Türk'e Dair - Dilaver Cebeci Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Türk'e Dair kimin eseri? Türk'e Dair kitabının yazarı kimdir? Türk'e Dair konusu ve anafikri nedir? Türk'e Dair kitabı ne anlatıyor? Türk'e Dair PDF indirme linki var mı? Türk'e Dair kitabının yazarı Dilaver Cebeci kimdir? İşte Türk'e Dair kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Dilaver Cebeci
Yayın Evi: Panama Yayıncılık
İSBN: 9789752444423
Sayfa Sayısı: 128
Türk'e Dair Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitap, Cebeci’nin muhtelif zamanlarda ve muhtelif dergilerde yayınladığı makalelerinden oluşan bir derlemedir.
Eser, hem kendi iç bütünlüğü bakımından hem de tek tek yazıların muhtevası bakımından kıymetlidir.
“Türk milletinin ecnebiye meraklı, kültürlere ve iklimlere kolay uyan, asimile edilmeye müsait, kendine fazla güven sebebi ile yabancılaşmaya karşı tedbir alamayan, devlet kuran fakat idaresini bir müddet sonra ellere kaptıran, tehlike büyüyüp dağ oluncaya kadar seyreden karakteri, kendisine sık sık hatırlatılmalıdır.
Hiç gecikmeden faziletlerimize dönüp her Türk'ün idrakine kendimizi kötüleme ve horlama huyunun terk edilmesi hususunu güçlü bir şekilde yerleştirmek üzere gerekli tedbirlerin millî kurumlar tarafından alınmasına başlanmalıdır.”
(Tanıtım Bülteninden)
Türk'e Dair Alıntıları - Sözleri
- Milletleri büyük yapan, sanatta, ilimde,fende,fikirde, coğrafyada fetih düşüncesi ve inancıdır..
- Allah Allah demeyince işler düzelmez, Kadir Tanrı vermeyince er zenginleşmez.
- "Bir kadının başı daima ismet ve insaniyet ipliklerinden örülmüş bir perde altında olsun"
- Ve, bunların yüzünden bugün 'Türk Milleti" sözü bile tartışma noktasına getirilmiş, gazete köşelerini kapmış ağızlarını şapırdata şapırdata ve zevkten mest, bu durumu tasdik ediyorlar. Bize de ancak "Uyan ey yâreli şîr-i Jiyan hâb-ı gaflet- ten" demek kalıyor.
- Avrupalılar, sonraları Avrupa Birliği şeklinde değiştirilecek olan AET(Avrupa Ekonomik Topluluğu) hazırlığına başlamışlardı. Bizim ahmaklarda "Biz de Avrupalıyız, bizi de alın" diye adeta yalvarıyorlardı. AET'nin niçin sadece AB'ye çevrildiğini bile anlamaktan acizdiler..
- Domatesle, patatesle milli kültürün ne alakası var canım? ... Ülkenin nizam ve asayişi çarşı-pazarın nizam ve asayişi ile sağlanır..
- Ey yaralı kükreyen arslan! Senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!
- Anadolu'nun pek çok yerinde, düğün evlerinin ve inşası bitmiş evlerin çatılarına bayrak asılması çok eski bir adet olup, evin ve ailenin ehemmiyetini gösterir. Türklerin evlenmeyi ve ev yapmayi devlet kurmak düşüncesi ile bütünleştirdikleri anlaşılmaktadır.
- Milletimizin bugün dahi kullandığı "Ev-bark" tabiri eve ve aileye gösterilen saygının seviyesi bakımından güzel bir örnektir. Çünkü ev ile beraber kullanılan "bark" kelimesi mabet manasındadır. Demek oluyor ki Türkler eve mabet nazarı ile bakıyorlar ve evliliği kutsal bir beraberlik olarak idrak ediyorlar.
- Artık Türk münevverleri, faziletlerimizle beraber milli zaaflarımızı da iyi bilmelidirler. Türk milletinin ecnebiye meraklı, kültürlere ve iklimlere kolay uyan, asimile edilmeye müsait, kendine fazla güven sebebi ile yabancılaşmaya karşı tedbir alamayan, devlet kuran fakat bir müddet sonra onun idaresini ellere kaptıran, tehlike büyüyüp dağ oluncaya kadar seyreden karakteri bulunduğunu ona sık sık hatırlatmalıdırlar.
Türk'e Dair İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"İnsanlık tarihi bize, kadınlığa önem vermeyen cemiyetlerin beşeriyete yön verecek hiçbir medeni hamlenin mümessili olamadıklarını gösteriyor (Sf.84)." I. Türk Sosyal Hayatının Temellerinden Birkaçı II. Türk Sosyal Hayatının İktisadî-Kültürel Temellerinden III. Türk Ailesi Olmak üzere kitap üç bölümden oluşuyor. Dilaver Cebeci'nin muhtelif zamanlarda ve muhtelif yerlerde yayınlanan makalelerinin bir araya getirilmesinden oluşmuş bir kitap. Kitapta aile yapısı, din, kültür, Türk kavramı, Türk insanı, eğitim sistemi, dil konuları üzerinde duruyor. Kaynaklar göstererek söylediklerini de sağlamlaştırıyor. Kitapta katılmadığım tek bir nokta bile olmadı. Dilimizin zamanla bozulmaya başlanması, gençlerin batıya olan özentileri, günden güne bozulan aile yapımız, eğitim sistemimizin bir türlü oturmaması, Türk kültüründen ve dinimizden uzaklaşmamız çok güzel bir şekilde ele alınmıştı. Özellikle bazı noktaların altını çizip işaretler koydum. "Böylece, mukallid, batı karşısında aşağılık kompleksine kapılmış, milli değerlerini tanımayan nesiller yetişmektedir (sf.62)." "Uzun zamandan beri fen ve matematik gibi derslere aşırı bir önem atfedilerek, tarih, edebiyat ve sanat gibi dersler çok geri planları atılmış bir böylece öğrencilere insani ve bedii kıymetler tanıtılmamıştır. Gülen, ağlayan, seven, ahlaki ve ilahi endişeler taşıyan, hayatın güzelliklerini her yerde ve zamanda yakalayabilen bir fert yerine sadece hesap yapan kompütürler yetiştirilmek istenmiştir (Sf.62)." Acı ama bu alıntıların taşıdığı gerçeklik ayan beyan ortada. Dilaver Cebeci'nin okuduğum ilk kitabıydı ve çok beğendim. Diğer kitaplarına da bir şans vereceğim. (Tuğçe KURT)
Kitap Türk Toplum Yapısı geniş bir açıyla incelenerek kaleme alınmıştır. İslamiyet öncesi ve sonrası dönemdeki, Türk toplum yapısı kıyas yapılarak gidilmiş ve aynı zamanda yazar yer yer bu kıyasın içerisine farklı milletleri de dahil etmiştir. Kitapta bu gibi kıyaslamalar yapılırken istatistik verilere faydalanmış. Yazarın kaleme almış olduğu, bazı noktalar benimle uyuşmasa da genel anlam itibariyle kitabı beğendim. Farklı görüşe sahip yazarların, kitaplarını okumak insana birçok fayda sağlıyor. O yüzden kitabı önerebilirim. (Hande Mutlu Uzun)
Esenlikler, şiirinin herkes tarafından bilinmesine rağmen kaleme alanının bilinmediği bir şairimiz daha. Dilaver Cebeci yahut Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi. Eserin adından sadece Türk tarihini ele alınacağı düşüncesi sizi yanıltabilir. Kitabımız üç ana bölümden oluşmaktadır. Türk Sosyal Hayatının Temellerinden Birkaçı (ilk bölümde); söze kitabında isminin parçası olan Türk kelimesiyle başlayarak, Türkçe, Türk İslam Sentezi sırasıyla devam etmektedir. Kendisinin de Müslüman bir Türk milliyetçisi olması sanırım bu nokta üzerinde uzun durmasına vesile olmuştur. :) İkinci bölüm Türk Sosyal Hayatının İktisadi-Kültürel Temellerinden ve son bölüm Türk Ailesi bölümüyle sonlanmaktadır. Eser, Dilaver Cebeci’nin muhtelif zamanlarda ve muhtelif dergilerde yayınlanmış olan makalelerden derlenmiştir. (Prof. Dr. Zeki Aslantürk) Lakin bu tarz derlenerek hazırlanan eserlerde mevcut durum kendini tekrarlama probleminin bu kitapta olmaması okuyucu sıkmayacaktır. Eseri beğenmemi, artı puan vermemi sağlayan noktalardan birisi de bolca kaynaktan yararlanılmış olup sığ bir şekilde ele alınılmamış olması idi. Kitabın hacmini göz önünde bulundurarak yorum yapacak olursak beş sayfa bibliyografi de ispatıdır. Gerek diğer kitaplarda gerekse tarih öğretenlerin bile bu yanılgıya düşülmektedir. Yerli dizilerdeki klişeler vardır ya hani artık tahammül dahi edilemeyen, bu mesele de benim için, teşbihte hata olmazmış, o hâle dönüştü. Tarih dersini görmeye başlayan ilk günden beri ezberletilmiş cümledir: Türkler’in, İslamiyet’e geçmesi çok kolay(!) olmuştur sebebi ise birbirlerine çok benziyorlar dolayısıyla zorlanmamışlardır. Öyle bir bahsediyorlar ki sanırsınız giydikleri gömleği beğenmemişler de hemen başka bir gömlekle değiştirmişler gibisine. Din denilen olgunun milletlerle sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve bunun olağanüstü(ekstrem) olaylar yaşanmadıkça değişeceğini düşünmüyorum hele ki mevzu bahis millet ananelerine koyuca bağlı olan Türkler ise( Tabii ki de tarihteki Türklerden bahsediyorum.) Kısaca bu anlayışı, yanlışlığı topyekün değiştirmek şimdilik mümkün değildir ama yanlışımızın farkında olmak işimizi daha kolaylaştıracaktır. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi yüz yirmi sekiz sayfalık bir kitapta yukarıda bölümleri saydığım konuların derinlemesine işlemek namümkündür. Özet niteliğinde, unuttuğunuz bilgileri hatırlamak için güzel bir seçim olacağını düşünüyorum. Türk’e dair olan, sıkıntılarımızı dertlerimizi ele alması gayet tabii bir şekilde bizi ilgilendirmektedir.Bu eseri yine zorunluluktan ötürü okuyup da ilk okuyuşumda hiçbir şey anlamadığımdan ötürü ikinci kez okuyorum. Katılmadığım noktalar illaki oldu. Genel çerçeveye bakarsak okumaktan pişman olmadığım için memmunum. Kutlu okumalar, esen kalın. (Zeynep K.)
Türk'e Dair PDF indirme linki var mı?
Dilaver Cebeci - Türk'e Dair kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türk'e Dair PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Dilaver Cebeci Kimdir?
Dr. Dilaver Cebeci, (d. 1943, Kelkit/Gümüşhane - ö.29 Mayıs 2008). Şair, Yazar, Akademisyen. 1970 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. Aydın'da öğretmenlik ve Halk Eğitimi Başkanlığı, İstanbul Ortaköy Eğitim Enstitüsü'nde öğretim görevliliği, Diyanet işleri Başkanlığı'nda neşriyat uzmanlığı, Üsküdar Kız Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde İktisat Tarihi yüksek lisansı ve sosyoloji doktorası yapan Cebeci, Marmara Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Özellikle bestelenen Türkiyem şiiriyle adını geniş kitlelere duyuran Cebeci, İstanbul'un Fethinin 555. yıldönümü gününde 29 Mayıs 2008 tarihinde vefat etti. İlk şiiri 1965 yılında Defne dergisinde çıktı. Şiirleri, hikayeleri, mensureleri ve mizah yazılan Devlet, Töre, Bozkurt, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Güney Su, Ortadoğu, Hergün, Yeni Düşünce, Ayrıntılı Haber, Türkiye dergi ve gazetelerinde yayınlandı. Dilaver Cebeci, milli ve tarihi motiflerle bezeli lirik şiirleriyle tanınır. Edebiyatımıza "Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi" mizahi tipini kazandırdı. Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi imzasıyla yazdığı yazılarında Türk sosyal hayatına bir 16. yüzyıl Osmanlı vatandaşı gibi bakarak, bu hayatın Türk kültürüne yabana yönlerini latif bir üslupla hicvetti. Edebiyatımızda uzun ve hikayemsi mensure türünü denedi ve bu denemelerinde milli romantizmi vermeye çalıştı. 2008 yılında kalp krizinden vefat eden şair İstanbul/Çengelköy mezarlığına defnedilmiştir.
Dilaver Cebeci Kitapları - Eserleri
- Türkiyem
- Mavi Türkü
- Türk'e Dair
- Sitare
- Farklı Yönleriyle Türkler
- Dilaver Cebeci / Bütün Şiirleri
- Büyü
- Divan Şiirinde Kadın
- Kur'ân'dan Gerçekler
- Men Kazanga Baramen
- Tanzimat ve Türk Ailesi
- Hun Aşkı
- Evliya Çelebi ve 17. Yüzyıl Osmanlı Toplumu
- Devranname
- Seyranname
Dilaver Cebeci Alıntıları - Sözleri
- "...Ben ne yağmurlar gördüm Sitare Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır O şehirde sırılsıklam gezerdim ... Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum. Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol Daha çok işimiz var” diyorum." (Sitare)
- "Hazindi Kazan"dı kâfir aldı diyorlar. Ben nasıl dayanayım.. (Men Kazanga Baramen)
- Bırakın dört yönden şaha kalksın yalnızlık. Yeter ki siz unutmayın Gümüş kabzalara sinmiş çağları Ve emin siperlerin arkasında Hırsla soluyan tuğları... (Türkiyem)
- Ölüm el çekmez faniden, Bakarsın gelir aniden. Ölürüz... Fakat yeniden Can bulmuşluğumuz vardır! (Büyü)
- Sevmek bir içli şiir okumak değil mi? (Türkiyem)
- Önemli olan kadın ve erkeklerimizin, vatan aşkı, vatan sevgisi ve Türklük davasını yanyana ve yiğitçe yaşamalarıdır. (Farklı Yönleriyle Türkler)
- “ Neş’e-i şevk ile âyâtına tapmak dilerim Anla var hâlikıma gayrı ne yapmak dilerim.” (Kur'ân'dan Gerçekler)
- M. Emin Yurdakul, "Şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz bir çocuk gibidir." Diyerek, şiirin bir milletin morali için ne derece önemli olduğunu anlatmak istiyor. (Divan Şiirinde Kadın)
- Nedir dünyaya gelmekten garaz, gitmek midir ancak? Velev bir anlamak hırsıyla olsun yok mu uğraşmak? (Kur'ân'dan Gerçekler)
- Millet oldu kılıcıma tapanlar, Pek çoğaldı velînîmet tepenler. Yüzyıllar boyunca etek öpenler, Fırsat bulup halli oldu yazıyom. (Hun Aşkı)
- "Cırlıy cırlıy ölürmen men ülgende de " Şiir söyleye söyleye ölürüm ben vâdem yetince de Abdullah Tukay (Men Kazanga Baramen)
- Çeşitli dini kaynaklardan anlaşıldığına göre; Hz.Muhammed bir gece Mekke'deki evinden Cibril vasıtası ile alınmış, bir "Burak"a bindirilerek Kudüs'e götürülmüş, oradan da semâya urûç ettirilmiştir. Bu yolculuk sırasında Hz. Peygamber, Hz. Musa'nın İlâhî vahye nail olduğu Sina dağına, Hz. Isa'nın doğduğu yere uğramıştır. Daha sonra Kudüs'te, Süleyman Mabedi'nin üzerinde namaz kılmış ve Hz. Ibrahim, Hz. Isa, Hz. Musa ona cemaat olmuştur. Bundan sonra da Ya'kub kayasına basarak gökyüzüne yükselmiştir. (Kur'ân'dan Gerçekler)
- Korku denen elle tutulmaz, gözle görülmez duyguyu herkes görsün diye cisimleştirdik. Ya işte Çin Seddi korku demektir.. (Büyü)
- Kınık, Afşar, Yörük... Bu temelde yoktur çürük! Bu yürek attıkça Türk Türk Ün salmışlığımız vardır! (Büyü)
- "Bir kadının başı daima ismet ve insaniyet ipliklerinden örülmüş bir perde altında olsun" (Türk'e Dair)
- Savaş esnasında atın kuyruğunun bağlanması da Türklere özgüdür. Günümüzde hanımların saçlarını arkadan bağlayıp atkuyruğu demelerinin asıl sebebi budur. (Farklı Yönleriyle Türkler)
- Destanlarımızda çok önemli bir motif olarak yer alan, hürriyetin, cesaretin, soğukkanlılığın, dayanışmanın sembolü "Bozkurt" keşke ideolojiler üstü bir milli sembol şeklinde bütün Türk aleminde yer alsaydı.. (Men Kazanga Baramen)
- Güneş kanlar içinde yavaş yavaş boğulur Karanlık kuşanır pusatlarını Titretir bozkırların başıboş atlarını Yıldızlar uzakta kehkeşanlara sığınır Ben sana... (Türkiyem)
- Savaş dediğin söz değil! Bayrak dediğin bez değil ! Vatan için bir kez değil Bin ölmüşlüğümüz vardır! (Büyü)
- Gitgide bir ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, göklerdeki çizgiler. Faruk Nafiz Çamlıbel (Kur'ân'dan Gerçekler)