diorex
sampiyon

Şualar - Bediüzzaman Said Nursî Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şualar kimin eseri? Şualar kitabının yazarı kimdir? Şualar konusu ve anafikri nedir? Şualar kitabı ne anlatıyor? Şualar kitabının yazarı Bediüzzaman Said Nursî kimdir? İşte Şualar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 15:02
Şualar - Bediüzzaman Said Nursî Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Bediüzzaman Said Nursî

Yayın Evi: Söz Basım Yayın

İSBN: 9786056151033

Sayfa Sayısı: 992

Şualar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

BİRİNCİ LEM'A: Hz. Yunus'un (a.s.) kıssası anlatılarak, her insanın dünya ve âhiret hayatı için nefsiyle karşı karşıya kaldığı mücâdeleyi açıklar.İKİNCİ LEM'A: Hz. Eyyûb'un (a.s.) duasını anlatan âyet-i kerimenin bir tefsiri olup, musibet ve hastalıklara karşı sabrın önemini açıklar, asıl musîbetin küfür ve sapıklık olduğunu ispat eder.Birinci Nükte: Hz Eyyûb'un (a.s.) maddî hastalıklarına karşılık bizim ahiret hayatımızı tehdit eden manevî hastalıklarımız, günahlarımız olduğunu anlatır.İkinci Nükte: Musibet ve hastalıklardan insanların şikâyete hakkı olmadığı anlatılır.Üçüncü Nükte: Musibetin kısa zamanı nasıl uzun zamana dönüştürdüğü îzâh edilirDördüncü Nükte: Sabır kuvveti dağıtılmazsa her musibete yetebilir.Beşinci Nükte: Üç meseledir.Birinci Mesele: Asıl musibet dine gelen musibettir.İkinci Mesele: Maddî musibetler büyük görülürse büyür, küçük görülürse küçülür.Üçüncü Mesele: Bu zamanda musibet, bir lütf-u İlâhîdir.Hatime: Musibetler ve elemler insan makinesinin çarklarını harekete geçirir.ÜÇÜNCÜ LEM'A: Bekà için yaratılan ve bekàya aşık olan insan ruhunun, Cenâb-ı Hakka karşı hakikî görevini bilmekle, hem dünyada, hem de ebedî hayatında huzur ve saadeti kazanacağını açıklayan bir tefsirdir.Birinci Nükte: Fâni sevgililerden alâkayı kesmek ve onları terk etmeye dairdir.İkinci Nükte: İnsan bekàya aşıktır, onun için Bâkî'ye alâka peyda etmek ve isimlerine yapışmak en önemli görevdir.Üçüncü Nükte: Fâni, kısa, faydasız ömrü, baki, uzun faydalı yapmanın çaresi anla-tılır.DÖRDÜNCÜ LEM'A: Ehl-i Sünnet ve Cemaat ile ehl-i Şia olan Alevîler arasındaki meselelerin hakikatini açıklar.Birinci Nükte: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ümmetine karşı olan eksiksiz şefkât ve merhameti anlatılır.İkinci Nükte: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Hz. Hasan ve Hüseyin'e (r.a.) olan sevgisi küllîdir.Üçüncü Nükte: Peygamber Efendimiz Âl-i Beytin İslâm'a yapacağı büyük hizmete karşılık bizden onlara sevgi göstermemizi istiyor.Dördüncü Nükte: Şialarla, Ehl-i Sünnet arasındaki anlaşmazlığı kaldıracak bir îzâh İkinci Makam: 11. Lem'a olarak te'lif edilmiştir BEŞİNCİ LEM'A: On Birinci Lem'aya dahil edilmiş olduğundan ayrıca te'lif edilmemiştir.ALTINCI LEM'A: Yirmi Dokuzuncu Lem'ada Arapça olarak telif edilmiş olup, bu Lem'a boş kalmıştır.YEDİNCİ LEM'A: Fetih Sûresinin son üç âyetinin bir tefsiri olup, Kur'ân'ın mu'cizeliğini gösterir şekilde, geleceğe dair verdiği haberleri anlatır.Birincisi: Mekke Fethini haber verir.İkincisi: Hudeybiye antlaşmasının dış görünüş itibariyle İslâm aleyhinde, gerçekte ise lehinde olduğunu belirtir. Üçüncüsü: Hz. Peygamber (a.s.m.) ve Ashabının Kâbe'yi emniyet içinde tavaf edeceklerini belirtir. Dördüncüsü: İslâm'ın bütün dinlere galebe çalacağı anlatılır. Beşincisi: Peygamber Efedimizden (a.s.m.) sonra gelecek halifelerin özelliklerini haber verir. Altıncısı: Tevrat'ın Sahabeye işaretleri anlatılır. Yedincisi: İncil'in Sahabe hakkındaki haberlerini anlatır. Bir tetimme: Fetih Sûresinin son âyetinin haberini teyit eden âyet-i kerimenin îzâhıdır. Birinci Nükte: Kur'ân sarih mânâsıyla olduğu gibi işarî mânâsıyla da hakikat ifade eder. İkinci Nükte: İnsanlık içinde doğru yoldan ayrılmayan beş taifeyi ele alır. Peygamberler, sıddıklar, şehidler, salihler, tabiinler ve onların reislerini anlatır. Hatime: Bu tetimmeye ikinci bir îzâh. Hz. Hasan'a (r.a.) beşinci halife olarak işaret eden âyeti ele alır. Bismillâhın ebced hesabıyla sırlarını açıklar. SEKİZİNCİ LEM'A: Hûd Sûresi 105. ve 112. âyetlerinin tefsiri mâhiyetinde olan bu risâle, Gavs-ı Âzam Abdülkadir Geylanî'nin kerâmet-i gaybiyesiyle Kur'ân'ın esrârına âit olan Risale-i Nur'un makbuliyetini gösterir ve bu zamanın Kur'ân hizmetkârlarına işaretle beraber onların mânevî güçlerini ve şevklerini artıran, sıkıntılarını gideren lem'adır. DOKUZUNCU LEM'A: Üç önemli sorunun cevabında ruha ait bir meseleyi, ilm-i cifirle ilgili açıklamaların yalnız bir işaretle bırakılmasının hikmetini ve Vahdetü'l-Vücud meselesini açıklar ve ispat eder. Birinci Sualiniz: Hulûsi'nin nesebi hakkında bir açıklama. Senin İkinci Sualinin Hülasası: Ruh ve Vahdet-i Vücudla ilgili ince bir mesele.

Üçüncü Sualiniz: İlm-i cifirle ilgili bir ders.

Dördüncü Sualiniz: Hz. İsa'nın (a.s.) babasız yaratılışı hakkında bir îzâh.

Muhyiddin-i Arabî hakkındaki sualin cevabına zeyldir. Birinci Nükte: Vahdet-i Vücud meşrebine girmeye sebep olan konuları açıklar. ONUNCU LEM'A: Kur'ân hizmetinde bulunan Nur talebelerinin yanlış ve hatâlarına mukabil yedikleri şefkat tokatlarını anlatır. Birincisi: Üstad kendisinin tokadını anlatır. İkincisi: Öz kardeşi Abdülmecid'in tokadını anlatır. Üçüncüsü: Hulûsi Beyin tokadını anlatır. Dördüncüsü: Muhacir Hafız Ahmed'in tokadını anlatır. Beşincisi: Hakkı Efendidir. Altıncısı: Bekir Efendidir. Yedincisi: Şamlı Hafız Tevfik'tir. Sekizincisi: Seyrânî'dir. Dokuzuncusu: Büyük Hafız Zühtü'dür. Onuncusu: Hafız Ahmet'tir. On Birincisi: Rızası olmadığı için yazılmadı. On İkincisi: Muallim Galip'tir. On Üçüncüsü: Hafız Halid'dir. On Dördüncüsü: Üç Mustafa'nın ayrı ayrı tokatlarıdır. ON BİRİNCİ LEM'A: Sünnet-i Seniyenin ve ona uymanın önemini anlatır. Birinci Nükte: Ümmetin bozulduğu bir zamanında Sünnete sarılmanın önemi belirtilir. İkinci Nükte: İmam-ı Rabbanî'den Sünnetin önemine ait bir sözü açıklar. Üçüncü Nükte: Üstad Bediüzzaman bizzat kendini misal alarak Sünnetin kendi hayatındaki etkisini anlatır. Dördüncü Nükte: Üç mühim cenazenin başında Üstadın tefekkürü. Beşinci Nükte: Allah'a muhabbetin yolunun Habibullahtan geçtiğinin îzâhı. Altıncı Nükte: Sünnet-i Seniyenin mertebelerinin îzâhı. Yedinci Nükte: Sünnet-i Seniyenin edeb oluşunun îzâhı. Sekizinci Nükte: Sünnet-i Seniyenin maddî mânevî hastalıklara karşı hikmetleri Dokuzuncu Nükte: Sünnete tümüyle uymak olmasa da niyet, kast ile taraftar olunması gerekir. Onuncu Nükte: Allah'a muhabbetin, Habibullaha tabi olmak suretiyle olacağını îzâh eder. Birinci Nokta: İnsanın yaratılışındaki muhabbet ve gayesi. İkinci Nokta: Allah'a muhabbet, Sünnete uymayı gerekli kılar. Üçüncü Nokta: Cenâb-ı Hakkın merhameti ve sevgisi sonsuzdur. On Birinci Nükte: Üç meseledir. Birinci Mesele: Sünnet-i Seniyenin kısımlarını anlatır. İkinci Mesele: Sünnete önem vermeyenlerin bedbahtlığı nazara verilir. Üçüncü Mesele: Efendimizin (a.s.m.) bütün hallerinde ifrat ve tefritten uzak istikamet üzere oluşu anlatılır. ON İKİNCİ LEM'A: İlim adamları tarafından eleştirilen, astronomi ile ilgili bazı âyetler tefsir edilir. Birinci Nükte: İki noktadır. Birinci Nokta: Rızkın doğrudan Allah'ın elinde oluşu anlatılır. İkinci Nokta: Mantıkta imkânın çeşitleri nazara verilir. Birinci Mesele-i Mühimme: Gökler gibi yerin de yedi tabaka oluşu îzâh edilir. İkinci Mesele-i Mühimme: Göklerin yedi tabaka oluşu ispat edilir. ON ÜÇÜNCÜ LEM'A: Şeytanların ve çirkinliklerin kâinatta yaratılmasının hikmetini ve şeytana karşı Allah'a sığınmanın önemini tefsir eden bir risâledir. Birinci İşaret: Şeytan taraftarlarının çoğu kez hakikat ehline galip gelmelerinin sırrı nedir? İkinci İşaret: Sırf kötülük olan şeytanların yaratılıp mü'minlere musallat edilmesi ve bu yüzden Cehenneme düşülmesi İlâhî rahmetle nasıl bağdaşır? Üçüncü İşaret: Kur'ân'da ehl-i dalâletten aşırı şikâyet edilmesinin hikmeti anlatılır. Dördüncü İşaret: Şer tahrip, hayır tamirdir. Beşinci İşaret: Şeytanların işi tahrip olduğundan, az işle büyük zarar verirler. Altıncı İşaret: Şeytan vesvese verir, küfrün hayalini, tasdikle karıştırır. Yedinci İşaret: Şerrin icadını Allah'a vermeyen Mutezile görüşünün hatâ olduğunu izah eder..Sekizinci İşaret: İki kısım küfür ve dalâlet olduğunun îzâhı.Dokuzuncu İşaret: Ehl-i imanın, ehl-i dalâlete mağlup düşmelerinin hikmeti nedir?Onuncu İşaret: İblisin en mühim desisesi kendini inkâr ettirme hilesidir. Buna karşı ne yapılması gerekir. On Birinci İşaret: İnsanların isyanları kâinat unsurlarını kızdırıp harekete geçiriyor.On İkinci İşaret: Dört sual ve cevaptır. Birinci Sual: Sınırlı bir hayat ve sınırlı günahlara karşı ebedî Cehennem adalet mi? İkinci Sual: Cehennem amellerin cezası, Cennet fazl-ı İlâhî olduğunun îzâhı Üçüncü Sual: Neden kötülük bir yazılırken, iyilik on ve bin yazılır?Dördüncü Sual: Dalâlet ehlinin hak ehline bazen galip gelmesinin sırrı nedir?On Üçüncü İşaret: Üç noktadır.Birinci Nokta: Şeytan, bir olan Allah'ın yalnız kendisi atomlardan yıldızlara kadar kâinatı nasıl idare ettiğini sorup imâna şüphe vermek istiyor.İkinci Nokta: Şeytan, insana kusurunu itiraf ettirmez.Üçüncü Nokta: Şeytan, bir mü'minin bir kusuru ile tüm iyiliklerini örttürür.ON DÖRDÜNCÜ LEM'A: Birinci Makamında 'dünyanın öküz ile balık üzerinde olduğuna' dair hadislerin mâhiyet ve hakiki anlamları, İkinci Makamında ise Bismillâhirrahmânirrahîm'in altı sırrı açıklanır.Birinci Esas: İsrail alimleri müslüman olunca eski bilgileri de onlarla birlikte Müs-lüman oldu.İkinci Esas: Benzetmeler, ehlinin elinden halkın eline düşünce, yanlış anlamaya sebep olur.Üçüncü Esas: Kur'ân ve hadis, derin meseleleri anlatmak için müteşabih üslûbunu kullanır.Birincisi: Gök ve yerin müekkel melekleri vardır.İkinci Vecih: 'Devlet, kılıç ve kalem üstünde durduğu gibi insanlar da ziraat ve denizcilik ile geçimini sağlarlar' benzetmesi.Üçüncü Vecih: Burçların biri balık, biri de öküz burcudur.İkinci Sual: Âl-i Âba hakkındadır.İkinci Makam: Bismillâhirrahmânirrâhîm'in binler sırrından altı sırrına dairdir Birinci Sır: Kâinat, yer ve insan simasında üç Rububiyet sikkesi vardır.İkinci Sır: Vâhidiyet içinde ehadiyet cilvesi îzâh edilir.Üçüncü Sır: Kâinatı şenlendiren rahmettir.Dördüncü Sır: Rahmâniyet içinde ehadiyet sikkesi gösterilir.Beşinci Sır: 'Allah insanı Rahmân sûretinde yaratmıştır' hadisinin îzâhı yapılır.Altıncı Sır: Rahmetin kıymeti anlatılır.ON BEŞİNCİ LEM'A: Risâle-i Nur Külliyatından Sözler, Mektubât, Lem'âlar'ın On Dördüncü Lem'asına kadar olan kısmın fihristesi olup, her eserin sonunda derç edilmiştir.ON ALTINCI LEM'A: Bazı önemli meselelere dair suallerin cevaplarıdır.Birincisi: Ramazanda beklenen mânevî fetihlere engel olan sebebin îzâhı.İkinci Meraklı Sual: Kendine zulmedenlere bile taraftarlık göstermenin sebebi.Üçüncü Meraklı Sual: Savaş aleyhinde bulunma gerekçesinin îzâhı.Dördüncü Meraklı Sual: Nur hizmetinde neden ihtiyat tavsiye ediliyor?Hatime: Sakal-ı şerifle ilgili bir açıklama.Birincisi: Mülhitlerin tenkit ettiği 'Güneşin çamurlu bir çeşmede batması' âyetinin açıklaması İkincisi: Zülkarneyn Seddinin nerede olduğu.Üçüncüsü: Hz. İsa'nın ahirzamanda gelip, Deccalı öldüreceğinin îzâhı İkinci Sualiniz: Sedd-i Zülkarneyn nerede, Ye'cüc Me'cüc kimlerdir?Üçüncü Sualiniz: Hz. İsa'nın inmesiyle ilgili açıklama ON YEDİNCİ LEM'A: Notalar sûretinde yazılmış çeşitli konuları içeren bir Risâledir. Ele alınan konulardan bazıları şunlardır: İnsanın mahiyeti ve dünyaya ait şeylerin kaybolmasına üzülmenin yetersizliği, Allah'tan başkasını büyük görmeme, dünyanın geçiciliği ve ömrün faniliği, haşirde insanın cismiyle tekrar dirileceği, Avrupa medeniyeti ve fenleri, insanın kıymeti ve buna bağlı olarak kâfirlerin çokluğunun önemsizliği, v.s. Birinci Nota: Âlemin fenasından sonra, insanı terk edecek şeyle kalbi bağlamak akıl kârı değil.İkinci Nota: Varlıklar, Mabudiyetten uzaklıkta eşit olduğu gibi, yaratık olarak da eşittirler.Üçüncü Nota: His yanılması ile çevrenin bir nebze sabit olmasını, fâni nefsin devâ-mı ile karıştırıyor.Dördüncü Nota: Allah önemli şeyleri ayniyle tekrar yaratıyor.Beşinci Nota: Avrupa ikidir diyerek yapılan uzun bir tahlil.Altıncı Nota: Kıymet kemiyette değil keyfiyettedir, kâfirlerin çokluğunun önemi yoktur.Yedinci Nota: Müslümanları dünyaya çağıranlara esaslı bir cevap.Sekizinci Nota: Çalışmadaki lezzet ve saadeti îzâh eder.Dokuzuncu Nota: Peygamberliğin, insanlıktaki kemalâtın esası olduğunun îzâhı Onuncu Nota: Marifetullahın (Allah'ı tanımanın) üç türlü şahitleri olduğunun îzâhı.On Birinci Nota: Kur'ân ifadesi halkı nazara alan bir şefkat üslûbundadır.On İkinci Nota: 'Ey Rabb-ı Rahimim' şeklinde kalbin içli niyazlarına yer verir.On Üçüncü Nota: Birbirine karıştırılan beş meseledir.Birincisi: Kendi vazifesini yapıp, vazife-i İlâhiyeye karışmanın gereği İkinci Mesele: Kulluk, Allah'ın emrine ve rızasına bakar.Üçüncü Mesele: Kullukta haddini bilmek nasıl olur?Dördüncü Mesele: Zâhirî sebep eliyle gelen nimetleri, Cenâb-ı Hak hesabına almak gerektir.Beşinci Mesele: Cemaatin malı bir adama verilse zulüm olur.On Dördüncü Nota: Tevhide dair dört remizdir.Birinci Remiz: İnsan İlâhî bir saraydır, maddî ve manevî cihazları başka başka âlemlerden getirilmiştir.İkinci Remiz: İnsanın kalb aynasındaki muhabbet kendisine ait değil.Üçüncü Remiz: İnsanın mahiyetindeki duygular, kâinatı içine alabilir.Dördüncü Remiz: Geniş sanılan dünya dar kabir hükmündedir.On Beşinci Nota: Üç meseledir.Birinci Mesele: Hafîz isminin tam tecellisine işaret eden âyetin îzâhıdır.ON SEKİZİNCİ LEM'A: Gizli kalmış mühim bir Peygamber (a.s.m.) mu'cizesini açıklayan ve evliyânın kerametlerinin hak olduğuna kesin bir delil teşkil eden Hz. Ali'nin (r.a.) gaybî bir kerametini açıklayan Birinci Keramet-i Aleviye Risâlesi isminde bir lem'adır.ON DOKUZUNCU LEM'A: İsraftan men edip, iktisat ve kanaati emreden âyetleri tefsir eden İktisat Risâlesidir.Birinci Nükte: Yaratıcı, insanlara verdiği nimetlere karşı şükür ister.İkinci Nükte: Yaratıcı, insan vücudunu mükemmel bir saray şeklinde yaratmıştır.Üçüncü Nükte: Dil bir kapıcıdır, sadece maddî cesede değil, ruha da bakar.Dördüncü Nükte: İktisat eden geçim derdi çekmez.Beşinci Nükte: Allah en fakire de en zengin gibi nimetinin lezzetini hissettirir.Altıncı Nükte: İktisatla cimriliğin farkı tevazu ile tezellülün farkı gibidir.Yedinci Nükte: İsraf, hırsı netice verir.YİRMİNCİ LEM'A: İslâmiyette ihlâsın en mühim bir esas olduğunun sırlarını anlatır.Birinci Nokta: Dalâlet ehlinin ittifak etmesi, hidayet ehlinin ayrılığa düşmesinin sebepleri nelerdir?Birincisi: Hidayet ehlinin vazifesi umuma bakar, makam ve ücretler belirlenmemiştir.İkincisi: Hidayet ehlinin izzetli oluşları, hak yolda müstakil gitmelerine sebep oluyor.Üçüncüsü: Sevap hırsı hidayet ehline ayrılık sebebi oluyor.Dördüncü Sebep: İhlâs muhafaza edilemediğinden ehl-i hak ihtilaf ediyor.Beşinci Sebep: Ehl-i hidayetin ittifaksızlığı kâmil imanın verdiği güvenden kaynaklanıyor.Altıncı Sebep: Ehl-i hak çok geniş meseleler sebebiyle himmeti dağıldığında ittifak edemiyor.Yedinci Sebep: Rekabetten dolayı ehl-i hak ihtilaf eder.YİRMİ BİRİNCİ LEM'A: İhlâs Hakkındadır. Hayırlı amellerde ve özellikle uhrevî hizmetlerde muvaffak olmanın sırlarını açıklar.Birinci Düsturunuz: Amelde rıza-i İlâhî olmalıdır.İkinci Düsturunuz: Kardeşleri tenkit etmemek, faziletfüruşluk yapmamak.Üçüncü Düsturunuz: Tüm kuvveti hakta ve ihlâsta bilmektir.Dördüncü Düsturunuz: Kardeşlerin meziyetleriyle iftihar etmektir.İhlâsı Kıran Sebeplerden; Birincisi: Maddî menfaatten gelen rekâbet.İhlâsı kıran ikinci mâni: Makam sevgisinden gelen şöhret duygusu.Üçüncü mani: Korku ve tamâ.YİRMİ İKİNCİ LEM'A: Risâle-i Nur ve hizmeti üzerine yöneltilen bir kısım suallerin cevabıdır.Birinci İşaret: Sen ehl-i dalâletin dünyasına karışmadığın halde onlar neden senin ahiretine karışıyorlar.İkinci İşaret: Tenkitkârane suale cevaptır.Üçüncü İşaret: Mugalatalı bir suale cevaptır.Hatime: Ehl-i dünya enaniyeti sezip karşı çıkıyorlar.YİRMİ ÜÇÜNCÜ LEM'A: Her şeyin Allah tarafından yaratıldığını, ikna edici delillerle anlatan Tabiat Risâlesidir.Mukaddime: İnsanların ağzından şuursuzca çıkan ve dinsizliği ima eden kelimelerden söz eder.Birinci Mesele: Sebeplerin tesiriyle varlıkların yaratılmasının imkansızlığının üç halle îzâhı yapılmaktadır.İkinci Mesele: Varlıkların kendi kendine oluşmasının üç muhalle îzâhı yapıl-maktadır.Üçüncü Mesele: Tabiatın gereği olarak varlıkların oluştuğu iddiası üç muhalle anlatılır.Hatime: Tabiatçılık fikrinden kurtulup imana gelen kişinin sorularını içerir.Birinci Sual: Cenab-ı Hakkın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var?İkinci Sual: Her varlığın tüm halleriyle Cenab-ı Hakkın kontrol ve tedbiri altında kolayca idaresinin sırrı nedir?Üçüncü Sual: 'Hiçten bir şey yaratılmıyor ve yok edilmiyor' diyenlerin iddialarına cevap veriliyor.YİRMİ DÖRDÜNCÜ LEM'A: Tesettür (örtünme) Hakkındadır. Tesettür Risâlesi olup, Kur'ân'ın tesettürü emreden hükümlerini açıklayan bir tefsirdir. Tesettürün insan yaratılışına da son derece uygun olduğunu, kadın fıtratının tesettürü gerektirdiğini, hem âile, hem cemiyet saadetinin bozulmasında tesettürsüzlüğün ne kadar büyük rol oynadığını açıklar.Birinci Hikmet: Tesettürün kadınlar için doğuştan gelen bir özellik olduğu ispat edilir.İkinci Hikmet: Kadın-erkek arasındaki alâkanın ebedî olduğu ispat edilir.Üçüncü Hikmet: Aile mutluluğu kadın-erkek arasındaki samimî saygı ve sevgi ile devâm eder.Dördüncü Hikmet: Açık saçıklık neslin çoğalması hikmetine terstir.Birinci Nükte: Risâle-i Nurun bir esası şefkattir. Kadınların şefkat kahramanı olması ile Nur'a ilgileri daha çok artar.İkinci Nükte: Aile hayatından gelen şikâyetlerin sebebi.Üçüncü Nükte: Meşrû daire dışındaki zevklerin zahmeti ve elemi daha çoktur.YİRMİ BEŞİNCİ LEM'A: Hastalar Risalesidir. Ehl-i imâna gelen musibetlerin aslında birer musibet olmadığını, belki Cenâb-ı Hakkın bir hatırlatması ve şefkatli bir iltifatı olduğunu gösteren, şifâ hakkındaki âyetlerin bir tefsiridir.Birinci Devâ: Hastalık dert değil, bir nevi devâ olduğundan sabredilmesi gerektiğini îzâh eder.İkinci Devâ: Hastalık her bir ömür dakikasını, birer saat ibadet hükmüne geçirdiğinden şükredilmeli.Üçüncü Devâ: İnsan bu dünyaya keyif sürmek, lezzet almak için gelmediğinin ispatıdır.Dördüncü Devâ: İnsanın vücud ve âzâları kendi malı değil, onların mâliki onlarda dilediği gibi tasarruf eder.Beşinci Devâ: Hastalık bazıları için bir ihsan-ı ilâhidir.Altıncı Devâ: Geçmiş sefalı ve elemli günlerin tahlilidir Altıncı Devâ haşiye: Bu devâ ikinci kez ama farklı olarak yazılmıştır.Yedinci Devâ: Hastalığın elemi sıhhatin lezzetini arttırır.Sekizinci Devâ: Hastalık sabun gibi günahların kirlerini yıkar, temizler.Dokuzuncu Devâ: Hasta olma korkusu ölüme sebebiyet vermesinden kaynaklanır.Onuncu Devâ: Merak hastalığı ağırlaştırır.On Birinci Devâ: Geçmiş hastalığın elemi gitmiş, sevabı kalmıştır. On İkinci Devâ: Hastalık zamanı yapılamayan ibadet sevabı, hastalığın meşakkatinden dolayı aynen verilir. On Üçüncü Devâ: Hastalık bir define, bir hediye-i İlâhiyedir. On Dördüncü Devâ: Göz hastası olanlara bir müjde verir. On Beşinci Devâ: Hastalığın mânâsı güzel olmasaydı, Allah en sevdiği kullarına hastalık verir miydi? On Altıncı Devâ: Hastalık insanlar arasında hürmet ve merhameti telkin eder. On Yedinci Devâ: Hastalık, hastaya ve ona bakanlara sevap kapısıdır.On Sekizinci Devâ: Hastanın şikâyete hakkı yoktur. On Dokuzuncu Devâ: Hastalık Esma-i Hüsnânın ortaya çıkmasına sebep olur. Yirminci Devâ: Hastalık iki kısımdır; Hakikî ve vehmî... Yirmi Birinci Devâ: Hastalık, yakınların ilgisini hastanın üzerine odaklar. Yirmi İkinci Devâ: Mü'min için nüzûl hastalığı mübarektir. Yirmi Üçüncü Devâ: Allah'ın rahmeti yalnızlığa devâdır. Yirmi Dördüncü Devâ: Hasta çocuklara, çocuk tabiatlı yaşlılara hizmet edenlerin mükâfatı vardır Yirmi Beşinci Devâ: Hakikî devâ imanı inkişaf ettirmektir. Yirmi Beşinci Lem'anın Zeyli: On yedinci Mektup olup, Mektubat mecmuasına dahil edilmiştir. YİRMİ ALTINCI LEM'A: İhtiyarlar Risâlesi. Cemiyetin ve insan hayatının önemli bir kısmını teşkil eden ihtiyarlar ve ihtiyarlık hakkında çok lüzumlu ve güzel tesellileri ifade eden âyetlerin bir tefsiridir. Birinci Rica: İhtiyarlık zamanında bulduğum ricaların madenî çeşmesi imandır. İkinci Rica: İhtiyarlığımızda en büyük rica Rahmet-i İlâhiyedir. Üçüncü Rica: Berzah memleketi, ahbabların toplandığı yerdir. Başta Şefaatçimiz oradadır.Dördüncü Rica: Kur'ân her zulmete bir ziya, her ye'se bir ricadır. Beşinci Rica: Âhiret imanında kuvvetli bir rica ve teselli vardır. Altıncı Rica: Rahîm bir Yaratıcımız var, bize gurbet yoktur.

Yedinci Rica: Madem iman ehliyiz, imanda çok nurlu, lezzetli, şirin defineler var- dır. .............................................................................................362

Sekizinci Rica: Gençliğin gitmesi, tehlikelerinden uzaklaşma sonucunu verir. ...368

Dokuzuncu Rica: Bediüzzaman'ın esarette Volga kenarındaki camideki ruhî intibahıdır

Onuncu Rica: Bediüzzaman'ın esaretten geldikten sonra Eyüp Kabristanındaki tefekkürüdür

On Birinci Rica: Bediüzzaman'ın esaretten geldikten sonra Çamlıca'daki tefekkürüdür.

On İkinci Rica: Bediüzzaman'ın Barla'da iken yeğeni Abdurrahman'ın vefatını haber alması.

On Üçüncü Rica: Bediüzzaman'ın Van Kalesinde savaşta yıkılan bölgeyi izlerken tahassürüdür

On Dördüncü Rica: 'Allah bize yeter' âyetinin nurlu mertebeleri.

On Beşinci Rica: Bediüzzaman'ın Emirdağ'da hapsi özleten sıkıntılı tecriddeki vaziyetidir.

On Altıncı Rica: Bediüzzaman'ın Kastamonu'da polis karakolu karşısında nezaret altındaki hayatdır.

Yirmi Altıncı Lem'anın Zeyli: Yirmi Birinci Mektup'tur.

YİRMİ YEDİNCİ LEM'A: Eskişehir Mahkemesi müdafaası olup, Tarihçe-i Hayat'ta neşredildiğinden buraya yazılmamıştır.

YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'A:

Eskişehir hapishanesinin hatırası olup Yirmi Sekiz Nüktedir.

Birinci Nükte: Risale-i Nurdan haber veren İkinci Keramet-i Aleviye Risalesidir. Sikke-i Tasdik-i Gaybî'de yer aldığından buraya konulmamıştır. Fihrist Risalesinin ilgili bölümü bu kitabın arkasında yer almaktadır.

İkinci Nükte: Risale-i Nur talebelerinin İlâhî kader doğrultusunda hapishaneye girmelerinin ardındaki hikmetler anlatılır.

Üçüncü Nükte: Sineğin yaratılışında gizli olan hikmetlerden bazıları izah edilir.

Dördüncü Nükte: Demirin gökten indirildiğini beyan eden âyet-i kerimeye yönelik itirazları susturan bir cevap ve gayet lüzumlu bir ilim ve Kur'ân'ın hikmetli dersini gösteren kıymetli bir nüktedir.Beşinci Nükte: Sebe Sûresinin 25. âyetinde ifade edilen İlâhî sıfatları, san'atının ölçücüğü ile tarif eden Süleyman'ın (a.s.) Hüdhüd kuşu hakkındadır.Altıncı Nükte: 'Denizler mürekkep olsa Rabbimizin kelimelerini bitiremez' ayetinin îzâhında ezelî kelâmın sonsuzluğuna işaret edilir.Yedinci Nükte: Vahdetü'l-vücud meşrebinin, bu zamanın maddî sebepler içinde boğulan insanlarına üç büyük zarar vereceği izah edilir. Son bölümde ise Hz. Muhyiddin hakkında yöneltilen bir itiraza cevap verilir.Sekizinci Nükte: 'Binlerce salât ve selâm senin üzerine olsun ey Allah'ın Resulü' cümlesinin namaz tesbihatında inkişaf eden bir hakikatına dairdir.Dokuzuncu Nükte: Uykunun gaylûle, feylûle ve kaylûle şeklinde üç tür olduğunu, faydalı ve zararlı vakitlerini Sünnet-i Seniyye dairesinde gösterir. Böylece insanın en mühim bir sermayesi olan ömrünün uzamasına ve mühim bir gayesi olan rızkının bereketine yardım eden vakitlerin dersini verir.Onuncu Nükte: İnsanlığın ağlanacak gülmelerine ait gelecek endişesi ve akıbeti düşünme merceğiyle ve 'Her gelecek yakındır' sırrıyla, hak ve hakikat muvazenesiyle görülen bir ümitsizlik durumu aktarılır. Buna karşılık edepli ve bekâya âşık insanların kalb ve ruhunu güldürecek ve sevindirecek meşrû dairede gafletsiz eğlencelerin ve sevap cihetiyle bâki kalan sevinçlerin olduğunu hatırlatan bir fıkradırOn Birinci Nükte: Risale-i Nur Talebelerine yönelik Nur hizmetinin taşıdığı öneme dair Kur'an'dan ve Sünnetten övgü dolu ifadeler aktarılır. Risale-i Nur'un dışında onun talebelerinin, onu bırakıp başka yerde nur aramaması gerektiği, eğer aranırsa nur yerine zulmet ve manevî ticaret yerine hasarete uğranılacağı ihtar edilir.On İkinci Nükte: Bir tenkid olmasından yazılmadı.On Üçüncü Nükte: Risale-i Nur'un önde gelen beş talebesine yönelik hizmetle alâkalı bazı hatırlatmalar aktarılır.On Dördüncü Nükte: Risale-i Nur, Kur'ân güneşinin ışığındaki yedi rengi ve yedi nuru kendi aynasında yansıttığı, bu yönüyle önceki dönemlerde telif edilen eserlerden çok daha ileride bir rehber ve mürşid olacağını müjde eder.On Beşinci Nükte: Tutuklu bulunan yüz yirmi küsûr Nur Talebelerinin bazı tehlikelerden kurtulmalarının onların nasıl Rahmanî bir koruma altında bulunduklarını ve bu büyük ni'mete karşı tahdis-i ni'met olarak hakikat yoluna hayatımızı feda ve vakfetmemiz lâzım geldiğini beyan eden ve her şeyde rahmetin izini, yüzünü, özünü görmeye çalışmaya teşvik eden beliğ bir nüktedir.On Altıncı Nükte: Risale-i Nur talebelerinin hapishane sıkıntısından dolayı birbirlerinin galiz sözlerine tahammülü tavsiye eder.On Yedinci Nükte: فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ...اَخَذْنَاهُمْ âyetinin ehl-i isyan hakkında nazil olduğu halde, bir işaretle Risale-i Nur şakirtlerine sürekli ve ısrarla verilen ihlâs dersini unutup ayrı ayrı hatalarda bulunmalarından çıkarılacak ibretli dersler hakkındadır.On Sekizinci Nükte: Her başa gelen şeyin iki yüzü olup biri kader-i İlâhiye, diğeri insanın kendi isteğiyle elde etmesine baktığını bildiren bir nüktedir.On Dokuzuncu Nükte: 'Kısa bir zamandaki küfre karşılık, hadsiz bir Cehennem nasıl adalet olur?' sorusuna insanların uyguladıkları kanunlar çerçevesinde adalet-i İlahiye ispat edilir.Yirminci Nükte: 'O bir şeyin olmasını dilediğinde, 'Ol' der ve o şey hemen oluverir' âyet-i kerimesindeki yalnız bir emir ile icadı, sûrelerin başlarındaki mukattaa harflerinin özellikleri, faziletleri ve maddi tesirleriyle ilgili hadislerin akla yaklaştırılmasıyla ilgili bir nüktedir.Yirmi Birinci Nükte: Risale-i Nur yazarının ve şakirtlerinin başına gelen musibetlerin bir dest-i inayetle tanzim edildiğini (beş mânidar tevafuk ile) ispat eder, gösterir.Yirmi İkinci Nükte: Herkese lâzım olan ve herkesin daima kendi hayat aynasında hissedip görebileceği bir nüktedir.Yirmi Üçüncü Nükte: Risale-i Nur'un bir talebesinin tarafgir bir şekilde ve Risale i Nur'la rekâbet edercesine söylenen sözlere karşı, tatlı ve şirin bir şekilde karşılık verilmesine dair bir fıkradır.Yirmi Dördüncü Nükte: Risale-i Nur'un müellifine işaret eden bir talebenin rüyasıdır.Yirmi Beşinci Nükte: Risale-i Nur'dan tahkikî iman dersini alan bir talebenin fıkrasıdır.Yirmi Altıncı Nükte: Koyun, keçi, manda ve deve gibi hayvanların her şeyin nimet olup, semâdan rahmet hazinesinden indirildiğini göstermekle; her açıdan nimeti nimet bilip şükür kapısını açan, herkese lâzım olan Kur'ânî bir mu'cizedir.Yirmi Yedinci Nükte: İnsanın en zararlı düşmanı nefsi olduğunu gösteren çok mühim bir hakikat dersidir.Yirmi Sekizinci Nükte: Bazı âyetler hakkında gelen şüpheler ve itirazları; bir soru-cevap ve mühim bir temsil ile tefsir ve izah eder.YİRMİ DOKUZUNCU LEM'A: Arapça olarak yazılan bu Risâle tevhid delillerini gösterir. İmana dair yüksek bir tefekkürnâmedir.İfade-i Meram: Akıl ve kalbin kaynaşmasıyla gelişen tefekkür mesleğinin özlü hülâsası.Birinci Bab: Sübhânallah'a dair üç fasıldır.Birinci Fasıl: Göklerden, yere, bitkilere, çekirdeklere kadar her şeyin, Allah'ı tesbih ettiği anlatılır.İkinci Fasıl: Bütün varlıkların diliyle Allah'ı tenzih ve tesbih ettiği anlatılır.Üçüncü Fasıl: Celâl sahibi olan Allah'ın tenzih ve tesbih edilmesi İkinci Bab: Elhamdü lillah hakkındadır.Birinci Nokta: Altı cihetten iman gözlüğüyle nasıl bakılacağını anlatır.İkinci Nokta: Altı noktayı aydınlatan iman nimetine de şükür lâzımdır.Üçüncü Nokta: İmanın yardım noktası ile dayanak noktası olduğunu açıklar.Dördüncü Nokta: İnsan ruhunu sıkan ayrılık acısıdır. İman o acıları giderir.Beşinci Nokta: İnsan imansızken düşman gördüğü şeyleri iman nuruyla kardeş görür.Altıncı Nokta: İman nuru dünya ve ahireti ayrı ayrı iki sofra görür.Yedinci Nokta: İman nuru ile Allah'ın varlığına iman bütün nimetlerin üstünde bir nimettir.Sekizinci Nokta: Kâinat kitabı Allah'a sayısız hamd delilleriyle doludur.Dokuzuncu Nokta: Ezelden ebede her şeyden, her şeye olan hamd Allah'a mahsustur.Üçüncü Bab: 'Allahü Ekber'in mertebelerine dairdir.Birinci Mertebe: Kâinatı ve insanı yaratan Allah her şeyden büyüktür.İkinci Mertebe: Büyüklüğü, celâli tüm varlıklar üzerinde görülür.Üçüncü Mertebe: Allah ilim ve kudretiyle her şeyden büyüktür.Dördüncü Mertebe: Kâinat ağacının yaratılışındaki hikmet, inâyet, rahmet gibi tecellileriyle büyüklüğü anlaşılır.Beşinci Mertebe: Allah, kudret sahibi bir yaratıcı, gören bir tasvirci olarak büyüktür.Altıncı Mertebe: Allah adâlet, ilim, birlik, açısından her şeyden büyüktür.Yedinci Mertebe: Büyüklüğü Hallâk, Fettah, Faal, Allam, Vehhab ve Feyyaz isimleri ile gösterilir.Dördüncü Bab: İki fasıldır.Birinci Fasıl: Hz. Hızır'ın altmış üç mertebeye işaret eden virdi esas alınıyor.İkinci Fasıl: Hz. Gavs'ın yüceltme ve taziminden 99 tevhid ve marifet mertebesi çıkarılmış.Beşinci Bab: Hasbünallah mertebelerine dairdir. Beş nüktedir.Birinci Nükte: İnsan acz ve fakrını tedavi eden bir devâdır.İkinci Nükte: Benim mûcidim, Hâlikım, Mâlikim bâkîdir. Ben de onun bekâsıyla bekâ bulurum.Üçüncü Nükte: Bu mevcudat onun tecellisine aynadır.Dördüncü Nükte: Beni ve emsalimi basit bir sudan yaratan bana yeter.Beşinci Nükte: İnsanı yaratıp, hayata mazhar eden bana yeter.Altıncı Bab: 'Lâhavle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azim' hakkındadır.OTUZUNCU LEM'A: İsm-i Âzamın altı nüktesini altı isimle açıklar.Birinci Nükte: Kuddüs isminin nüktesine dairdir. Kâinat fabrikasının bu cilve ile temizlenmekte olduğunu îzâh eder.İkinci Nükte: Adl isminin cilvesini gösterir.Üçüncü Nükte: Birinci Noktası: Hakîm isminin en büyük tecellisini ele alır.Üçüncü Nüktenin İkinci Noktası: İki meseledir.Birinci Meselesi: Sonsuz kemâl ve cemâl sahibi kendini görmek ve göstermek ister.İkinci Noktanın İkinci Meselesi: Kâinat sanatkârının mülkünde şirke yer yoktur.Üçüncü Nokta: İnsanı kâinatın merkezi yapmıştır. Bütün ilimler ona hizmetkârdır.Dördüncü Nokta: Bu sarayı binler hikmetlerle yapan usta, boş ve abes iş yapmaz.Beşinci Nokta: İki meseledir.Birinci Mesele: Sâni-i Hakîm, israf, abes ve faydasız yaratmaz.İkinci Mesele: Sâni-i Hakîm, Resül-i Ekremin (a.s.m.) Risâletine delâlet ediyor.Dördüncü Nükte: Ferd isminin âzamî tecellisini anlatır.Birinci İşaret: Ferd ismi kâinatın bütününe ve her bir ferdine bir tevhid mührü vuruyor.İkinci İşaret: Kâinatın unsurları birbirine girifttir. Birine sahip olamayan hiçbirine sahip olamaz.Üçüncü İşaret: Kâinat sayısız Samedanî mektuplardırDördüncü İşaret: Ferd isminin açık oluşu üç noktada ele alınır.Beşinci İşaret: Hâkimiyetin en esaslı özelliği istiklâldir, infiraddır.Altıncı İşaret: Allah'ın ferdiyeti bütün kemâlâtın esasıdır.Yedinci İşaret: Ferdiyeti en mükemmel ders veren Muhammed'dir (a.s.).Beşinci Nükte: Hayy isminin azamî tecellisini anlatır.Birinci Remiz: Hayat ve mahiyetini anlatır.İkinci Remiz: Hayatın iki yüzü de şeffaf olduğu îzâh edilir.Üçüncü Remiz: Kâinatın neticesi hayat; hayatın neticesi de şükürdür.Dördüncü Remiz: Hayat imanın altı erkânına bakıp ispat ediyor.Beşinci Remiz: Hayat girdiği şeyi âlemle bütünleştirir.Hatime: İsm-i Âzam hakkında bir değerlendirme.Altıncı Nükte: İsm-i Kayyûma bakar.Birinci Şua: Kâinatın Yaratıcısı bizatihî kâimdir, dâimdir. Her şey onunla ayaktadır.İkinci Şua: İki meseledir.Birinci Mesele: İsm-i Kayyûm'un bir âzamî cilvesine işaret eder.İkinci Mesele: Eşyanın kayyûmiyet sırrıyla oluşan faydalarına işaret eder.Üçüncü Şua: Hâllakıyet ve faaliyet içindeki kayyûmiyet sırrını açıklar.Dördüncü Şua: Kâinattaki hayret verici faaliyetin hikmetinin üçüncü şubesini anlatır.Beşinci Şua: İki meseledir.Birinci Meselesi: Kayyûm isminin cilve-i âzâmını gösterir.İkinci Meselesi: Kayyûmiyetin insandaki cilvesini anlatır.OTUZ BİRİNCİ LEM'A: Şuâlar'da neşredilen On Dördüncü Şua olup, Afyon Mahkemesi müdafâasıdır.OTUZ İKİNCİ LEM'A: Risâle-i Nur'un çekirdeği hükmünde Lemeât adlı Risâle olup, Sözler mecmuasının sonunda yazılmıştır. Eski Said döneminin en son telifidir.OTUZ ÜÇÜNCÜ LEM'A: Kur'ân ve Hz. Muhammed'in (a.s.m.) eşsiz duâsı Cev-şen'den ilhâmen kaleme alınan ve Cenâb-ı Hakk'ın varlığına, birliğine bütün varlık âlemini kuşatan bin bir Esmâ-i Hüsnâsına, âhiret âlemlerine işaret eden sayısız delil ve şahitleri gösteren bir Risâledir.

Şualar Alıntıları - Sözleri

  • Evet, insan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir.
  • مَنْ اٰمَنَ بِالْقَدَرِ اَمِنَ مِنَ الْكَدَرِ "Kadere imân eden gam ve hüzünden emin olur.." ⏳
  • Nur'un mesleğinde hiçbir cihette benlik, şahsiyet, şahsî makamları arzu etmek, şan ü şeref kazanmak olmaz.
  • Beni halk eden ve adem zulmetinden çıkararak bana vücut nurunu in'am eden Zat bana yeter.
  • bir hakikat var, hiçbir şeye feda edilmez,
  • حَسْبُنَا اللَّهُ وَ نِعْمَ الْوَ كِيلُ Onun bekası bize yeter" dedim.
  • "Risale-i Nur'un hedefi doğrudan doğruya âhirettir. Dünya ile alış-verişi yoktur."
  • Dünya madem fanidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem dünya sahipsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet hakim ve Kerim bir müdebbiri var. Hem madem dünyevi dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır. Elbette en bahtiyar odur ki; dünya için ahiretini unutmasın, ahiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selametle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.
  • . Dil bekası Hak fenası istedi mülk-ü tenim. Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber. .
  • Bir devasız derde düştüm, âh ki Lokman bîhaber.
  • Îmán hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki îmânı elde eden adam, kâinâta meydan okuyabilir.
  •  “Evet bahar, mahzen-i erzak bir vagondur, gaibden gelir."
  • Evet, bir kelâm "Kimden gelmiş ve kime gelmiş ve ne için?" denilmesiyle kıymeti ve ulviyeti ve belâgatı tezahür etmesi noktasından Kur'an'ın misli olamaz ve ona yetişilemez.

Şualar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kainat yaratanını nasıl gösteriyor? Kainattan yaratıcısını soran bir seyyahın müşahedeleri... Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet'in hakikatlerinin izahı ve ispatı Kur'anın üçte birine yakın ayetlerinin bahsettiği, ölümden sonraki dirilişe dair ilmi ve aklı izahlar. Ahiret'e iman dünyaya huzur ve selamet getireceği... Ahir zamana dair bazı mühim hadis-i şeriflerin hiçbir yerde rastlanmayan tarzda isabetli ve te'villeri. Allah'tan ve ahlaktan bahsetmenin yasak olduğu bir dönemde Kur'an davasının kahramanca yapılan müdafaaları... Ettehiyyatü ve Fatiha'nın harika tefsirleri Evet kitap/sualar--160716 Kur'ana ve İslama hizmeti gaye edinen herkesin devamlı okuması gereken bir eserdir. (fatma)

Düşündüm de özellikle biz sıcak odamızda sessiz sakin şuaları bir fincan çay eşliğinde okurken, zamanında çekilmiş çileleri tam anlamıyla anlamamız beklenemez elbette. O yüzden sadece utandığımızla kalıyoruz. "Biz bir avuç insanız ne yapabiliriz ki" dememişler. Hapislerde saçlarına aklar düşürmüşler. Bugün dahi bir çok; tabiri caizse bebenin kalkıp atıp tutmaya çalıştığı Bediüzzaman hazretleri ve şakirdleri hakkında, Şualar da bu kadar ispat varken sallamaları kıt beyinli olmalarından mıdır yoksa okuduğunu anlamakta sorunlar yaşadıklarından mıdır bilinmez. Ama ben de ağır basan bir düşünce var ki; zamanında nasıl ataları İslam'ı bu ülkenin kalbinden söküp atmaya beyhude uğraştıysalar, bugün de onların torunları, anlamadıkları tüm zamanların en iyisi( Bediüzzaman) olan Ûstadımız ve İslam'a çamur atmak için boşuna uğraşmaktadırlar. Zannımca bu kadar kesin mahkeme kararları ve belgelerle ispat varken attıkları çamur sadece kendilerine bulaşıyor. Eleştirmeye çalıştıkça gözümüzde okuduğunu anlamaktan güçlük çeken ya da okuduğunu sindiremeyen mahlûkatzede olduklarından herhalde bihaber değillerdir. Gönüllü cahillik mi desem ne desem bilemedim ama onlar kendini iyi bilirler. Rabbim İslam düşmanlığı güden, bütün kötü kalpli varlıklardan imanlarımızı/ülkemizi muhafaza eylesin... Okuyan çok şey kazanır. Okuduğunu sanan zarardadır. Kur'an-ı Kerim'den hareketle ebced hesabından Risale-i Nur'a göndermeler olduğu düşünülen ve Hz. Ali ( r.a)'ın da zamanında övdüğü düşünülen bu kırmızı (mübarek) kitaplar hakkında benim methimin bir önemi olmayabilir. Ama okuduğu halde anlamayanlar ise hem zaman yönünden hem kalbin mutmainliği yönünden en büyük kaybı yaşamıştır... Anlamlı okumalar... (Kuguduck)

ALLAHUEKBER: “Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir zatın hârika işlerine bak! Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başıboş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar." (elif sabanlı)

Kitabın Yazarı Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?

Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü.

1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır.

I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi.

1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır.

23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti.

Detaylı bilgi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî

Bediüzzaman Said Nursî Kitapları - Eserleri

  • Sözler
  • Gençlik Rehberi
  • Lem'alar
  • Namaz Risalesi
  • Hanımlar Rehberi
  • Asa-yı Musa (Büyük Boy)

  • İman ve Küfür Muvazeneleri
  • Hizmet Rehberi
  • Mektubat
  • Şualar
  • Barla Lahikası
  • Kastamonu Lahikası
  • Emirdağ Lahikası

  • İşaratü'l-İ'caz
  • Mesnevi-i Nuriye
  • Sikke-i Tasdik-i Gaybi
  • Zülfikar
  • Tılsımlar Mecmuası
  • Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli)
  • Muhakemat

  • Münazarat
  • Hutbe-i Şamiye
  • Divan-ı Harb-i Örfî
  • Sünnet-i Seniyye Risalesi
  • Mu'cizât-i Ahmediye Risalesi
  • Tabiat Risalesi
  • Münacat

  • Namaz ve Hikmetleri Risalesi
  • Miftahü'l İman
  • El-hüccetüz Zehra
  • Tiryak
  • Beyanat ve Tenvirler
  • Nur'un İlk Kapısı
  • Nur Aleminin Bir Anahtarı

  • Latif Nükteler
  • Ayet'ül Kübra
  • Otuz Üç Pencere
  • İman Hakikatleri
  • Haşir Risalesi
  • Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri
  • İhtiyarlar Risalesi

  • Meyve Risalesi
  • Sünuhat
  • Hastalar Risalesi
  • İhlâs Risaleleri
  • Uhuvvet Risalesi
  • Küçük Sözler
  • Vesvese Risalesi

  • Risale-i Nur'dan Dualar
  • Kader Risalesi
  • Yirmiüçüncü Söz
  • Risale-i Nura Giriş
  • Bediüzzaman Cevap Veriyor
  • Müdafaalar
  • İçtimai Dersler

  • Fihrist Risalesi
  • Asar-ı Bediiyye
  • Said Nursi'nin Kendi Dilinden Nesebi
  • Dersên Civakî
  • Telvihat-ı Tis’a
  • Mucizat-ı Kur`âniye Risalesi
  • İsm-i Âzam Risalesi

  • Mirac Ve Şakk-ı Kamer Risaleleri
  • Hakikat Nurları
  • Rahmet Ve Şefkat İlâçları
  • İçtihad Risalesi
  • Ene Ve Zerre Risalesi
  • Risale-i Nur Hakkında verilen Bir Konferans
  • Zühretünnur

  • Açıklamalı Cevşenü'l Kebir
  • Siracü'n-Nur
  • Hakkı Müdafaa Cephesi
  • Hutuvat-ı Sitte
  • Sevgi Risalesi
  • Hizmet Düsturları
  • Beş Risale

  • Mektubat Mecmuası-1 (Osmanlıca)
  • Mektubat Mecmuası 2 (Osmanlıca)
  • Eski Said Dönemi Eserleri
  • Mirkat-üs Sünnet
  • Mektubat (Osmanlıca - Orta Boy)
  • Ezkar-ı Nuriye
  • Hizbul Kur'âni Ekber ve Virdül Kur'âni Elazım

  • Bediüzzaman Said Nursi'nin İlk Dönem Eserleri
  • Tefekkürname
  • Mektubat Mecmuası 1. Kısım
  • Mektubat Mecmuası 2. Kısım
  • Şualar Mecmuası 2. Kısım
  • Tasavvuf Risalesi
  • Otuzuncu Lem'a Esma-i Sitte

  • Hikmetü'l-İstiaze Risalesi
  • Yirmi Dördüncü Söz
  • İçtihad Sahabe ve Cennet Risalesi
  • Münacat ve Hasbiye Risaleleri
  • Mi'rac Risalesi
  • Otuzikinci Söz
  • Nurlardan Seçmeler - 2

  • Beka-yı Ruh Melaike ve Haşr Risalesi
  • İkinci Şua - Tevhide Dair
  • Peyven Biçuk Peyva Bistu Seyemin Mektubata Bistemin
  • Medrese-i Yusufiye Risalesi
  • Sünuhat - Tuluat - İşarat
  • Emirdağ Lahikası Mecmuası Cilt -1
  • Nur Çeşmesi

  • Emirdağ Lahikası 2.cilt
  • Risale Günlüğüm
  • Keşfü'l-Envar Külliyatından Arabi İşaratü'l-İcaz Meal ve Şerhi 4
  • Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinden Hulusi Ağabey'e Gönderilen ve Neşredilmeyen Mektuplardan 
  • Usko ja Ihminen
  • Viisaita Sanoja
  • Totuus Luonnosta

  • Yirmi Dördüncü Mektup
  • Risalei Nur Külliyatından Namaz
  • Fatiha Tefsiri
  • Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi - Ondokuzuncu Mektup
  • Risale-i Nur
  • İhlas ve Kardeşlik
  • On Birinci Söz'ün Şerhi

  • Ene Risalesi'nin Şerhi
  • Tesettür Risalesi
  • Hüve Nüktesi
  • Dua Risalesi
  •  Vesvese ve Hikmetü'l İstiâze Risâleleri
  • Sabır Risalesi
  • Risale-i Nur Külliyatından Misbahu'l-İman

  • Ehl-i Beyt Risalesi
  • Hastalar Risalesi ve Çocuk Taziyenamesi Risale-i Nur Külliyatından (Cep Boy)
  • Emirdağ Lahikası Mecmuası-3
  • Hukuk-u Valideyn (mini boy)
  • Makalât-ı Hulûsiyye - 2
  • İkinci Şua
  • Rîsaleya Lem'eyan

  • Rumuzat-ı Semaniye
  • Namaz Tesbihatı
  • Nurlardan Seçmeler -1
  • Hakikat Çekirdekleri
  • Türkçe Açıklamalı Kaside-i Celcelutiye ve Hizbü’l-Ekberi’n-Nuri
  • Namaz Risalesi
  • Mu'cizât-ı Ahmediye (asm) Risalesi

  • Sırr-ı İnna A'tayna Risalesi
  • Hastalar Risalesi
  • Hutuvat-ı Sitte Risalesi
  • Risale-i Nur Külliyatından Aile Risalesi
  • Çekirdekler Çiçekleri
  • Müsbet Hareket
  • Risale-i Nur Külliyatı

  • Vesvese Bahsi

Bediüzzaman Said Nursî Alıntıları - Sözleri

  • Kelâmullah olan Kur'an o kadar hayatdar ve kıymetdardır ki, onu dinleyen, işiten kulakların adedini ve o kulaklara giren o kudsî kelimelerin sayısını, bütün denizler mürekkep ve melaikeler kâtib ve zerreler, nutfeler ve nebatlar ve kıllar kalemler olsa bitiremezler. (Latif Nükteler)
  • Mahlukatın en zalimi insandır. (Mesnevi-i Nuriye)
  • Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. (Hizmet Rehberi)
  • Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku... Yoksa hayvan ve taş-toprak hükmünde cansız bir insan olma ihtimalin var! (Otuz Üç Pencere)
  • Bununla beraber, meşâgil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzulî bir surette karıştığın ve karıştırdığın malâyani meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güya binler sene ömrün var gibi en lüzumsuz ve malûmat ile vakit geçiriyorsun. (Namaz ve Hikmetleri Risalesi)
  • Evet, Kur'an der ki: "Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup denizler mürekkep olsa Cenab-ı Hakk'ın kelimatını yazsalar, bitiremezler." (Zülfikar)

  • Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcatlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor. O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş. (Hizmet Düsturları)
  • Kardeşlerimden rica ederim ki: Sıkıntı veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefis ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan arkadaşlardan sudûr eden fena ve çirkin sözleriyle birbirine küsmesinler ve "Haysiyetime dokundu" demesinler. Ben, o fena sözleri kendime alıyorum. Damarınıza dokunmasın. Bin haysiyetim olsa, kardeşlerimin mabeynindeki muhabbete ve samimiyete feda ederim. (Medrese-i Yusufiye Risalesi)
  • Her gün yirmi dört saat sermaye-i hayatı Hâlık'ımız bize ihsan ediyor; tâ ki, iki hayatımıza lâzım şeyler o sermaye ile alınsın. Biz kısacık hayat-ı dünyeviyeye yirmi üç saatı sarfedip, beş farz namaza kâfi gelen bir saati, pek çok uzun olan hayat-ı uhreviyemize sarfetmezsek; ne kadar hilâf-ı akıl bir hata ve o hatanın cezası olarak hem kalbî, hem ruhî sıkıntıları çekmek ve o sıkıntılar yüzünden ahlâkını bozmak ve meyûsane hayatını geçirmek sebebiyle, değil terbiye almak, belki terbiyenin aksine gitmekle ne derece hasâret ederiz, kıyâs edilsin. (Meyve Risalesi)
  • . Ey göz, güzel bak! (Küçük Sözler)
  • Bir sinek, elime kondu. Emanetullah olan gözünü, yüzünü, kanatlarını güzelce temizlemeye başladı. Bir neferin mîrî silâhını, elbisesini güzelce temizlediği gibi, sinek de temizliyordu. Nefsime dedim: "Bak!" Baktı, tam ders aldı. O sinek ise, mağrur ve tenbel nefsime hoca ve muallim oldu. (Latif Nükteler)
  • ...mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzûr-u Rahmân'a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir. (Tiryak)
  • حَسْبُنَا اللَّهُ وَ نِعْمَ الْوَ كِيلُ Onun bekası bize yeter" dedim. (Şualar)

  • "İhtiyarın cüz'î ise; kendi mâlikinin irâde-i külliyesine işini bırak. İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlak'ın kudretine itimad et. Hayatın az ise, hayât-ı bâkiyeyi düşün. Ömrün kısa ise; ebedî bir ömrün var, merak etme. Fikrin sönük ise; Kur'ân'ın güneşi altına gir, îmanın nuruyla bak ki; yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur'ân, birer yıldız misillû sana ışık verir. Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor. Hem hadsiz arzuların, makasıdın varsa, onları düşünüp muztarip olma. Onlar bu dünyaya sığışmaz. Onların yerleri başka diyardır ve onları veren de başkadır." (Ayet'ül Kübra)
  • Ey rahmet ve keremi, sonsuzluğa uzanan bütün ümitlere tükenmez bir hazine olan ve her ne halde olunursa olunsun Kendisinden asla ümit kesilmeyen yüce Recâ (Açıklamalı Cevşenü'l Kebir)
  • Tevafuk birkaç cihette bir şeyi gösterse, delalet derecesinde bir işarettir. Bazan bir tek tevafuk, bazı karainle delalet hükmüne geçer. (Latif Nükteler)
  • İşte enva-ı dalalet derecatına göre az çok kâinatın yaratılmasındaki hikmet-i Rabbaniyeye ve dünyanın bekasındaki makasıd-ı Sübhaniyeye zarar verdiği için ehl-i isyana ve ehl-i dalalete karşı kâinat hiddete geliyor, mevcudat kızıyor, mahlukat öfkeleniyor. (İman Hakikatleri)
  • Hem kat'iyyen biliniz ki; bu hayat-ı dünyeviyede hakikî lezzet, iman dairesindedir ve imandadır. (Hanımlar Rehberi)
  • Artık bütün insanları kardeş yaparak yemyeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esen refah ve saadet, huzur ve asayiş rüzgârıyla dalgalanan âlemşümul bir bayrak altında toplayacak olan yegâne kuvvet, İslâmdır. Zira beşeriyetin bugünkü hali, tıpkı İslâmdan evvelki insan cem'iyetlerinin acıklı halidir. Bunun için insanlığı o günkü ebedî felâketten kurtaran İslâm, bugün de kurtarabilir... (Nur Aleminin Bir Anahtarı)
  • Zira bir müslimin herbir sıfatı İslâmiyetten neş'et etmek lâzım gelmez. (Muhakemat)

Yorum Yaz