diorex
sampiyon

Theodicee - Gottfried Leibniz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Theodicee kimin eseri? Theodicee kitabının yazarı kimdir? Theodicee konusu ve anafikri nedir? Theodicee kitabı ne anlatıyor? Theodicee PDF indirme linki var mı? Theodicee kitabının yazarı Gottfried Leibniz kimdir? İşte Theodicee kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.07.2022 19:00
Theodicee - Gottfried Leibniz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Gottfried Leibniz

Çevirmen: Levent Özşar

Yayın Evi: Biblos Yayınları

İSBN: 9786055960049

Sayfa Sayısı: 186

Theodicee Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tanrı varsa kötülük nereden geliyor, yoksa iyilik nereden geliyor?

Kötülüğü tanrısal kayraya karşı bir kanıt olarak gösterenleri çürütmek üzere yazılan Theodicee’de Leibniz dünyamızın olanaklı dünyaların en iyisi olduğunu ileri sürer.

Ayrıca Theodicee, Leibniz felsefesinin bütün yönlerini barındıran biricik yapıttır. İnanç ile usun doğruluk bakımından sorgulanması, insan özgürlüğünün tartışılması, tanrısal adaletin irdelenmesi, çağın önde gelen felsefe sorunlarıyla, filozoflarıyla hesaplaşmalar, monadlar öğretisi, önceden kurulmuş uyum düşüncesi bu yapıtın içerdiği konulardan bazıları.

Theodicee Alıntıları - Sözleri

  • Aziz Augustinus'un bu pasajlarından anladığımıza göre, Tanrı'nın yargılarına akıl ermez, ancak akıl ermez diye bu yargılar hiçbir zaman adilliklerinden bir şey kaybetmezler. Tanrı’nın niyet ve düşünceleri derin bir uçurumdan farksızdır ve bu uçurumun dibinde ne olduğunu görmek isteyenler daima aşağı düşmek tehlikesiyle karşı karşıyadır.
  • Çünkü bir hakikate güçlü bir şekilde inanan bir kişinin, itirazları dinleme ihtiyacı yoktur.
  • Aziz Paul’un meşhur sözlerini burada aynen tekrarlayabiliriz: "Bize yolumuzu gösteren görme duyumuz değil; imanımızdır.”
  • ... asıl insan kendine düşen görevi yerine getirdiği zaman her şeyi Tanrı'ya bırakmış sayılır.
  • İnsanlar da sırf deneyime dayandıkları zaman, onların iç duyuları da hayvanlarınkine benzer algı dizelerine sahne olur.
  • İnanç ise deneyimle karşılaştırılabi­lir...
  • Gerçekten ruh, entelekya (enteléchie) ya da aktif ilkedir. Sırf bedensel ya da sadece maddi olan şeyler ise ancak pasifliğe sahiptir ve sonuçta hareket ilkesini ruhlarda aramak gerektir.
  • Ben, ruhları ele geçiren, onları her zaman güdülere gerek kalmaksızın iyiliğe razı eden, iyilik için, açıkçası inanç ile yardımseverlik için destekleyen kutsal ruhun iç devinimini de dikkate almak isterim.
  • Zihnimiz bilinen hakikatin apaçıklığında değil, fakat gizli olan hakikatin nüfuz edilemez derinliğinde sükûnet bulur. Aziz Gregorius'un da dediği gibi, “Tanrı'yı ilgilendiren şeylerde ancak zihniyle ölçebildiği hakikatlere inanan kişi, Tanrı fikrini küçültüyor demektir."
  • Tanrı'dan daha yetkin ve sevilmeye değer bir varlık düşünülemeyeceği gibi, O'nu sevebilmek için yetkinliklerini şöyle bir an göz önüne getirmek yeterlidir. Bu da zor bir iş değildir, çünkü bu yetkinliklerin tasarımlarını [idée] kendimizde buluruz. Tanrı'nın yetkinlikleri ruhlarımızınkilerden farksızdır, yalnız O'nunkilerin sonu yoktur. Tanrı bir okyanustur, bu okyanustan bize bağışlanan ise ancak birkaç damladır. Biz de bir parça bilgiye, bir miktar kudrete ve biraz iyiliğe sahibiz, fakat bunların tümü Tanrı'da sonsuz/tam bir şekilde vardır.
  • İbraniler kitaplarında Tanrı'dan, En Yüksek Töz'e yakışır bir dille bahsediyorlar.
  • Felsefenin teolojide kullanılması sorunu Hristiyanlar arasında heyecanlı tartışmalara yol açmış ve ayrıntıya girildiği zaman, bu kullanımın sınırlarını belirleme konusunda bir anlaşmaya varmak oldukça güç olmuştur. En fazla tartışmalara yol açanlar arasında 'üçleme’, vücut bulma' ve 'Kutsal Yemek' gizemlerini görüyoruz.
  • ... hakikatin, hücum edenlerden çok kendilerini müdafaa edenler tarafında olduğunu görmüşümdür.
  • İyilik sağlam nedenlerden doğar, kötülük bazı eksikliklerden.
  • Ne yapılırsa yapılsın olacak olanın olacağı doğru değildir. Bir şey olacaksa bu birinin ona yol açan şeyi yapmasından ötürü olacaktır.

Theodicee İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Leibniz'in Monadoloji'sinde Tanrı'sız bir varoluşun imkansızlığını içim rahat bir şekilde kabul etmiştim. Theodicee'de ise ''Tanrı varsa kötülük niye var'' haklı sorusunun cevabını yine içimiz rahat olarak alıyoruz. (Gökhan Payır)

aklımızın sık sık yolunu şaşırdığı, ikileme düştüğü iki ünlü dolambaç var.biri en başta kötülüğün üretimi, kaynağıyla ilgili olarak özgür olan ile zorunlu olan konusundaki büyük soru; öteki onun öğeleri gibi görünen süreklilik ile bölünmezler tartışması(burada sonsuzla ilgili sorular da giriyor araya ister istemez).ilki neredeyse tüm insan ırklarının kafasını karıştırdı, ötekilerse yalnızca filozofları uğraştırdı.ikinci soruyu töz ile özdekin doğası üzerine doğru anlayışın olmaması yüzünden insanların yanlış tutumlar aldığını göstereceğim.bu tutumlar aşılmaz güçlüklere yol açar. (Cansu Aydın)

Leibniz’ in dünyasında dolanmak için süper zamanlar. Onun olası dünyalar içinde en iyisi olarak kutsallaştırdığı dünya distopik bir dönüşle başımızı döndürüyor... şimdi belki de tam da şu an aynı soruları sormamız gerekiyor...kötülüğün kaynağı ne? İnsan özgürlüğünün sınırları nerede başlar kimle biter? Leibniz tam da şimdi sırası... onun klasik sorusuyla dünyasına düşelim: Tanrı varsa kötülük nereden geliyor, Tanrı yoksa iyilik nereden geliyor? (Derida)

Theodicee PDF indirme linki var mı?

Gottfried Leibniz - Theodicee kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Theodicee PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gottfried Leibniz Kimdir?

Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716); bir Alman filozofu, bilim dünyasının önemli sistemci düşünürlerinden biridir. Matematik, metafizik ve mantık alanlarında ileri sürdüğü yeni düşünce ve görüşleriyle tanınır.

Leibniz, Leipzig'de doğdu. Babası buradaki üniversitede ahlak felsefesi dersleri veriyordu. Leibniz babasının ölümünden sonra okuldan çıkarak kendi kendini yetiştirmeye başladı. Tarihe karşı büyük bir ilgi duyuyordu. 8 yaşına geldiği zaman Latince'yi öğrenmişti. 12 yaşında ise Yunanca öğrenmeye başladı. Bir yandan da mantık bilimiyle ilgili kitaplar okuyordu. 15 yaşında Leipzig Üniversitesi'ne girdi. Almanya'da felsefe tarihinin kurucusu sayılan Jakob Thomasius'tan felsefe okudu. 1663'te Jena'ya giderek buradaki matematik bilginlerinden ders aldı.

Leibniz, 25 yaşına geldiği sırada yayınlanmış birçok önemli eseri vardı. Bir ara politika ile ilgilendi, bu konuda da bazı eserler verdi.

Politika çalışmaları hiçbir zaman Leibniz'in felsefe ve matematik alanlarındaki çalışmalarına engel olmadı. Leibniz 1672 yılında, 26 yaşında ileri modern matematik çalışmalarına başladı. Bundan 3 yıl sonra Isaac Newton'dan bağımsız olarak Calculus'un temel teoremini keşfetti (Fundamental Theorem of Calculus). Pek çok yıl Leibniz ve Isaac Newton taraftarları arasında kimin Calculus'u keşfettiğine dair bir tartışma olsa da şuan Leibniz ve Isaac Newton Calculus'un babaları olarak kabul edilmektedir.

1700'de görevini bırakarak Viyana'ya gitti, 1714'de kadar bu şehirde yaşadı. 1700'de bir davet üzerine, Berlin'e gitti. Berlin Üniversitesi'nin kurulmasını sağlayarak üniversitenin ilk müdürü oldu.

1711'de görevini bırakarak Viyana'ya gitti, 1714'e kadar bu şehirde yaşadı. 1712'de Leibniz'e baron payesi verildiyse de dört yıl sonra Hannover'de öldüğü zaman fakir bir adam gibi gömüldü. Onun arkasından ağlayan tek adam olan, arkadaşı J. G. von Erckhart, sonradan yazdığı hatıralarında bu cenazeyi, 'ülkesinin şerefini temsil eden bu adam, bir dilenci gibi toprağa verildi' cümlesiyle anlatmıştır.

Leibniz'in Felsefesi

Leibniz, 17.yüzyıl filozoflarının çoğu gibi, felsefesinde Descartes'in töz kavramından hareket eder. Leibniz'e göre dünyanın, varlıkların temelinde 'monad'lar (tek tek varlıklar, bölünmez özler) vardır. Monadlar kendi kendilerine hareket edebilen, algılayabilen temel varlıklardır. Yalnız monadların özü 'kuvvet' olduğu için, ne bir şekli ne hacmi, ne parçaları vardır. Monadları özü 'edim' (faaliyet) olan ruhsal noktalar gibi düşünmek gerekir. Bundan dolayı monadlar, kendi kendilerine harekete geçerler. Onları, Demokritos'un, maddecilerin atomlarından ayıran husus, maddesel olamamaları, kendi kendine hareket edebilmeleridir. Monadların her birinin edimi, geçmişin sonucu geleceğin belirleyicisidir.

Leibniz'e göre monadlar önceden belirlenmiş bir düzen içinde bulunurlar. Buna önceden düzen kuramı denir.

Leibniz düşünce sistemine göre düşünce ilkeleri, genel fikirler, insan zihninde bir istihdat olarak bulunur, tecrübeyle gelişir. Leibniz 'Theodizee' adındaki eserinde, içinde yaşadığımız dünyanın, dünyaların en düzenlisi, en mükemmeli olduğunu söylemiştir. Leibniz'in bu görüşü Voltaire'in 'Candide' adındaki uzun hikayesinde gülünç hale getirilmek istenmiştir.

Gottfried Leibniz Kitapları - Eserleri

  • Monadoloji
  • Theodicee
  • Monadoloji Ya da Felsefenin İlkeleri
  • Metafizik Söylemler
  • Leibniz'in Felsefesi
  • Kaos
  • İmanla Aklın Uygunluğu Üzerine Konuşma

Gottfried Leibniz Alıntıları - Sözleri

  • Aziz Augustinus'un bu pasajlarından anladığımıza göre, Tanrı'nın yargılarına akıl ermez, ancak akıl ermez diye bu yargılar hiçbir zaman adilliklerinden bir şey kaybetmezler. Tanrı’nın niyet ve düşünceleri derin bir uçurumdan farksızdır ve bu uçurumun dibinde ne olduğunu görmek isteyenler daima aşağı düşmek tehlikesiyle karşı karşıyadır. (Theodicee)
  • İnanç ise deneyimle karşılaştırılabi­lir... (Theodicee)
  • Evren'de nadasa bırakılmış,kısır, ölü hiçbir şey yoktur, görünüşün dışında ne kargaşa ne de bulanıklık vardır; uzaktan biraz bir Gölcük gibi görünebilir, insan onda bulanık bir devinim, sanki bir balık sürüsü görebilir, ancak balıkların kendisini ayırt edemez. (Monadoloji Ya da Felsefenin İlkeleri)
  • Ben ülkeleri için ya da herhangi bir ulus için kendinden geçen insanlardan değilim; tümüyle insan türünün iyiliği için çalışıyorum. Gökleri yurdum olarak düşünüyorum, mayası sağlam insanları yurttaşlarım olarak görüyorum. (Metafizik Söylemler)
  • "Niçin hiçlik yerine şeyler var?" Zira hiç, bir şeyden daha basit ve kolaydır. Dahası, şeylerin var olma zorunluluğu varsayılırsa, niçin başka şekilde değil de böyle olmak zorunda olduklarının zeminini bulabilmek gerekir. (Monadoloji)
  • ... hakikatin, hücum edenlerden çok kendilerini müdafaa edenler tarafında olduğunu görmüşümdür. (Theodicee)
  • "Farkındalık her ruha verilmediği gibi verildiği ruhlara da daima verilmez." (Monadoloji)
  • "Önemli olan şu ya da bu rejimle yönetilmek değil, önemli olan herhangi bir rejimle iyi yönetilmektir." (Metafizik Söylemler)
  • Aristoteles ruhumuzu yazı yazmak için üzerinde yer bulunan henüz boş levhalara benzetmiş, anlığımızda duyularımızdan gelmeyen hiçbir şeyin bulunmadığını bildirmişti. Aristoteles’in bu bakış biçimi daha çok halk kavrayışlarına uyar, oysa Platon daha derine gitmektedir. (Metafizik Söylemler)
  • Zaman mutlak değildir, aslında zaman bir ardışıklık düzeninden başka bir şey değildir. (Monadoloji)
  • Önemli olan şu ya da bu rejimle yönetilmek değil, önemli olan herhangi bir rejimle iyi yönetilmektir. Her yönetim biçimi kötü kullanıldığında halkın mutluluğuna büyük engeller çıkarır. (Leibniz'in Felsefesi)
  • . Mutluluktan daha gerçek ve gerçekten daha mutlu ve daha tatlı bir şey yoktur. ... (Leibniz'in Felsefesi)
  • “Ussal tözlerle ussal olmayan tözler arasındaki ayrım aynayla aynaya bakan insan arasındaki ayrım kadar büyüktür” der Leibniz. (Metafizik Söylemler)
  • Burada söz edeceğimiz monad, bileşiklere giren yalın tözden başka bir şey değildir. "Yalın",''parçaları olmayan'' demektir. (Monadoloji Ya da Felsefenin İlkeleri)
  • Gerçek değişim dışarıdan gelemez; tersine değişime içeriden meyletme sonlu cevherin esasındandır ve monadlarda başka türlü doğal değişim olamaz. Ancak fenomende veya yığınlarda her yeni değişim kısmen metafizik, kısmen de geometri tarafından öngörülen yasalara uygun bir etkiden kaynaklanır, zira eşyanın bilimsel açıklamasi için soyutlamalar elzemdir. (Monadoloji)
  • Her olanak sahip olduğu yetkinlik ölçüsünde var olabilir. (Monadoloji Ya da Felsefenin İlkeleri)
  • Aynı kent değişik yanlardan bakıldığında bambaşkaymış gibi görünür, sanki bakış açılarına bağlı olarak sayıca katlanır; böylece, sonsuz sayıda yalın tözün sonucu olarak bu kadar değişik evren varmış gibi olur, oysa bunlar, her bir monadın özel bakış açısına göre bir tek evrenin değişik yönleridir. (Monadoloji Ya da Felsefenin İlkeleri)
  • Farkındalık her ruha verilmediği gibi verildiği ruhlara da daima verilmez. (Monadoloji)
  • Hiçbir doğru veya varlık, hiçbir gerçek önerme onun neden böyle olduğunu ve başka türlü olmadığını belirleyen yeterli bir neden olmaksızın varolamaz, bu nedenler genellikle bizce bilinmese de. (Metafizik Söylemler)
  • "Ben ülkeleri için ya da herhangi bir ulus için kendinden geçen insanlardan değilim; tümüyle insan türünün iyiliği için çalışıyorum. Gökleri yurdum olarak düşünüyorum, mayası sağlam insanları yurttaşlarım olarak görüyorum." (Metafizik Söylemler)

Yorum Yaz