Stratejik Derinlik - Ahmet Davutoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Stratejik Derinlik kimin eseri? Stratejik Derinlik kitabının yazarı kimdir? Stratejik Derinlik konusu ve anafikri nedir? Stratejik Derinlik kitabı ne anlatıyor? Stratejik Derinlik PDF indirme linki var mı? Stratejik Derinlik kitabının yazarı Ahmet Davutoğlu kimdir? İşte Stratejik Derinlik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Davutoğlu

Yayın Evi: Küre Yayınları

İSBN: 9789756614518

Sayfa Sayısı: 584

Stratejik Derinlik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İsminden de anlaşılacağı gibi Türkiye'nin Dış Politikasını ilgilendiren son derece düzeyli bir kitap. Bu alanda yetişmiş en değerli siyaset adamlarından biri olan Ahmet Davutoğlu, gerçekten olayların perde arkasını aralaması, göreceliliğin ötesinde görülmeyenlere işaret etmesi yönüyle Türk insanına yeni ufuklar açmakta.

Bizim ne yapıp yapmadığımızdan ziyade "ötekilerin", yani Batı'nın neler yaptığını, neler düşündüğünü ve özellikle yapılmakta olanların nasıl çok önceden planlanıp uygulamaya konduğunu bu kitapta bulacaksınız. Yani gerçekleştirdikleri olayların tesadüfen ve günü birlik politikalarla olmadığını; bunun ötesinde gelip giden politikacılardan dolayı değer yargılarının değişmediğini bu kitapta hissedeceksiniz.

Tüm buna rağmen gerek maziden getirdiğimiz derin kültürel birikimimiz, gerek üzerinde bulunduğumuz coğrafyamızdan dolayı son derece önemli bir konuma ait olduğumuzu bilmemiz gerektiğini çünkü; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar bu bölgelerin her üçüyle de derin bağların bulunduğunu dikkate alacak olursak yapılması gereken işin önemi de ortaya çıkmaktadır.

Ortadoğu'yla dini, Kafkaslar'la dini ve ırkı, Balkanlar'la tarihi bağlarımızı ülkemiz siyasetinin normları haline getirebiliriz.

Türkiye, içinde bulunduğu şartlar gereği bu olasılıkların ötesinde Avrupa'ya kapı aralamaya çalışan bir görünüm arzetmekte. İnsan, imkanlarla yetinmeyi bilmezse, mümkünleri elde edemeyebilir. Maalesef bu durum, bizim Ortadoğu'yu aşağılamayı, Balkanlar'ın husumetliği, Kafkaslar'la da ilgisizliğimizi artırdı.

Gözüken o ki, artık küreselleşen dünyada, dinden de, ırktan da öteye, menfaat ön plana çıkmakta. Hal böyle olunca istikrarlı bir dış politikayla, kalıcı bir iç ve dış siyasetle yapılabilecek çok işimiz var.

Bunun için de çok güzel stratejiler belirlemeliyiz. İşte bu kitap bize bunu kazandıracak. Özel bir üniversitede öğretim üyesi olan yazar Ahmet Davutoğlu, bu mücadeleyi vermekte. Umarım bu gibi insanlar değerlendirilir.

Bizlere düşen de bunları takip etmek olmalı.

(Tanıtım Bülteninden)

Stratejik Derinlik Alıntıları - Sözleri

  • Kimlik bunalımı yaşayan ve bunalımı bir kültür buhranı haline dönüştüren toplumlar psikolojik, sosyolojik, siyasi ve ekonomik dalgaların kıskacında bir stratejik açmaz içine düşerler.
  • Laing psikolojik bunalımların kökeninde, kişinin vücudu ile benliği arasında bağın kopuşunun bulunduğunu söylemekte ve bu kopuşun kaçınılmaz bir benlik bölünmesini beraberinde getirdiğini ifade etmektedir. Kendi vücudu ile yabancılaşan kişi zaman içinde kendi şahsi süreklilik unsurlarını da kaybetmekte ve kendini sürekli olarak kendi dışında tanımlanmış bir sahte benlik (false self) ile algılamaya çalışmaktadır. İç benlik (inner self) ile dışa yansıyan benlik (embodied self) arasındaki uçurum açıldıkça bunalımlar artmakta ve kişi hem kendisiyle hem de çevresiyle yaşadığı bir bunalımın labirentinin içine girmektedir. Türkiye'de yaşanmakta olan çok yönlü bunalımda da iç benlik ile dışa yansıyan benlik arasındaki farklılaşmanın izleri görülmektedir.
  • Türkiye bölgede etkin olmak istiyorsa komşuları ile arasında elektronik nitelikli Berlin Duvarı oluşturmak yerine var olan duvarları da aşabilen politikalar üretmelidir. Türkiye'nin yakın komşuları ile olan ilişkilerinin sürekli gergin tutulması da, bu sınırların kâh Kuzey Irak'ta olduğu gibi iç savaşla, kâh İran'la olan ilişkilerde olduğu gibi ideolojik gerekçelerle, kâh Suriye örneğinde olduğu gibi arızî bunalımların kronikleştirilmesi suretiyle istikrarsızlaştırılması da aslında dolaylı olarak Türkiye'yi sınırlarına hapsederek kontrol altında tutmaya yöneliktir. Yapılması gereken, bu korkuları aşarak Türkiye'yi kendi komşuları ile rasyonel ilişkiler kurabilen, sınır ötesi ittifaklarla da bölgesel etkinliğini artırabilen bir konuma getirmektir.
  • Kimlik bunalımı yaşayan ve bunalımı bir kültür buhranı haline dönüştüren toplumlar psikolojik, sosyolojik, siyasi ve ekonomik dalgaların kıskacında bir stratejik açmaz içine düşerler.
  • Türkiye’nin deniz gücü konusunda sürdüregeldiği zaaf kendisini en çarpıcı şekilde II. Dünya Savaşından sonraki düzenlemelerde göstermiştir. 1944 yılında Oniki Ada’yı terk etmek zorunda kalan Almanların, dönemin Türk hükümetinin bu adaları almasını teklif etmeleri karşısında bu talep için İngilizlerden onay alma yolunu tercih eden hükümetin İngilizlerin reddi karşısında bu adalara karşı kayıtsız kalması, Türkiye’yi Ege’ye çıkamaz hale getiren gaflet zincirinin en önemli halkasıdır.
  • Derinliğe sahip stratejik bir analiz yapabilmenin öncelikli şartı, statik resimlerin aldatıcı görüntülerinin tesiri altında kalmamaktır.
  • Askeri ittifaklar geçici, teknolojik üstünlük kalıcıdır.
  • Teknolojik savaş gelecekteki ekonomik, siyasi ve askeri savaşlarında kaderini belirleyecek niteliktedir. Bu savaş Amerikan hegomanyasının gelecek yüzyıldaki kaderini de ortaya koyacaktır.
  • Savunma sanayisi konusunda dışa bağımlı olan bir ülkenin bağımsız ve kalıcı bir siyasi irade oluşturması mümkün değildir.
  • Osmanlı Devletinin tarihi ve jeopolitik zemininde doğmuş bulunan ve o mirası devralan Türkiye'nin savunmasını sadece sahip olduğu sınırlar içerisinde düşünmesi - planlaması imkansızdır
  • Dış politika tercihlerindeki ani değişimler stratejik sürekliliği önemli ölçüde zaafa uğratmaktadır.
  • Balkanlarda yıkılan her cami, eksilen her islami müessese, kültürel anlamda yok olan her Osmanlı gelenek unsuru Türkiye'nin bu bölgedeki sınır ötesi etkinliğiden sökülen birer temel taşıdır.
  • Toplumların kendi tarih/mekan boyutu ile yabancılaşması,kişinin kendi vücudu ile yabancılaşarak sahte bir benlik içine girmesi gibidir. İtiraf edelim ki,ilkokuldan itibaren verilen yoğun tarih ve coğrafya bilgisine rağmen bir tür tarihsizleşme sürecinin içinde yaşayageliyoruz. Kutladığımız yıldönümleri ve bayramlar bizdeki tarih bilincini güçlendirmek yerine tarih-ötesi alanlara yönelmemize yol açıyor.

Stratejik Derinlik İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İsminden de anlaşılacağı gibi Türkiye'nin Dış Politikasını ilgilendiren son derece düzeyli bir kitap. Bu alanda yetişmiş en değerli siyaset adamlarından biri olan Ahmet Davutoğlu, gerçekten olayların perde arkasını aralaması, göreceliliğin ötesinde görülmeyenlere işaret etmesi yönüyle Türk insanına yeni ufuklar açmakta. (Hakan Arıkan)

Kitabı okuduğumda ülkemizin yapabileceklerini ve gücünü yanlış değerlendirmiş ve hayal dünyasında yaşıyor demiştim. Şansıma başbakan oldu. Ve hala hayal dünyasında yaşıyor demeye devam etmiştim. Ve parti de baya değişik gözle bakılmıştım. Zaman ne yazıkki beni haklı çıkarttı. Çevrem bilir bu kitap ve hoca hakkındaki fikirlerimi yani şimdi makamı kaybetti diye sallamıyorum İşin gırgırı bir yana hocamız dış politika danışmanıyken gayet iyiydi ama politika akademisyenlerin rahatlıkla başarı sağlayabileceği bir alan değil. Ve bir siyasal danışmanın asla politikaya girmemesi gerektiğinin canlı kanıtıdır kendisi. Aynı hataya düşmeyen İbrahim Kalın da alkışı hak ediyor. Hocamızı politikaya girmesi konusunda gömdükten sonra hayal dünyası konusuna gelirsek. Dış politikada bir ülkenin ilgi alanı ve etki alanı doktrinini bir kenara bırakıp ülkemizin şuan için gücü yetmeyeceği alanlara sürüklenmesi gerektiğini baya baya samimiyetle inanarak yazmış. İşin kötü tarafı hocamıza icradan bir makam verilince bunun peşinden koşturdu. Elbette geçmişe nazaran bir hayli güçlendik ama kitapta hocamızın hayal ettiği dünyayı ancak Muhteşem Süleyman kurabilirdi. O ayrıntıyı es geçmiş. Ez cümle: Uluslararası ilişkiler 1. sınıf öğrencisinin daima aklında olan ilgi alanı etki alanı kuralını hocamız unutmuş tedavülden kaldırmış. Yeni parti vs kuracakmış yolu açık olsun Davutoğlu harikalar diyarını kurmak için baya bir yolu var (Semih Ökten)

Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkasya hakkında derinlemesine lokal bilgileriniz yoksa bu kitabı boşuna okumayın derim. Yoksa hiçbir şey anlamazsınız ve sadece kitabı okudum dersiniz. Yani kitapta sadece Bosna-Hersek hakkında özel olarak bilinmesi gereken şeyler bile var. Ben uluslararası ilişkilere meraklı biri olarak kitabı okudum. Okuduktan sonra dedim ki, Davutoğlu iyi kötü bir dış politika denklemi kuruyor ama dışişleri bakanlığı döneminde nasıl oldu da dış politikası böylesine başarısızlıklar ve yanılgılar üzerine kurulu oldu, ilginç doğrusu. Demek ki bazı şeyleri denklem dışında tutmamak gerekiyormuş… (Galgenfrist)

Stratejik Derinlik PDF indirme linki var mı?

Ahmet Davutoğlu - Stratejik Derinlik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Stratejik Derinlik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Davutoğlu Kimdir?

Türk siyasetçi, uluslararası ilişkiler uzmanı, akademisyen ve büyükelçi, Gelecek Partisi'nin kurucu Genel Başkanı, eski Dışişleri Bakanı, eski Başbakan Vekili, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2. genel başkanı ve 26. Türkiye Başbakanı. 2014–2016 yılları arasında AK Parti genel başkanlığı ve Başbakanlık görevini sürdürmüştür. Bu görevinden önce 2009–2014 yılları arasında Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan 60. Türkiye Hükûmeti ve 61. Türkiye Hükûmeti'nde Dışişleri Bakanı olarak yer almıştır. 2003–2009 yılları arasında o dönem başbakanlık yapan Erdoğan'ın ve Abdullah Gül'ün dış politika danışmanlığını yapmıştır. 2011, Haziran 2015 ve Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri'nde AK Parti Konya milletvekili olarak meclise girmiştir. Başbakanlık görevinden 22 Mayıs 2016 tarihinde istifa etmiştir.

27 Ağustos 2014'te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan seçildi ve 28. Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başbakanlık vekaletini aldı ve 62. hükûmeti kurmakla görevlendirildi. 6. Eylül 2014'te 62 . hükûmet Davutoğlu başbakanlığında güven oyu alarak resmen göreve başladı.

Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrasında 45 gün içinde hükûmetin kurulamamış olması üzerine cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermesi üzerine ülkeyi 1 Kasım 2015'te yapılacak seçime kadar yönetmek üzere seçim hükûmeti başbakanı olmuştur. Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri lideri olduğu AK Parti tarihindeki en yüksek oy sayısı ile %49.4'lik oy oranını alarak tek başına iktidar olmak için gereken çoğunluğa ulaştı. Sonrasında Davutoğlu 64. hükûmeti kurarak başbakanlık görevine devam etti.

Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı ihtilafın sonucu olarak, 5. Mayıs 2016'da 1 Kasım seçiminden sonra sadece 6 ay görev yapmasını hatırlatarak "4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarûrettir." şeklinde bir açıklama yaptı ve AK Parti'yi 22 Mayıs'ta yeni genel başkan seçimi yapması için olağanüstü kongreye çağırdı. Kamuoyunda, bu karar sürecinde Pelikan adlı bir grubun etkin olduğu ve kararın bir gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleşen toplantı sırasında alındığı ifade edildi. 22 Mayıs 2016 tarihinde cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasıyla başbakanlık görevinden istifa ettiği açıklandı.

13 Aralık 2019'da Gelecek Partisi'ni kurdu.

Ahmet Davutoğlu Kitapları - Eserleri

  • Stratejik Derinlik
  • Küresel Bunalım
  • Teoriden Pratiğe
  • Medeniyetler ve Şehirler
  • Tarihe Kayıtlar
  • Duruş Gençlerle Yüz Yüze
  • Alternatif Paradigmalar
  • Medeniyet Dönüşümü
  • Medeniyetlerin Ben İdraki
  • Sistemik Deprem ve Dünya Düzeni

Ahmet Davutoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Tarihin bize öğrettiği bir gerçeği sakın ola ki unutma; devletler ve ülkeler toprakların değil, gönüllerin bölünmesi yüzünden yıkılır. Gönüllerin parçalandığı Bir ülkeyi hiçbir askeri güç bir arada tutamaz. (Duruş Gençlerle Yüz Yüze)
  • İnsan kimseye hizmet etmek zorunda değildir; o bir araç olamaz. Her şey insana ve insan da sadece Allah’a hizmet etmelidir. Hümanizmin nihai anlamı işte budur. (Medeniyet Dönüşümü)
  • Her nesil inşa ettiği binalara biyografisini yazar. (Medeniyetler ve Şehirler)
  • Halk ve huluk birlikte kullanılan iki kelimedir. Falancanın güzel halklı ve huluklu olduğu söylenir. Bununla o kişinin dışının ve içinin güzel olduğu kastedilir. Halk ile dış görünüş, huluk ile de iç görünüş kastedilir. Çünkü insan göz ile idrak edilen bir beden ile göz ile idrak edilen bedenden daha değerli olan ve içgörüyle (basiret) idrak edilen bir ruh ve nefesten oluşmuştur. (Gazali, ihya) (Duruş Gençlerle Yüz Yüze)
  • Bir medeniyet ihtidası gerçekleştirmek isteyen Türkiye, katılmak istediği medeniyet tarafından reddedilmektedir. (Medeniyetlerin Ben İdraki)
  • "Yalnız, 11 Eylül'le birlikte fark edilen husus şu oldu: 11 Eylül öncesine kadar Amerikan insanı, genelde Batı insanı ama özellikle Amerikan insanı, nerede özgürlük ve güvenlik problemi olursa olsun bunu önemsemiyordu. Çünkü kendisinin kendi mekanında özgür ve güvende olduğunu düşünüyordu. Amerika bir özgürlük alanıydı; özgürlük ve güvenlik problemi hiçbir zaman Amerika'ya yansımayacaktı." (Küresel Bunalım)
  • Bizim yakın dönem tarih serüvenimiz, özgüvene dayalı zor başarıların ve özgüveni kaybettiğimizde yaşanan kolay bozgunların bileşkesinin neden olduğu girdaplardan oluşmaktadır. (Teoriden Pratiğe)
  • Batı şehirlerinin insanlık tarihi içerisindeki özel ve benzersiz konumunu tayin etmek üzere Doğu şehirleriyle yapılan mukayeseler, şehir olgusunun neden Doğu'da ve Asya'da değil de Akdeniz havzasında ve Batı'da ortaya çıktığı sorusuna cevap verme kaygısından kaynaklanmaktadır. Orta Çağ Avrupa şehirlerinin bağımsız dış politika, bağımsız ordu, özerk hukuki yapı, özerk vergilendirme sitemi ve tüm bunların getirdiği bağımsız şehir topluluğuna sahip olduğu ve tüm bunların aksine Doğu şehirlerinin hukuki ve siyasi özerklikten yoksun olduğu varsayımları, Batı şehrini insanlık tarihinin öznesi olarak özgün bir yere koyma çabasının ürünüdür. (Medeniyetler ve Şehirler)
  • Kimlik bunalımı yaşayan ve bunalımı bir kültür buhranı haline dönüştüren toplumlar psikolojik, sosyolojik, siyasi ve ekonomik dalgaların kıskacında bir stratejik açmaz içine düşerler. (Stratejik Derinlik)
  • Medine vahyin, Kudüs tarihin, İstanbul doğanın nurunu ve ruhunu barındırır. İstanbul'a hangi açıdan bakarsanız bakın gözünüz yorulmaz. (Medeniyetler ve Şehirler)
  • Tarihi tecrübelerin gösterdiği bir gerçek var: güçlü liderler devletleri tahkim eder, ortak akla dayalı kolektif güç ise kalıcı kılar. (Duruş Gençlerle Yüz Yüze)
  • Tarihin derinliklerine giden köklerini kavramak ve bir tarih nehri içinde akmak anlamında gelenek sahibi ol, o geleneği koru; ama bugünkü gerçeklikten seni koparacak şekilde tutuculuk anlamında gelenekçi olma! (Duruş Gençlerle Yüz Yüze)
  • "Bu terör saldırısını yapanlar, Dünya Ticaret Merkezi'ni ve Pentagon'u kuranların kullandığı teknolojik araçları, aynı rasyonaliteyi ve aynı sistemik mekanizmayı kullanıyorlardı. Ve elbette aracın kendisi önem taşımayacaktı, eğer onun arkasındaki ahlakî normu koyamazsanız." (Küresel Bunalım)
  • Milletler gelir gider, imparatorluklar yükselir düşer. (Medeniyetlerin Ben İdraki)
  • bizim yakın dönem tarih serüvenimiz, özgüvene dayalı zor başarıların ve özgüveni kaybettiğimizde yaşanan kolay bozgunların bileşkesinin neden olduğu girdaplardan oluşmaktadır. (Teoriden Pratiğe)
  • Askeri ittifaklar geçici, teknolojik üstünlük kalıcıdır. (Stratejik Derinlik)
  • Kral VII. Louis, Paris’i başkent olarak yeniden inşa eder. Yükselen Fransa’nın sembolü olarak Avrupa’nın en büyük katedrallerinden Notre Dame’ın inşasına onun döneminde başlanır. Hz. Meryem’e ithafen inşa edilen Notre Dame Katedrali Ortaçağ Fransa’sının, Fransız İhtilali’nin 100. yıl kutlamaları anısına yapılan Eyfel Kulesi ise modern Fransa’nın zirve noktasını temsil eder. (Medeniyetler ve Şehirler)
  • Bir evin en büyük nimeti, bakışları ve duruşları ile gençlere ders verebilen ihtiyarların mevcudiyetidir. Bil ki onlar en etkili eğitimciler ve en doğru rehberlerdir. (Medeniyetler ve Şehirler)
  • İnsan kendi denet tüpü içinde yaşamaktadır. (Medeniyetlerin Ben İdraki)
  • Osmanlı Devletinin tarihi ve jeopolitik zemininde doğmuş bulunan ve o mirası devralan Türkiye'nin savunmasını sadece sahip olduğu sınırlar içerisinde düşünmesi - planlaması imkansızdır (Stratejik Derinlik)