaşanıyor kitapta... Başlarda üniversite hocası David'in bir öğrencisiyle yaşadığı ilişki ve bunun sonucunda üniversiteden gönderilmesinin utancı var... Bu süreci atlatmak için kırsal bir yerde bir çiftlikte yaşayan kızının yanına gidiyor... Oradaki utançlar ise bir felâket... Hem insanların birbirine zulmü, hem de insanların hayvanlara zulmü var diğer utançlarda... Cidden çok yazık o hayvanlara... . Yazarın işlediği konular çok sarsıcı gerçekten... Irkçılığın en iğrenç hâli ve sonuçları çıkıyor karşımıza satırlarda... David'in kızı Lucy'nin, başına gelenleri kabullenmesi, bunu bir diyet olarak görmesi ise insanı çileden çıkaran kısımlar... Lucy bende karakter karmaşası yaşattı... Bu kadın bu değil dedirtti hep... Hani dizi izlerken akışa müdahale etmeye çalışan insanlar var ya, işte kendimi böyle hissettim kitabı okurken... . Kitapta karakterler utancı hem yaşatıp hem de yaşıyor... Kimse masum değil dercesine... (Emet Denizci)

Utanç... Kitabın başlarında baş karakter David bir olay yaşıyor, kitaba ismini veren utancın o olay olduğunu sanıyorsunuz ilk başta; hayır öyle değil, asıl tokat sonradan geliyor. Utanılacak o kadar çok şey var ki hayatta. Coetzee, bazılarını hikayeye dahil etmiş: taciz, tecavüz, cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet, ırkçılık, hayvanların yaşam hakkının ellerinden alınması.. Ama çok garip; yaptığı bir eylemden dolayı utanması, günah çıkarması, ıslah edilmesi gerektiği düşünülen bir kişi başka bir olayda insanlık dersi veriyor. (Köpek leşlerinin onurunu kurtarmak) Dışarıdan çok normal görünen insanların içindeki kötülük, biraz yaklaşınca ortaya çıkıyor. Şiddet uyguladığın, gasp ettiğin, tecavüz ettiğin, onurunu çiğnediğin kadın "ben buradayım, dim dik ayaktayım, korkmuyorum, pes etmiyorum" diyor. (Hikâye akışında bu durum çok sinir bozucu) Tüm bunlar, az sayfada ve dolaysız olarak, az sayıda karakter üzerinden anlatılıyor. Bu nedenle daha da ağır geliyor insana. Çok kapsamlı, bazıları göreceli ve üzerine saatlerce tartişabileceğimiz konular bunlar ama Coetzee 'nin anlatımını çok sevdim. Konuyu dağıtmadan, anlatmak istediğini anlatıp bitirdi kitabı. Gündemimiz Nobel Edebiyat Ödülü alan yazarlarken bu kitabı okumuş olmak mutlu etti. (Begüm Çakır)

Utanç PDF indirme linki var mı?

J. M. Coetzee - Utanç kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Utanç PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı J. M. Coetzee Kimdir?

John Maxwell Coetzee (9 Şubat 1940) şimdilerde Avustralya'da yaşayan Güney Afrikalı yazar ve akademisyen. Daha ziyade J.M. Coetzee olarak bilinir. 2003 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı.

Coetzee Cape Town'da doğdu. Babası avukat, annesi ise öğretmendi. Ailesi 17. yüzyılda ülkeye gelen ilk Hollandalı göçmenlerdendir. 

İlk yıllarını Cape Town ve Worcester'da geçirdi. Bu dönemi 1997 yılında yayımlanan kitabı Boyhood'da anlatır. Cape Town Üniversitesi'nde matematik ve İngilize okudu. 1960'da İngilizce bölümünden, 1961'de de matematik bölümünden mezun oldu.

1960'ların başında Coetzee Londra'ya taşındı. Bir süre IBM firmasında bilgisayar programcısı olarak çalıştı. Bu dönemdeki tecrübelerini sonradan Youth (2002) adlı kitabında anlatmıştır.

Doktorasını Teksas Üniversitesi'nde yaptı. 1971 yılına kadar New York Eyalet Üniversitesi'nde İngilizce ve edebiyat dersleri verdi. 1971 yılında ABD'de kalıcı oturma izni için başvurdu ancak Vietnam Savaşı karşıtı protestolardaki faaliyetleri dolayısıyla reddedildi. Sonrasında Cape Town Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı profesörlüğü yapmak üzere Güney Afrika'ya döndü. 2002 yılında emekli olduktan sonra Avustralya'da Adelaide'e yerleşti ve Adelaide Üniversitesi'nde araştırma görevlisi oldu. 2003 yılına kadar Chicago Üniversiesi'nde ders verdi. 6 Mart 2006 tarihinde Avustralya vatandaşı oldu. Romanlarının yanında Flamanca ve Afrikaan dillerinden tercümeler yapmıştır.

J. M. Coetzee Kitapları - Eserleri

  • Utanç
  • Barbarları Beklerken
  • Yavaş Adam
  • Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
  • Petersburg'lu Usta
  • Romancının Romanı
  • Düşman
  • Yuvayı Keşfetmek
  • Kötü Bir Yılın Güncesi
  • Gənclik
  • İsa'nın Çocukluğu
  • Taşra Hayatından Manzaralar
  • Demir Çağı
  • Seçilmiş Əsərləri

J. M. Coetzee Alıntıları - Sözleri

  • " Zaman gerçekten her şeyin ilacı." (Utanç)
  • Mesleğiniz? Yazar. Yazar mı? Ne tür bir yazar? Kitap yazıyorum? Ne tür kitaplar? Öyküler. Öykü kitapları. Çocuklar için mi? Hayır, özellikle çocuklar için değil. Ama çocukların okumasını isterdim. (Petersburg'lu Usta)
  • “Hiç kimse, görmek istemeyen biri kadar kör olamaz!“ (Petersburg'lu Usta)
  • " İnsan ancak ölünce mutlu sayılır." (Utanç)
  • “Hiçbir şey hayal edebileceklerimizden kötü olamaz.” (Barbarları Beklerken)
  • “Yöneticilerimizi yazı tura atarak seçmiyoruz- yazı tura atmak itibarsız bir etkinlik olan kumarla ilgili görülmektedir- ama yöneticileri tarihin başından beri yazı tura yöntemiyle seçilen bir dünyanın daha kötü bir durumda olacağını kim ileri sürmeye cüret edebilir?” J.M.Coetzee/Kötü Bir Yılın Güncesi (Kötü Bir Yılın Güncesi)
  • Zamanın kendi başına değerli değilse değerlendirmek için bir şeyler yapabilirsin. (Yavaş Adam)
  • Değişmeye başlayan şey düşüncelerim değil, düşüncelerim hakkındaki düşüncelerim. (Kötü Bir Yılın Güncesi)
  • Bir yandan üstat Tolstoy’un ölçüsü, öbür yandan üstat Dostoyevski’ninki. Onları örnek alarak daha iyi bir sanatçı olunabilir; ve daha iyi demekle hünerli olmayı değil, ahlaken iyi olmayı kastediyorum. Onlar sahte tavırları yok ediyor; görüşü berraklaştırıyor; eli güçlendiriyorlar. (Kötü Bir Yılın Güncesi)
  • İnsanlar ölümü kabullenir, yas tutar, daha sonra da unutur. Unutmazsak derler, dünya çok geçmeden kocaman bir kitaplığa dönüşür... (Petersburg'lu Usta)
  • Dikenlerle dolu, sık bir çalılıkta hangi kuşun içinden şakımak gelir ki? (Barbarları Beklerken)
  • Ama ben kimim, kimdir bu ben dediğim, siz dediğim kimsiniz? Günden güne değişiyor, yine de aynı kalıyoruz. Hiçbir ben, hiçbir sen bir diğerinden daha gerçek değil. (Romancının Romanı)
  • "İnsanın bir yerde yaşayıp geride kendisinden hiçbir şey bırakmaması mümkün değil." (Petersburg'lu Usta)
  • Her şey ne kadar çok değişirse o kadar aynı kalıyor. (Utanç)
  • “Her şeye sahip olun­ca yazmayız, acı çekince yazarız, ek­siklik duyunca.” (Petersburg'lu Usta)
  • İyi niyetten dostluk ve mutluluk doğuyor, parklarda samimi piknikler ya da ormanda öğleden sonrası yürüyüşleri doğuyor. Aşktan ise, ya da en azından daha acil tezahürleri olan özlemde ise hayal kırıklığı, şüphe ve yürek acısı doğar. İşte bu kadar basit. (İsa'nın Çocukluğu)
  • "Hayatımın ne kadar büyük bir bölümü beklemek ile geçiyor!" (Düşman)
  • Bir zamanlar kim olduğumuzu söyleyebileceğimize inanırdık. Şimdi yalnızca kendi rolümüzü oynayan oyuncularız. (Romancının Romanı)
  • Okul sadece okuma yazma öğretmez. Diğer oğlanlar ve kızlarla geçinmeyi de orada öğrenirsin. Okul toplumsal hayvan olmanı sağlar. (İsa'nın Çocukluğu)
  • “Xoşbəxtlik heç nə öyrədə bilməz – o öz-özünə deyir. – Bədbəxtlik isə insanı bərkidir, gələcəyə hazırlayır. Bədbəxtlik ruhun məktəbidir. Bədbəxtlik sularına daldıqdan sonra sahilə təmizlənmiş, güclənmiş və incəsənətin çağırışına cavab verməyə hazır şəkildə çıxmaq olar”. Amma əslinə qalsa, bədbəxtliyin arındırıcı xüsusiyyətini, yuyulub təmizləndiyini hiss eləmir. Əksinə, başına gələnlər çirkli nohurda yuyunmağa bənzəyir. İztirabları onu nə ağıllandırır, nə də möhkəmlədir, əksinə, daha da keyləşdirib, ölüvaylaşdırır. Bəs iztirabla gələn məşhur təmizlik hanı? Bəlkə kifayət qədər dərinə üzməyib? Bəlkə daha dərinə – bədbəxtlik, kədər və dəliliyin dibinə qədər üzmək lazımdır? (Gənclik)

Yorum Yaz