Tereza Batista - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tereza Batista kimin eseri? Tereza Batista kitabının yazarı kimdir? Tereza Batista konusu ve anafikri nedir? Tereza Batista kitabı ne anlatıyor? Tereza Batista PDF indirme linki var mı? Tereza Batista kitabının yazarı Jorge Amado kimdir? İşte Tereza Batista kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.06.2022 16:00
Tereza Batista - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jorge Amado

Çevirmen: Seçkin Selvi

Çevirmen: Müntekim Ökmen

Orijinal Adı: Tereza Batista Cansada De Guerra

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750707018

Sayfa Sayısı: 514

Tereza Batista Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tereza Batista, dünya edebiyatının en büyüleyici kadın kahramanlarından biri. Brezilya'nın Bahia bölgesindeki yoksulların yaşamını şiirsel bir dille romanlaştıran Jorge Amado, yalnızca ressamlar ve şairlere değil, denizcilere de esin kaynağı olan benzersiz bir kadının destansı öyküsünü anlatıyor. Bu kitapta, cahillerin yol göstereni, güçlülerin boyun eğmez sevgilisi, ezilenlerin savunucusu, güzeller güzeli Tereza Batista'nın serüvenlerini okuyacaksınız. Latin Amerika büyülü gerçekçiliğinin en büyük romancılarından Amado, Tereza Batista'da, yoksulluk ve köleliğin acımasız dünyasından kölecilere, zorba soylulara başkaldıran, koca bir fahişeler ordusunu savaşa karşı greve götüren efsanevi bir kadının başından geçenleri dile getiriyor. Okurlarını yalnızca âşık olunacak bir kadınla değil, âşık olunacak bir dünyayla, bir yaşamla tanıştırıyor.

Tereza Batista Alıntıları - Sözleri

  • İnsan dayaktan, kinden, çaresizlik acısından, korkudan başka bir nedenle ağlayabilir miydi? Yeryüzünde bundan başka şeyler de var mıydı? Ne bilsindi fukara, yaşamın yalnız kötü yüzünü görmüştü; veba, savaş ve açlıktan ibaretti Tereza Batista'nın dünyası.
  • Artık direnecek, savaşacak gücü kalmamıştı. Cepheden dönmüş yorgun bir savaşçıydı Tereza Batista.
  • Madem bu kadar tatlı sordun delikanlı; öyleyse anlatayım sana: insanın şansı bir kez ters dönmeyegörsün. Arkası çorap söküğü gibi gider. Bahtı kara olanı istediğiniz gibi dilinize dolayın, şanssızlığın insanın başına getirdikleri anlatmakla bitmez nasıl olsa. Oysa mutluluk bir nazik çiçek gibidir arkadaş. Uzun ömürlü olmaz. Çiçeğe durduğu zaman da ne fazla güneşe dayanır ne de gölge verir. Yağmuru, rüzgârı hiç kaldırmaz. Her gün bakım ister — hem de ince bakım, ne fazla su vereceksin ne de çok kuru bırakacaksın. Mutluluk dediğin, har vurup harman savuracak kadar parası olanlara göre bir sera çiçeğidir. Mutluluğu şampanyaya banarsın. Rom ise olsa olsa acını hafifletir biraz. Evet beyim, kötü talih arsız ota benzer. Toprağa bir kök daldır, sonra kendi haline bırak. Her yanı sarıverir, göz açıp kapayana kadar bir de bakarsın ki, ayrıkotu dolmuş dört yanın. Yoksulun bahçesinde tek yeşilik bitmese de, ayrıkotu eksik olmaz. Güneş yoksulun derisini kavurmamışsa, içi dışı nasır bağlamamışsa, istediği kadar büyücüye, sihirbaza gitsin, ecinnilerden ona bir yarar gelmez. Bir şey daha diyeyim sana arkadaş, ne kadar güçlü, ne kadar yüce olduğumuzu söyleyip övünmek değil bu. Ama bil ki, böylesine bir bahtsızlığın altında ezilmeden yaşamını sürdürebilenler, ancak acılarla pişmiş, katılaşmış ve onurunu yitirmemiş yoksul kişilerdir. Sözümü kesmeden dinledin beni, ben de içimi döktüm.
  • Eskiyi anmak iyi değil, insanın yüreğini karartır.
  • Korku köleliğin anasıdır.
  • Ezilenlerin savunucusu sayın önder acaba biliyor mudur ki, hiçbir sınıftan olmayan, bütün sınıflarca hor görülen, yaşamın dürüst savaşımlarına sokulmayan, alınlarına kara vurulmuş milyonlarca kadın vardır? Haklarını koruyan yasaları yoktur, örgütleri yoktur, emeklilikleri yoktur, manifestoları, bayrakları yoktur, hastalanırlar, doktorları, hastaneleri yoktur, aç susuz kalırlar, işsizlik ödenekleri yoktur, çocuk doğurmaya, ev kurmaya, sevmeye hakları yoktur, yalnızca orospuluk etmeye hakları vardır, bunları biliyor muydunuz?
  • Bir orospu soyunup bir adamın altına yattığı ve ona ufak bir ücret karşılığında yaşamın en yüce zevkini verdiği zaman, bu paradan kaç kişi pay alır, sosyal adaletin ateşli savunucusu sayın bay bunu biliyor mu?
  • Herkesin yaşamında artık tükendiğini sandığı bir nokta gelir...
  • Ben karnım da senin yaşamını ve ölümünü götüreceğim.
  • Dua ederek ve kavga vererek ölmüştü, öyleyse mutlu ölmüş olmalıydı.
  • Bu dünyada olup bitenleri katı gerçeklerle, kesin rakamlarla açıklayabileceğini söyleyen çıkarsa, özür dilerim ama, ben ona ahmak gözüyle bakarım.”
  • Aşk, yaralı bir yüreğin kapısına dayandığı zaman içeri girmek için izin beklemez.
  • Hapiste geçirdiği doğum gününde kaç yaşına basmıştı acaba? Yirmi altısına. Ama olamazdı bu. Tereza yüz yirmi altı yaşındaydı, belki de bin yirmi altı. İnsan ölünce yaşı sayılmazdı.
  • Zaman değişiyor arkadaş, ama buna aldanmamak gerek. Sıfatlar da değişiyor.
  • Ahlaksızlık yatağı, kokuşmuş et, hayvansal dürtüler herkeste olduğu gibi ünlü kişilerde de vardır kuşkusuz.

Tereza Batista İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tereza Batista'nın hikâyesi, teyzesi tarafından 12 yaşındayken bir adama satılarak başlar. Öncesinde mutlu, her çocuğun yaptığı gibi, arkadaşlarıyla oynamayı seven bir çocukken, kendini cinsel istismarın içinde bulur. Bazı yerler çok üzücü. Yaşadıklarını okurken insanın içi kan ağlıyor. Jorge Amado, kadını köle gören ve paranın gücüyle kadınlara hükmetmek isteyen erkeklerin içinde, kadınların varolma çabasını, Tereza Batista gibi güçlü bir karakter üzerinden anlatmış. Kötü insanların yanısıra iyi insanlar da olunca, ilerleyen sayfalarda güzel şeyler oldu da biraz içime su serpildi. Tabii o iyi şeyler 12 yaşında bir kız çocuğunun yaşadıklarını hafifletir mi,bilemedim. Yaşadığı onca şeye rağmen boyun eğmeyen, haksızlıklara başkaldıran, yılmadan mücadeleye devam eden Tereza unutmayacağım kadın karakterler arasında yerini aldı. Baskısı maalesef yok ama bulursanız Latin Amerika edebiyatı okumayı sevenlere tavsiyem olsun. (Göknur)

"Ortak çocukları da oldu - kendi seçtikleri iki çocuk- birinin adı kazanç, öbürünün ahlaksızlık." (S.378) Amado'dan okudugum tüm kitaplar aklimda yer eden kurguya sahipti. Tereza Batista'da onlardan biri oldu. Merkezdeki kadın karakter, halkın içinde görebileceğiniz veya bir yerli filmde karşınıza çıkacak kadar tanıdık gelebilir size. Cocuk yasta zor evlendirilen bir kız çocuğu Tereza ve hayat savaşında mücadelesi hic son bulmuyor. Yeri geliyor mızrağını kenara bırakıp yere uzanmak istese de hayata tutunmak için hep bir neden buluyor. Bir yanda bana hissettirdigi bu amansız mucadele içinde teslimiyetçi duygusu diger yanda ise tükenmeyen savaşçı ruhu! Cok sevdim Tereza'yı. Kendimden bir parca buldum. Kitabin baştan sona normal şekilde okuyabileceginiz gibi kıçı başı belli, giriş-gelişme-sonuc şeklinde okumak isterseniz; 2-4-1-3-5. bölüm olarak da okuyabilirsiniz.Bazen bölüm içinde gelgitler olsa da bölüm atlayarak okumak benim daha çok hoşuma gitti . Amado seven her okura tavsiyemdir. Keyifli okumalar dilerim. (Öylesine bir okur)

12 yaşında iken teyzesi tarafından para için satılır. Cesur bir çocuktur. Boyun eğmemek için direndikçe dövülür, işkence görür, her türlü cinsel tacize uğrar.Bu hayattan kurtuluşu hapse düşmekle olur. Hapisten çıkınca geneleve düşer. Genelevden kurtuluşu zengin bir adamın metresi olmaktadır. Zaten bu bir kısır döngüdür. Zor bir yaşam, ancak hayata hep gülümseyerek ve direnerek bakan Tereza Batista'nın mücadelesi. Güzel bir kitap. Okumasaydım merak ederdim ama mutlaka okuyun diyeceğim bir kitap mı? Sanmıyorum. (Hikmet Tunceli)

Tereza Batista PDF indirme linki var mı?

Jorge Amado - Tereza Batista kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tereza Batista PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jorge Amado Kimdir?

Jorge Amado Brezilyalı romancı (Pirangi, Bahia 1912). Başlangıçta kakao tarım işletmeleri sahipleri döneminde Bahia'daki yaşamı işleyen, toplumsal yergili romanlar yazdı. Daha sonra lirik, düşünce ve mizah yüklü bir üslupla kaleme aldığı Dona Flor e Seus Dois Maridos (Dona Flor ve İki Kocası, 1966) gibi romanlarıyla ün kazandı. Amado, 2001’de Brezilya’nın Salvador kentinde öldü.

Jorge Amado Kitapları - Eserleri

  • Kızıl Tarlalar
  • Dona Flor ve İki Kocası
  • Tarçın Kokulu Kız
  • Mucizeler Dükkanı
  • Kızgın Toprak
  • Tereza Batista
  • Jubiaba
  • Gecenin Çobanları
  • Ölü Deniz
  • Kırlangıç ile Tekir Kedi
  • Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü
  • Boksör
  • Amerika'nın Türkler Tarafından Keşfi
  • Pusu
  • İhtiyar Denizciler
  • Möcüzələr Dükanı
  • Top ve Kaleci

Jorge Amado Alıntıları - Sözleri

  • Benim hiç kimsem yok. (Jubiaba)
  • Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler… (Kızıl Tarlalar)
  • Durmaksızın büsbütün hayallerini gerçekleştirmek için Yola koyulan ve o yolda hayallerini gerçekleştiren durmaksızın durmaksızın.. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Bana söyleyebilir misin neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ne beyazlar ne de siyahlar var, para beyazlatıyor, burada siyah olan yoksulluktur. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bu diyarda, bir kakao plantasyonu bir piskopos bile yetiştirebilir. Kakao plantasyonu tren, katiller, mala el koymalar, şehirde evler, kahveler, okullar, tiyatrolar, barlar ve hatta bir piskopos bile verir. Evet, bu diyarda yalnız kakao değil, her şey, ne istersen yetiştirir. (Kızgın Toprak)
  • Ah! Arkanjo. Sen insanların ışığıydın, görmek için gözlerimiz, konuşmak için ağızlarımızdın. Sen bizim gücümüzdün, aklımızdın. Geçmişi, geleceği sen biliyordun, başka kim bilebilir? (Mucizeler Dükkanı)
  • Kocanın onuru , suçluların kanıyla temizlenir. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Ezilenlerin savunucusu sayın önder acaba biliyor mudur ki, hiçbir sınıftan olmayan, bütün sınıflarca hor görülen, yaşamın dürüst savaşımlarına sokulmayan, alınlarına kara vurulmuş milyonlarca kadın vardır? Haklarını koruyan yasaları yoktur, örgütleri yoktur, emeklilikleri yoktur, manifestoları, bayrakları yoktur, hastalanırlar, doktorları, hastaneleri yoktur, aç susuz kalırlar, işsizlik ödenekleri yoktur, çocuk doğurmaya, ev kurmaya, sevmeye hakları yoktur, yalnızca orospuluk etmeye hakları vardır, bunları biliyor muydunuz? (Tereza Batista)
  • İyi ya da kötü her şeyin sonu vardır. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ölüyə təzə kostyum geyindirmək axmaqlıqdır. Bu paltar qurdlara yaxşı yem olacaq! Amma gör nə qədər adam geyinməyə şey tapmır... (Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü)
  • Çiftliklerde ırgatların ayaklarına yapışan yapış yapış kakao, çanuru hiçbir su ile yıkanıp temizlenemeyecek kalın bir kabuk haline getirdi. Herkesin ırgat, katil, albay, hukuçu, doktor, tacir, ihracatçı; herkesin ruhuna, içine, yüreğine bu çamur yapışmıştır. Bunu oradan sökecek ne eğitim ne kültür ne de duygu inceliği vardır. Çünkü kakao zenginlikti, kakao güçtü, kakao hayatta her şeydi. Sadece kara toprağa dikilmiş, usaresi bol bir şey değil, onların içine işlemiş bir şeydi de. Onların içinde bitiyor, yüreklerine her cömertçe hamleyi boğan uğursuz bir gölge serpiyordu. (Kızgın Toprak)
  • Aşk, yaralı bir yüreğin kapısına dayandığı zaman içeri girmek için izin beklemez. (Tereza Batista)
  • Jesuino'nun dediği doğruydu: fakir fukara için yaşamak çok şeydi zaten. Bunca yoksulluğa, sonsuz güçlüklere, hastalıklara göğüs gererek hiçbir yardım görmeden, yalnızca ölmek gelirken ellerinden, yaşamak. İnatçı insanlardı bunlar, kolayca süpürülüp yok edilmeye boyun eğmiyorlardı. Yoksulluğu, açlığı, hastalıkları, göğüsleme yetenekleri ta eskilerden geliyordu. Onlardaki bu güç, Zenci taşıyan gemilerde, kölelik günlerinde doğmuş, gelişmişti. Vücutları zahmete alışmış, yoksullukla yoğurulmuşlardı. Dahası var, yaşamakla yetinmiyor, yaşamanın zevkini çıkartıyorlardı ayrıca. Karşılaştıkları zorluklar arttıkça, gitara, armonika çalarak gülüp eğleniyorlardı. Kedi Öldüren tepesinden Liberdade yoluna, Retiro'ya ve Bahia'nın bütün yoksul mahallelerine, çalgı sesleri ve şarkılar yayılıyordu dalga dalga. Güler yüzle göğüslüyorlardı sefaletlerini, yoksulluklarıyla alay ediyor ve yaşayıp gidiyorlardı. Doğdukları zaman, beşiklerinin çevresine gökten melekler inmiyordu. Tanrı'nın olduğu kadar dizanterinin, açlığın, bakımsızlığın da sevgilisi olan bu çocuklar, bu çetin ve neşeli hayat okulunda yetişiyorlardı. Analarından babalarından alıyorlardı dayanma gücünü ve gülüp eğlenerek yaşama yeteneğini. Yazgıya boyun eğmiyor, teslim olmuyorlardı yenik ve düşkün olarak. Hayır, her şeye karşı duruyor, hayatı göğüslüyor, yaşantılarının bütün çıplaklığını ve acılığını kahkahalara, müziğe, kardeşlik sevgisine ve Bahia halkının uygarca inceliğine bürüyorlardı. İşte böyle yaşıyordu bu sade insanlar, bu çetin cevizler. İşte biz böyleyizdir halk adamları, neşeli ve inatçı. Asıl gevşek olanlar yüksektekiler. Sinirleri yatıştırıcı bir sürü ilaçları tıkınarak yaşar bunlar. Bunalım, psikanaliz baskıları içinde çırpınırlar, Oedip ve Elektra komplekslerinin etkisiyle içlerinde, analarıyla yatmak, babalarıyla sevişmek isteğini duymanın sıkıntısı içindedirler. Serserilik etmeyi ve buna benzer abuk sabuk şeyler yapmayı pek hoş bulurlar. (Gecenin Çobanları)
  • On yıllık bitmez tükenmez konferanslar, bir günlük savaştan daha değerlidir ve daha ucuza mal olur; tutukevleri ve polisler bütün düzenlerde aynıdır ve hiç ayrımsız hepsi aynı derecede rezildir. Üniformalar sadece müzelik bir nesne oldukları zaman dünya gerçekten uygarlaşmış olacaktır. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bir orospu soyunup bir adamın altına yattığı ve ona ufak bir ücret karşılığında yaşamın en yüce zevkini verdiği zaman, bu paradan kaç kişi pay alır, sosyal adaletin ateşli savunucusu sayın bay bunu biliyor mu? (Tereza Batista)
  • “Bu kadar çok şey bildiğiniz halde neden hala bu kadar çok okuyorsunuz üstat Pedro?” “Ah arkadaşım ,gördüklerimi ve bana söylenenleri anlamak için okuyorum.” (Mucizeler Dükkanı)
  • Zaten bu dünyada kim beklenmedik bir ihtiyaçla karşılaşma tehlikesinden azadeydi ki? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • zaman daima geçmişin özlemini çekmekteydi. (Kırlangıç ile Tekir Kedi)

Yorum Yaz