Toplum Psikolojisi ve Empati - Nevzat Tarhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Toplum Psikolojisi ve Empati kimin eseri? Toplum Psikolojisi ve Empati kitabının yazarı kimdir? Toplum Psikolojisi ve Empati konusu ve anafikri nedir? Toplum Psikolojisi ve Empati kitabı ne anlatıyor? Toplum Psikolojisi ve Empati kitabının yazarı Nevzat Tarhan kimdir? İşte Toplum Psikolojisi ve Empati kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nevzat Tarhan
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9786050825008
Sayfa Sayısı: 336
Toplum Psikolojisi ve Empati Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız.
O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor.
Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım.
Toplum Psikolojisi ve Empati Alıntıları - Sözleri
- Modern yaşamın, insanı bireyselleştirmeye çalışırken bencilleştirmesi, şiddetin sebeplerinden birisidir. Freud değiştirdiği mutluluk tanımlamasında; 'İnsan, zevklerini tatmin için yaşayan bir varlıktır' diye ifade etti. Sadece psikolojiyi değil popüler kültürü baştan sona değiştiren tarihi sonuçlar ortaya çıktı. Freud'un doktrini, sürekli hoşlanılan şeyi yapmak, eğlenceye ve lükse düşkünlük gibi sonuçlar doğurdu.
- Güney Amerika da kölelere uygulanan Mankurtlaşma denilen işkence metodu vardır. Kölelerin kafasına ıslak hayvan derisi geçirilerek güneşin altında tutulur,. Deri kurudukça küçülür ve kafatasını sıkar. beyin sıkıştıracak küçük kanamalar oluşur beyin kabuğu hasar gördüğü için kişinin hafızası silinir böylece geçmişleri unutturulan bu insanlar köleleştirir ve herkese öldürebilir hale getirilir.
- İnsan ilişkilerinde benzerlikleri değil farklılıkları daha çok görme özelliği, ilişki yönetiminde çatışmayı farkında olmadan artırır.
- İdealleri olmayan bir toplum, amacı olmayan insana benzer. Bir toplumu toplum yapan onun özgecmisi(tarihi), şu andaki kimliği ve idealleridir. Bu üç konuda fikir birliği varsa, o toplum kendi kimliğini oluşturur. Toplumun ülkü denilen ortak idealleri ve hedefleri olması gerekir. Bir toplumun ortak idealleri yok edildiginde, farklı insan gruplarından oluşan toplumda çatışma olacağı için o toplum dağılır. İnsan beyninde ortak bir ideal oluşturulmazsa beynin bir bölgesi farklı, diğer bir bölgesi farklı çalışır ve şizofreni ortaya çıkar. Toplumun da bir kısmı farklı diğer kısmı hedefler peşindeyse o toplumda huzur bozulur. Sosyal şizofreni denilen durum yaşanır.
- Din ayağı ve dil ayağı toplumda doğru tanımlanmazsa o toplum şizofren olur. Din konusu abartılı olursa dini hezeyanlar meydana gelir. Tamamen dini yok sayarsaniz bu kez de kendi kutsalını oluşturan, putlara tapan toplumsal şizofrenleşme ortaya çıkar.
- "İdeal insan kendini kusursuz bilen insan değil, kusurlarıyla birlikte kendini kabul edebilen insandır."
- İnsanın görmediği şeye inanması zordur, gördüğü şeye inanma dürtüsü daha kuvvetlidir. Somutlastirma, çocuk beyninin görevidir. Soyut düşünme 7-8 yaşından sonra başlar. İnsan olgunlaştıkca soyut olgulara inanır.
- Ülkelerde de toplumsal barışı şizofrenik korkular tehdit eder. Sosyal şizofreni öğretilen bir duygudur. Kültürel emperyalizmin hedeflerinden biri, toplumu şizofren yapıp dağıtmaktır. Bunun en kolay yolu da toplumdaki insanları birbirleri ile kavga eder hale getirmektir. Bir insanın duyguları ile fikirleri kavga ettiğinde, şizofren oluyorsa, toplumda da çeşitli kültürel kimlikler birbirleriyle kavga ederse, toplumsal şizofreni ortaya çıkar. İnsanda olduğu gibi toplumda da amaçlı davranma olmazsa, toplum bozulur. Toplumun ortak amaçlarının, yüksek soyut hedeflerinin olması gerekir.
- Eğlenceyi hakkı gibi gören gençler engellendiklerinde, en yakınlarına bile acımadan şiddet uygulayabiliyorlar. Modernizm, ektiğini kötü biçimde toplamaya başladı diyebiliriz.
- "Sosyal şizofreni öğretilen bir duygudur."
- Toplumu sosyal şizofren yapmanın en etkili yollarından biri , geçmişiyle düşman ve kavgalı hale getirmektir. Bizde de aynı plan uygulandı. Osmanlı dusman olarak gösterildi , biz de şizofrenik davranış göstererek Osmanlıyı öldürdük.
- Gericilikle mücadele dinle mücadele değil, gericilikle mücadele eğitimsizlikle mücadeledir.
- Acaba insanlarda acıma duygusu mu azalıyor? Tahammülsüzlük mü artıyor?
- Modern yaşamın, insanı bireyselleştimeye çalışırken bencilleştirmesi, şiddetin sebeplerinden birisidir.
Toplum Psikolojisi ve Empati İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazar, bireyden topluma bir yöntem izlemiş. Bireydeki psikolojik sorunları, nedenleri, tetikleyici etkenleri, sonuçları ve tedavisini topluma hamletmiş. Ben oldukça etkileyici ve başarılı bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Kitabı sıkıcı hale getiren bilimsel terim ve veriler yok. Kitap birçok insanın okuyup anlayabileceği bir kitap. Şizofreni, afazi, toplumsal empati, iletişim, damgalanma, sosyal adalet vb. onlarca konuya değinmiş. Kitabın incelemelerinde "dini güzellemiş" vb. eleştirileri görmek oldukça şaşırtıcı. Freud'un, kant'ın asılsız öğretilerini okurken dinden ve reddinden rahatsız olmayanlar, Müslüman bir yazarın da dini perspektifinde yazmasından rahatsız olmamalıdırlar. İlim, kişinin dünya görüşü ile canlanır, insanların inancı ile paralel yazması oldukça doğal ve kaçınılmazdır. (Ayşenur)
Bir profesörün böylesine kötü bir kitap yazmış olması ve editörün bu süre içinde hiç müdahale etmemiş olması ihtimaline dayanamıyorum. Kendi doğruları ile çelişen herşeyi öteleyen, siyasi düşüncelerini "Toplum Psikolojisi ve Empati" adı altında empoze etmeye çalışan bir yazar görüyorum. Kitabın adı Osmanlı ve İslam Dünyasında Toplum Psikolojisi ve Empati olsaydı daha ılımlı yaklaşabilirdim. Kitap pek çok yerde kendini tekrara giriyor bir süre sonra bu sıkıcı bir hale geliyor. Toplumsal empati ve psikoloji adlı kitapta bilimsel bilgiler yer almasını bekliyorsanız o kitap bu kitap değil kesinlikle. Medine antlaşması ile Insan hakları evrensel beyannamesinini alet ederek, farklı dönem ve koşullardaki durumları, din üzerinden medeniyet karşılaştırması yapmaya çalışmak da cabası. Kesinlikle tavsiye etmiyorum! (Enver TÜRE)
"Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız Suçluların çoğu da akıl hastası değil o halde de sebeb nedir?Tahammülsüzlük mu?"Öteki"nin duygusuna kayıtsızlık mı?Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend mı?"(arka kapaktan)Toplumda atan vukuatların altta yatan sebeplerini ve ne yapılması gerektiğini her konuya ayrı ayrı değinerek fertten,topluma doğru bir teşhis yapmış.Her konunun az ve öz oluşu okunulur kılıyor.iyi okumalar dilerim:) (Bazen sadece olmaZz)
Kitabın Yazarı Nevzat Tarhan Kimdir?
Nevzat Tarhan, (d. 7 Temmuz 1952, Merzifon, Amasya), Türk hekim, psikiyatrist ve nöropsikolog. Üsküdar Üniversitesi'nin kurucu rektörü. 1998 yılında Memory Centers of America'nın Türkiye temsilciliğini aldı. Türkiye'de ilk nöropsikiyatri hastanesi olan NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nin yönetim kurulu başkanlığını yürütmektedir. Ayrıca Türk-Amerikan Nöropsikiyatri Derneği Türkiye Şubesi başkanıdır.
1952 yılında Amasya Merzifon'da doğdu. 1969 yılında Kuleli Askerî Lisesi'ni, 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. GATA stajı, Kıbrıs ve Bursa kıta hizmetinden sonra 1982 yılında GATA'da psikiyatri uzmanı oldu. Erzincan ve Çorlu’da hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa’da yardımcı Doçent (1988) ve Doçent (1990) oldu. Klinik direktörlüğü yaptı. Albaylığa (1993) ve Profesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyeliği ve Adli Tıp Kurumunda bilirkişilik yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu.1998 yılında Memory Center of America’nın Türkiye temsilciliğini aldı.
40’ın üzerinde SCI sınıfı dergilerde olmak üzere ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış 100’ün üzerinde araştırma makalesi vardır.
Halen; Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörlüğü ve 2006 yılında Türkiye’nin ilk nöropsikiyatri hastanesi olarak kurulduktan sonra 2017’de Türkiye’nin ilk Avrupa’nın ise 2. Beyin Hastanesi olarak faaliyetlerine devam eden NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.
Kitapları 1 milyondan fazla satmıştır. İngilizce ve Almanca bilmektedir.
İki çocuk babasıdır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nevzat_Tarhan
Nevzat Tarhan Kitapları - Eserleri
- Mesnevi Terapi
- Kadın Psikolojisi
- Aşk Terapi
- Mutluluk Psikolojisi
- Bilinçli Genç Olmak
- Kendinizle Barışık Olmak
- Duyguların Psikolojisi
- Yunus Terapi
- Mutlu Evlilik Psikolojisi
- Duyguların Psikolojisi ve Duygusal Zeka
- Psikolojik Savaş
- Evlilik Psikolojisi
- Toplum Psikolojisi ve Empati
- İnanç Psikolojisi
- Aile Okulu
- Sen Ben ve Çocuklarımız
- Güzel İnsan Modeli
- Var mı Beni Anlamak İsteyen
- Son Sığınak Aile
- Değerler Psikolojisi ve İnsan
- Bilinçli Aile Olmak
- Çağın Vicdanı Bediüzzaman
- Pozitif Psikoloji
- Hz. Mevlana ile Aile Terapisi
- Akıldan Kalbe Yolculuk
- 10 Adımda Pozitif Psikoloji
- Genç Arkadaşım
- Makul Çözüm
- Asimetrik Savaş: Politik Psikoloji
- Hayata Dair
- Anne Darbe Ne Demek?
- Hastalar Risalesi Üzerine Psikiyatrik Açıdan Bir Analiz
- Son Sığınak Aile
- Kadın Psikolojisi
- Bilgelik Psikolojisi 1
- Bilgelik Psikolojisi 2
Nevzat Tarhan Alıntıları - Sözleri
- İnsanın ruh sağlığını oluşturan temel duygulardan biri "güvendir". Bu duygunun olmadığı bir ortamda, sevgi söylemleri bir anlam ifade etmez. (Güzel İnsan Modeli)
- "Kalem kılıçtan keskindir, dil de keskin bir kılıçtır" (Kendinizle Barışık Olmak)
- İnsanda merak ve hayret varsa öğrenme isteği bitmez. Öğrenme duygusunun tatmini kendini geliştirmekle olur. (Yunus Terapi)
- Hiçbirimiz bütünüyle kıymetli ya da tamamen işe yaramaz değiliz. İnsan bazı özellikleri itibariyle değerli olduğunu söyleyebilir ama kişiliği açısından böyle bir tanımlama yapması doğru değildir. (Duyguların Psikolojisi ve Duygusal Zeka)
- Evrende gözüken madde dünyası da görünmeyen mana dünyasının üstünde sadece bir perdedir. (Akıldan Kalbe Yolculuk)
- Aklımızı yönetmek yetmiyordu, duygularımızı da yönetmeliydik. (Mutluluk Psikolojisi)
- " Çağımızda bireylerin iki önemli hastalığı vardır. Biri bencillik, diğeri de lüks düşkünlüğüdür." (Mutlu Evlilik Psikolojisi)
- "Bazı insanlar vardır, hata yaparlar ve aynı hatayı ısrarla tekrar ederler. Bunlar akıl seviyesi en düşük olan insanlardır. İkinci grup insanlar vardır, bir hata yaparlar ve bu hatayı ikinci defa tekrar etmezler. Bu, onların ortalama akıllı insanlar olduklarını gösterir. Bir de başkalarının hatalarından ders alıp o hataya düşmeyenler vardır ki, bunlar yüksek akıllı kişilerdir." (Var mı Beni Anlamak İsteyen)
- Büyük başarılar, büyük mücadelelerin sonucunda gelir, mücadele ne kadar çetinse başarı da o kadar büyük olur. (Mutluluk Psikolojisi)
- "Bilinç, ruhla beden arasındaki basamaktır." (İnanç Psikolojisi)
- "Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru miktarda, doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir.". .. (10 Adımda Pozitif Psikoloji)
- Bediüzaman, "İnsanın kıymeti himmeti nisbetindedir.Himmeti ise, ittihaz ettiği maksadın derece-yi ehemmiyetine bakar."der.Buna göre, "Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir."der. (Çağın Vicdanı Bediüzzaman)
- Evliliğin başlangıcında romantik duygular daha baskındır. İkinci dönemde kişilik ve güç çatışması yaşanmaya başlar. Taraflar akıllı ve şanslı iseler üçüncü dönem olan bağlılık aşamasına geçerler. Evlilikte aşkın yani romantik duyguların devam etmesi, iyi ilişki kurmaya bağlıdır. Bunun için aşk iyi ilişkinin sebebi değil, sonucudur. (Kadın Psikolojisi)
- Kişiselleştirme ve aldatma kaygısı, dürüst olmayan insanların tepkisidir. (Değerler Psikolojisi ve İnsan)
- "...mutluluk kapasitesi üzerinde net bir genetik etki vardır. Ve genler hastalığın başlamasını ve rotasını etkilediklerinden mutsuzluk getirebilirler." (10 Adımda Pozitif Psikoloji)
- ---Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamızın Çağın Vicdanı kitabından alıntıdır---- Narsistik(özsever) kişinin temel özellikleri şunlardır: Gururlu ve kibirlidirler, kendilerini özel ve önemli görürler, övgüyle beslenirler, menfaatçidirler. Kendi çıkarları için kuralları değiştirirler. Beklentileri karşılanmazsa sinirlenirler, eleştiriye hiç tahammül edemezler. İnsanları çok iyi kullanırlar ve sömürürler. Başkalarının duygu, düşünce ve ihtiyaçlarına empati duymazlar. En çok kafa yordukları konular zenginlik, güç, şöhret, başarı, güzellik, aşk gibi konulardır. Son derece kıskanç, kinci ve nankördürler. Çıkarları biten insanı bi anda unuturlar, vefa duygusu beslemezler. Egosu büyük, ama her şeyi küçük olan bu kişiler sevilmezler. Kendilerini o kadar güçlü hissederler ki, başka bir şeye ihtiyaç duymazlar. En akıllı, en yetenekli, en iyi insan olarak kendilerini görürler. Sıradan olmaktan korktuklari için çok çalışırlar. Rekabeti çok kullanırlar, sanat, spor, bilim, ticaret gibi konulardaki kesifler bunların işidir. Diğer insanlar narsistik kişinin yaptığı işlerden hoşlanır, fakat kibirli hallerinden nefret ederler. Liderler arasında narsistik kişi çoktur. Liderliğin bittiği yerde narsisizm başlar. En büyük narsist Hitler'di! Sezarın çoğu, Napolyon, Mussolini, Kleopatra, Nemrud, Firavun, Stalin hepsi büyük narsistlerdendi. Bunlardan Hitler, Darwin'den etkilenerek kendi ırkının üstünlüğünü, diğer ırkların değersizliğini doktrin haline getirdi(Narzizm). Bunu halkına inandırdı ve insanlık tarihinin en kanlı savaşının çıkmasına neden oldu. (Çağın Vicdanı Bediüzzaman)
- Nasıl bir bahçede meyve ve sebzelerin yetişmesinde iyi bir toprak, su, güneş ışığı gerekliyse, başarı için de sıcak aile atmosferi gereklidir. (Bilinçli Genç Olmak)
- Sabır amaca yönelik olmalıdır, her istediği yapılan çocuk bencil, her şeyine "hayır" denilen çocuk inatçı olur. Dengeyi sağlayınız. (Bilinçli Aile Olmak)
- Nükleer güç nedeniyle artık klasik savaşlar yapılmıyor. Teknoloji stratejiyi belirliyor. Sessiz savaşlar yaşanıyor. Bu savaşların silahları da gizli ve esrarlı olmak zorunda. (Anne Darbe Ne Demek?)
- “Halbuki özgüven kişinin kendini olduğundan üstün ya da aşağı değil olduğu gibi kabul etmesi demektir.” (Aile Okulu)