diorex
sampiyon

Toplumun Mcdonaldlaştırılması - George Ritzer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Toplumun Mcdonaldlaştırılması kimin eseri? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabının yazarı kimdir? Toplumun Mcdonaldlaştırılması konusu ve anafikri nedir? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı ne anlatıyor? Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF indirme linki var mı? Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabının yazarı George Ritzer kimdir? İşte Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.10.2022 06:00
Toplumun Mcdonaldlaştırılması - George Ritzer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: George Ritzer

Çevirmen: Şen Süer

Orijinal Adı: The McDonaldization of Society

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755395777

Sayfa Sayısı: 384

Toplumun Mcdonaldlaştırılması Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

McDonald’s nedir? Basit, işlevsel, modüler yiyecekler; parlak renklerle döşenmiş, ışıltılı mekânlar; birörnek giysili, genç, neşeli çalışanlar; mama sandalyesine kadar her türlü ayrıntının düşünüldüğü tertemiz aile ortamları... "fast food"un adı haline gelmiş bir ticari marka...

Amerikalı toplum kuramcısı George Ritzer, bu ilginç çalışmasında, McDonald’s teriminin bunlardan ibaret olmadığını yalın ve çarpıcı bir üslupla ortaya koyuyor. McDonald’s, toplama kampı modelinden ilham alarak bütün dünyayı "akılcılığın demir kafesi" içine hapseden toplumsal, ekonomik, kültürel bir sistemin adı. McDoktorlar’dan McÜniversiteler’e Mc-Gazete ve McEğlence’ye kadar insan yaşamının bütün alanlarını yutmakta olan bir kafes. "Toplumun McDonaldlaştırılması" kavramının temsil ettiği akılcılaşma süreci, modern yaşamın ihtiyaçlarına hızlı ve etkili yanıtlar sağlayan dört temel unsura dayanır: Verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim. Akılcılaşma tüm yaşam alanlarına hâkim olmakla kalmaz, yaşamın öncesine ve sonrasına da el atar: McDoğumlar ve McCenazeler, hep bu elden çıkmadır. Ancak akılcılaşma ister istemez kendi içinde akıldışılığı barındırmaktadır ve bu da beraberinde insansızlaşmayı, insanlıktan çıkmayı getirir: Standart büyüklük ve lezzetteki patateslerin ardında korkunç bir çevre tahribatı; parlak renklerle döşenmiş bol ışıklı ekonomik, pratik, öngörülemezliğin tehlikelerinden uzak aile sofralarında "benliğin sınırlandığı, duyguların denetlendiği, ruhun boyun eğdiği" bir dünya vardır. Yer yer sosyolojik inceleme değil de kara ütopya hissi veren Toplumun McDonaldlaştırılması’nda Ritzer, teknolojiyi külliyen dışlamadan, nostaljik duygusallıklara kendini kaptırmadan, modern topluma sağlam bir eleştiri getiriyor.

Kötümser ama paniğe kapılmıyor: Bu yoldan dönüş olduğuna inanmasa bile, McDonaldlaştırılmış toplumdan rahatsızlık duyanlar için pratik önlemler sunuyor. Belki de ürünlerin üstüne, yazarın önerdiği gibi bir uyarı yazısı koyarak başlanabilir işe: "DİKKAT!" Gündelik hayatın "tuzaklarına" düşmek istemeyenlere...

Toplumun Mcdonaldlaştırılması Alıntıları - Sözleri

  • Hazır yiyecek restoranları: Domuz yalağında yemek yemek gibi.
  • "Yapabileceğiniz en politik şeylerden biri, bir şeyleri kendi başınıza yapmanızdır"
  • Alışveriş mer­kezine gitmeyi tam bir alışkanlık haline getirmiş bazı insanlar, Kowinski'nin "zombiler” dediği, tüm hafta sonlarını saatler boyu alış­veriş merkezlerinde geçiren insanlar haline gelmiştir.
  • Sistemi insanileştirmek ve alt üst etmek için elinizden gelen her şeyi yapın.
  • "Yapabileceğiniz en politik şeylerden biri, bir şeyleri kendi başınıza yapmanızdır..."
  • "Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da hiç değilse sunuyormuş gibi görünür."
  • Postendüstriyel organizasyonun bir dizi özelliği vardır ve bunların arasında şunlar bulunmaktadır: Hiyerarşik ayrımların eşitlenmesi, örgütler arasındaki sınırların muğlaklaşması, daha entegre olup daha az uzmanlaşmış örgütsel yapılar, kurallara tabi olmayan davranışların artması ve potansiyel çalışanların yaratıcılığına vurgu yapan alım politikalarıdır.
  • McDonaldlaşmış sistemlerin kısıtlamalarından kurtulmuş olan, ancak bu sistemlerin mümkün kıldığı teknolojik gelişmelerden yararlanan insanlar; şu anda olduklarından çok daha düşünceli, becerikli, yaratıcı ve çokyönlü olma potansiyeline sahip olabilir. Kısacası, McDonaldlaşmanın daha az olduğu bir dünya olsaydı, insanlar kendi potansiyellerini daha iyi gerçekleştirirlerdi. McDonaldlaşmaya hem "olanaklar tanıyan" hem de "kısıtlamalar getiren bir süreç" olarak bakmalıyız. McDonaldlaşmış sistemler, geçmişte yapamadığımız birçok şeyi yapmamızı sağlamaktadır; ancak bu sistemler aynı zamanda bizi normalde yapabileceğimiz şeylerden de alıkoymaktadır. McDonaldlaşma, "iki tarafı keskin" bir fenomendir.
  • McDonaldlaşmadan rahatsız veya ona karşı bireyler, çeşitli yollarla ona meydan okuyabilmektedirler. Rasyonelleşmiş kafesin parmaklıklarını kauçuktan yapılma olarak görenler, onun tehlikelerine ve aşırılıklarına kapılmadan McDonaldlaşmış dünyanın kendilerine sunduğu şeylerden en iyi şekilde yararlanmayı seçebilirler. Ancak bunu yapmak çok kolay değildir; çünkü McDonaldlaşmış kurumların cazibesi güçlüdür ve rasyonel faaliyetlerin hayranı olup etkisine kapılmak kolaydır. Kendilerini sundukları şeylerden ötürü rasyonel sistemlerden yararlananlar, McDonaldlaşmanın tehlikelerini her zaman akıllarının kenarında tutmalıdırlar.

Toplumun Mcdonaldlaştırılması İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Oh be bitti sonunda :D Öncelikle bana bu kitabı hediye edip beni böyle mükemmel, böyle şaşırtıcı ve böyle tuhaf bir kitapla tanıştıran Gökçe Hanıma (socialbibliophile) buradan çok mu çok teşekkür ederim. Kendisinin bana 2. hediyesi oldu bu ya :) Kitabın incelemesine geçmeden önce kısa bir not: Bu kitabı okumak isteyenler önce Mcdonalds,Burger King ya da Starbucks gibi dünya çapında yayılmış şirketlerden bir şeyler yeyip içmeyi sevenler için tavsiye edilmez. Çünkü kitabı okuduktan sonra bunları yapmayı bırakırsınız :D Kitap nasıl ama nasıl bi' kitap! Okurken de yazdığım gibi bu kitabı evinizde okuyunuz, nedeeeen? Çünkü okurken yüzünüz çok tuhaf hallere bürünebilir. Böyle sayfaları okurken "Nasıl yaaaa?" "Ohaaa!" gibi şeyleri çokça söyleyip şaşırmaya devam ediyorsunuz. Toplum içerisinde sakıncalı bir durum ve insanlar sizi deli sanabilir :D Kitap genel olarak isminden de anlaşılabileceği gibi Mcdonalds ve türevlerinin dünya çapında yayılması ile toplumların değişmesini inceliyor. Çok geniş ve kapsamlı bir inceleme kitabı ama korkmayın terimlerle dolu değil. Çok sade ve anlaşılır bir şekilde yazılmış. Kitapta çok şaşırdığım şeylerden bi' örnek vermem gerekirse mesela dünyada her yıl en çok basılan ikinci şey İKEA'nın broşürleriymiş... Ne??? Şaka değil evet :( Neyse ben kitabı çok ama çok sevdim. 10 puan vermemden bellli zaten, ama okumam çok uzun sürdü. Evde kalsam 2 güne biterdi çok uzattım :( Kesinlikle okunması gereken bi' kitaptır demiyorum ama okunması gereken bi' kitaptır. Toplumu eleştiren, yeren ve yerlere sokan, şaşırtıcı bir kitap olmakla birlikte Distopya kitabı olmasa bile ben bu kitabı okuduğum en iyi distopik eserlerden sayarım! O derece... Okumak isteyen herkesssseeeee İyi Okumalar Dilerim :) (Ömer Gezen)

McDonaldlaştıramadıklarımızdan mısınız?: Halihazırda içinde yaşadığımız toplumun dinamiklerini dünyaya az önce inmiş bir uzaylıya analiz ederek anlatır gibi açıklayan bir kitap. Bunu da McDonald’s’ın öncülük ettiği dört temel unsur üzerinden kuruyor: daha verimli, daha hesaplanabilir, daha öngörülebilir ve daha denetlenebilir sistemler kurma aşkı. Öyle ki bazen bu kurulu yapıdan başka bir alternatifin olabileceğini dahi hiç düşünmediğimi farkettim. Bu açıdan bu uzaylıya anlatır gibi teker teker anlatması bir yabancılaşma hissi yaratarak durumu daha iyi görmeyi sağlıyor. Kitabın bu dört unsur tezi sadece yeme içme alanında değil, doğumdan ölüme her alanda defalarca farklı örneklerle anlatılıyor. Bana en enteresan geleni ölüm gibi doğal bir sürecin bile mcdonaldlaştırıldığını açıklaması olmuştu. Arada bazı fikirlerine katılmasam da toplumbilimi açısından giriş niteliğinde güzel bir çalışma. (Kazım Cansever)

Sosyoloji, İktisat, Coğrafya gibi alanlarda çalışanlara ithafen.: Toplumun McDonaldlaşması; son yıllarda dillere pelesenk olan kavramları (hızlı yaşam, hazırcılık, sabırsızlık, tüketim çılgınlığı ve toplumu, sürekli büyüme -özellikle şirketler için-, küreselleşme) McDonald's örneği özelinde ele alan önemli bir kitap. Çağımızda öne çıkan bu meselelere sosyolojik, iktisadi ve mekansal -daha genel kapsamda coğrafi- perspektiften bakan eser, aynı zamanda McDonald'laşmanın insan doğasına ne kadar uygun olabileceğini de sorguluyor. (Efe)

Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF indirme linki var mı?

George Ritzer - Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Toplumun Mcdonaldlaştırılması PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı George Ritzer Kimdir?

1940’ta New York’ta doğan George Ritzer, 1958’de Bronx High School of Science’ı bitirip City College of New York’ta yüksek öğrenim görmüş ve ardından University of Michigan’da master yapmıştır. Bir müddet Ford Motor Company’de yöneticilik görevini üstlenmiş ancak bu işin kendisine göre olmadığını fark ederek Cornell University’de doktoraya başvurmuştur. 1968’den itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde profesör olarak dersler vermektedir. Kendisini, “Kendimi temelde bir sosyal teorist olarak yetiştirdim, dolayısıyla bu alanda gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum” diye ifade eden Ritzer’in, McDonaldlaşma, küreselleşme, tüketim, modern ve postmodern sosyal teori alanlarında çok sayıda eseri bulunmaktadır: Sociology: A Multiple Paragism Science (1975, 1980); Toward an Integrated Sociological Paradigm (1981); The Globalizatin of Nothing (2004); Enchanting a Disenchanted World (2005) [Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek, Çev. Şen Süer Kaya, Ayrıntı Yayınları, 2000] ve Globalization: A Basic Text (2010) [Küresel Dünya, Çev. Melih Pekdemir, Ayrıntı Yayınları, 2011].

George Ritzer Kitapları - Eserleri

  • Toplumun Mcdonaldlaştırılması
  • Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek
  • Çağdaş Sosyoloji Kuramları
  • Klasik Sosyoloji Kuramları
  • Sosyoloji Kuramları
  • Küresel Dünya
  • Modern Sosyoloji Kuramları
  • Globalization: The Essentials

George Ritzer Alıntıları - Sözleri

  • Kent, belirli bir kişilik türü üretir. (Sosyoloji Kuramları)
  • ... Bir ideoloji, “şimdiyi, geçmiş açısından kavramaya çalışarak onu gizleyen” bir dizi fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Bunun tersine bir ütopya, “şimdiyi aşan ve geleceğe yönelen" bir dizi fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Ideolojileri kullananlar, statukoyla ilgili bazı şeylerin anlaşılmasını güçleştirerek onu savunmaya çalışırlar, oysa ütopyayı kullananlar , alternatif bir toplumsal biçimin avantajlarını vurgulayarak statükoyu yıkmak için çaba gösterirler. Bir ütopya benimseyenler, “sadece zaten varolan verili bir topumsal düzenin bakış açısından gerçekleştirilemez olarak görünen” bir amaç için çalışırlar (Mannheim, 1929/1936:196). Bu yüzden, bir ütopyayı kabul edenler ile bir ideolojiyi benimseyenler arasında temel bir çatışma her zaman vardır. ... (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Toplum acı çekerken, hastalığının sorumlusunu, kötü talihinin öcünü alabileceği kimseleri arar. Kamuoyu tarafından zaten ayrımcı muaemele görenler bunun için biçilmiş kaftandır. Dışlanmışlar kefaret ödeyen kurbanlar olur. (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
  • "Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da hiç değilse sunuyormuş gibi görünür." (Toplumun Mcdonaldlaştırılması)
  • ... Ideal tip "Onun işlevi, benzerlikleri veya farklılıkları saptamak, onları en tartışmasız biçimde anlaşılabilir kavramlarla betimlemek veya onları nedensel olarak anlamak ve açıklamak amacıyla ampirik gerçeklik ile karşılaştırma yapmaktır." Marx Weber (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Yüzeyde, para, çeşitli amaçların basit bir aracı veya Simmel'in ifadesiyle "aracın en saf biçimi" olarak görünür. Bununla birlikte para, kendi içinde bir amaç haline gelen bir aracın en aşırı örneği olmuştur. (Sosyoloji Kuramları)
  • Modern dünya, hiçbir kaçış yolu olmayan rasyonel sistemlerin demir kafesidir. (Sosyoloji Kuramları)
  • Özellikle geçmişte olduğu gibi bugün de Batı toplumları erkeklerin lehine, kadınların ve azınlıkların alehine olacak şekilde örgütlenmiştir. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • Bir mimarın ifade ettiği gibi: "yukarıya bakıp gökyüzünü görebiliyor olmakta sihirli bir şeyler vardır." (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
  • Kitlelerin çabaları tehlikeli hale geldiğinde topla tüfekle durdurulabilir ama zihnimizi kontrol eden ve inandığımız fikirler, vicdanımızı esir alan fikirler, kalbimiz kırılmadan kaçamayacağımız zincirlerdir; ancak onlara tabi olarak kurtulabileceğimiz iblislerdir.K.Marx (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
  • Comte’un yaklaşımının evrimci kuramı veya üç aşama yasası. Bu kuram, dünyanın üç entelektüel aşamadan geçtiğini ileri sürer. Comte'a göre, sadece dünya bu süreçten geçmez aynı zamanda gruplar, toplumlar, bilimler, bireyler ve hatta zihinler aynı üç aşamadan geçer. Birincisi, 1300'den önceki dünyayı karakterize eden teolojik aşamadır. Bu dönem boyunca başlica fikir sistemi, insana göre biçimlendirilen doğaüstü güçlerin ve dinsel figürlerin her şeyin kökeninde olduğu şeklindeki inancı vurgulamıştır. Özel olarak, toplumsal ve fiziksel dünya, Tanrı tarafından yaratılmı olarak algılanmıştır. İkinci aşama, kabaca 1300 ile 1800 arasında gerçekleşen metafizik aşamadır. Bu döneme özelliğini, kişiselleşmiş tanrılardan ziyade “doğa” gibi soyut güçlerin neredeyse her şeyi açıkladığına dair inanç vermiştir. Son olarak, 1800'de dünya, bilime inancın karakterize ettiği pozitif aşamaya girdi. İnsanlar artık mutlak nedenler (Tanrı veya doğa) arayışını terk etmişler ve bunun yerine toplumsal ve fiziksel dünyayı, onları yöneten yasaları keşfetmek için gözlemeye yoğunlaşmışlardır. (Klasik Sosyoloji Kuramları)
  • Insanların toplumsal süreçlerin kendilerine ait bir gerçeklik olduğuna ve onlar karşısında yapacak hiçbir şey olmadığına inanması. (Küresel Dünya)
  • Gerçek olmayan, gerçeklik haline geldi. Gerçek artık taklidi taklit ediyor. (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
  • Merton, açık ve gizil işlevler kavramlarını da ileri sürdü. Bu iki terim, işlevsel çözümlemeye önemli katkı yapmıştır. Basit terimlerle, açık işlevler amaçlanmış olanlardır, buna karşın gizil işlevler amaçlanmamış olanlardır. Örneğin, köleliğin açık işlevi, Güneyin ekonomik üretkenliğini artırmaktı ancak o, hem zengin hem de fakir güneyli beyazlara, onların toplumsal statülerini artırmalarına hizmet eden geniş bir alt kesim sağlayan gizil bir işleve sahipti. (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • "Bir konuşmanın seyri içinde ne zaman gülmek gerektiği nasıl bilinir?" (Modern Sosyoloji Kuramları)
  • ancak hepimizin bildiği üzere dünya, büyük bir eşitsizlikle karakterize edilir. (Küresel Dünya)
  • Elbette bu kolay bir iş değildir; ancak ilkesel olarak, her şeyi kapsayabilen Küreselleşme de dahil olmak üzere hiçbir toplumsal süreç durdurulamaz değildir ; bütün toplumsal süreçler kendilerini yaratanlar ve içinde yer alanlar tarafından değiştirilmeye açıktır. (Küresel Dünya)
  • Üniversiteler öğrencileri düşünmeye sevk etmek yerine öğrenci sürüsü üreten fabrikalara dönüşür. Amaç mantıklı birey yaratmak değil, en etkili biçimde en fazla öğrenciyi işlemden geçirmektir. Fabrikalarda otomobil ve sucuk nasıl üretiliyorsa, üniversitelerde de öğrenci öyle üretilir. (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
  • Bir anlamda, feminist bir bakış açısı her zaman olmuştur. Kadınlar ikinci plana itildikleri her yerde - ve onlar neredeyse her zaman ve her yerde ikinci plana itilmişlerdir- bu durumu bir biçimde kavramış ve karşı çıkmış görünürler (Lerner, 1993). Fakat zamanla sosyolojiyi mesleki bir iktidar temeli olarak düzenleyen erkekler tarafından onların eserleri, bütünlüğü bozularak, değeri düşürülerek veya sosyolojinin genel kaydı dışında tutularak mesleğin uçlarına itildi. Meslekte merkezi bir konum üstlenen kişiler sosyoloji olarak betimledikleri ve açıkça öncülüğünü yaptıkları alan içinde eleştirel bir şekilde değil alışılagelmiş bir şekilde tepki gösterdikleri toplumsal cinsiyet konusunu önemsizleştirerek etraflarında dolaşan feminist iddialara temelde muhafazakâr tepkiler gösterdiler. (Sosyoloji Kuramları)
  • Iktidarda olanlar aslında gerçekten önemli konuları gasp etmiş haldeyken, diğer insanlara da nispeten önemsiz konular hakkında demokratik bir şekilde karar vermek bırakılmış oluyor: "Demokrasiden geriye kalan ise büyük ölçüde metalar arasında seçim yapmaktan başka bir şey değil." (Küresel Dünya)

Yorum Yaz