dedas
Turkcella

Tiffany'de Kahvaltı - Truman Capote Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tiffany'de Kahvaltı kimin eseri? Tiffany'de Kahvaltı kitabının yazarı kimdir? Tiffany'de Kahvaltı konusu ve anafikri nedir? Tiffany'de Kahvaltı kitabı ne anlatıyor? Tiffany'de Kahvaltı PDF indirme linki var mı? Tiffany'de Kahvaltı kitabının yazarı Truman Capote kimdir? İşte Tiffany'de Kahvaltı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.04.2022 20:00
Tiffany'de Kahvaltı - Truman Capote Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Truman Capote

Çevirmen: Meral Alakuş

Orijinal Adı: Breakfast At Tiffany's

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755702792

Sayfa Sayısı: 128

Tiffany'de Kahvaltı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1940lı yılların New York'unda hareketli cemiyet hayatı öğleden sonra barlarda içilen martinilerle başlar, Tiffany'de edilen şampanyalı kahvaltılar ile son bulurdu. Bu renkli hayatın ilginç simalarından Holly Golighty, küçük dairesinde erkek arkadaşları için verdiği ev partileri ile dikkat çekiyordu.

Görünüşte eğlenceli ama yüzeysel bir hayat süren bir çocuk - kadın olan Holly Golightly'nin yaşamı çözülmeyi bekleyen gizemlerle yüklüydü. Genç bir yazar adayı ise bu gizemleri çözmek için çoktan yola çıkmıştı bile.

Truman Capote'un bir klasik haline gelen bu uzun öyküsü filme çekildiğinde gizemli ve hüzünlü kadın karakteri ile sinemada da yankı uyandırmış, hem okurların hem de izleyicilerin belleğinde iz bırakmıştır.

Tiffany'de Kahvaltı Alıntıları - Sözleri

  • “Eğer kendini yabanıl bir şeye kaptırırsan, sonunda gökyüzüne bakakalırsın. “
  • “Yalnızca ona bakmak bile gözlerimi yaşartırdı. “
  • Şu kedi gibiyim, isimsiz bir serseri. Biz kimseye ait değiliz, kimse bize ait değil. Birbirimize bile ait değiliz.
  • “Ben gerek kendimin gerek benim olacak her şey ait olduğu yeri buluncaya dek hiçbir şeye sahip olmak istemiyorum. “
  • “Onun değerini anlayabilmek için duygusal olman gerek; biraz şair gibi. “
  • "Neymiş sanki, vatan dediğin rahat ettiğin yerdir. Ben hâlâ öyle bir yer arıyorum."
  • “Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi. “
  • Böylece günler, sonbahar yaprakları gibi, anılarımda uçuştular; ta ki ötekilerden farklı bir gün yaşayıncaya kadar.
  • “…vatan dediğin rahat ettiğin yerdir.Ben hala öyle bir yer arıyorum.”
  • "Kalbini bir yabaniye vermemelisin: Onları ne kadar çok seversen, onlar da o kadar kuvvetlenirler. En sonunda ormana kaçacak kuvveti kazanırlar."
  • Kişi öyle düşünmeden de birini sevebilir. Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi.
  • "Ben gerek kendimin gerek benim olacak her şey ait olduğu yeri buluncaya dek hiçbir şeye sahip olmak istemiyorum."
  • …Birazcık, çünkü ona aşıktım.
  • "Herkes kendisini birilerinden üstün hissetmelidir fakat bu ayrıcalığa ulaşabilmek için ortaya küçük bir kanıt koyabilmek gerekir."
  • ‘’Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi.’’

Tiffany'de Kahvaltı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tiffaniy'de Kahvaltıya Bekleniyorsunuz... :): Soğuk bir cumartesi gününden herkese merhaba :) Yıllardır filmini izlemek istediğim ve her internette gezinirken artık ikonik hale gelmiş olan Audrey Hepburn’nun film afişinde ki fotoğrafını gördükten sonra nihayet önce kitabını okudum ve sabah bitirdim akabinde hemen filmini de izledim ve az önce bitti. Bence önce kitabı okuyun ve sonra filmi izleyin. Kitap güzel ve 128 sayfa olmasına rağmen dolu doluydu okurken keyif alarak okudum. Ancak 2 sorun vardı benim için; ilki kısa olmasından dolayı bir çok olay ve karakterlerin derinliklerine inilmemişti ki ben betimleme sevmem bu kitapta çokça betimleme istedim. :) İkinci nokta ise o nasıl son öyle arkadaş ben öyle hayal gücüne bırakılan sonlardan nefret ediyorum ve bu da öyleydi. Film izlerken kitapta kafamda oturmayan çok fazla şeyin güzelce genişletildiğini gördüm ve özellikle Holly ve Paul karakterleri tam olarak hayalimce canlandırdığım şekilde olmuşlar ve izlerken gözlerimde kalplerle izledim. Sadece Paul’ün kitapta çok mazbut olup filmde eskort olması durumu ve kitapta yer alan Bar sahnelerinin çok yüzeysel olmasına şaşırmıştım. Dönemine göre çok çok iyi çekilmiş ve o sonu ile bayıldığım bir uyarlama oldu. Eyyy yazar bey o son öyle olmalıydı işte… Kitapta pat diye bitiyor ve belirsizlik hakim.. Kısaca Konusuna Gelirsek ; Newyork sosyetesinin renkli simalarından olan Holly , üst katına taşınan genç bir yazar olan Paul ile arkadaşlığa başlamasıyla hikayemiz de başlıyor. Holly daha 20 yaşında olmasına rağmen geçmişinde bir takım sırlar bulunduran zengin ve yaşlı erkeklerle takılan bir ortam kızı olarak tasvir ediliyor. Bizim masum Paul ise tanıştığında etkileniyor ve olaylar başlıyor. Holly aslında canı istediği her erkeği kendisine aşık edebilen bir kadındır. Gönlünce geçirdiği gecelerin sabahında mücevher dükkanı Tiffany vitrini önünde kahvaltısını yapıyor. Bu hep böyle devam ederken Paul devreye giriyor. Zamanla aralarında Paul’ün kabul ettiği ama Holly’nin inkar ettiği bir platonik aşk yaşanırken biz de Holly’nin geçmişini ve hayatında olanları okuyoruz. Kitabın başlangıcında aradan çok uzun yıllar geçmiş ve Paul eski mahallesine geldiğinde maziyi hatırlaması ile başlıyor ve geçmişe gidiyoruz. Sonunda ise beni çok tatmin etmeyen o son ile kitabı noktalıyoruz. Filminin çekilmesi o kadar yerinde ve güzel olmuş ki kitap sonrası içimde kalan o eksiklik hissi film sonrası ve o güzel mutlu son ile tamamlanmış oldu. Filme Puanım 10 – Kitaba Puanım : 8 :) (Berke Ünal)

Yazarın en çok bilinen iki eserinden biri Tiffanny'de kahvaltı. Sadece kitaptan 3 yıl sonra filmi de çekilmiş ve dönemin süper starı Audrey Hepburn, Holly rolünü harika oynamış. Ben önce kitabı okudum ardından da dayanamadım ve filmi izledim. Film ve kitap bir çok yerde birbirinden ayrılıyor özellikle finali tamamen farklı, peki hangisi iyi derseniz ikisi de birbirinden güzel geldi bana. Kitaptan uyarlanan filmler için kitabın tadını vermedi yada o derinliğe inmediğini söyleriz çoğu zaman ancak bu durum Tiffanny'de kahvaltı için asla geçerli değil, filmde söylenen bazı replikler çok vurucu ve etkileyiciydi. Kitabın konusuna gelince, başına buyruk henüz 19 yaşında olan ve 14 yaşında evden kaçtıktan sonra yalnız yaşamaya başlayan Holly adli genç kız ile aynı apartmanda yaşayan genç bir yazar arasındaki ilişki konu ediliyor. Ben çok keyifle ve bir kaç saatte okudum. (Salih Yaz)

Tiffany'de Kahvaltı PDF indirme linki var mı?

Truman Capote - Tiffany'de Kahvaltı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tiffany'de Kahvaltı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Truman Capote Kimdir?

Truman Capote (1924-1984), ABD'li roman, öykü ve oyun yazarı. Küçük kasabalarda yaşlı akrabalarının yanında geçirdiği hayatını Bir Noel Anısı ve Şükran Günü Ziyaretçisi adlı kısa otobiyografik yapıtlarda anlattı. Daha sonra, Başka Sesler Başka Odalar (1984) adlı romanıyla umut veren genç bir yazar olarak ilgi gördü. Sevgisiz, yalnız insanları anlattığı öykülerini Gece Ağacı'nda, topluma uyum göstermeyi reddeden masum insanları Çimen Türküsü'nde ve daha sonra bir fahişenin öyküsünü Tiffany'de Kahvaltı'da anlattı. Bu arada müzikal, film senaryoları ve gezi izlenimlerini kaleme aldı. Gazeteciliğe karşı gittikçe artan ilgisi, bir grup ünlüyü konu aldığı Gözlemler adlı yapıtına da yansıdı.

Köpekler Havlıyor (1973) ve Bukalemunlar İçin Müzik (1990), hem kurmaca hem olgulara yazılarını kapsar. Capote, özellikle 1950'lerden ‘70'lere değin yüksek sosyetedeki varlıklı kişilerin gözdesi oldu. Kabul Edilmiş Dualar'dan seçme bölümler Esquire dergisinde yayımlanmaya başlayınca, yapıttaki sert üslup büyük bir fırtına kopardı. Bunun üzerine Capote önceden arkadaşı olan ünlüler tarafından dışlandı. Fırtınalı ve skandallarla dolu yaşamını büyük bir yalnızlıkla noktaladı.

Kurgudan çok gerçeğe dayandığını söylediği Soğukkanlılıkla, Capote'nin yazarlık yaşamında bir sıçrama tahtası, dünya edebiyatında da bir kült roman olmuş, Tiffany'de Kahvaltı gibi filme çekilmiştir. Truman Capote'nin fırtınalı yaşam öyküsünü konu eden Capote filmi ise Oscar ödülüne layık görüldü.

Truman Capote Kitapları - Eserleri

  • Tiffany'de Kahvaltı
  • Soğukkanlılıkla
  • Çimen Türküsü
  • Başka Sesler Başka Odalar
  • Ateşteki Güve
  • Bukalemunlar İçin Müzik
  • Gümüş Damacana
  • Gece Ağacı
  • Yaz Çılgınlığı
  • Kabul Edilmiş Dualar
  • Yerel Renkler
  • A Christmas Memory

Truman Capote Alıntıları - Sözleri

  • Örnek davranış denilen şey nedir? Kendimizi kandırmayalım; iyilik, örnek davranış filan karşılığında bir şey bekleyerek yaptığımız şeydir. (Gümüş Damacana)
  • Parlak, güçlü bir ışık aşkım. Gecenin karanlığını aydınlatıyor. (Ateşteki Güve)
  • "Herkes kendisini birilerinden üstün hissetmelidir fakat bu ayrıcalığa ulaşabilmek için ortaya küçük bir kanıt koyabilmek gerekir." (Tiffany'de Kahvaltı)
  • "Umduğunuzu bulamayınca ne varsa onu alırsınız." (Soğukkanlılıkla)
  • Yaralı gözler. İncinmiş, aşağılanmış. Dostoyevski okudun mu? Evet, senin raconun olmadığını tahmin ettim. Ama sen onun insanlarından birisin. Aşağılanmış, incinmiş. Ben de öyle; bunun için kendimi senin yanında güvende hissediyorum. (Kabul Edilmiş Dualar)
  • "Sorunlu" biri olduğunu düşünmek, insana "acı" veriyordu. (Soğukkanlılıkla)
  • "...tabiatın bir hayatlar bütünü olduğu gibi, sevmenin de bir sevgiler bütünü olduğunu anladım." (Çimen Türküsü)
  • Batı'yı bir kar fır­tınası sarıyor; bütün küçük kasabaları beyaza boyayarak, her ışığı sarartarak, ayak seslerini örterek yağıyor; şimdi yağıyor, burada yağıyor; ne de çabuk geldi böyle bu kar fırtınası: dam­lar, boş arsa gözün görebildiği uzaklıklar git­tikçe artan bir beyazlık içindeydi; sanki bem­beyaz kuzular doluşmuştu her yana. Gazeteye baktı, sonra kara baktı. Bütün gün kar yağ­mış olmalıydı. Yeni başlamış olamazdı. Sokaklar tam bir sessizliğe gömülmüştü; boş arsada çocuklar koca bir ateşin çevresine toplanmış­lardı; kara saplanmış bir otomobil ışıklarını ya­kıp söndürüyordu: imdat, imdat! Sessiz bir çağ­rı; tıpkı kederli bir yüreğin çarpışı gibi. (Gece Ağacı)
  • "Aslında unutmak istedikleri şeyleri birbirlerine sürekli hatırlatıyorlardı." (Soğukkanlılıkla)
  • Tanrı size bir yetenek verdiğinde, yanına bir de kamçı verir; ve bu kamçı yalnızca kendi kendinizi kırbaçlamak içindir. (Bukalemunlar İçin Müzik)
  • Kendi doğamızı reddedip, kendimizden farklı biri olduğumuzda diretirsek hepimizi bekleyen akıbettir bu. (Yerel Renkler)
  • Eninde sonunda, insanın şu soruyu sorduğu bir an gelir: Ben ne yaptım? (Yaz Çılgınlığı)
  • Adalar, sürekli demirlenmiş gemiler gibidir. (Yerel Renkler)
  • Birden gözlerini kapadı; yukarı doğru çekil­diğini hissetmişti, tıpkı denizin yemyeşil de­rinliklerinden suyun yüzeyine doğru yükselen bir dalgıç gibi. Korku ya da büyük bir üzüntü sırasında, aklın durup beklediği anlar olur; dü­şüncelerle örülü bir sessizlik içinde, bir sırra erecekmişçesine bir bekleyiş; uykuya benzer, olağanüstü bir boşalmaya, ruhun vücuttan ay­nlışına benzer; işte o anlarda, sessiz, uzak, kendiliğinden doğup gelen düşünceler gezinir kafada: evet, Miriam adlı bir kızla hiç tanış­mamış olsaydı, ne değişirdi o zaman? Sokakta da böyle korkmamış mıydı? Sonunda, her şey gibi, bunun da bir önemi kalmayacaktı. Çün­kü Miriam'a kaptırdığı tek şey benliğiydi, onu da yeniden ele geçiriyordu; bu odada oturan, kendi yemeklerini kendi pişiren, bir kanaryası olan insanı bulmuştu; güvenebileceği, inançla bağlanabileceği insanı, Mrs. H. T. Miller'i bul­muştu. (Gece Ağacı)
  • Önce bir yaprağı, yağmurun yağışını sevin, sonra da o bir tek yaprağın size neler öğrettini, yağmurun içinizde neler yarattığını duyup anlayacak bir insanı sevin. Kolay iş değil, biliyorum. (Çimen Türküsü)
  • “Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi. “ (Tiffany'de Kahvaltı)
  • Benim böyle bir cehennemde yaşamamı umursamadığına göre, beni hiç sevmemiş olmalı. (Bukalemunlar İçin Müzik)
  • “Bir fincan kahve içmedikçe insan, insan olduğunu hissedemez.” (Çimen Türküsü)
  • Ben dürüst görünmeye çalışmıyorum. Dürüstüm. (Bukalemunlar İçin Müzik)
  • “Her şeyi bilen ama hiçbir şeyden anlamayan heriflerle dolu ortalık, bini bin paraya.” (Başka Sesler Başka Odalar)

Yorum Yaz