diorex
sampiyon

Toplu Öyküler 1 - Nezihe Meriç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Toplu Öyküler 1 kimin eseri? Toplu Öyküler 1 kitabının yazarı kimdir? Toplu Öyküler 1 konusu ve anafikri nedir? Toplu Öyküler 1 kitabı ne anlatıyor? Toplu Öyküler 1 kitabının yazarı Nezihe Meriç kimdir? İşte Toplu Öyküler 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.03.2022 04:00
Toplu Öyküler 1 - Nezihe Meriç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nezihe Meriç

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789753638050

Sayfa Sayısı: 280

Toplu Öyküler 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nezihe Meriç'in öykülerinin birinci cildinde, yazarın 50'li ve 60'lı yıllardaki ilk öykülerinden Bozbulanık, Menekşeli Bilinç ve Topal Koşma yer alıyor.

Toplu Öyküler 1 Alıntıları - Sözleri

  • Canım sıkılıyor. Canım sıkılıyor ve bu hiçbir işe yaramıyor.
  • Ben iflah olmam. Önce kendimden umudum kesilmiş. Değil ki insanlar...
  • Bir de baktım uçsuz bucaksız bir çayırın orta yerindeydim. Bir an için dünyada yeşilden başka renk kalmamış sandım. Gökyüzü bile yeşile çalar bir uçuk renkteydi. Hafiften hafiften yeşilimsi bir rüzgâr esiyordu. Ağırbaşlı, güvenli ve şifa verici bir rüzgâr.
  • Bize ne verdiler ki ne isteyebilirler? Biz adam olup paçamızı kurtarmışsak, bu onur bize aittir. Ne aileye, ne topluma.
  • — Nerdesin? — Köşemdeyim. –Ağlıyorum.
  • Onlar sözcüklerin değerini bilmezler. Ben sevgiler içindeyim oysa.
  • İki nokta, her zaman anlamlı boşluklar veremez düşüncemize. Öyleyse, cümlelerimizi bütünlemeliyiz.
  • "Neden böyle abartıyorsun her şeyi?" demişti. "Hele erkekleri. Erkekler bence böylesine önemli değil. Hayata alıştığımız gibi onlara da alışırız.”
  • Ham duygularımı, yaşamamın zorlukları içinde, nasıl da usumdan yarattığım güneşlerde olgunlaştırdım ben. Bu güneşlerimi ortalara çıkarmalıyım demiştim işin başında. İyi demişim. Hep kullanılmış duyguların, hep kullanılmışlıkların içinde çevremdekiler. Beni tüketen bu oluyor.
  • "Evlen" diyor, rahat rahat. Evlilik, bir anlam tamlamasıdır. Gelişigüzel biriyle olmaz bu iş elbet. Büsbütün boğuntu.
  • Gidip yatsam. Dünya çürümüş dünya. Dayarım başımı radyoya. Sesini de biraz açarım. Oh, annecim ne güzel! Adnan der ki: 'Her insan biraz şairdir.' Düşünceler... Düşüncer, anılar, hepsi birbirine karışarak... Başım çok dönüyor. Müzik ne güzel.
  • Benim akşam güneşlerine karşı oturup hayatımı düşünmelerimde bir şey var.
  • Doğa hasretiymiş. Bak hele! İnsan hiçbir şey yapamasa, kış vakti bütün çiçekleri kurusa bile, tabağın içine biraz su, biraz mercimek koyar, sobaya yakın bir yerde onu çimlendirir, yine de yeşilden ayrılmamış olur.
  • Anlatmalıdır insan. Anlayan biri olmalıdır, anlatmalıdır. Ne olursa olsun anlatmalıdır. Tıkanır, katılır kalır yoksa insan.
  • "İnsan âşık olunca, kapalı göz kapakları arkasından bütün dünyayı filiz yeşili bir dinginlik olarak görür."

Toplu Öyküler 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlk modern oykuculerimizden Nezihe Meriç. 1960'lı yıllardaki köyden kente göç faktörü; ev aile komşuluk ilişkileri ve ataerkil baskı çerçevesinde şekillenen kadının konumu ile kadınların birbirine olan düşmanlığını da yansıttığını düşündüğum öykülerden oluşuyor. Köyden kente göç eden kadın sınıf atlamak şehirli kadınlar arasında kendine yer açmak gayretindedir. Yanısıra şehirli kadınlar dişarlikli diye tabir ettikleri kadınları tekinsiz bulmaktadır. Nezihe Meriç öykülerini hafif bir kaos atmosferiyle ve diyaloglarla veriyor. Meraklısına.. (Necla Engin)

Nezihe Meriç, Cumhuriyet döneminin ilk kadın öykücülerinden biri imiş; çağdaş Türk hikayeciliğinin öncülerinden. Hatta bazıları onu modern öykücülüğün ilk kadın yazarı olarak kabul etmekte. Buna rağmen neden pek fazla bilinmediğini merak ediyorum doğrusu. Bu kitapta yer alan "Bozbulanık" ve "Topal Koşma" bölümleri 50'li yıllarda; "Menekşeli Bilinç" ise 60'lı yıllarda yazılmış hikayelerden oluşmakta. Meriç’in hikayeleri yazarın kendisinin de belirttiği gibi; “kadınların yaşama katılışlarının ayrı oluşundan çıkan ayrıntıları” yakalaması bakımından önem taşır. Odağı kadın; toplumdaki yeriyle, iç çatışmalarıyla, erkek egemen geleneksel yapının içinde sıkışmışlığıyla, isyanlarıyla, kabullenişleriyle. Türk kadını, Nezihe Meriç'le tanınır diyorum ve bu bahsi kapatıyorum. (Su)

Kitabın Yazarı Nezihe Meriç Kimdir?

Nezihe Meriç, Nezim, (d. 1925, Gemlik - ö. 18 Ağustos 2009, İstanbul), Türk yazar.

Türk edebiyatının önemli kadın öykücülerinden birisidir. 1970'li yıllardaki siyasî savrulmaları öyküleştirmiş, kadın ve çocuk sorunlarına eğilmiş bir yazardır.

1925'te Gemlik'te dünyaya geldi. Çocukluğu Anadolu'nun değişik kentlernide geçti. Orta öğrenimini 1943'te Eskişehir Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Mezun olmadan, 1945’te öğrenimini yarıda bıraktı. Öğrenimi sırasında Verda Ün'den piyano dersleri almış olan Meriç, onbir sene boyunca (1945-1956) Heybeliada İlkokulu’nda müzik öğretmenliği görevinde bulundu. 1956 yılında yazar Salim Şengil ile evlendi.

1952 – 1972 yılları arasında Şengil’in çıkardığı Dost dergisi ve Dost Yayınları’nı yönetti. bu evlilikten Aslı adında bir kızı oldu. Nezihe Meriç'in ilk yazısı olan Ümit İstanbul Dergisi'nde 15 Şubat 1945’te N. Ufuk imzasıyla, ilk öyküsü Bir Şey ise Seçilmiş Hikayeler Dergisi'nde yayımlandı. Korsan Çıkmazı ile 1962 Türk Dil Kurumu, Bir Kara Derin Kuyu ile 1990 Sait Faik Armağanı, Yandırma ile 1998 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü, 2007’de ise Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü aldı. Kanser tedavisi görmekte olan Meriç, 18 Ağustos 2009'da İstanbul, Etiler'deki evinde hayatını kaybetti. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Nezihe Meriç Kitapları - Eserleri

  • Dumanaltı
  • Toplu Öyküler 1
  • Bozbulanık
  • Çisenti
  • Oradan da Geçti Kara Leylekler
  • Gülün İçinde Bülbül Sesi Var

  • Korsan Çıkmazı
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum On Bir Yaşında
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum Dokuz Yaşında
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum Sekiz Yaşında
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum On Yaşında
  • Püf Noktası
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum Yedi Yaşında

  • Küçük Bir Kız Tanıyorum Altı Yaşında
  • Aix-Londra-İstanbul Mektupları
  • Zor Yokuşu
  • Alagün Çocukları
  • Çın Sabahta
  • Dur Dünya Çocukları Bekle
  • Çavlanın İçinde Sessizce

  • Alacaceren
  • Yandırma
  • Ahmet Adında Bir Çocuk
  • Topal Koşma
  • Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında
  • Toplu Öyküleri 2
  • Boşlukta Mavi

  • Bir Kara Derin Kuyu
  • Sular Aydınlanıyordu - Sevdican
  • Menekşeli Bilinç
  • Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu

Nezihe Meriç Alıntıları - Sözleri

  • Fikir ayrılığı başka iyi ya da kötü insan olmak başka. Değil mi? (Zor Yokuşu)
  • “Ofsayt efendim ofsayt! Kendini hiçbir şeye karşı sorumlu duymamak durumudur bu bizimki. Anadan, babadan, dostluk, arkadaşlık kavramlarından, yani, aileden, toplumdan, insanlardan çözülmek, körü körüne bir Allah’a inanış içinde yaşamak, toplumun bütün kurumlarının çürük olduğunu öğrenmek… Daha sayayım mı? Yaşamak için ekmek kadar, su kadar gerekli olan, inanmak, güvenmek, çalışmak gücünü bulamamak… Gündelik olayların, dedikoduların içinde yuvarlanmak…" (Bozbulanık)
  • Yeniden başlamak! Bütün iş burada işte. Yeniden başlanamaz. Çünkü insanoğlunun kaderinde yoktur bu. Hayatı ona verilmiştir; büyük bir oyun. İstediği gibi oynayabilir. Yanlışlar ve doğrularla. Ama bozmak, bozup yeniden başlamak yoktur bu işte. Üstelik önceden haber de verilmemiştir. Kendi rızasıyla başlayamayışı gibi... (Topal Koşma)
  • Kendi var kendisi için. (Yandırma)
  • “Ben hayal ettim, yazdım, siz okuyorsunuz. Karşılıklı bir emek alışverişi... Bir anlamda buluşuyoruz.” (Oradan da Geçti Kara Leylekler)
  • Yıllar, birçok şeyi beraber götürerek, dönmemecesine geçip gitmiştir bir kez. Yeniden de kurulamaz... (Topal Koşma)

  • Kim solcu? Ben tabii. Ben solcuyum. (Zor Yokuşu)
  • Ham duygularımı, yaşamamın zorlukları içinde, nasıl da usumdan yarattığım güneşlerde olgunlaştırdım ben. Bu güneşlerimi ortalara çıkarmalıyım demiştim işin başında. İyi demişim. Hep kullanılmış duyguların, hep kullanılmışlıkların içinde çevremdekiler. Beni tüketen bu oluyor. (Toplu Öyküler 1)
  • Hiç kimseye tahammül edemedim, önüme gelene aksilendim. İçimde kaybolan bir şey var. Ağlasam bir hoş, ağlamasam bir hoş... (Püf Noktası)
  • N'oldu bizim insanımıza? (Gülün İçinde Bülbül Sesi Var)
  • Acemi biri, "Kapıyı çarptı. Çıktı." der. Yanlış. Kapıyı çarpıp çıkan biri, bir süre sonra döner... (Menekşeli Bilinç)
  • İnsanlar gülmüyor. Gülümsemiyorlar bile. Terör, kötülük, acı, kan, şiddet, hırs, para para kara para kara, ölümler, ziyan kadınlar, öldürenler, bebeler, küçük çocuklar, yokluk, yoksulluk, kavga, pislik, hastalık/lar, açlık, fuhuş, işsizlik, ziyan adamlar, isyan, başkaldırı, yürüyüşler, korku, korkusuzluktan korkma, utanmazlık, ha ha ha, dans, müzik, neşe, sarhoşlar, çılgın eğlenceler... Kusanlar... (Çisenti)
  • "Yazık oldu. Hayatı bu kadar anlamamalıydık..." (Bozbulanık)

  • Bir söz vardır: İnsanın ağzı torba değil ki büzesin, denir. İnsanlar ileri geri konuşur dururlar. Doğru, iyi, yerinde konuşmak, yaşamayı güzelleştirir. Ne var ki, bu herkesin harcı değildir. Bunu yapabilenler de bilge kişilerdir. (Dur Dünya Çocukları Bekle)
  • AH SİZLER! EĞİTİLMELİSİNİZ, EĞİTİLMELİ! (Zor Yokuşu)
  • Ham duygularımı, yaşamamın zorlukları içinde, nasıl da usumdan yarattığım güneşlerde olgunlaştırdım ben.. (Menekşeli Bilinç)
  • Yaşadığımız şu günleri anlamaya çalışmak, beni çok yordu. Yazmak giderek büsbütün zorlaşıyor benim için. (Bir Kara Derin Kuyu)
  • Gece uykusu kaçanlar, bir türlü uyku tutturamayanlar, 'sabahı sabahladım' derler. Geceyi nasıl geçirip, sabaha nasıl erişeceğini bilemez insan. Yatar. Olmaz; bir türlü yerleşemez yatağa. Sağa döner olmaz, sola döner olmaz, gene sağa, gene ... Döner durur. Düşünceler bile baştan başlayıp, sonuna dek sürdürülemez. Bölük pörçük, oradan oraya atlayarak dolaşır durur. (Çisenti)
  • Ben bu yaşa kadar, hiç kimseyle kavga etmedim. Kimseyle, öyle yüzyüze, telefonla olsun, mektupla olsun, bağırıp çağırmadım. Önüme kalabalık edenler, saygının, sevginin değerini bilmeyenler çıkınca, vazgeçiverdim onlardan; nasıl olsa işe yaramazlar diye düşündüm. Ayrıca kırdıklarım, gücendiklerim oldu. Olmaz mı? Oldu da, ben gene sustum. Beni kıracak durumu yaratabildiklerine göre, artık, dediydim, dediydin demenin ne anlamı var ki. Susmanın, susabilmenin güzelliğini neyle değişebilir insan. (Çavlanın İçinde Sessizce)
  • "Canına yandığımın dünyası!" (Dur Dünya Çocukları Bekle)

Yorum Yaz