akademi
dedas

Üç Silahşor - Alexandre Dumas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üç Silahşor kimin eseri? Üç Silahşor kitabının yazarı kimdir? Üç Silahşor konusu ve anafikri nedir? Üç Silahşor kitabı ne anlatıyor? Üç Silahşor kitabının yazarı Alexandre Dumas kimdir? İşte Üç Silahşor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 16:00
Üç Silahşor - Alexandre Dumas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alexandre Dumas

Çevirmen: Volkan Yalçıntoklu

Orijinal Adı: Les Trois Mousquetaires

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789944886260

Sayfa Sayısı: 755

Üç Silahşor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Alexandre Dumas (père) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda bütün Avrupa’yı saran siyasal ve sosyal çalkantılar içinde yaşamasına rağmen, daha çok 16. ve 17. yüzyılın tarihsel olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Döneminin sevilen ve çok okunan romantik yazarları arasında yer aldı. Üç Silahşor, Monte Kristo Kontu, Demir Maske ve Siyah Lale en tanınmış eserlerindendir. Üç Silahşor iki yüzyıl sonra bile hâlâ keyifle okunan sürükleyici bir aşk ve macera romanıdır.

Üç Silahşor Alıntıları - Sözleri

  • “Bu dünyada birisine kavuşamamak için tek gerekçe ölümdür.”
  • Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor.
  • Fırsatlar kumar gibidir; beklemeyi bilen kazanır.
  • Kartalın peşinden koşan serçeyi ciddiye almaz.
  • Aşk dünyadaki tutkuların en benciliydi.
  • Kibar ve anlayışlı olmak korkaklık anlamına gelmiyor ki.
  • ..hoşgörü ulvi bir erdemdir.
  • "...bir başkası için ömrü boyunca yas tutacak birini tanımıyorum..."
  • Hayata ölümden korkacak kadar bağlı değilim.
  • “İnsanoğlu kendini mutluluğa ulaştıracak bütün telleri, özellikle de altın telleri kendi elleriyle koparıyor.”
  • "Daha gençsiniz," diye karşılık verdi Athos, "acı hatıralarınız zamanla tatlı anılara dönüşecek!"
  • "Aşk dünyadaki tutkuların en benciliydi."
  • Bazen saatler bir yıl gibi geçerdi.
  • "Gözleri var, görmeyecekler," diye tekrarladı Milady tarif edilmez bir kederle, "kulakları var, ama duymayacaklar."
  • İyiliği başa kakmak hakaret anlamına gelir.

Üç Silahşor İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Olaylar Olaylar :): Önce yazara değinmek istiyorum: Alexandre Dumas kurgu yeteneğini üst düzey bulduğum, okurken insanı olayların içinde hissettiren, yazılarının akıcılığına hayran bıraktıran, kaç sayfa olursa olsun gereksiz ayrıntılarla insanı boğmayan olağanüstü yetenekli bir yazar. Kitaba gelince: Üç silahşor’la ilgili bildiğim tek şey (belki de sizin de öyledir) dört kişi olduklarıydı. Dört kişilerse neden kitap Üç Silahşor? Çünkü sevgili okurlar kitabın baş kahramanı d’Artagnan silahşor olma isteğiyle yaşadığı yerden ayrılarak babasının tanıdığı, silahşorların komutanı Treville’ye giderek isteğini belirtir. Ancak hemen silahşor olunamayacağını kendini kanıtlarsa bunun mümkün olabileceğini öğrenir. O sırada yolu türlü meselelerle Porthos, Aramis ve Athos adlı üç silahşorla kesişir. Bu yüzden kahramanlar üç silahşor ve bir muhafızdır. Türlü entrikalara bezenen kitabımız bana kalırsa üç temel konu üzerinde birleştirilmiş: •Dostluğun getirisi olan güven, sadakat, bağlılık •Erkeğin zaaflarını kullanan kadınlar •Kadınların duygusallığından faydalanan erkekler. Bu konuları ince ince işleyen kitap aynı zamanda bize azmin gücünü de başarılı bir şekilde yansıtıyor. Atından başka hiçbir şeyi olmadan Fransaya gelen d’Artagnan kitabın sonunda azmi ve cesareti sayesinde teğmenliğe terfi ettirilerek yüzümüzü güldürüyor :) Kısacası okuyun hemde bir an önce :) (Cansu D.)

KILICINI AL VE BENİMLE BU SERÜVENE KATIL,MÖSYÖ...: İçine şeytan kaçmış bir kadının nefretinin sınırları var mıdır? Arkadaşın için neleri göze almazsın? Bir kadının bir saniyelik kaçamak bir bakışı koskoca iki devleti birbirine düşürebilir mi? Bir adam, sırf sevdiği kadın için ülkesini ve milyonlarca masum insanı savaşa sürükleyebilir mi? Peki ya bir çocuk, sevdiği kadın için ölümle dans eder mi? Uzun bir aradan sonra inceleme yazma isteğimi tetikleyen bu kitapta neler yok ki? Aşk, dostluk, ihanet, entrika, yalan, intihar, savaş, kötülük ve daha onlarca duyguyu 748 sayfalık bir hikayede öyle güzel harmanlamış ki Dumas. Bir yazar düşünün. 1844'te yani yaklaşık 200 sene önce bir kitap yazıyor. Aslında o kitap yazdığını sanıyor ama yaptığı şeyin zihnindeki bir kurguyu yaşamak olduğunu bilmiyor. Duyguları kitabına oldukça iyi yansıtan Dumas, dönemin karakteristik yapısını, konuşurken kullanılan hitapları ve üslupları, hikayenin akıcılığını çok güzel işlemiş. Bu kitaba oturayım bir yarım saat okuyayım diye başlarsanız kendinizi üç saat sonra kitabın ortasında bulursunuz. Çünkü kitap oldukça sade ve akıcı bir dille yazıldığı gibi, insanı meraktan çıldırtabilecek bir kurguya da sahip. O anda okumakta olduğunuz sayfadayken aklınız bir sonraki sayfaya kayıyor. Çünkü kitapta durağan hiçbir yer yok, hep bir koşturmaca hep bir entrika hep bir kavga ve hep dostluk kırıntıları. Daha da ileri gidip şunu belirtebiliriz; Dumas, erkeklerin kadınlar karşısındaki acizliğini, zayıflığını ve bir kadının yeri gelirse bir orduya denk geleceğini muhteşem bir şekilde anlatmış. Bu kitabı bu kadar güzel kılan etmenlerden birisi de diyalogların oldukça resmi bir hava altında geçmesi. Nefret ettiğiniz ya da sizden nefret eden birisiyle konuşurken bile oldukça saygılı bir hava içinde konuşulması, dostum diyeceğiniz insanla konuşurken dahi samimi bir dil yerine resmi ve ciddi bir hava takınılması karakterleri ve diyalogları güzelleştiriyor. Öyle bir kitap ki her karakterin içinde bir duyguyu temsil eden bayraklar var. Mesela Milady adındaki karakter, Uğultulu Tepeler'in Heatcliff'inden sonra gördüğüm en kötü karakter. Ancak bu kadar 'iyi' yazılabilirdi 'kötü'. Silahşorlarımız da birbirinden farklı, aslında oldukça zıt karakterler barındırsalar da konu dostluk olduğu zaman birbirleri için ölümle oturup karşılıklı sigara içebilecek kadar yiğitler. Dumas'ın hayatını araştırdığım zaman da ömrü boyunca birçok kadınla birlikte olduğunu öğrendim. Sanırım kendi zaafı da kadınlar :) Ve kitapta geçen <''Aşk, kazananın ölüme mahkum olduğu bir piyangodur.'' syf 344> ve <''Aşk, dünyadaki tutkuların en benciliydi.'' syf 126> cümleleri aşk temasında yazılabilecek en güzel cümlelerden birkaçı. Kitabı bitirdiğimde on sezonluk bir diziyi bitirmiş gibiydim. Kitap nereden nasıl başladı, buralara nasıl geldi anlamak çok zor ve bittiği için gerçekten üzgünüm. Binlerce sayfa daha okumak isterdim bu olağanüstü hikayeyi. Bu duyguyu nadiren yaşarız aslında, bitmesini istemediğimiz kitaplar vardır, bittiğinde üzüldüğümüz hatta boşluğa düştüğümüz. İşte bize bu hisleri yaşatan yazarlara karşı verebileceğimiz tek şey saygı. Bu yazarlar yüzyıllar sonra bile her zaman canlı kalabilmeli, en azından yüreğimizde... Saygılar Dumas... (Kaan)

Kitabı çok beğendim. Fakat 700 küsür sayfadan sadece bir tane alıntı çıkarabildim. Diğer okurlar kitaptan nasıl alıntılar çıkarmış diye merak edip baktım. Alıntısızlıktan, şunu bile alıntı olarak paylaşan var: "Herkes her zaman her şeyi bilir." :) Yazarın şan, onur, silahşör, saraylar, krallar ve entrikalar dolu böyle bir kitapta neredeyse hiç aforizma kullanmamış olması ilginç bir durum bence. Hikaye ve yazım dili şahane. Kitap sizi alıp sürüklüyor. Yazarın da önsözde belirttiği gibi, bazen Don Kişot tadı da alıyorsunuz. Okumaya tekrar ısınmak ve sürükleyici bir kitap okumak isteyen okurlara öneririm. (Hacı Seydaoğlu)

Kitabın Yazarı Alexandre Dumas Kimdir?

Alexandre Dumas Pére... Fransız yazar. Monte Kristo Kontu, Üç Silahşörler, Siyah Lale ve Demir Maske gibi tarihi romanlarıyla tanınır. Üçyüze yakın macera romanı yazmıştır. 19. yüzyılın en verimli ve en sevilen Fransız yazarlarındandır. Önce oyunları daha sonra da tarihsel romanlarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle, Kardinal Richeliey dönemindeki gözüpek kahramanı anlattığı romantik tarzda yazdığı Üç Silahşörler (1844) ve Monte Kristo Kontu (1845) en tanınmış yapıtlarındandır. Dumas'nın renki, açık yürekli, kimi zaman pek inandırıcı olmayan bir üslupla kendi olağanüstü yaşamındaki olayları aktardığı Anılar (1852-54) adlı yapıtı romantik dönem Fransız edebiyat yaşamına ışık tutar. Dumas, geçimini sağlamak amacıyla genç yaşta Paris'e gitmiştir. Avukat olmayı planlamış ama geleceğin Fransa Kralı Orléans dükü Louis-Phlippe'nin hizmetine girmiştir. Sonra da şansını tiyatroda denemeye karar vermiştir. Yazdığı oyunlar döneminde olduça ilgi görmüştür. III. Henry ve Sarayı (1829) adlı oyununda Dumas, Fransız Rönesansının gösterişli bir tablosunu çizmiştir. Napoléon Bonaparte (1831) yeni ölen imparatorun efsaneleşmesini sağlamıştır. Dumas, oyun yazarken tarihsel romanla da ilgilenmeye başlamış ve renkli bir tarihsel fonla, genellikle 16. ve 17. yüzyılda geçen heyecanlı öyküler yazmayı hedeflemiştir. Kalıcılığını da oyunlarıyla değil, bu tarihsel romanlarıyla sağlamıştır. Romanlarındaki kahramanlarında iyi-kötü ayrımı oldukça belirgindir. Victor Hugo gibi romantik akımın başlıca yazarlarındandır. Dumas başarı kazandıkça kendini pahalı zevklere vermiş ve borçlarını ödeyebilmek için daha fazla yazmaya başlamıştır. Aynı zamanda gazeteciliğe de başlamış, gezi kitapları yazarak para kazanmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Alexandre Dumas'nın eserlerini, özellikle de "Üç Silahşörler"'i yazarken tarihi oldukça saptırdığı, olaylara fazlasıyla hayâl gücünü kattığı söylenir. Bu söylentiler kulağına kadar gelince Dumas, "Tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu" demişti. Alexandre Dumas 1870'te, Dieppe yakınlarında ölmüştür.

Alexandre Dumas Kitapları - Eserleri

  • Monte Cristo Kontu
  • Üç Silahşor
  • Siyah Lale
  • Demir Maske
  • Binbir Hayalet
  • Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra

  • Üç Silahşörler (Çizgi Roman)
  • Kafkaslar
  • Sainte - Hermine Şövalyesi
  • Üç Silahşörler - Kraliçenin Hizmetinde
  • Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç
  • Pauline
  • Mısır ve Sina'da On Beş Gün

  • La Reine Margot
  • Mutfak Sözlüğüm
  • Tepedelenli Ali Paşa
  • Üç Silahşörler - Kralın Hizmetinde
  • Metres / Milady
  • Kraliçenin Elmasları
  • Robin Hood

  • The Nutcracker
  • Üç Silahşörler 3
  • Kaçış ve Yaşanmış Hikayeler
  • Üç Silahşörler 4
  • Üç Silahşörler 5
  • Kamelyalı Kadın

Alexandre Dumas Alıntıları - Sözleri

  • “Bekleme bir tür çılgınlık, çılgınlık da çok fazla umut değilse nedir?..” (Üç Silahşörler 3)
  • "Sana,hatıranda benim için hiçbir yer kalmayacak kadar sakin,mesut ve huzurlu bir hayat dilerim. “ (Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç)
  • "Geçmişi bilmek, gelecekten haber vermekten kötüdür." (Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra)
  • "Ben insanlardan çok fikirleri merak ediyorum." (Üç Silahşörler 3)
  • Ayrılık da ölüm kadar etkilidir… (Monte Cristo Kontu)
  • “Eskisi gibi değilim artık..” (Üç Silahşörler 3)

  • Sizi her gördüğümde, yüreğimdeki mücevher kutusuna bir elmas daha koyuyorum. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • Güvendiğiniz kim var? Hiç kimse. (Demir Maske)
  • "Talihin büyük dönemeçleri umutsuz durumlarda birdenbire ortaya çıkmıştır." (Üç Silahşörler 3)
  • ... Ben basit bir kurala inanıyorum: Tanrı iyinin ne olduğunu eğitimle öğrenmemiş bir kadını hep iki yoldan oraya götürür: Bunlar aşk ve acıdır; zorlu yollardır. Bu yollara düşenlerin ayakları yara bere içinde kalır, elleri dilim dilim yarılır ama aynı zamanda yolun iki yanındaki böğürtlen dikenlerinin üzerinde kötülüğün yakut damlalarını bırakırlar. Tanrı huzurunda utanmayacak ve çıplaklıkla gayelerine ulaşırlar... (Kamelyalı Kadın)
  • ... Çünkü ölüm yanımda duruyor. Sense benden o kadar çok uzaktasın ki... (Kamelyalı Kadın)
  • Bu kadar çabuk ayrılacaktık madem, karşılaşmamıza hiç değmezdi. (Binbir Hayalet)
  • İnsanlar bilhassa kötü davrandıklarında sözcüklerin değeri hususunda yanılırlar ve tam da yüceltilmeyi hak edenleri alçaltmak için onlara hakaret ederler. (Sainte - Hermine Şövalyesi)

  • Ama içgüdülerden gelen nefret acımasızdır, hiçbir biçimde sönmez; kimi zaman küllenir gibi olur, ama bu küllerin altında daha fazla şiddetlenir. (Üç Silahşörler 4)
  • “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” (Üç Silahşörler 5)
  • Hırslı bir insan erişemeyeceği şeyleri arzular. (Demir Maske)
  • "Ölümden çekinenin sevgisi az olur!" (Sainte - Hermine Şövalyesi)
  • -Kedilerden ve farelerden daha tehlikeli bir hayvan var! -Hangisi? -İnsan! (Siyah Lale)
  • Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • "...bir başkası için ömrü boyunca yas tutacak birini tanımıyorum..." (Üç Silahşor)

Yorum Yaz