diorex
sampiyon

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar - Aytunç Altındal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kimin eseri? Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kitabının yazarı kimdir? Türkiye'de ve Dünyada Casuslar konusu ve anafikri nedir? Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kitabı ne anlatıyor? Türkiye'de ve Dünyada Casuslar PDF indirme linki var mı? Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kitabının yazarı Aytunç Altındal kimdir? İşte Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.07.2022 15:00
Türkiye'de ve Dünyada Casuslar - Aytunç Altındal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aytunç Altındal

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9789944298247

Sayfa Sayısı: 152

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Fahişeler ve ajanların yolları neden hep kesişir? Giardano Buruno neden yakıldı? Peki, Jeanne d'Arc? James Bond filmlerinin kahramanları hangi ajanlardan esinlenerek yaratıldı? Yunanistan'ın, NATO'ya dönmesi konusunda Devlet Başkanı Kenan Evren'i, kim ikna etti? Bu kitapta, bu ve daha birçok sorunun yanıtını bulacaksınız...

 Walter L. Pforzheimer, CIA'dan emekliye ayrılmış çok deneyimli bir casus. Ona göre ilk casusluk olayı Âdem ile Havva arasında geçti. İncil'in ünlü "Yılanı" ilk casus ve Havva da onun ilk "Asset"i idi. Arkeologlar, Suriye'de günümüzden 3800 yıl önce yazılmış bir tuğla tablette casuslardan yakınıldığını belirtiyorlar.

 Son 20 yılda ulusal güvenliği boşlamış iktidarların, Türkiye'yi ne denli güvenlik zaafına uğrattıklarının örnekleriyle anlatıldığı bu kitapta Aytunç Altındal, "Diğer ülkeler bir yana, o günlerden bu yana Anadolu toprakları casusların en çok gönderildiği bölgedir. Soğuk Savaş yıllarında en iyimser tahminle ortalama 25 ülkeden Türkiye'ye yaklaşık 10 bin casus, ajan vb. geldi. Günümüzde bu sayı 3 bin 500 civarında. Sadece Ankara'da yaklaşık 280-290 deneyimli askeri personel, diplomat, istihbaratçı şu ya da bu amaçla bilgi topluyor. Gerisini siz düşünün" diyor.

 (Tanıtım Yazısından)

 

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar Alıntıları - Sözleri

  • İngiliz istihbarat dünyasında “M” harfi ile başlayan gerçekte yedi bölüm vardır ama sayısal olarak son bölüm MI9’dur. Çeşitli sabotajlar düzenleyen “MI9”, “derin devlet” diye anılan bölümdü. İstihbarat örgütleri dizininde MI6 ve M74 nedense işlevleri nedeni ile atlanan bölümlerdir, dolayısı ile bunlarla birlikte gerçek istihbarat örgütü sayısı dokuzdur. MI4’ün Kraliçe’nin -Saray’ın- özel istihbaratı olduğu, MI6’nın ise iş dünyasının ve basının yönlendiricisi olduğu sır gibi saklanır ve her zaman varlıkları reddedilir.
  • İstanbul günümüzde de CIA 'nın en yoğun olarak faaliyet gösterdiği, en gizli ajanlık ve casusluk faaliyetlerini yönettiği bir kenttir. Avrupa'da en çok CIA ve FBI ajanı İstanbul ve Türkiye 'dedir. Yaklaşık 350-400 kişilik bir kadroya sahip olduğu, bunun Türkiye içinden devşirilmiş muhbir, ajitatör ve ajan provokatörlerle birlikte en az 4000 kişiye ulaştığı tahmin edilmektedir.
  • casusluk için “Deception and Subvertion” (Aldatmaca ve Bozgunculuk) mesleği denilir.
  • Güvenlik azaldıkça, tehdit ve tehlike büyür, artar. Güvenliğin özü ise “bilgi”ye dayanır. Bilgi yoksa güvenlik de yoktur; bilgi(lenme) güçlüyse, güvenlik de güçlü olur.
  • “Büyük işler başarmak isteyenler vicdanlarının sesini dinleyemezler.” - Anne Robert Jacgues Turgot Baron De Laune (1727-1781)
  • Birçok ülke CIA’in gizli biyolojik silahlarıyla onulmaz ve “esrarengiz” diye bilinen hastalıklarla muhatap olmuştu. Birçok insan kobay yerine konulmuş ve üzerlerinde deneyler yapılmıştı.
  • ''Büyük işler başarmak isteyenler vicdanlarının sesini dinleyemezler.''
  • Tarih boyunca kendilerinin toplum tarafından sefil bir yaşama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe, intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır.
  • Almanların, Filistin' de olduğu gibi Anadolu topraklarında da çok yoğun bir casusluk faaliyeti vardı. Almanlar, kendi Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanmış olan bir plan gereği Osmanlı ile müttefik gibi görünmelerine rağmen gerçekte Anadolu' yu tamamen işgal etmeyi planlamışlardı. 1911' de hazırlanan ve '' Tannenberg Projesi'' diye bilinen bu gizli plan nedeniyle tüm Alman casusları, gerçekte bu amaç uğruna çalışıyordu ve bunlar Osmanlı Devleti' ni içeriden çökertme savaşında ''Dost'' görünümlü düşman olarak var güçleriyle Osmanlı'nın altını oyuyorlardı. Almanya günümüzde de bu ikili oyunu oynamaktadır. Özellikle adaları Sivil Toplum Örgütü diye bilinen birçok kuruluş gerçekte AB'den sağlanan finansmanla Anadolu' da ve Kürt nüfusun içinde istihbaratçılık faaliyetlerini sürdürmektedirler: Belirli Alman vakıfları, Türkiye'de mali destek sağladıkları bazı sözde Sivil Toplum Örgütleri aracılığıyla gerçekte Birinci Dünya Savaşı sırasında yapamadıkları işgali bu kez 'Dolmakalem' aracılığıyla yapmaya programlanmışlardır.
  • "Bir insanın sağlığının korunması ve hastalıklara karşı savunulması ne denli önemliyse "Ulusal güvenlik","Ulusal istihbarat","ve "Ulusal savunma"da e az o kadar önemlidir.
  • Savunma güvenliği, bir bakıma yaşama refleksi gibidir.
  • Vladimir Putin geçmişte KGB'nin en güvenilir casusu idi.
  • Propagandistler halkın arasına karışarak korku, panik, dehşet ve yılgınlık psikolojisini yaymışlardı.
  • Tarih boyunca casuslar ve fahişelerin yolları daima kesişmiştir.
  • 1600 yılına kadar Engizisyon Mahkemesi'nin, ajanlar kullanarak yakılarak öldürttüğü insan sayısı on binlerle sayılmıştır.

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Casuslar: Casus, casusluk denilince ilk akla gelen film 007 James Bond olur. Gerçekle kurgunun iç içe geçtiği ve geleceğin de nasıl olacağını göstermesi bakımından önemli bir film. Zaten filmler de dosta güven, düşmana korku salmanın en iyi yollarından biridir. Bununla ilgili çok sayıda kaynak bulunabiliyor. Aytunç Altındal'ın Türkiye'de ve Dünyada Casuslar adlı kitabı ile casuslar dünyasına adım atarak, neler olup bittiği hakkında -küçük de olsa - bilgi sahibi oluyoruz. İstihbaratın temelinin de 'bilgilendirme' olduğunu, eğer bilgilendirme olmazsa bir saldırı veya koruma amaçlı bir eylemin başarısının da düşük olacağını anlatıyor. Aytunç Altındal kitabın önsözünde, kısa bir açıklama da bulunuyor. Bu açıklama hem bu hem de diğer kitapları hakkında. Bu konuda 'fikir hırsızlığı' mevzusu. Kendilerine ait olmayan yazıları kendilerininmiş gibi paylaşan, yazan, anlatan kişiler hakkında sitem de bulunuyor. Altındal hem tarihten kesitler sunuyor hem de benzerliklerden hareket ederek güven, güvenlik, ihanet, para, güç, mekan konularını anlatıyor. Rahab, Jeanne d'Arc, Bruno örnekleri dikkatli okunduğunda günümüz içinde benzerlikler kurulabilir (tabi bunu içinizden yapınız). 100 ABD Dolarındaki Franklin ve burada bulunan kodların, ne ifade ettiği konusuna da değiniyor. İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, ABD'nin Türkiye'deki ve kendi aralarında yaptıkları casusluk faaliyetleri hakkında da bilgiler veriyor. İlginç ve belki de çoğunu ilk defa duyacağınız bilgiler ile konu anlatılıyor. 'Karnında sözü olan' ama, zamanı ve yeri olmadığı için çok fazla da anlatılamayan konular içinden bazı seçmeler yapıyor Altındal. Lakin biz okuyucular için 'büyük' ama onun nazarında 'küçük' bilgilerin dışa taşmasını okuyoruz. Maalesef zehirlenme sonucu ölen/öldürülen Aytunç Altındal geride çok sayıda kitap bıraksa da, esas belgeler ve bilgiler kendisiyle beraber sonsuza gitti. Burada anlatılanların çok çok daha fazlasına sahipti. Biz de kendisinden taşan bilgileri okuyarak onu da bir şekilde yad ediyoruz. Kitabı okuyanlar bazı kısımları net bulmayabilir, kapalı bulabilir lakin bunların sebebi yazarın hayat hikayesi okununca anlaşılabilir. Eğer hep aynı tarz kitaplar okumaktan sıkıldıysanız ya da farklı bir şey okumak istiyorsanız bu kitaba da bir şans verilmesinde fayda var. Ezcümle: Bu kitabı 7 - 8 Ağustos 2020 tarihleri arasında okudum. İnceleme yazısı ise 14 Kasım 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi. Okuduğum kitap, 4. Baskı Şubat 2019 tarihli, Destek Yayınları'na aittir. Tavsiye ederim. (S. Ali)

Eserde Aytunç ALTINDAL istihbaratçılığın ve casusluğun tarihsel gelişimini ele alarak geçmişten günümüze kadar kurulan istihbarat örgütlerinden bahsetmektedir. Yazar istihbaratın karanlık dehlizlerinde kimin kimin için çalıştığının birbirine girdiği durumlara örnekler vererek anlatmıştır. Meraklısına güzel ve ilginç gelecek bir eser. (Cahit Şahin)

Aytunç Altındal neden öldürüldü? Kitapta o kadar ayrıntılı casusluk hikayeleri, hayatları var ki, "abi kesin sende istihbaratın içindesin" demeden edemedim okurken. İnanılmaz hayatlar; gerçi hayat demeye bin şahit ister. Hepsi gölgesinden korkan hayatlar demek daha doğru olur. Keşke biraz daha yazsa diyorsunuz okurken, çünkü yazılanlar kurgu değil gerçek. "Vay be o nasıl iş? Hadi ya!" diye diye mırıldanırken bir anda bitti kitap. Kurgusu saçma -bazı- polisiye kitaplarından daha iyi, gerçek casusluk hayatlarını okumak. (Esteban)

Türkiye'de ve Dünyada Casuslar PDF indirme linki var mı?

Aytunç Altındal - Türkiye'de ve Dünyada Casuslar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türkiye'de ve Dünyada Casuslar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aytunç Altındal Kimdir?

Aytunç Altındal asıl ismi Aytun Altındal (d. 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul), tarih ve politika alanında faaliyet gösteren Çerkez asıllı Türk gazeteci, yazar ve araştırmacı. Dinler, felsefe, gizli örgütler ve sair konularda birçok makale ve kitap yazmıştır.

Öğrenimi

İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da (1956) bitirdi. Haydarpaşa, Kabataş ve Pendik liselerinde okuyarak liseyi tamamladı.

Aile Hayatı

Aytunç Altındal'ın babası Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma hanım ise ev hanımı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır.

Siyasi Hayatı ve Çalışmaları

Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de İngiltere Edinburg'da ki International Academy For European and Christian Studies kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje İdari Heyeti) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngitere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus(Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'de Rusça'ya çevrildi.

1993'te International Society For The Study Of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) Bilimsel Kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl- Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Seculer Legacy (Avrupa'nın Laik Vasiyeti)adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi.

1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk Konuşmacı oldu.

Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Global Forumu)'nda Uluslararası Danışman üyesi oldu.

Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.

Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı.

Aytunç Altındal Kitapları - Eserleri

  • Bilinmeyen Hitler
  • Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
  • Gül ve Haç Kardeşliği
  • Bir Türk Casusunun Mektupları
  • Üç İsa
  • Kehanetler Kitabı
  • Hangi İsa
  • Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
  • Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
  • Devlet ve Kimlik
  • Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi
  • Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
  • Bilinmeyen Vatikan
  • Türkiye ve Ortodokslar
  • Kültür Emperyalizmi
  • Papa 16. Benedikt
  • Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma
  • Türkiye'de Kadın
  • Haşhaş ve Emperyalizm
  • Elvedasız
  • Çağların Sorumluluğu
  • Siyasal Kültür ve Yöntem
  • Kültür Savaşları - II
  • Elvedasız Ayrılık
  • Meryem ve Hilal

Aytunç Altındal Alıntıları - Sözleri

  • Cizvitler Hitler'den tutun da Kenny'nin öldürülmesine kadar sayısız '' konspirasyon teorisinde '' baş rolü oynamışlar ve oynamaya da devam etmektedirler . (Papa 16. Benedikt)
  • Türkiye'de, gerçekte, "Şeriat"a bağlı bir Devlet düzeni kurabilmek hayalden de öte bir halüsinasyondur. Din'i Devlet işlerine alet edebilmek ise, öncekinden daha Zırva bir iddiadır. Siz 1990'lar Türkiyesi'nde, bir yetkilinin örneğin baştan aşağı zemzem suyuyla yıkanmış, namazında niyazında "Tam" Müslüman bir Devlet yetkilisi IMF ile, Dünya Bankasıyla, AET ile, NATO ile islami Şeriat'a uygun anlaşmalar imzalayabileceğini düşünebiliyor musunuz? Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde -İran dahil - taraflardan biri, dinsel esaslara göre hazırlanmış bir "Petrol" ya da "Teknoloji" ya da "Ticaret" anlaşması imzalatmayı isteyemez. Bu koşullar altında "Şeriat Devleti" bir aldatmaca ve umacı işlevini görmektedir, o kadar. (Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma)
  • kimi niçin seveceğimi, biliyorum aştım duygusallığı, sıyrıldım düşlerden... (Elvedasız)
  • Vatikan’a bağlı olan gizli örgüt OPUS DEİ (Tanrının işleri) gittiği her ülkede ilkin mesleğimde çabuk yükselmek isteyen hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendileri çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı. Özellikle basın ve tv ile bunları destekledi. Sonra bunları kullanarak ülkelerde her istediğini yaptırır hale geldi. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
  • Dünya Müslümanları bir konuda şaşmaz bir istikrara sahipler; ''şaşkınlıkta''. Müslümanlar kadar şaşırmayı seven insanlara az rastlanır doğrusu! (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
  • "Öğrenebileceğin kadar öğren,fakat kimliğini hiçbir zaman açıklama..." (Bilinmeyen Hitler)
  • Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlerisiniz.Yüce Yaradan alnınıza diktatörleri yazmamıştı,bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz.(23 Ağustos 1974. & Milliyet Sanat (Kültür Emperyalizmi)
  • Yüzyıllar boyunca süren bu mezhepler arası kavgalar, Rus Ortodoksluğunun en belirleyici özelliği olmuştur. Birbirlerine amansızca saldıran bu mezheplerin mensupları kanlı kıyımlar yapmışlardır. Örneğin 17.yüzyılda patlak veren bir mezhepler arası savaşta geleneğe bağlı kalmak isteyen "Eski Müminler" tarikatının üyeleri, bizzat Rus Ortodoks kiliseleri tarafından suçlanmışlar ve işkence edilerek öldürülmüşlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
  • İnanç, bilgiyi dışlar. Aslolan inanmaktır. "Credo quia absurdum est."(Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak birşey yok!!!) (Hangi İsa)
  • Sözün özü; Türkiye'nin AB'nin tarihinde vardır ama kültüründe yoktur. (Gül ve Haç Kardeşliği)
  • 1600 yılına kadar Engizisyon Mahkemesi'nin, ajanlar kullanarak yakılarak öldürttüğü insan sayısı on binlerle sayılmıştır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
  • Bu mezhep ve tarikatın üyeleri o günlere kadar alışageldikleri tarzda, yani gelenekleri gereği, Haç işaretini iki parmaklarını kaldırarak yapmaktaydılar. Ama kilise bunun üç parmağın kaldırılmasıyla yapılması gerektiğini öne sürünce, "Eski Müminler" mezhebini üyeleri, işkencede ölmektense topluca intihar etmeyi yeğlemişlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
  • Bir şeyi bilmenin alameti doğru soru sormaktır. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
  • Her insan da doğuştan Kimlik vardır ve sonradan Kişilik oluşur.. (Devlet ve Kimlik)
  • Sorunlardan ''mucizevi'' girişimlerle, olağanüstü şahısların önderliğinde -bir anlamda çağın Mesih'leri aracılığıyla- kurtulmaya şartlandırılmış olan Türkiye toplumunda... (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
  • 17 temmuz 2000 de New Yorker dergisinde Hitler'in amerika'da yaşayan üvey kardeşinin ailesiyle ilgili bir inceleme yayımlandı. Yazar Timothy W. Ryback , bu aileden adını vermediği bir adamla görüştüğünü ve bu kişinin kendisine " Hitler Ailesin'de yahudi kanı vardır. Hatta bir amcamız şimdi Tel aviv'de yaşıyor dediğini aktarmıştır. (Bilinmeyen Hitler)
  • Hem Tevrat hem de Torah Avrupa'da özellikle de ortaçağ boyunca daima lanetlen­miş ve yakılmıştı. Tıpkı Teocide=Tanrı Katili diye tanım­lanan Yahudiler gibi! Kilise'nin dilinde Yahudi, Tanrı İsa'yı öldürmüş olan katildi. (Hangi İsa)
  • Tarih boyunca kendilerinin toplum tarafından sefil bir yaşama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe, intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
  • Filistin, İsa'nın yaşadığı dönemde Roma'nın egemen­liği altında bir Teokrasiydi. Yahudi Şeriatı acımasız bir şekilde uygulanıyordu, bunu ihlâl en hafifinden ağır hapis veya "Dışlanma" cezasını öngörüyordu. Ve İsa, bunu gö­ze alarak Sinagoga=Havra'ya gitti ve avluda para ticareti ve tefecilik yapan Yahudilerin masalarını devirdi, onlara faizciliğin ve tefeciliğin "Caiz" olmadığını söyledi. Oysa para ticareti ve diğer yollardan Havra her yıl büyük para­lar kazanıyordu. Yazar Jim Bishop'un yaptığı hesaba gö­re, Filistin'deki 3 milyon Yahudi her yıl sadece "Bağış" olarak, 1959 verilerine göre, 420.000 Pound para ödüyordu. Ve bu paraların büyük kısmı da en güçlü Ya­hudi Ailelerinin ve Cemaat Önderlerinin arasında pay edi­liyor ve Sinagog'un avlusundaki tefeciler/aracılar tarafın­dan çoğaltılıyordu. (Hangi İsa)
  • İbranice İsrael adı, "Tanrı'yla mücadele eden" anlamına gelmekteydi. (Üç İsa)

Yorum Yaz