Tomris Han - Ahmet Haldun Terzioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tomris Han kimin eseri? Tomris Han kitabının yazarı kimdir? Tomris Han konusu ve anafikri nedir? Tomris Han kitabı ne anlatıyor? Tomris Han PDF indirme linki var mı? Tomris Han kitabının yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu kimdir? İşte Tomris Han kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Haldun Terzioğlu
Yayın Evi: Kripto Yayınları
İSBN: 9786054125739
Sayfa Sayısı: 352
Tomris Han Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tomris Han...
Saka Türklerinin Kadın Hakanı....
Yiğit kadın...
Alp kadın...
Bilge kadın...
Han kadın...
Çağlar ötesinden ses veren kutlu bir destan kahramanı...
Var olmuş tarihi gerçek...
Tomris Han...
Alp Er Tunga soyundan bir Saka Türkü'dür. MÖ. 500-600 yılları arasında bir zamanlarda yaşamış, Sakaları yönetmiştir. Öylesine büyük işler yapmış, öylesine yiğitlikler göstermiştir ki yaşamış en eski tarihçiler, yazılmış en eski tarihi kaynaklar ondan söz etmek zorunda kalmış, Tomris Han'ın Persleri dize getirişini anlatmışlardır.
Türk kadınının erkeği kadar yiğit, bilge ve er olduğunun kanıtlarındandır Tomris Han.
Unutulmamalıdır!
Tomris Han Alıntıları - Sözleri
- "Sen benim ışığımsın!" Işığıydı gerçekten... "Sen de benim düşüm..." Düşüydü gerçekten...
- Tomris Han der ki: Ne Persler ne de zalim Kirus bizi korkutur. Eğer Sakaları daha iyi tanısaydı asıl korkması gerekenin kendi olması gerektiğini bilirdi...
- "Yiğitten, yiğit doğar!"
- "Unutma Tomris Hatun, Tanrı verir, Tanrı alır."
- Dün gerçekti Turan, bugün düş ama yarın yeniden kurulacak kutlu ülkedir!
- "İnanmak yolun yarısıdır. İnanınca olmayacağı varsa da oluverir."
- Həsrətini çəkdiyi,gözlədiyi igid vardı...
- Devlet vardır, yargu dağıtır uzandığı yere. Bunun kutlu özellikleri devlete yansır. Öyle bir yönetirler ki devlet, devlet olur. Devlet vardır, yanında taşıdığı yalnızca kan ve acıdır. Uzandığı yerlerden feryatlar yükselir. Yönetmek değildir yaptığı, ezmektir.
- "Hiçbir şey rastlantı değildi yaşamda. Ona düşen yalnız onun yapacağı bir iş vardı belki de. Onun orada bulunmasının bir gereği, bir amacı."
- "Boşuna bekliyordu, boşuna beklediğini bile bile."
- Bizimdi,deyil,Bizimdir! Böyük Turan yurdu..
- Kadim Türkler, atın kökeninin de kendileri gibi Gök'ten geldiğine inanırlar. Hunlardan kalan bir efsane, Gök'ten inen bir Gök Aygırın, yılda bir kez kendisini bekleyen atları döllediği, Türk atlarının bu atın soyundan geldiği üzerinedir.
- "Kadınlar çok önemlidir Saka budunda. Bir han hatununun, han kadar sözü geçer. Toylarda hanın yanına oturur. Söz alır fikrini söyler. Töreye uygun olarak müdahalelerde bulunabilir. Bir Saka kızı, bir Saka eri kadar ağırlıklıdır budun içinde. Onunla her şeyi üleşir. Bir kız istemediği birine evdeş olmaz. Talibi bir han bile olsa reddedebilir."(...) "Aynı erkekler gibi çok erken yaşta ata binmeye başlar Saka kızları. Onlar gibi ok salma, kılıç, kargı eğitimi alırlar. Ava çıkarlar. Gerekirse savaşırlar erleri ile birlikte. Hem de çok iyi savaşırlar. Bazı boylarda kızların yağı başı almadan eş tutmamaları töresi vardır. Savaşçı kadın anlayışı kadın çocuk doğurup ana olana dek sürer. Ondan sonra artık pek fazla ata binmez Saka kadınları. Savaşmaları da gerekmez. Çünkü savaşçılar doğurmaktadır. Ama gerekirse, budunlarını, obalarını savunmak gerekirse, hiç tereddüt etmezler yay germek için..."(s.153/154)
- Sevi, yaşama ışık tutar ne zaman gelirse gelsin. Derdini de beraber getirir ki derdin bile ayrı tadı vardır. Kavuşmaya doğru açılırsa sevi, daha ne istenir ki? Efsaneler kavuşan, kavuşamayan sevilerden söz ederken mutludur. Çünkü sevinin kendisi mutluluk kaynağıdır zaman zaman sonu hüzünlü bitse de.
Tomris Han İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bozkırın Kraliçesi Tomris!: Krallıkları Yıkan, Önünde Hiçbir Erkeğin Duramadığı Pers Kralı Büyük Kyros ve Bozkırın Kraliçesi Tomris'in mücadelesinden bahsedeceğim. Yazacaklarım edebi değil, akademik temelli olacaktır, yani gerçeğe dayanmaktadır. Hikayemiz, MÖ. 550 yılında İran'ın kuzey bölümünde yer alan büyük Med Devleti'ni hakimiyeti altına alan Pers Kyros ile başlıyor. Medler ve Persler, İrani kavim olarak akraba sayılırlardı. Bu iki kavmi birleştirerek tarihin gördüğü en geniş imparatorluklardan birini vücuda getiren Büyük Kyros döneminde Pers Devleti, asıl görkemine kavuşmuştur. Devlet yönetimi, kanunlar, ulaşım ve haberleşme alanında birçok yenilik getiren Kyros, Kara adı verilen ilk kurumsal orduyu da kurmuştur. Bu ordusunu, on bin kişiden oluşan Ölümsüzler adını verdiği profesyonel birlikle desteklemiştir. Büyük bir komutan olarak kabul edilen Kyros, Med Devleti'ni hakimiyet altına aldıktan sonra, Pers ve Med bölgelerini birleştirerek, Pasargad adlı geniş başkentini kurmuştur. Fetihlerine devam eden Kyros, imparatorluğunu aşama aşama genişletmiştir. Her fethettiği bölgenin halklarını inanılmaz bir uyum içinde yöneten Kyros, bölgelerin kültürlerine karşı anlayış göstermiştir. Bu arada her karşılaştığı ülkenin askeri zayıflıklarını gözlemlemiş; yaptığı çıkarımlarla kendi ordusunu yeniden dizayn etmiştir. Fethettiği bölgelerin askerlerini de ordusuna katarak, kozmopolit yapıda, güçlü bir kurumsal ordu ortaya çıkarmıştır. Kyros, askeri ve politik kabiliyetini sonraki fetihlerinde göstermiştir. İlk olarak Babil Devleti'ni (Günümüz Irak) yanına çeken Kyros, zenginliğiyle ün salmış Krezüs'ün (MÖ. 560-546) saltanatı altında bulunan Lidya Devleti'ne (Batı ve Orta Anadolu) göz dikmiştir. Lidya'ya herhangi bir yardım gelmesini önlemek için, önemli bir sapak noktası durumunda olan Kilikya, bölgesini ele geçiren Kyros ile Krezüs'ün kuvvetleri, nihayet MÖ. 547 yılında, Kızılırmak civarında karşılaşmıştır. Sonuç alınamayan savaşın sonunda, savaş sezonunun bittiğine inanan Krezüs, başkenti Sardes'e (Manisa) dönüp askerlerinin çoğunu dağıtmıştır. Kyros ise geri çekilmeyerek, Krezüs'ü başkentine kadar takip etmiş, sert bir kuşatmanın ardından şehri ele geçirerek Krezüs'ü esir etmiştir. Batı ve Orta Anadolu hâkimi Lidya Devleti'ni eline geçiren Kyros, generallerini Lidya Devletine bağlı olan ve Batı Anadolu kıyılarında bulunan İyon şehir devletlerini ele geçirmeleri için görevlendirmiş, kısa sürede Miletos, Halicarnassos, Ephesos başta olmak üzere şehirlerin tümü Pers hâkimiyetine girmiştir. Batıdaki başarısından sonra Kyros, gözlerini Babil Krallığı'na dikmiştir. Bu sırada Babil'de var olan iç huzursuzlukları iyi değerlendirmiş, Babil Kralı Nabonidus'a karşı olan rahipleri ve Yahudileri kendi yanına çekmiştir. MÖ. 539 yılında, fazla bir direnişle karşılaşmadan şehri ele geçiren Pers ordularından sonra şehre giren Kyros, Babil baş tanrısı Marduk'a saygı göstererek, kendini halka bu ülkenin haklı hükümdarı olarak, tanrı tarafından seçildiğini anlatmıştır. Babil sürgününü ve Babil krallarının eziyetini yaşamış olan Yahudiler de Kyros'u baş tacı etmişlerdir. Kyros, Babil'in fethinden sonra gözünü İran'ın doğusunda yer alan geniş Orta Asya'ya dikmiştir. Bu sırada İran'ın doğusunda ise İskitlerin Massaget boyu yaşamaktaydı. İskitler, MÖ. 8. yüzyılın başlarında Hiung Nu'lar(Hunlar) ile birlikte yaşarken iç savaşa tutuşmuşlardır. Bu sebeple büyük boylar halinde batıya göç etmişlerdir. Bunlardan bir kısmı Kafkaslar üzerinden Karadeniz'in kuzeyine ve Doğu Avrupa'ya yayılırken, bir kısmı Kafkasların güneyinden Mezopotamya, Doğu Akdeniz kıyıları ve Anadolu içlerine kadar ilerlemişlerdir. Orta Asya'dan Avrupa'ya yayılan İskitlerin İran'ın doğusunda yaşayan büyük boyu Massagetler, karışıklığa düşmüştü. Bu karışıklıklar sırasında büyüyen Tomris, cesur, güçlü ve dirayetli bir kadın olarak yetişmiş ve bir boy beyi ile evlenmiştir. Ancak karışıklıklar sırasında Tomris'in kocası öldürülmüştür. Tomris, eşi öldükten sonra küçük bir oğlu olmasına rağmen dirayeti ile Massagetlerin yönetimine seçilmiş ve yaklaşan Pers tehlikesine karşı tüm diğer Orta Asya boylarını birleştirmiştir. Öte yandan Pers kralı Kyros ise Batı’daki güçlü krallıkları hakimiyeti altına aldıktan sonra gözünü doğuda bulunan İskitlerin topraklarına dikmiştir. İskitlerin savaşçı yapısını bildiği için, önce Tomris’e evlenme teklif etmiş ve bu sayede topraklarına hakim olmak istemiştir. Bu durumun farkında olan Tomris, Kyros’un bu teklifini reddetmiştir. Bu duruma sinirlenen Kyros, hakimiyeti altına aldığı insanlardan da içine katarak büyüttüğü devasa ordusuyla İskitlerin topraklarına girmiştir. Tomris ise kendi seçtiği stratejik bir alanda Kyros’un ordusuyla karşılaşmıştır. Kyros, İskitlerin savaşçı yapısını bildiği için ilk saldırı yapan taraf olmaya çekinmiştir. Tomris ise Kyros’un kalabalık ordusuna karşı savunmada kalmayı planlamıştır. Bu sebeple ilk gün savaşılmamıştır. Akşam olduğunda Kyros, bir hile düşünerek iki ordunun arasında, içinde her türlü yiyeceğin, içeceğin ve şarabın bulunduğu bir çadır kurdurmuştur. Dışına da önemli bir hazinenin korunduğu sanılsın diye muhafız birlikleri yerleştirmiştir. Tomris Hatun'un oğlu ve başkomutan olan savaşçı Spargapises(İsparga) ve beraberindeki birlikler, çadırı görünce saldırıya geçerek muhafızları öldürüp çadıra girmişlerdir. İskitler ilk defa tattıkları şaraptan çok etkilenmişler ve sarhoş olmuşlardır. Hazırda bekleyen Kyros ise ani bir saldırıyla çadırda bulunan İskitleri öldürmüş ve Spargapises’i esir etmiştir. Esir olan Spargapises, bu üzüntüyle kendini öldürmüştür. Tomris, olanları haber almış ve sevdiği oğlunun ölümüne çok üzülmüştür. Bunun üzerine intikam yemini etmiştir. Tomris'in yemini şöyledir: “Kana susamış Kyros! Sen oğlumu mertlikle değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım!” Sonraki gün yapılan savaş çok çetin geçmiştir. Okçulukta usta olan ve büyük bir beceriyle at süren İskitler, kendilerinden çok daha kalabalık olan Persleri Kurt taktiği (Turan Taktiği) ile bozguna uğratmıştır. Pers Kralı Kyros da bu savaşta öldürülmüştür. Tomris Hatun ise yeminini yerine getirerek Büyük Kyros'un kesik başını kan dolu bir tulumun içine atarak: "Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla doyuruyorum!" demiştir. İskitlerin savaşı kazanması ve Kyros’un öldürülmesi, Perslerin bu bölgelere yayılmasını bir süre engellemiştir. Tomris hakkında kaynaklarda başka bilgiler bulunmaz. Sonraki Pers kralı Darius’un yazıtlarında İskitlerin de hakimiyet altına alınmasından bahsedilmesi, Massagetlerin batıdaki bodunlarının en azından Tomris dönemi boyunca bağımsız olduklarını ortaya koyabilir. Kitap ise bu anlattıklarımı biraz daha edebi bir dille ve destansı şekilde anlatmaktadır. Son olarak dünyanın yarısını fethetmiş Pers İmparatorluğu'na karşı duran İskit Türklerinin Kraliçesi Tomris'in Kazak yapımı filminden de bahsetmek isterim. Film öyle profesyonelce ve kaliteli olarak hazırlanmış ki, Hollywood filmleriyle eşdeğer. Erkek ve kadın Atalarımızın unutulan ve unutturulan kahramanlıklarının en iyi örneklerindendir Tomris Hatun'un yaşadığı dönem. MÖ. 6. Yüzyılda Bilinen dünyanın yarısını fethetmiş Perslere karşı ilk duran kavimdir İskit Türkleri. Onların başındaki Tomris Hatun ise şimdiki Türk kadınlarının gururla örnek alması gereken biricik atasıdır. Tomris'i ve yaşadığı dönemi bilimsel kaynaklara dayalı kalarak, profesyonelce aktardıkları için Kazak kardeşlerimize müteşekkirim. Büyük Tarihimizin sadece Selçuklu ve Osmanlıdan ibaret olmadığını, onun gerisinde çok köklü bir Türk Tarihi'nin var olduğunu bu (https://boxd.it/nWfo) güzel film çok iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. "Bozkurt gücünde bir kadın han... Kurt Kadın Tomris Han..." (Derviş Bey)
Kurt Kadın Tomris Han "Oy!" Ana yüreğinin yetişeceği en zor çığlıktı. Bir de and var di ki... "And olsun!" Yolcular yavaşlarlardi oraya gelince. Tomris Han'ın acısını üleşmek için önce çevreyi dinler o sesleri duyarlar ve eşlik ederlerdi. "Oy!" "And olsun!" Türk Kadının asıl yerini, gücünü, önemini, yiğitliğini gösteren, evdeşini, oğlunu yiğidini, Saka erlerini kaybetmenin dayanılmaz acısına rağmen dimdik olup Saka Budununu savunan, savaşı ilk Kadın Türk Hanı nı anlatan, uzuun uzuuun anlatılmaya gerek olmayan bir destan... Destan kanla yazılırdı. Destan kanla yazılmıştı.... (Kübra İLDEŞ)
Bu kitap için öyle uzun uzun şeyler yazmayacağım o kadar güzeldi o kadar güzeldi ki kelimelerle anlatılmaz okuyup o hazzı yaşamanız lazım Türk kadınının ne kadar güçlü olup neleri başarabileceğini bizlere koca bir destan yazarak anlatmış yazar... Tomris Han; Yiğit kadın Kurt kadın Keyifli Okumalar Dilerim (Tuğba ÇELİK)
Tomris Han PDF indirme linki var mı?
Ahmet Haldun Terzioğlu - Tomris Han kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tomris Han PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu Kimdir?
1960 yılında, Trabzon, Beşikdüzü İlçesi, Takazlı Köyü'nde doğdu.
Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Mezunudur. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirmiştir.
Devlet memuru olarak Türkiye'nin hemen her bölgesinde; doğudan batıya, kuzeyden güneye görev yapmış ve 2006 yılında hizmet süresi dolar dolmaz, kendi isteği ile emekli olmuştur. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Edebiyat hayatı tarım konularında broşürler hazırlayarak ve makaleler yazarak başlamıştır. Bir dönem mesleki bir derginin yayın kurulunda görev almış ve köşesinde sürekli makaleler yazmıştır. Kısa bir dönem derginin editörlüğünü yürütmüştür.
Bazı kurum, kuruluş, siyasi parti ve kişiler için özel çalışmalar yapmış, yazıları, fikirleri, projeleri, hazırladığı afişler ve sloganları kullanılmıştır. Pek çok dergi ve kitapların düzenlemesinde ve çıkarılmasında katkı sağlamıştır.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar için tanıtıcı film senaryosu yazmış, bunların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.
İlgi alanını Türk Tarihi ve Mitolojisi üzerine yönlendiren yazarın iki adet yayınlanmış mitolojik romanı bulunmaktadır. (Gök Tanrı'nın Çocukları ve Oğuz Han)
2006 IV. Gila Kohen Öykü Yarışmasında, "Veresiye defteri" isimli öyküsü yayınlanmaya layık bulunmuş ve hazırlanan kitapta yer almıştır.
2007 Yılı Mustafa Necati Sepetçioğlu Tarihi Roman Yarışmasında "Alp Er Tunga" İsimli Mitolojik Romanı ile Birincilik Ödülüne layık görülmüştür.
2008 Yılında Gelir İdaresi Başkalığı'nın düzenlediği, Vergi konulu Tiyatro yarışmasında, Çocuk Oyunu Dalında "Karınca Kararınca" isimli oyunu ile ikincilik ödülü almıştır. Oyunu yayınlanmış ve sahnelenmiştir.
2008 İLESAM "Esere ve Emeğe Saygı" Öykü yarışmasında "Gitti Hatıralarım" isimli öyküsü mansiyon kazanmıştır.
Daha birçok edebi yarışmada ödülleri bulunmaktadır.
Ahmet Haldun Terzioğlu Kitapları - Eserleri
- Mete Han
- Alp Er Tunga
- Tomris Han
- Kür Şad
- Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri
- Göktürkler
- Teoman Han
- Alparslan
- Bozkurt Destanı
- Çiçi Han
- Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han
- Darağacında Bir Bozkurt
- Kiok Han
- Hun Kartal Savaşçısı
- Şaman Kız
- Alamut'un Piri Hasan Sabbah
- Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda
- Fırat'a Destan
- Aksaçlılar Meclisi 2 - Vurgun
- Selçuk Bey
- Reisim Çatlı
- Göktanrı'nın Çocukları
- Moğol
- Oğuz Kağan
- Aksaçlılar Meclisi 3 - Savaş
- Harem Ağası
- Hunlar da Çılgındı - Hun Türklerinin Çılgın Tarihi
- Kadim Türk Budun Kimmerler
- Komando
- Enver Paşa’nın Romanı
- Sultan Genç Osman
- İlk Türk Deniz Beyi Çaka Bey
- Aksaçlılar Meclisi 4 - Operasyon
- Oğuz Kağan Destanı
- Alp Urungu & Göktürkler Çağından Bir Türk Öyküsü
- Çete
- Türkistan'ın Ölümsüz Kahramanı Altayların Kartalı Osman Batur
- Atilla
- Aksaçlılar Meclisi 5 - Av
- Yalan Kurgusu
- Emir Sultan
- Kösem Sultan
- Güllerin Solduğu Gün
- Emir Timur
- Kahramanım Çatlı
- Provokatör
- Dördüncü Murat
- Kimmerya
- Çanakkale Savaşı
- Aziz Sancar
- Oğuz Han
- Bizi Fırtına Vurdu
- Çete 2
- Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar
- Çocuk Han
- Kürt Elhanı Alp Urungu
- Kahramanlar Çanakkale'de
- Göç
- Bozkurt Ordusu
- Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri
- Bakan Bey'i Vurdular!
- Tarih Nedir?
- Göç Destanı
- Hüzün
- Türklerin Kökeni
- Kanuni Sultan Süleyman
- Tetikçi - Yazgı
- Göktürkler Destanı 1 - Aşina Soyu
- Göktürkler Destanı 3 - Başkaldırılar Çağı
- Göktürkler Destanı 2 - Birinci Türk Kağanlığının Sonu
- Osmanlı’da Yenilgiler ve Hezimetler
- Destanlarımız
- Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı
- Osmanlı'da Zaferler ve Fetihler
- Enver Paşa - Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kurmancan Datka Destanı Alay Dağlarının Gök Hatunu
- Enver Paşa - Ben Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kimmerler Seti
Ahmet Haldun Terzioğlu Alıntıları - Sözleri
- Acun bilmeyene, görmeyene hep çok büyüktü. Bilene,görene ise küçük gelirdi. Bir büyük Han için çok, iki büyük Han için azdı. (Oğuz Han)
- Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. ( Kültigin Bengütaşı ) (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- İnsan ne için yaşar? Namusu, şerefi, dini, imanı, vatanı, milleti ve bayrağı için. Bunlardan biri giderse, Allah korusun, bir teki yiterse, ne kalır geride? Ruhsuz bir beden! Ondan sonra yaşasan ne olacak, yaşamasan ne olacak? Ceset olursun ceset! (Darağacında Bir Bozkurt)
- Engellenemez duygulara doğru uçar kişioğlu (Fırat'a Destan)
- Destan milletin hafızasıdır. (Destanlarımız)
- Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştı: “Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır” (Moğol)
- "Biz, yalnızca, tek olan Tanrı'ya secde ederiz!" (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Onun fiyatı yoktu. Bedeli canı, kanı bile olsa doğruluktan, dürüstlükten şaşmayacaktı. (Bakan Bey'i Vurdular!)
- Atı olmayan bir Türk diğer yarısını bulamamış gibidir. (Bozkurt Destanı)
- Kiok Tanhu, Yüeçiler üzerine yürüyordu. Yer sarsılıyordu atların ayak seslerinden. Ötüken Yış er doğuruyordu. (Kiok Han)
- Sevisi ağır basmış, bütün düşüncesini tutmuştu. Sevi başa düşünce, başka ne varsa unutulur! (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Özlenecek o kadar çok şey vardı ki gelecekte... (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- İnsandan insana değişir sevda alıntısı! İnsandan insana başkalaşır! Adım adım aşılır da bütün safhalar, en sonunda en yüce anlamında doruklaşır. Bu memlekette 'SEVDA' hakkıyla yaşanır! (Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri)
- Kahramanlık, Türkler için biçilmiş bir giysiydi. Bu giysiyi severek, isteyerek giyiyorlardı. Severek, isteyerek ölüyorlardı. (Bozkurt Destanı)
- Şehzade Bayezid, Murat Han'ın en güvendiği kişilerden ve kendinden sonra tahta oturacak veliahtıydı. Seçim böyle yapılmıştı. Ancak askerin gözünde başka bir şehzade daha öncüldü. Şehzade Yakup... Onun yeri başkaydı. Bu durum Bayezid'i düşündürüyor, gelecekte kardeşinin taht ile arasına gireceği korkusunu yaşıyordu. ... Hem kardeşini kolluyordu hem de ondan çekiniyordu. (Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar)
- Türk yok edilemez, çünkü Tanrı Türk'ü korur ve yüceltir! (Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri)
- "Doğru ve gerçek söz keskin bıçakla aynıdır!" Moğol atalar sözü, doğru söze verilen değeri böyle açıklar. (Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han)
- Tanrı insanı var etmiş. Bakmış eksiği var, us vermiş. Yine yetmemiş, sol göğsünün altına yürek koymuş. (Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda)
- Beni iyi dinleyin Türk, Oğuz Beyleri, uluları…. Türk budun buyruklarıma uyun. Şunu unutmayın! Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- Bir gün Bahadır Şad'ın bir öyküsünü duydum, rahatladım. Anlattılar ki, Bahadır Şad, Çin Duvarına bakıp bakıp gülmüş. "Bu us işi değil!" demiş "Çin'i korumaktan çok, bize geçit görevi yapar bu duvar. Duvarın üzerini tutacak kadar çok sakçıyı, duvarın üzerinde savaşacak kadar çok çeriyi nerden bulacaklar? Çin, nasıl bir bela yaptığını, duvar bittiğinde anlayacak! Onca emeğe, onca cana yazık..." (Mete Han)