Türklerin Tarihi 2 - İlber Ortaylı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Türklerin Tarihi 2 kimin eseri? Türklerin Tarihi 2 kitabının yazarı kimdir? Türklerin Tarihi 2 konusu ve anafikri nedir? Türklerin Tarihi 2 kitabı ne anlatıyor? Türklerin Tarihi 2 kitabının yazarı İlber Ortaylı kimdir? İşte Türklerin Tarihi 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: İlber Ortaylı

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050822212

Sayfa Sayısı: 288

Türklerin Tarihi 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir. Bugünkü medeni dünyada hiçbir eski dünya kavmi ve ülke yoktur ki Türkler olmadan tarihini yazabilsin. Mutlaka, Türkleri ve Türk tarihini bilmek zorundadır ki kendi tarihini anlayabilsin.”

-İlber Ortaylı

Türklerin Tarihi kitabında Marmara’da küçük bir beylik olarak doğan, gelişen ve kuruluşunun üzerinden 150 yıl geçmeden Balkanlar’da ve Ege’de hâkimiyet tesis eden, Akdeniz dünyasının son muhteşem imparatorluğu olan Türk İmparatorluğu’nun üç kıtaya yayılmasına şahitlik edeceksiniz.

Sultanü’l-Berreyn ve Hakanü’l-Bahreyn (İki Karanın ve İki Denizin Hükümdarı) olan Fatih Sultan Mehmed gibi bir Rönesans hükümdarının dünyasına eşlik ederek; Türk tarihinin büyük asrı, dünya tarihinde birçok değişime neden olan 15. yüzyılın bilinmeyenlerini öğreneceksiniz…

Bugün Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da, sayıları yirmiyi aşan çeşitli dil, din, ırk ve siyasal rejime sahip ülkenin ortak tarihini okuyacaksınız…

Hepsi birbirinden değerli Türk sultanların başarılarını görecek; harp teknikleri Rönesans kadar Asyai Türk tekniklerine de dayanan dünyanın en güçlü ordusunu tanıyacak ve kısa sürede Üçüncü ve son Roma İmparatorluğu’nun nasıl kurulduğuna şahitlik edeceksiniz.

Anadolu’nun bozkırlarından Avrupa’nın içlerine, İlber Ortaylı’nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okurun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı...

Türklerin Tarihi 2 Alıntıları - Sözleri

  • Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir...
  • "Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir."
  • Türk İmparatorluğu`nun ilk dokuz padişahı büyük mareşallerdir. Kazanılmayacak harpleri bile kazandılar.
  • "Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir."
  • Tarih bir nostalji değildir. Ama insanları tarihçiliğe, tarih merakına bu hissiyat yöneltir. Nostaljik duygularla tarih yazılamayacağı açıktır. Nostaljinin azı faydalı çoğu akla zarardır.
  • Türkçemizde sadece Arapça ve Farsça deyimler değil, İtalyanca, Rumca, Süryanice, Macarca, doğu ve güney Slav dillerinden gelip yerleşen bir yığın kelime vardır. Aynı şekilde bu dillerde birçok Türkçe söz ve deyime rastlanır.
  • Fatih devrinden 100 sene sonra Osmanlı ülkelerini gezen Alman seyyah Salomon Schweigger diyor ki, “Gökte nasıl bir güneş varsa Osmanlı ülkesinde de bir hükümdar olur.”
  • Çin fatihleri kolay kabul eder yani direnemez ama onları kısa sürede eritir. Timur bunu iyi analiz edemedi.
  • Topkapı Sarayı’nda bir hükümdarın çok rahat yaşayabildiği kanısında değilim. Odalar dar; burası çok mütevazı bir kışla hayatı aslında.
  • Köprülüzade Mehmed Fuad Bey ya da Fuad Köprülü Hoca, bugünkü modern Türk tarihçiliğinin öncülerindendir. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Osman Turan, Halil İnalcık, Mehmed Altay Köymen, Mustafa Akdağ gibi çok önemli tarihçiler vardır.
  • Sonradan İngilizce konuşup yazanlar, bu "Turkie" kelimesini nasıl "Turkey" e çevirdiler elan bir muamma. Muhtemelen bu telaffuzda Hint Adaları'nın ünlü kuşuyla aramızda yanlış bir bağlantı kurdular. Türkiye konusunda asıl tartışılacak ve rahatsız edici nokta bizdeki bazı kimselerin uydurduğu "Türkiyeli", "Türkiyelilik" gibi tabirlerdir.
  • Anadoluya bakacak olursak, burada tarih boyunca farklı milletlerden bir çok topluluğun bir arada yaşadığı biliniyor. Bir konuşmanızda, “ Ben Türkçü değilim ama Türk’üm , Türk olduğumu da söylüyorum” demiştiniz. Türkçü olmadan Türk olmak, Türk olduğunu ifade etmek mümkün müdür? Bunu biraz açar mısınız? Şimdi bu durum bir cephe savaşı haline getirildi ve mantık dışı hareketler başladı. Artık birisi türküm deyince hemen Çatık kaşlarla bakılıyor. Birisi Macar’ım deyince yüzüne böyle bakıyor muyuz? Çok tuhaf. Herkes neyse onu söyler, bu kadar açık. Kimse kimlik kaos yaratmaya çalışmasın.Şimdi meseleyi çözmek için Polonyalı veya Çek olduğumuzu söylemeyelim de Floransalı olalım demek gibi komik bir ifadedir bu. Elbetteki memleketimin adı Türkiye ve biz de Türk’üz.
  • Osmanlı Ordusu bir Avrupa ordusudur, Osmanlı İmparatorluğu da bir Avrupa İmparatorluğudur.

Türklerin Tarihi 2 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlber Ortaylı’nın konferanslarında ona yöneltilen sorulara cevap verdiği kısımların toparlandığı kitabın ikincisidir. İlk kitap gibi 2016 yılında yayınlanmıştır. Birinci kitapta neredeyse hiç yapılmayan imla hatalarına bu kitapta bolca rastlayacağız. Ayrıca kendini tekrarlayan soru ve cevapların varlığı bu kitapta da devam etmektedir. Ortaylı, ilk kitapta daha çok Anadolu ve Türkleşme gibi kavramlardan bahsederken bu kitapta artık Avrupa’ya ve Dünya’ya açılan Türklerden bahsetmektedir. Ortaylı, en vurucu cümleyi kitabın en başında söylemektedir. “Geleneksel Roma imparatorluklarının üçüncüsü ve sonuncusu Türklerin imparatorluğu olan Osmanlı’dır.” Bunu bize Bizans’tan, Araplardan, İtalyanlardan, Balkanlardan ve genel olarak da Ortadoğu’dan bahsederek ispatlayacaktır. Öncelikle başlarda genel tarih dersi veriyor ve tarihçi sıkıntılarına değiniyor. Kendi tarihimize de yeterli önemi vermediğimizi üzülerek belirtiyor. Bunu zaten hepimiz biliyoruz ki kendi tarihimiz dünya tarihinde önemli bir yerde bulunmaktadır. Buna rağmen biz ne yazık ki onu kutsal kitaplara yaptığımız gibi duvara asıp duruyoruz. Ortaylı’ya yöneltilen sorularda belki bizlerin de en çok merak ettiği konular var. Örneğin Türklere barbar denilmesi, Türk ve Müslüman ikilisinin sürekli aşağı tabakada kullanılması, Avrupalı mıyız, değil miyiz, “imparatorluk” kelimesinden rahatsız olunması gibi… Aslında bu “Avrupalılık” konusunda Ortaylı Doğu-Batı ayrımı çok net görülse de çok keskin sınırlar koymuyor. Ama yine de rahatsız edici bir durum gerçekten var. Doğu ve Batı’nın birbirinden bu kadar ayrılmasına tamamen Batı’nın uydurduğu bir olgu olarak bakıyor (Batı’daki kaynakların Doğu’ya oranla daha az olmasına rağmen Türklerin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da sürekli olarak Batı’ya sefer merakı gerçek egemenliği Batı’da zannetmeleridir). Türkler yavaş yavaş Batı’ya kayarken gittikleri yerleri de Türkleştirdiler. Aslında Avrupa ile tanışma Balkanlar ile başlıyor. Yazar, Balkanlar ile ilgili bilgilere Avrupa’ya açılma kısmında bolca yer vermiş. Balkanları da bir nevi Osmanlı’nın Avrupa’daki “başkenti” konumuna getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet kimdir? Fatih Sultan Mehmet’e bolca değinen Ortaylı, sultanın annesinin bir Romalı olduğunu savunanlara tokat gibi bir cevap veriyor. “Osmanlı hanedanı zaten Sultan Orhan Gazi’den beri Romalılarla akrabadır.” Ancak Fatih’in hem doğuda hem de batıda kimsede olmayan onlarca özelliği ve eğitimi olmasına rağmen hala bu gibi konuların konuşulması niyetlerin kötü olduğunu gösteriyor. Fatih ile başlayan analitik girişimler ve üstüne üstlük Fatih devrinde gelen İstanbul’un Fethi ile Osmanlı’nın şahlandığı söylenebilir: Müzisyenlerin ve alimlerin gelmesi, kütüphanelerin kurulması, silah kullanımının gelişmesi, düzenli deniz seferleri bunlardan bazıları… Fatih’in ölümüyle beraber yazar kitabı sonlandırıyor. Bu ölüm ile birlikte Osmanlı’da isyanlar çıkarken Avrupa da biraz nefes almış oluyor. Yazar hakkında Ortaylı, bu ve önceki kitabında da olduğu gibi yumuşak bir yaklaşımla olayları ele alıyor. Çoğu konuda kesin konuşmuyor ve kendine hep bir dayanak arıyor. Bu nedenle olacaktır ki Türkleri ne çok övüyor ne de çok yeriyor, aslında tadında bırakıyor. Ancak Türklerin tüm tarihine sadece iki kitapla değinemezsiniz. Bu yüzden bu iki kitabı Türklerin Tarihi’ne kısa bir giriş olarak nitelendirebilirsiniz. (Burak Bilen)

Bana tarihi ilber ortaylı sevdirdi.Tarih okumayanların bile hoşuna gidicek.Hatta bu kitap sayesinde tarihe daha ılımlı yaklaşabilir ve daha hevesli olabilirsiniz.içinde ki bilgi birikimininde doğru olduğuna emin olduğum kitsplardan... (sümeyra)

"Hiç kimse kusura bakmasın, eski tarihimizle övünürüz, hakkımızdır." Sayfa 20 Selamlar dostlarım. Bugün inceleme yapacağım kitap. İlber Ortaylı'dan (Türklerin Tarihi) 2021 yılını daha çok klasik ve tarihe ayırdım. Tarihim hakkında daha fazla bilgim olmasını gerektiğini düşünüyorum. Tarihini bilmeyen bir gençlik düşünülemez. Ecdad tarih yazmış, Torun okumaktan aciz.... Kitaba gelirsek, kitap 2 ciltten oluşuyor. Türklerin tarihi 1 kitabında, Türklerin tarih sahnesine çıkışından başlayıp, İslam ile tanışmamız, Dünya tarihinde Türklerin ne kadar büyük bir yeri olduğunu, kullanıldığımız dilleri ve alfabemizi anlatarak. Kurulmuş devletleri anlatmış hocamız. İlk kitabın sonunda ise Osmanlının doğuşu hakkında ince bir anlatım var. Bu anlatımın devamı Türklerin tarihi 2 kitabında daha geniş bir şekilde okuyucuya yansıtılıyor. İkinci kitapta ise Dünya tarihindeki yerimizi açıklamış hocamız. İmparatorluğa nasıl yürüdüğümüzü, Balkanlardaki durumumuzu, fetret devrini, Timur ve Bayezid çekişmesini ve en sonunda İstanbul'un fethini anlatarak kapanış yapıyor. Kendi adıma tarihim ile onlarca bilgi öğrendim ki benim için inanılmaz bir güzellik oldu bu kitap. Bu güzel eseri biz Türk gençlerine ve milletine armağan eden ilber Ortaylı hocamıza şükranlarımı sunuyorum. Kitaptan sevdiğim alıntılar: -"Mirasın hepsine birden sahip çıkmak zorundasınız çünkü üstünde siz oturuyorsunuz." -"Tarih yazan Türklerin henüz tarihi yazılmadı." -"Türkler imparatorluk kurar, yönetirler. İmparatorluk kurmak, yönetmek ayrı bir ustalık ve sanattır." -Asıl önemli olan şudur ; 13. - 14. asırlardan itibaren Batı'da " Müslüman" demek,"Türk" demekti. " (Hamza Karaca)

Türklerin Tarihi 2 PDF indirme linki var mı?

İlber Ortaylı - Türklerin Tarihi 2 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türklerin Tarihi 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İlber Ortaylı Kimdir?

İlber Ortaylı (d. 21 Mayıs 1947, Bregenz, Avusturya), Türk tarih profesörü.

Avusturya'daki bir göçmen kampında 1947 senesinde doğdu. Kırım Tatarı kökenlidir. Stalin'in politikaları neticesinde anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan ailesiyle birlikte 2 yașında Türkiye'ye göç etti. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1965 yılında Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu.

Akademik kariyeri

1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi. Viyana Üniversitesi Slavistik ve Orientalistik Bölümü'nde öğrenim gördü. Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi'nde Prof. Dr. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Tanzimat Sonrası Mahallî İdareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu. 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. Bu dönemde Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı, buralarda seminerler ve konferanslar verdi. 1989'da Türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Yerli ve yabancı bilimsel dergilerde 16. ile 19. yüzyıllar arası Osmanlı tarihi ve Rus tarihi ile ilgili makaleleri yayınlandı. 2002 yılında Galatasaray Üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise Bilkent Üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Türk Hukuk Tarihi derslerini vermektedir. Galatasaray Üniversitesi Senato üyesidir. Ayrıca İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı Kapadokya Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti üyesidir.

2005 yılında Topkapı Sarayı Müzesi başkanı oldu. 7 yıl bu görevde kalan İlber Ortaylı 2012 yılında yaş haddinden emekli oldu ve görevi Ayasofya Müzesi başkanı Haluk Dursun'a devretti.

Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ile Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir. Tarih Vakfı ve Afet İnan ailesinin işbirliğiyle iki yılda bir verilen Afet İnan Tarih Araştırmaları Ödülü'nün 2004 yılındaki sahipleri Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın da içinde bulunduğu jüri tarafından belirlenmiştir. 2009 yılında İzmir Kitap Fuarı'na katılmıştır. Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nın Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlediği Vefatının 150. Yılında I. Abdülmecit ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu'nda açılış ve kapanış oturumlarına katılmıştır.

Ortaylı; Türkçe; ileri seviyede Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça; orta seviyede Arapça, Farsça, Latince, İbranice, Sırpça ve Yunanca bilmektedir.

Özel yaşamı

1981 yılında Mersin eski Senatörü Dr. Talip Özdolay'ın kızı Ayşe Özdolay ile evlendi ve bu evlilikten Tuna adında bir kızı oldu. Daha sonra 1999 yılında eşinden boşandı. Ortaylı, bilgisayar ve internet kullanmayı sevmemektedir. Herhangi bir sosyal medya sitesinde adına açılmış hesapların hiçbiri kendisinin değildir. İlber Ortaylı'nın ayrıca çocukluğundan beri büyük bir tutku ve özenle biriktirdiği minyatür otomobillerden oluşan büyük bir koleksiyonu vardır.

Televizyon Programları ve Yazıları

2004 yılında TRT 2'de başlayıp TRT Türk'te haftasonları yayınlanan "İlber Ortaylı ile" adlı belgeseli sunmuştur. NTV'de "İlber Ortaylı ile Tarih Dersleri" adında bir program yapmıştır. Günümüzde Bloomberg HT kanalında "İlber Ortaylı ile Zaman Kaybolmaz" adlı bir program hazırlamaktadır. 2000 yılından beri Pazar günleri Milliyet gazetesinde, aylık Atlas Tarih ve üç aylık Doğu Batı dergilerinde makaleler yazmaktadır. Bir dönem yayınlanan Popüler Tarih ve Tarih ve Toplum dergilerinde ve Habertürk gazetesinin Habertürk Tarih ekinde de makaleleri yayınlanmıştır. Halen Doğu Batı ve NTV Tarih dergilerinin danışma kurulu üyesidir.

Aldığı Ödüller

Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Osmanlı Tarihinde Aile" isimli eserinin yanı sıra, tarih alanında 1970'li yılların başlarından itibaren yaptığı çalışmaları, yayınladığı makaleler ve kitapları, tarih biliminin yaygınlaştırılması çabaları, tarihi her yaştan Türk insanına sevdirme konusundaki faaliyetleri, yurtdışındaki bilimsel etkinlikleri ve Türk tarihçiliğinin uluslararası alanda önemli bir ismi olması da göz önüne alınarak tarih dalında 2001 Aydın Doğan Ödülü'ne değer bulundu. 2006 yılında İtalya'da Lazio bölge yönetiminin başlattığı ve her yıl devam etmesi öngörülen Akdeniz Festivali'nde, toplumsal ve kültürel tarih alanındaki "Avrupa ile Akdeniz arasında Lazio" ödülünün Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya verilmesi uygun görülmüştür. 2007 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin imzasıyla Rusya Federasyonu tarafından Rus dilini ve kültürel mirasını yayan, ülkelerin ve halkların birbirlerine yaklaşmasını sağlayan kişilere verilen Puşkin Ödülü'ne Türkiye'den Ortaylı layık görülmüştür.

İlber Ortaylı Kitapları - Eserleri

  • Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023)
  • Defterimden Portreler
  • Yakın Tarihin Gerçekleri
  • İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
  • İlber Ortaylı Seyahatnamesi
  • Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek

  • Türkiye'nin Yakın Tarihi
  • Tarihin Gölgesinde
  • Osmanlı Barışı
  • Osmanlı Sarayında Hayat
  • İlber Hocayla / Topkapı Sarayı
  • Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı
  • Avrupa ve Biz

  • Osmanlı Toplumunda Aile
  • Tarihin Sınırlarına Yolculuk
  • Üç Kıtada Osmanlılar
  • Son İmparatorluk Osmanlı
  • Osmanlıda Değişim ve Anayasal Rejim Sorunu
  • Osmanlı'da Milletler ve Diplomasi
  • Gelenekten Geleceğe

  • Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu
  • Barış Köprüleri
  • Tarihin Dönüşü
  • Resmi Tarih Yalanları
  • Tarihin Işığında
  • İmparatorluğun Son Nefesi
  • Eski Dünya Seyahatnamesi

  • Osmanlı Mirası
  • Tarihimiz ve Biz
  • 100. Yılında Birinci Dünya Savaşı
  • Tarih Sohbetleri
  • Tarihin İzinde
  • Türklerin Tarihi
  • Batılılaşma Yolunda

  • Zaman Kaybolmaz
  • Kırk Ambar Sohbetleri
  • Osmanlı’ya Bakmak
  • Türklerin Tarihi 2
  • Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
  • İttihat ve Terakki
  • Efsaneler ve Gerçekler

  • Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
  • Türklerin Altın Çağı
  • Tarih Yazıcılık Üzerine
  • Türk Tarihçiliğinde Dört Sima
  • Türkler İslamiyet ve Hilafet
  • İlber Ortaylı’nın Gözüyle İran
  • Ters Lale

  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk
  • Tarihe Yön Veren 100 Lider
  • Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
  • Ottoman Studies
  • Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880)
  • İstanbul'dan Sayfalar
  • 500. Yıl Kutlamalarının Onuncu Yılında Nesim Benbanaste

  • Mekânlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı
  • Tarihte İstanbul
  • 19. - 20. Yüzyıl Yabancı Seyyahların Gözünden İstanbul

İlber Ortaylı Alıntıları - Sözleri

  • "Ümitlerin yok olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu zamanda Türklerin tutunduğu isimlerin başında ise Atatürk gelmektedir." (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
  • Dolayısıyla Türkiye’nin kendi askeri gücünü iyi bilmesi, pazarlıklarda buna göre davranması ve dış politikada da uygun ittifaklara dayanarak barışcı politikayı götürmesi gerekir. Nihayet ABD ile alışverişin derece ve miktarını da bu sayede ayarlamak mümkündür. (Kırk Ambar Sohbetleri)
  • İslam dünyasının söz de Batıcı modernleşmeci değer ve akımları da, Batı kültürünün ne olduğunu bilmediklerinden klasik kültürü ihmal etmektedir. (Tarih Yazıcılık Üzerine)
  • "1924 Mart’ında bütün Osmanlı hanedan üyeleri Türkiye topraklarını terk ettiler ve 1952’de kadın üyelere af çıktı, 1974’te de bütün erkek üyelere bir af çıkartıldı." (Osmanlı Sarayında Hayat)
  • Kitleler hakikatten çok onun sunuluş biçiminden, yani ambalajından etkilenmektedirler. Ve bunun sonucu olarak sır kabuğu düştüğünde çark geriye dönmektedir. (Resmi Tarih Yalanları)
  • Tarihî geleneğinize sadık kalınız yeter; bunu yapmadığınız takdirde ne Batılı olursunuz ne ortak pazarlı olursunuz, ne de dünyalı olursunuz. Dünyadaki sıradan toplumlardan biri olarak kalırsınız. Toplumun geri kalmışı, insanlarını yeteneğine göre değerlendiremeyen toplum demektir. Dünya ülkelerinin ekserisi bu kategoridedir. Bir toplumun kendini üretme araçlarının en başında dil gelir ve dil, tarihle beraber düşünülür. (Avrupa ve Biz)

  • Hepinizin de bildiği gibi Avrupa kıtasında kurtlar öldü. Yaşadığı tek yer Roma civarın­daki Abruzzi'lerdir. Hâlâ orada kurt ulumaları duyarsınız ve birtakım meraklı turistler de hususi Abruzzilere giderler bunun için. (Efsaneler ve Gerçekler)
  • Her savaş rüzgarı hortum gibi toplumları kapıp götürmez. Bazı savaşların dışında kalmak mümkündür; hırslardan, fırsatçılıktan, boş büyüme ve zenginleşme isteklerinden uzak duran devlet adamları ülkelerini böyle felaketlerden korur. İkinci dünya savaşında kim ne derse desin Türkiye bu korumayı başardı. (Kırk Ambar Sohbetleri)
  • Âşık Paşazade Şeyh Edebali'nin torunu Mehmet Paşa'yı tanımış. (Paşa terimi burada Osmanlı vezirlerinin ünvan olan Paşa değil, 13. yüzyıl ve 14. yüzyılda dervişlere verilen bir ünvan olarak kullanılan Paşadır. İkisini birbirine karıştırmamak lazım.) Edebali'yi ondan dinlemiş olduğunu ve tarihine koyduğu bu konudaki bilgilerin de bu kanalla kendisine intikal ettiğini söylüyor. Burada Edebali'nin yaşlılığında 2 defa evlendiğini, kimlerin kızlarını aldığını da söylüyor, bunlardan son hanımından olan kızı Mal Hatun'u da Osman Gazi'ye verdiğini belirtiyor. Bu bağlantıyı yalnızca Âşık Paşazade kullanıyor. Diğer Osmanlı kronikleri bu konuda Âşık Paşazade'yi naklediyorlar. O zaman bu, nereden çıkıyor? Kanaatimce burada yine bu işin mesulü olarak Âşık Paşazade'yi görmek lazım. Bence Âşık Paşazade, dedesinin isyanı ile ilgili psikoloji içerisinde kendi sülalesinin isyanla bağlantısına dair eskiden kalma rivayetleri hafızalardan silebilmek ve Osmanlı Devleti'nin başlangıcını da olabildiğince kendi soyuna, sülalesine, en azından kendi tarikatına bağlayabilmek için böyle bir senaryoyu ortaya atmış olmalıdır. Benim kanaatimce böyle bir ihtimal çok kuvvetli. Bu suretle, Osman Gazi ve ondan türeyecek olan Osmanlı hükümdarlarının soyu neye bağlanmış oluyor? Vefaiye tarikatına bağlanmış oluyor. Çünkü Edebali, Baba İlyas'ın çok önemli bir halifesidir. Bir Rum Abdalıdır. Mademki onun kızıyla evleniyor Osman Gazi, o zaman mesele tamamdır. Osmanlıların soyu böyle bir tarikate bağlanıyor. (Efsaneler ve Gerçekler)
  • Bir kuzunun komuta ettiği bir aslanlar ordusu beni korkutmaz. Ama aynı şeyi, bir aslan tarafından komuta edilen kuzu ordusu için söyleyemem. -Büyük İskender (Tarihe Yön Veren 100 Lider)
  • Sorunu abartmayı çözüm sanıyorlar. (Osmanlı Toplumunda Aile)
  • Almanya Bismarck'tan sonra Rusya'ya açıkça cephe aldı. Ortadoğu'da ise İngiltere'nin tersine Osmanlı yanlısı görünen, daha doğrusu Osmanlı topraklarını konferans masalarında bölüştürerek değil de, İmparatorluğun kaynaklarından barışçı yollarla istifade etmeyi amaçlayan bir politika izlemeye başladı. (Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu)
  • Türkiye tarihinde, bunun münakaşası hep yapılıyor, "matbaa niye gelmedi" diye... Mat­baa gelmedi, çünkü insanlar ihtiyaç hissetmedi. Bu kadar açık. Matbaanın geldiği tarihte en çok okunan kitabın bugün kütüp­hanelerdeki saklanmış ve saklanabilecek, saklanması ihtimal dahilinde olan nüshalarına bakıyorsun, 100-150'yi geçmiyor. (Efsaneler ve Gerçekler)

  • Üretimin artmadığı yerde her şey boş slogan olarak kalmaya mahkumdur. (Eski Dünya Seyahatnamesi)
  • "Tarih sonsuz bir antrenmandır" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
  • Bizim gibi ülkelerde hiçbir zaman ekstrem akımların taraftar bulması ve idareyi ele geçiren insanların bile uç hareketler göstermesi mümkün değil. Konsensüs içinde olmak zorunda. (Tarih Sohbetleri)
  • "Türk aydını maalesef dünyayı tanımıyor. Tanımadan konuşuyor, tanımadan düşünüyor ve ciddi şeylerle uğraşmıyor." (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
  • "Bizim cevaplamamız gereken sual şu: 'Neden bu kadar meraksızız?'" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
  • Ankara'da Gençlik Parkı'nın Opera yanındaki girişinde, ışıklı bir Atatürk portresinin altında şöyle yazılı: " Atatürkçülük; Atatürk'ün yolunda ondan daha ileri gitmektir." (Resmi Tarih Yalanları)
  • Bir dostuma,çok Zeki olan bir adam olan Kral Fahd, “İslam Dünyasında bir buçuk devlet vardır; biri Türkiye,yarısı ise İran’dır.” demiş. (Osmanlı Mirası)