Tarçın Kokulu Kız - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tarçın Kokulu Kız kimin eseri? Tarçın Kokulu Kız kitabının yazarı kimdir? Tarçın Kokulu Kız konusu ve anafikri nedir? Tarçın Kokulu Kız kitabı ne anlatıyor? Tarçın Kokulu Kız PDF indirme linki var mı? Tarçın Kokulu Kız kitabının yazarı Jorge Amado kimdir? İşte Tarçın Kokulu Kız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.06.2022 16:00
Tarçın Kokulu Kız - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jorge Amado

Çevirmen: Ayda Düz

Orijinal Adı: Gabriela, Cravo e Canela

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750709647

Sayfa Sayısı: 504

Tarçın Kokulu Kız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıl 1925. Brezilya'nın en karmaşık ve en renkli bölgesi Bahia. Uzun yıllar toprak beylerinin boyunduruğunda yaşadıktan sonra uygarlaşmanın eşiğine gelmiş bir kent. Eski dünyayla yeni dünyanın amansızca çatıştığı Ilhéus kenti. Kentin en önemli barının sahibi Arap Nasib. Kente iş bulmak için gelen, ama herkesin aklını başından alan, bir kır çiçeği kadar güzel ve yabani Gabriela...

Latin Amerika edebiyatının büyük ustası Jorge Amado'nun, doğup büyüdüğü Bahia'nın ruhunu romanlaştırdığı Tarçın Kokulu Kız için, Jean-Paul Sartre, "Halk romanının en iyi örneği" demişti. Kitapları 55 ülkede 49 dile çevrilen Amado'nun, bu alaycı, sevecen ve insancıl romanda cinselliğe gözüpek yaklaşımı, 1950'lerin Brezilya'sında tepkiyle karşılanmıştı.

Tarçın Kokulu Kız, 1980'lerde beyazperdeye uyarlanmış, filmin başrollerini Sonia Braga ile Marcello Mastroianni paylaşmışlardı

Tarçın Kokulu Kız Alıntıları - Sözleri

  • ''Yıldızlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum, ama onları gökte görüyorum; gece onlar sayesinde güzel ...''
  • Şişmiş bir apse gibi acılı kalbini yalnızca ona açabilmekteydi. “BİE VE NASİP “
  • "Sinemaya karşısınız, çağdaş bir kulübe karşısınız, hatta aile şenliklerine karşısınız. Kadınlar evlerinde, mutfaklarında hapsedilsinler istiyorsunuz!"
  • Kocanın onuru , suçluların kanıyla temizlenir.
  • Yıldızlar hakkına hiçbir şey bilmiyorum, ama onları gökte görüyorum;gece onlar sayesinde güzel ..
  • “Ahlak gevşiyor, töreler yozlaşıyor; dışarıdan gelen serüvenciler içimize sızıyor.”
  • İçi bomboştu, çiçeksiz Vazo gibiydi, bomboş.
  • Yatağın ucuna uzandı, Teni tenine değer diye korkuyordu. Kadın yaklaştı ve kalçasına bacanın altına sokmaya çalıştı. Nasip bütün gece uyumadı, onu sorguya çekip konuşturmamak için kendini zor tutuyordu. Öğrenmek ve doğruysa,Bir ilheus Çocuğuna yakışacak şekilde onu öldürmek için yanıp tutuşuyordu. Ama öldürdükten sonra acı çekmeyeceğine emin olabilir miydi? İçinde ruhunu Söküp almışlar gibi sonsuz acı ve garip boşluk duyuyor.
  • İyi ya da kötü her şeyin sonu vardır.
  • Ben, banknot değil, bozuk para saymak için dünyaya gelmişim.
  • Doktor gocunarak ,”Bu yurtseverliğe sığmaz”dedi.Burada mı, yoksa Bahia’da Mı edindiniz servetinizi? Neden burada kazandığınız paraları Bahia’da Harcamak istiyorsunuz.? “Orada her şey var, çünkü buraya eliniz, avucunuz boş geliyor keselerinizi burada dolduruyorsunuz . Para babası olup Bahia’da Harcıyorsunuz.
  • Güç benim hayatım, acı benim kaderim Ben bir zenciyim, bir işçi söyle sayın albayım ah söyle lütfen ne zaman toplayacağım Sevdamın ürününü
  • Yaşam güzeldi, yaşamak gerekliydi.
  • Durmaksızın büsbütün hayallerini gerçekleştirmek için Yola koyulan ve o yolda hayallerini gerçekleştiren durmaksızın durmaksızın..

Tarçın Kokulu Kız İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kızıl Tarlalar ile tanıştım Amado ile. Bu eserindeki öykü Amado'nun doğup büyüğü topraklarda geçiyor. Kasabadaki kakao plantasyonu savaşını, güç kavgalarını, ihanetleri, aşkları okuyoruz. Yazarın samimi ve akıcı bir dili var. Mutlaka okumaya devam edeceğim yazarlardan biri. (Zuhal)

Amado’ya Kızgın Topraklar’dan sonra Tarçın Kokulu Kız ile devam ettim. Kızgın Topraklar’da Brezilya’nın Bahia bölgesinde bir kasabada ormanların katledilerek kakao plantasyonlarına dönüştürülmesi ve bu dönüşüm sürecinde toprak ağaları arasındaki güç savaşı anlatılıyordu. Tarçın Kokulu Kız, bu dönemden yaklaşık yirmi sene sonrasından hikayeyi alarak bir nevi devam ediyor. Yine Amado’nun doğup büyüdüğü kadabada geçiyor Tarçın Kokulu Kız da, bu kez kakao plantasyonlarının zenginleştirdiği kasaba, kakaoyu eyalet merkezindeki aracılar olmadan direkt Avrupa ülkelerine ihraç edebilmenin yollarını arıyor. Kasabaya buna uygun bir limanın yapılması etrafında, dönen politik oyunları, kadabadaki güç dengelerini, seçimlerin nasıl yapıldığını okuyoruz. Arka planda Brezilya’nın bu küçük kasabasında yolculuk yaparken, ön planda lokanta işletmecisi Suriye kökenli Brezilyalı Nasib ile aşçısı Gabriela’nın arasındaki aşk hikayesi var. Kitabı okurken, her sayfada Amado’nun kasabasının sokaklarında dolaşıyormuş hissine kapıldım; kültürleri, yaşantıları, evleri, eğlenceleri, kısacası her şeyleriyle o insanların arasında dolandım sanki. Amado’yu çok ama çok sevdim, kendime çok yakın hissettiğim yazarlardan biri diyebilirim artık. Kızgın Toprak çok sevdiğim bir kitap oldu, Tarçın Kokulu Kız bir adım geride kaldıysa da yine severek okudum, hem Amado’yu ve Latin Amerika’nın değişim, gelişim süreçlerini anlamak adına çok anlamlı kitaplar her ikisi de. Maalesef basımları yok; ama denk gelirseniz, elinizde varsa ya da yeniden basılırlarsa, her ikisini de mutlaka tavsiye ederim. Amado yolculuğuma Gecenin Çobanları ve Kızıl Tarlalar ile devam edeceğim. (İpek Dadakçı)

Tarçın Kokulu Kız PDF indirme linki var mı?

Jorge Amado - Tarçın Kokulu Kız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tarçın Kokulu Kız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jorge Amado Kimdir?

Jorge Amado Brezilyalı romancı (Pirangi, Bahia 1912). Başlangıçta kakao tarım işletmeleri sahipleri döneminde Bahia'daki yaşamı işleyen, toplumsal yergili romanlar yazdı. Daha sonra lirik, düşünce ve mizah yüklü bir üslupla kaleme aldığı Dona Flor e Seus Dois Maridos (Dona Flor ve İki Kocası, 1966) gibi romanlarıyla ün kazandı. Amado, 2001’de Brezilya’nın Salvador kentinde öldü.

Jorge Amado Kitapları - Eserleri

  • Kızıl Tarlalar
  • Dona Flor ve İki Kocası
  • Tarçın Kokulu Kız
  • Mucizeler Dükkanı
  • Kızgın Toprak
  • Tereza Batista
  • Jubiaba
  • Gecenin Çobanları
  • Ölü Deniz
  • Kırlangıç ile Tekir Kedi
  • Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü
  • Boksör
  • Amerika'nın Türkler Tarafından Keşfi
  • Pusu
  • İhtiyar Denizciler
  • Möcüzələr Dükanı
  • Top ve Kaleci

Jorge Amado Alıntıları - Sözleri

  • Benim hiç kimsem yok. (Jubiaba)
  • Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler… (Kızıl Tarlalar)
  • Durmaksızın büsbütün hayallerini gerçekleştirmek için Yola koyulan ve o yolda hayallerini gerçekleştiren durmaksızın durmaksızın.. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Bana söyleyebilir misin neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ne beyazlar ne de siyahlar var, para beyazlatıyor, burada siyah olan yoksulluktur. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bu diyarda, bir kakao plantasyonu bir piskopos bile yetiştirebilir. Kakao plantasyonu tren, katiller, mala el koymalar, şehirde evler, kahveler, okullar, tiyatrolar, barlar ve hatta bir piskopos bile verir. Evet, bu diyarda yalnız kakao değil, her şey, ne istersen yetiştirir. (Kızgın Toprak)
  • Ah! Arkanjo. Sen insanların ışığıydın, görmek için gözlerimiz, konuşmak için ağızlarımızdın. Sen bizim gücümüzdün, aklımızdın. Geçmişi, geleceği sen biliyordun, başka kim bilebilir? (Mucizeler Dükkanı)
  • Kocanın onuru , suçluların kanıyla temizlenir. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Ezilenlerin savunucusu sayın önder acaba biliyor mudur ki, hiçbir sınıftan olmayan, bütün sınıflarca hor görülen, yaşamın dürüst savaşımlarına sokulmayan, alınlarına kara vurulmuş milyonlarca kadın vardır? Haklarını koruyan yasaları yoktur, örgütleri yoktur, emeklilikleri yoktur, manifestoları, bayrakları yoktur, hastalanırlar, doktorları, hastaneleri yoktur, aç susuz kalırlar, işsizlik ödenekleri yoktur, çocuk doğurmaya, ev kurmaya, sevmeye hakları yoktur, yalnızca orospuluk etmeye hakları vardır, bunları biliyor muydunuz? (Tereza Batista)
  • İyi ya da kötü her şeyin sonu vardır. (Tarçın Kokulu Kız)
  • Her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde (Dona Flor ve İki Kocası)
  • Ölüyə təzə kostyum geyindirmək axmaqlıqdır. Bu paltar qurdlara yaxşı yem olacaq! Amma gör nə qədər adam geyinməyə şey tapmır... (Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü)
  • Çiftliklerde ırgatların ayaklarına yapışan yapış yapış kakao, çanuru hiçbir su ile yıkanıp temizlenemeyecek kalın bir kabuk haline getirdi. Herkesin ırgat, katil, albay, hukuçu, doktor, tacir, ihracatçı; herkesin ruhuna, içine, yüreğine bu çamur yapışmıştır. Bunu oradan sökecek ne eğitim ne kültür ne de duygu inceliği vardır. Çünkü kakao zenginlikti, kakao güçtü, kakao hayatta her şeydi. Sadece kara toprağa dikilmiş, usaresi bol bir şey değil, onların içine işlemiş bir şeydi de. Onların içinde bitiyor, yüreklerine her cömertçe hamleyi boğan uğursuz bir gölge serpiyordu. (Kızgın Toprak)
  • Aşk, yaralı bir yüreğin kapısına dayandığı zaman içeri girmek için izin beklemez. (Tereza Batista)
  • Jesuino'nun dediği doğruydu: fakir fukara için yaşamak çok şeydi zaten. Bunca yoksulluğa, sonsuz güçlüklere, hastalıklara göğüs gererek hiçbir yardım görmeden, yalnızca ölmek gelirken ellerinden, yaşamak. İnatçı insanlardı bunlar, kolayca süpürülüp yok edilmeye boyun eğmiyorlardı. Yoksulluğu, açlığı, hastalıkları, göğüsleme yetenekleri ta eskilerden geliyordu. Onlardaki bu güç, Zenci taşıyan gemilerde, kölelik günlerinde doğmuş, gelişmişti. Vücutları zahmete alışmış, yoksullukla yoğurulmuşlardı. Dahası var, yaşamakla yetinmiyor, yaşamanın zevkini çıkartıyorlardı ayrıca. Karşılaştıkları zorluklar arttıkça, gitara, armonika çalarak gülüp eğleniyorlardı. Kedi Öldüren tepesinden Liberdade yoluna, Retiro'ya ve Bahia'nın bütün yoksul mahallelerine, çalgı sesleri ve şarkılar yayılıyordu dalga dalga. Güler yüzle göğüslüyorlardı sefaletlerini, yoksulluklarıyla alay ediyor ve yaşayıp gidiyorlardı. Doğdukları zaman, beşiklerinin çevresine gökten melekler inmiyordu. Tanrı'nın olduğu kadar dizanterinin, açlığın, bakımsızlığın da sevgilisi olan bu çocuklar, bu çetin ve neşeli hayat okulunda yetişiyorlardı. Analarından babalarından alıyorlardı dayanma gücünü ve gülüp eğlenerek yaşama yeteneğini. Yazgıya boyun eğmiyor, teslim olmuyorlardı yenik ve düşkün olarak. Hayır, her şeye karşı duruyor, hayatı göğüslüyor, yaşantılarının bütün çıplaklığını ve acılığını kahkahalara, müziğe, kardeşlik sevgisine ve Bahia halkının uygarca inceliğine bürüyorlardı. İşte böyle yaşıyordu bu sade insanlar, bu çetin cevizler. İşte biz böyleyizdir halk adamları, neşeli ve inatçı. Asıl gevşek olanlar yüksektekiler. Sinirleri yatıştırıcı bir sürü ilaçları tıkınarak yaşar bunlar. Bunalım, psikanaliz baskıları içinde çırpınırlar, Oedip ve Elektra komplekslerinin etkisiyle içlerinde, analarıyla yatmak, babalarıyla sevişmek isteğini duymanın sıkıntısı içindedirler. Serserilik etmeyi ve buna benzer abuk sabuk şeyler yapmayı pek hoş bulurlar. (Gecenin Çobanları)
  • On yıllık bitmez tükenmez konferanslar, bir günlük savaştan daha değerlidir ve daha ucuza mal olur; tutukevleri ve polisler bütün düzenlerde aynıdır ve hiç ayrımsız hepsi aynı derecede rezildir. Üniformalar sadece müzelik bir nesne oldukları zaman dünya gerçekten uygarlaşmış olacaktır. (Mucizeler Dükkanı)
  • Bir orospu soyunup bir adamın altına yattığı ve ona ufak bir ücret karşılığında yaşamın en yüce zevkini verdiği zaman, bu paradan kaç kişi pay alır, sosyal adaletin ateşli savunucusu sayın bay bunu biliyor mu? (Tereza Batista)
  • “Bu kadar çok şey bildiğiniz halde neden hala bu kadar çok okuyorsunuz üstat Pedro?” “Ah arkadaşım ,gördüklerimi ve bana söylenenleri anlamak için okuyorum.” (Mucizeler Dükkanı)
  • Zaten bu dünyada kim beklenmedik bir ihtiyaçla karşılaşma tehlikesinden azadeydi ki? (Dona Flor ve İki Kocası)
  • zaman daima geçmişin özlemini çekmekteydi. (Kırlangıç ile Tekir Kedi)

Yorum Yaz