Tanrının Çocukları - Mary Doria Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrının Çocukları kimin eseri? Tanrının Çocukları kitabının yazarı kimdir? Tanrının Çocukları konusu ve anafikri nedir? Tanrının Çocukları kitabı ne anlatıyor? Tanrının Çocukları PDF indirme linki var mı? Tanrının Çocukları kitabının yazarı Mary Doria Russell kimdir? İşte Tanrının Çocukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mary Doria Russell

Çevirmen: Başak Bekişli

Editör: Özde Duygu Gürkan

Tasarımcı: Emine Bora

Orijinal Adı: Children of God

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9786053160540

Sayfa Sayısı: 548

Tanrının Çocukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mary Doria Russell’ın ilgiyle okunan romanı Serçe’den sonra Tanrının Çocukları da Türkçede: Beklenmedik dönemeçlerle dolu incelikli olay örgüsü ve edebi ustalığıyla en az ilki kadar güçlü bir eser.

Roman, Jana’ata ve Runa adlı iki akıllı türün bulunduğu Rakhat gezegenine yapılan ilk seferde yaşanan felaketin ardından, yeni bir sefer için kolların sıvanmasıyla başlıyor. Dünya’da hazırlıklar sürerken, paralel bir anlatımla, Rakhat’ta insanların ister istemez başlattığı değişim rüzgârına da tanık oluyoruz. Zorlu bir yolculuğun ardından Dünyalı ekip hedefe vardığındaysa, iki gezegenin halklarının kaderi bir kez daha kesişiyor.

Bir bilimkurgu romanı olarak Tanrının Çocukları’nın ayırt edici özelliği antropolojik derinliği: karakterlerin karmaşık iç dünyasını ikna edici bir şekilde resmetmesi; onların zaaflarını, kendi kendini kandırma ve anlam olmayan yerde bile sürekli anlam arama eğilimlerini, hırs ve yanılgılarını, iyi niyetle de olsa başkalarına zarar verme kapasitelerini gözler önüne sermesi. Dahası, yazarın önemli toplumsal meselelere –farklı türlerin/kültürlerin bir arada yaşaması, anlayış ve hoşgörünün kendinden farklı olanı tanımayla başlaması, katı geleneklerin zulmü, değişimin kaçınılmazlığı vb– yaklaşımı da kayda değer.

Bütün bunlara yaratıcı bir hayal gücü ve kitabın her sayfasında hissedilen ince bir mizah da eklenince, ortaya keyif ve heyecanla okunan doyurucu bir roman çıkıyor. Tüm bilimkurgu hayranlarına ve edebiyatseverlere tavsiye ediyoruz.

Tanrının Çocukları Alıntıları - Sözleri

  • Yağmur herkese yağar, yıldırım bazılarını çarpar.
  • "Gerçeği bilmek ayrı konu" diye düşündü, "onunla yaşamaksa apayrı."
  • Acı çekmek basmakalıp ve tahmin edilebilen bir şey olabilir ama öyle diye çektiğin acı azalmıyor. Üstelik başkalarının da acı çekmiş olmasıyla avunmak alçakça bir şey.
  • Bazen kusursuz bir huzur hissine kapıldığı olurdu. Donne'un sözleri ona kusursuz görünüyordu :" Çünkü ben ölü olan her şeyim/ Aşkın içinde yeni bir simya yoğurduğu." Umudun hücumu karşısında, bir geleceği olmasının güzelliğine daha fazla karşı koyamadı ve geçmişin onu bırakmak bilmeyen ellerinin gevşediğini hissetti. Bitti, diye düşünürdü zaman zaman. Sonunda bitti.
  • Bir yerlerde ilginç bir önerme okudum: Kendi yuvası olan gezegeni en fazla kirleten ve en yıkıcı cephaneliği elinde bulunduran dünya ulusları, yalnızca küçük çocuğu olan genç kadınlar tarafından yönetilmelidir. Gelecekte herkesten çok böyle anneler yaşamalıdır. Onlar her gün saf insan doğasının gerçekleriyle yüzleşir ve bu da onlara özel bir sezgi kazandırır.
  • Stoacı Epiktetos şöyle yazmıştı:"İnsanoğlunun başına gelen tüm kötülüklerin, ayrıca bayağılık ve korkaklığın ana kaynağı, ölüm değil ölüm korkusudur."
  • Bir ruhun boşluğu, hakikatin hayat bulacağı bir yere dönüşebilir.
  • “Biz insanları birbirimiz hakkında kötü düşünmeye bu kadar hevesli kılan nedir? Giuliani o gece kendine bunu sordu. Bizi buna aç hale getiren ne? Başarısız olmuş idealizm, diye tahmin yürüttü. Kendimizi hayal kırıklığına uğratıyor, sonra da etrafımızda başka başarısızlıklar arayıp kendimizi ikna ediyoruz: Bir tek ben değilim.”
  • Kendimizi hayal kırıklığına uğratıyor, sonra da etrafımızda başka başarısızlıklar arayıp kendimiz ikna ediyoruz: Bir tek ben değilim.
  • Biliyormusun, Şeytan her birimizi ayrı ayrı yoldan çıkarmak için özel bir çaba göstermeye hazırken, Tanrı'nın bizi bir bütün olarak sevmesini hep taktiksel bir hata olarak görmüşümdür.

Tanrının Çocukları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok güzel bir bilimkurgu okudum yine. Vakıf ve Dune serisinden sonra en çok keyif aldığım bilimkurgu serisi oldu. İlk kitap olan Serçe'deki olaylar kaldığı yerden devam ediyor bu kitapta da. Emilio Sandoz'un Rakhat'a ikinci kez gidişi anlatılıyor. Bu seriyi okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Herkese iyi okumalar. (Emre Şenkal)

Russell’ın bazı ülkelerde Serçe Serisi diye adlandırılan ve Serçe’nin devamı Tanrının Çocukları burada paylaşmaktan gurur duyduğum bir kitap. Burada sayamayacağım kadar çok ödül almasının yanı sıra eleştirmenler tarafından bilim kurgu olamayacak kadar da edebi kabul edilmiş. Bilim kurgu kitaplarına gelen en büyük eleştiri insan psikolojisine pek değinilmemesi ve derinliğinin az olmasıdır. İşte Russell öyle bir yazar ki her satırda zekâsına, kalemine ve hayal gücüne hayran kalıyorsunuz. Tanrının Çocukları’nda Serçe’den bildiğimiz Emilio Sandoz’un Rakhat Gezegeni’nde yaşadığı felaketler sonrası toparlanma sürecine şahit oluyoruz. Cizvit Misyonu yeni bir gezi daha planlarken Sandoz’u da tekrar bu yolculuğun bir parçası yapmaya çalışıyor. Rakhat’da ki iki farklı tür olan Runalar ve Janaatalar’a sosyolojik ve etimolojik açıdan bakıyoruz ve bizden çok farklı olanları yargılamadan anlamaya çalışıyoruz. Kitabın en dikkat çekici özelliklerinden biri de kahramanların geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki iç hesaplaşmalarına yer vermesi. Kendilerince yapmaya mecbur bırakıldıkları ahlâk dışı hareketlere iyi bir neden bulma çabaları, hırsları ve tutkuları en derin haliyle romana dahil edilmiş. Biz canım goknuradair ile yine şahane bir kitap okuduk. Size okuyun demiyorum, mutlaka okuyun diyorum. Sevgiler (kitabimkahvem)

Giullani gitmek için hareketlendi, ama Demir At olduğu yerde kaldı, Teton Sıradağları kadar hareketsizdi. Giuliani'nin eli kapıya değdiğinde Dany, "Ondan o kadar mı nefret ediyorsun?" Diye sordu merakla. "Yoksa seni onunla aynı gezegeni bile paylaşmayacağın kadar çok mu korkutuyor?" Ağzı belli belirsiz açık kalan Başpeder dışarı çıkamayacak kadar şaşkındı. "Hayır. Sorun bu değil." Demir At durakladı. Sevimsiz suratındaki şüpheci ifade yerini emin olmanın huzuruna bıraktı. "Sandoz'u Rakhat'a geri göndermek Fesih Emirnamesi'nin kaldırılması için ödenecek bedel, değil mi? Tek yapmamız gereken Papa'yı memnun etmek! Zavallı, yaşlı, çökmüş bir eski Cizvit'i bir sonraki gemiye bindireceğiz ve sonuç ne olursa olsun, Vatikan camları ve meleklerin görkemli şükür yakarışları eşliğinde, Petrus tövbekârları yeniden bağrına basacak." Alçak sesli, takdir dolu bir gülüş duyuldu. " Dominikenler öfkeden kuduracak. Bu güzel bir anlaşma, Başpeder," dedi Danny Demir At. Kötü geçen bir kışın sonunda bir gri kurdun hissedeceği tüm sıcaklık ve neşeyle gülümsüyordu. "Eh, bu sefer tarih yazan sen olacaksın." #alıntı Sayfa:138 ......... Merhaba arkadaşlar Serçe, Rakhat gezegenine bir Cizvit misyonu tarafından yürütülen ilk temasın hikayesiydi. "İlk temas—tanım gereği—diğerinin ekolojisi, biyolojisi, dilleri, kültürü ve ekonomisi hakkında hiçbir şeyin bilinmediği radikal bir cehalet durumunda gerçekleşir. Rakhat'ta, bu cehalet felaketi kanıtladı. Her iki hikaye de' bilim kurgu’ olarak adlandırılıyor, ancak her ikisi de uzayın sınırlarını keşfetmekten daha derine iniyor. Bir kez daha, yazar, yazdığı hem insan hem de yabancı türler için hemen hemen her sayfada yeni sosyal, politik ve kültürel kavramları tanıtmada muazzam bir iş çıkarmış, bu da hikayeyi okuyucu için zorlu kılıyor. Hikaye zaman kavramı açısından biraz kafa karıştırıcı. Fakat Mary Doria Russell, zaman kavramını göstermede de çok iyi iş çıkarmış. .... Henüz bu harika kitaplardan birini okuma zevkini yaşamamış olanlara geç kalmayın diyorum İlk kitap Serçe unutmayın. Canım kitabimkahvem ile muazzam bir yolculuktu. (Göknur)

Tanrının Çocukları PDF indirme linki var mı?

Mary Doria Russell - Tanrının Çocukları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanrının Çocukları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mary Doria Russell Kimdir?

1950'de Chicago'da doğdu. Kemik biyolojisi ve biomekanik konusunda uzman bir paleo-antropolog olarak Avustralya ve Hırvatistan'da araştırmalar yaptı. 1980' lerde akademik kariyerini bırakarak yazarlığa soyundu. Halen eşi Don ve oğulları Daniel ile Cleveland'da yaşamaktadır.

1996 yılında yayımlanan ilk romanı Serçe büyük bir başarı kazandı. Entertainment Weekly yılın en iyi on kitabından biri seçti. 1997'de İngiliz Bilimkurgu Yazarları Kurumu tarafından En İyi Roman ödülüne layık görüldü. Russell yine aynı romanıyla James Tiptree Jr., Arthur Clarke ve John W. Campbell ödüllerinin de aralarında bulunduğu birçok ödül topladı. 1998'de Serçe' nin devamı niteliğindeki Children of God, “Tanrı'nın Çocukları”nı yayımladı.

Mary Doria Russell Kitapları - Eserleri

  • Serçe
  • Tanrının Çocukları
  • Gündüz Düş Görenler

Mary Doria Russell Alıntıları - Sözleri

  • Biliyor musun? İnsanın iyi ve dürüst olma sebebinin sadece Tanrı inancı olduğu fikri beni gerçekten rahatsız ediyor.” Sonra kelimelerin üzerine basa basa devam etti. “Yaptığımı, ödüllendirilme isteği ve cezalandırılma korkusu olmadan yapıyorum. İyi davranmak için rüşvete ya da korkuya ihtiyacım yok. (Serçe)
  • "Gerçeği bilmek ayrı konu" diye düşündü, "onunla yaşamaksa apayrı." (Tanrının Çocukları)
  • Acı çekmek basmakalıp ve tahmin edilebilen bir şey olabilir ama öyle diye çektiğin acı azalmıyor. Üstelik başkalarının da acı çekmiş olmasıyla avunmak alçakça bir şey. (Tanrının Çocukları)
  • Yağmur herkese yağar, yıldırım bazılarını çarpar. (Tanrının Çocukları)
  • Bir ruhun boşluğu, hakikatin hayat bulacağı bir yere dönüşebilir. (Tanrının Çocukları)
  • Biliyormusun, Şeytan her birimizi ayrı ayrı yoldan çıkarmak için özel bir çaba göstermeye hazırken, Tanrı'nın bizi bir bütün olarak sevmesini hep taktiksel bir hata olarak görmüşümdür. (Tanrının Çocukları)
  • "Kimseyi seni sevmeye zorlayamazsın. Dünyadaki hüznün yarısı, seni istemeyen birini istemektir." Serçe, (Serçe)
  • İnsanlar ölümle yüz yüze gelince, sebep arıyorlardı, kendilerini ölümün rastgeleliğinden ve saçmalığından korumak istiyorlardı. (Serçe)
  • Ben kararı Tanrı’ya bırakmaya hazırım. Sana daha akılcı geliyorsa kader diyelim buna. (Serçe)
  • Gereksiz yere acı çekmenin asil bir hareket olduğuna inananlardan değilim. (Serçe)
  • Bazen basitlik ile cehalet arasındaki farkı görmek zordur. (Serçe)
  • Bazen kusursuz bir huzur hissine kapıldığı olurdu. Donne'un sözleri ona kusursuz görünüyordu :" Çünkü ben ölü olan her şeyim/ Aşkın içinde yeni bir simya yoğurduğu." Umudun hücumu karşısında, bir geleceği olmasının güzelliğine daha fazla karşı koyamadı ve geçmişin onu bırakmak bilmeyen ellerinin gevşediğini hissetti. Bitti, diye düşünürdü zaman zaman. Sonunda bitti. (Tanrının Çocukları)
  • Bir yerlerde ilginç bir önerme okudum: Kendi yuvası olan gezegeni en fazla kirleten ve en yıkıcı cephaneliği elinde bulunduran dünya ulusları, yalnızca küçük çocuğu olan genç kadınlar tarafından yönetilmelidir. Gelecekte herkesten çok böyle anneler yaşamalıdır. Onlar her gün saf insan doğasının gerçekleriyle yüzleşir ve bu da onlara özel bir sezgi kazandırır. (Tanrının Çocukları)
  • “Biz insanları birbirimiz hakkında kötü düşünmeye bu kadar hevesli kılan nedir? Giuliani o gece kendine bunu sordu. Bizi buna aç hale getiren ne? Başarısız olmuş idealizm, diye tahmin yürüttü. Kendimizi hayal kırıklığına uğratıyor, sonra da etrafımızda başka başarısızlıklar arayıp kendimizi ikna ediyoruz: Bir tek ben değilim.” (Tanrının Çocukları)
  • Çoğu insan dümdüzdü. Güvenlik, güç, yararlı olabilmek, emin olabilmek, başarılı olabilmek istiyorlardı. Savaşacak bir dava, çözecek bir sorun, insanın kendisini iyi hissedeceği bir yer. Çok seçenek vardı, ama bir insanın ne aradığını anlamak, onu anlamanın başlangıcıydı. (Serçe)
  • Kendimizi hayal kırıklığına uğratıyor, sonra da etrafımızda başka başarısızlıklar arayıp kendimiz ikna ediyoruz: Bir tek ben değilim. (Tanrının Çocukları)
  • Bilmiyorum… Hiçbir şeyi kesin olarak bilmiyorum. İstemem gerekenin kesinlik olup olmadığını bile bilmiyorum. (Serçe)
  • Umut ve korkusunu yendi. Bunların her ikisi de insanı zayıflatan duygulardı. (Serçe)
  • Stoacı Epiktetos şöyle yazmıştı:"İnsanoğlunun başına gelen tüm kötülüklerin, ayrıca bayağılık ve korkaklığın ana kaynağı, ölüm değil ölüm korkusudur." (Tanrının Çocukları)
  • Niye iyi bir şey olunca Tanrı’ya teşekkür ediyoruz, ama işler boka sarınca doktorun suçu oluyor? Hasta yaşayınca, ‘Tanrı sağ olsun’, ölünce doktorun suçu. Hayatımda bir kez olsun, sırf yenilik olsun diye hasta ölünce insanların Tanrı’yı suçladığını görmek isterim. (Serçe)