Söylenmemiş Sözler - İclal Aydın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Söylenmemiş Sözler kimin eseri? Söylenmemiş Sözler kitabının yazarı kimdir? Söylenmemiş Sözler konusu ve anafikri nedir? Söylenmemiş Sözler kitabı ne anlatıyor? Söylenmemiş Sözler PDF indirme linki var mı? Söylenmemiş Sözler kitabının yazarı İclal Aydın kimdir? İşte Söylenmemiş Sözler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İclal Aydın
Yayın Evi: Artemis Yayınları
İSBN: 9786053046721
Sayfa Sayısı: 416
Söylenmemiş Sözler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Üzüm ve zeytinin, yağ, bal ve şarap küplerinin, kadırgaların, binbir şifalı otun en eski vatanı Urla. Dünyanın zalimliği ve insanın vahşiliğinden şüphesi olmayanları, dünyanın güzelliği ve insanın iyiliğine inandıran bir yer burası. Bir zamanların efsane gazetecisi, dünyaya küskün Oktay Onur Yortan'ın ise çocukluğunun huzurlu bahçesi. Dünyadaki değer yitimine isyan edip tüm kariyerinden ve hayatın yüklerinden vazgeçip sığındığı liman. Kaçıp geldiği geçmişinden ve eski güzel günlerin anısından seçip sakladığı eski aşkı Filiz Canan şimdi kıymeti bilinememiş, kaçırılmış bir mutluluk fırsatı artık.
Söylenememiş sözlerin altında kalan koca bir ömürde ikisi de birbirinin hikâyesini yarım bıraktı. Ama okumaları ve bitirmeleri gereken asıl hikâye, Urla'daki o evin fotoğraflarından gülümseyen, sevgiyi bir yaşam direnişi olarak kucaklayan ve sıradanlığıyla bir hayat kahramanı olan Nona'ya ait. Nona'nın yaşadığı yüzyılın sonlarına yetişen Kerem ve Zeynep'in de dahil olduğu 48 saatlik maceraya sığan bir asırlık ömrün dökümünde, Nona sadece onlara değil, bu yüzyılın tüm insanlarına sesleniyor:
"Acı dediğin taş, insan dediğin su gibidir. Taşın üstünden kayar gider, toprağa karışır. Taşa her vurduğunda acır canın. Ama toprakla buluştukça acın azalır. Acıdan sonra bir bakmışsın ki o toprakta ne çiçekler, ne hayatlar dirilmiş. Hem su deyip geçme; o su, taşı bile aşındırıp yıpratır."
Peki ya Oktay Bey? Karşısında oturan iki gence bütün kalbiyle, "Ölmekten değil yaşamaktan korkmamaktır kahramanlık," derken haklı mı?
Söylenmemiş Sözler Alıntıları - Sözleri
- Sevmek, hele ki sevilmek, sorumluluk yükler insana.
- Hele bir de aşk karşılıklıysa öyle bir güç gelir ki kadınlara, dünyayı tersine çevirebilirler.
- Tanıdıkça sevmeli insan. Oysa tanıdıkça uzaklaşıyoruz artık. Tanımak ve bilmek zaman , çaba, özen ister,değil mi? Şimdilerde önce seviyor, sonra tanıdıkça bıkıyor, uzaklaşıyor, kaçıyor insan soyu..
- Kendi içinde kendiyle konuşmaktan yorgun düşüyor.
- Bir aşkı veya sevgiliyi ölümsüz kılan şey, ya âşık olduğumuz kişinin ölmesidir ya da o ilişkinin hiç başlamamasıdır. Birinin kalbinde ölümsüz olacaksan ya hiç yaşanmamış bir hikayenin hiç yıpranmamış kişisi olacaksın ya da ölüsü!
- Bu ülkede insanlar kendilerinin yetersiz olduklarını bildikleri, hissettikleri konularla dalga geçerek eksiklik duygularını alt edebileceklerini düşünüyordu. Alaycılık bir savunma ve kendini besleme alışkanlığıydı.
- “Tanıdıkça sevmeli insan. Oysa tanıdıkça uzaklaşıyoruz artık. Tanımak ve bilmek zaman, çaba, özen ister, değil mi? Şimdilerde önce seviyor, sonra tanıdıkça bıkıyor, uzaklaşıyor, kaçıyor insan soyu..
- İnsan insanın hem düşmanı hem de şifası...
- ‘’Aşk dediğin kendi içinde büyüttüğün bir dertmiş aslında.’’
- Neden duygularımız sözümüzü dinlemiyor?
- Bir Kadın Ağladığında " Arkanda söylenmemiş sözler, sevgi dolu gözler ve asla unutamayacağın yüzler bırakmışsan eğer, şu dünyada nereye gidersen git, hep o yarım kalmışlık hissi seninle gelecektir. Kaçamazsın." Bir Kadın Ağladığında, Uğur Gökbulut
- Fotoğraflar söylenmemiş sözler saklar... Bakan okuyabilsin yeter ki...
Söylenmemiş Sözler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Söylenmemiş Sözler altında kalan, yarım kalan bir hikaye...: “48 saat ve 100 yıl, Bir asırlık ömre saklı Büyük sır, eski bir aşk, Yeni bir heyecan. Bir anne, bir çocuk ve rengi solmayan çocukluk. Fotoğraflar söylenmemiş Ne çok söz saklar...” Sizlere kalemine hayran olduğum nahif yazar yazar/Iclal-Aydin ‘nın son kitabı kitap/soylenmemis-sozler--286628 ile geldim. Buram buram güzel İzmir’im, eski Urla, Karataş, Ege’m kokan sayfalarında kayboldum. Yeri geldi kahkaha attığım, ama en çok gözlerimin dolduğu ve sonlarında yumruyu boğazıma tıkayan, sımsıcak insan hikayeleri okudum.. Kitabın konusu; gazeteci Oktay ve Filiz’in yanlış ifadeler sonucu yarım kalan, belki de hiç yaşayamadıkları aşklarını ve farklı yönlere savrulan hayatlarını anlatırken, Oktay’ın üvey annesi Nona’nın duygu yüklü hikayesine de değiniyor. Nona’nın hikayesi de beni çok etkiledi; başka birinin çocuklarını kendi evladı gibi sevip bağrına basan bir insan. Nona insanlara bunu da öğretti.. Çok güzel masum bir sevgi hikayesi, yok olan değerlerimiz, ülkemizde tükenen özgür medyanın ve ayrıca tükenen bir çok şeyin hikayesi var bu romanda. İzmir’in işgali ile başlayan olaylar ve yaşananlar, ‘60lardan ‘80lere oradan da 2010’a kadar olan, 12 Eylül darbesini de dahil eden dönemin siyasi olayları ile de çerçeveleniyor roman. Bu kitapta insan erken kayıpları, yanlış seçimleri, hayatın yol ayrımlarını, anneliği, kendi doğurmadığını da bu kadar sevebilmeyi, fedakarlığı, önceliklerimizi düşünüp sorguluyor ister istemez.. Ve sonuçta İclal Aydın işte, o ne yazsa okurum. Kendisiyle bir kaç kez kitap fuarlarında karşılaştık, konuştuk. İçtenliğiyle, kelimeleri özenle seçip bir araya getiren nadide bir insan. Her satırı ayrı bir kıymetli, okuduğum her kitabı sıcacık, kendisi gibi.. Kitabın bir yerinde ‘Deniz kabuğu gibi kalbi olan çocuklar..’, diye bahsediyor Sevgili İclal, bu tarifi ondan başkası yapamazdı zaten. Kaleminize sağlık, hep böyle yazın.. CEMAL SÜREYA’nın bir sözüyle kapatmak istiyorum: “Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var?...” İzmir Urla’ya doğru bu yolculuğa bu yaz siz de çıkın, mutlaka okuyun, okutun... (Funda Usta)
"Sevmek, hele ki sevilmek bazen büyük sorumluluklar yükler insana." Bazen bu sorumluluklar bazı hikayeleri yarım bıraktırır, yaşanan suskunluklar içinde devam eder hayat. Söylenmemiş sözler altında kalır bazı ömürler. Bir zamanların efsane gazetecisi Oktay Onur Yortan genç bir üniversite öğrencisiyken Oktay'ın yanında staj yapan Filiz Canan. O zamanlar başlayan ancak yarım kalan kırık bir aşk hikayesi. Bu hikayenin arka planında Urla'da ki evde sevgiyi kendisine bir yaşam direnişi olarak seçen Nona'nın hikayesi. Ve tüm bu yarım ve gizli kalan hikayeleri birlikte çıktıkları yolculukta açığa çıkaran Kerem ve Zeynep. İclal Aydın son romanı Söylenmemiş Sözler'de yine diğer kitaplarında olduğu gibi insana, hayata, aşka, sevgiye dair, ülkeye ve yaşanan gündeme dair pek çok şey var. Mekan Urla olunca Yorgo Seferis'ten Necati Cumalı'ya, İzmir'in işgali ile başlayan olaylar ve o dönem yaşananlardan, 12 Eylül darbe dönemine ve günümüze uzanan bir yolculuk yaptırıyor İclal Aydın okuyucusuna. Urla denince akla ilk gelen isimlerden biri de muhteşem sesi ve eşsiz yorumuyla sevgili Tanju Okan oluyor tabii ve İclal Aydın Tanju Okan'ı da yıllar sonra bir romanın kahramanlarından biri olarak çikarıyor karşımıza, çok da güzel yapıyor. İclal Aydın her zaman ki gibi akıcı ve duru anlatımı, merak uyandıran ve duygu yüklü kurgusuyla yine ellinizden bırakamayacağınız bir kitapla buluşturuyor sizi. Kitabı okurken Tanju Okan'ın muhteşem sesi eşlik etti bana hep. Urla'nın güzel sokaklarında dolaştım, sahilde oturup Tanju Okan'la aynı ufka baktım. Kitabın sonunda ise bir kaç damla göz yaşı ile uğurladım tüm kahramanları. Teşekkürler İclal Aydın. Kalemin hiç susmasın. Yazar her ne kadar " Kaybedenlerin ustalaştığı bir eylem galiba sevmek" dese de biz sevginin kazananlarından olalım. Keyifle okuyun... (Filiz)
İlk elimize aldığımızda ya da daha ilk kitap raflarında gördüğümüzde öncelikle kapak dikkatimizi çekiyor. Renk seçimi ve üst kapaktaki resim içindeki hikayeye son derece uygun ve dikkat çekici. Kim yaptıysa işini seven ve yetenekli biri olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Çok beğendim benden bütün yıldızları kapmış durumda. Yazarımız İclal Aydın'ın kalemini uzun zamandır okumamıştım. Çok yakın arkadaşım sayesinde de bu kitabı okudum (çok teşekkür ederim canım ). Ve bu yıl okuduğum en iyi kitap olarak ilan etmiş bulunuyorum. Baş karakterlerimiz isim yapmış ünlü bir gazeteci ve orada staja başlayan yeni mezun bir genç kız. Ve onların etrafında diğer karakterler de son derece merak uyandırıcı. Hayatlarının ilk gazetede kesişmesinden sonra birbirlerine etkileri, yankıları ve yaptıkları seçimlerin onları taşıdıkları sınuçları çok şahane bir şekilde kurgulamış yazar. Ve bir o kadar da harika bir anlatımla bizi hikayenin içine alıveriyor satırlar. Aynı zamanda bazı gerçekleri de ustaca dile getiriyor yazarımız. Ve bu işi biliyor dedirtiyor insana okurken. Çokça düşündürüyor okuru elinde olmadan. Yüreğime zaman zaman fazlaca dokundu gözyaşlarımı tutamadım kimi yerde. Bazen de içim kıpır kıpır oldu çocuk gibi sevindim. Kısacası karakterlerle aynı anda bir duygudan diğer duyguya geçiş yaptım durdum. Ve çok çokkkkk keyfi aldım okurken. Neler oluyor neler bitiyor anlatmak istemiyorum, çünkü okumak isteyenlere kitaba tamamen sıfır bilgiyle adım atmalarını istiyorum. Şahsen ben olsam öyle tercih ederdim. Özet yaparsam insanın okuma isteği azalır fikrindeyim. Kitabın başında tamamen hayal ürünü yazmasaydı ve biri çıkıp deseydi ki gerçek hayat hikayesi kesinlikle yadırgamazdım. O kadar gerçekçi ve o kadar inandırıcı buldum. Çok sevdiğim başka gerçek hayat hikayesi anlatan kitapları bile gölgede bıraktı bende. En başta yazarı akabinde emeği geçen herkesi TEBRİK EDİYOR ve ellerine sağlık olsun diyorum. Kitap severlerden de tam not alacağına kesin gözüyle bakıyorum. Bir ay belki de bulmaz tekrar okumayı düşünüyorum. En sevdiklerimin arasına almış bulunuyorum. Ve kitabı okuyacak olan herkese keyifli okumalar diliyorum. (M. G.)
Söylenmemiş Sözler PDF indirme linki var mı?
İclal Aydın - Söylenmemiş Sözler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Söylenmemiş Sözler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İclal Aydın Kimdir?
14 Eylül 1971'de Memur olan ailesinin o dönemde Nevşehir'de görevde olmaları nedeniyle Nevşehir'de doğdu. İlköğretim, lise ve yüksek öğreniminin bir kısmını Ankara’da tamamladı. Ortaokul ve lise yıllarını yazarak ve tiyatro çalışmaları yaparak geçirdi. Orta üçüncü sınıftan itibaren bir yandan okuyup bir yandan çalışmaya başladı. 1989 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü kazandı. 2. sınıfta okulu bırakıp Berlin'e yerleşti. Berlin’de profesyonel tiyatro çalışmaları yaptı, çeşitli sosyal çalışmalara ve workshop'lara katıldı. 1996 yılında kesin bir kararla tiyatroyu bıraktı ve Türkiye'ye döndü.
1997 yılında televizyona geçti. Rol aldığı Sıcak Saatler dizisi çok sevildi. HBB'de gündüz kuşağında, "2'den 4'e" adında kadınlara yönelik bir program sundu. Bir süre Kanal D'de, 1998-2000 yılları arasında da Radyo D, Radyo Cumhuriyet, Radyo Kent, BRT FM'de program yaptı. Çeşitli dizilerde oynadı.
1990 yılından beri Tiyatro ve televizyon projeleri üretiminde metin yazarlığı da yapan Aydın’ın ilk kitabı Hayat Güzeldir 2001 yılında okurla buluştu. Ardından Bitmiş Aşklar Emanetçisi (2003), Yaz Bitmesin (2004), Gördüğüme Sevindim (2005), Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken (2009), Senin Adın Bile Geçmedi(2009) isimli kitapları yayımlandı.
2003-2005 yılı arasında haftalık bir kadın dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. Söyleşiler ve günlük köşe yazıları yazan ve medya-yazın alanında üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve vakıflar tarafından pek çok ulusal ödüle layık görülen İclal Aydın televizyon ve sinema oyunculuğuna da devam etmektedir
Aldığı Ödüller
2007 Karadeniz Teknik Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü
En beğenilen yazar
2008 Rotary Kulübü
Özel Meslek Ödülü
2006-2007 Rotary Kulübü / Ulus
Üstün Meslek Ödülü Basın
2005 Mavigün Koleji
Yılın En İyi Köşe Yazarı
2005-2006 İstek Vakfı
Yılın Yazarı Ödülü
2005 İstanbul Üniversitesi
Yılın En İyi Yazarı
2005-2006 Rotary
Meslek Özel Ödülü Basın
2005 İstanbul Üniversitesi Ö.K.M. Bilgi Kulübü
Yılın En İyi Yazarı
2005 Oriflame
En başarılı Kadınlar Edebiyat Ödülü
2004 Capitol
Ziyaretçilerin en çok beğendiği kadın gazeteci-yazar
2004 BJK Koleji
Basında Yılın Annesi
2003 Radyo Gazetecileri Derneği
Medyanın en iyileri En iyi kadın programı (Hayat Güzeldir)
2003 Avon
10. Yıl En başarılı kadın gazeteci
2003 İstanbul Teşvikiye Rotary Kulübü
Meslekte Başarı Ödülü
2003 II. Magazin Gazetecileri Derneği
Altın Objektif Özel Halk Ödülü
2003 Fatih Üniversitesi
Genç Kuşak Özel Onur Ödülü
2002-2003 Uluslararası Rotary
Özel Meslek Ödülü
2002 Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi
En Beğenilen Sabah Kuşağı Programı Hayat Güzeldir
2002 Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi
Yılın Köşe Yazarı
2002 Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği
Yaşam Motivasyon Ödülü
2002 Tepedekiler Yılın Kitabı
Hayat Güzeldir
2001 Kaimi İletişim Ödülleri İzmir Anadolu Lisesi
En iyi gündüz kuşağı program sunucusu
2001 İnci Abla Koleji
Yılın En Sevilen Kadın Oyuncusu
2001 İstanbul Mizah Tiyatrosu
3. Liselerarası Tiyatro Festivali IMT Özel Ödülü
2000 İstanbul Mizah Tiyatrosu
2. Liselerarası Tiyatro Festivali
İclal Aydın Kitapları - Eserleri
- Üç Kız Kardeş
- Kalbimin Can Mayası
- Bir Cihan Kafes
- Hayat Güzeldir
- Unutursun
- Yaz Bitmesin
- Söylenmemiş Sözler
- Bitmiş Aşklar Emanetçisi
- Gördüğüme Sevindim
- Kağıt Kesikleri
- Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken
- Senin Adın Bile Geçmedi
- Aşk ve Acı
- Unutma, Yaz Defteri
- Gördüğüme Sevindim
İclal Aydın Alıntıları - Sözleri
- “Kadının yüzü değil elleri belli eder yaşadıklarının toplamını.” (Yaz Bitmesin)
- Neden duygularımız sözümüzü dinlemiyor? (Söylenmemiş Sözler)
- Uzansam elimi tutar mısın?.. (Aşk ve Acı)
- Birlikte olduğu erkekleri nasıl kullandığını, parasını nasıl yediğini anlatan kadın ne kadar aşağılıksa, birlikte olduğu kadının detaylı haritasını içki masalarına yatıran erkek de en az onun kadar sefil değil midir?... Yerküredeki tüm varlığını koynuna aldığı ya da koynuna girdiği beden sayısı ile büyüten eşcinselin bir farkı var mıdır diğer ikisinden? (Gördüğüme Sevindim)
- Bir ruhu, olmak istemediği yerde tutamazsın. (Kalbimin Can Mayası)
- " Yaralar kaderin ayak izidir. Onlardan utanamazsın. Saklayarak yaşayamazsın. Onlardan altın kabuk yapmalısın. "♡♡♡ (Unutursun)
- ‘Bugünün hangi gün olduğu, mutfağın ne koktuğu, akşamın ne getireceği fark etmiyorsa artık derin ve yakıcı bir yaranın düşen kabuğunun boşluğu var demektir o yürekte.’ (Yaz Bitmesin)
- Acı'yı Aşk'tan daha çok ciddiye aldığımızı fark ettim kitapları yeniden okuduğumda. (Aşk ve Acı)
- İnsan değişiyor ve sonra "şimdiki aklımla 20 yaşında olmak isterdim, diyor... (Kağıt Kesikleri)
- “ Sevildiğini sık sık duymak ister insan. “ (Üç Kız Kardeş)
- "Şimdi kulağımızın dibinde bangır bangır bağırıyorlar, her gün, dünyayı çürüten düşmanınızı tanıyın diye yazıp çiziyorlar ama hiçbir uyarıyı duymuyoruz, değil mi? İnsan kendinin düşmanı olunca hiçbir fısıltıyı duymuyor, duyamıyor galiba." (Unutursun)
- “ Hayatta çok cesur olmak gereken, büyük kararlar almak gereken anlar vardır.” (Hayat Güzeldir)
- “ Gerçek dostlar birbirlerine hiçbir zaman küsmezler, birbirlerini sadece yanlış anlar...” (Hayat Güzeldir)
- İnsan, kollarının direnme gücü tükendiğinde vazgeçiyor bir şeylerden ! (Kağıt Kesikleri)
- ‘’Aşk dediğin kendi içinde büyüttüğün bir dertmiş aslında.’’ (Söylenmemiş Sözler)
- Uçmak isteyenin kanadından tutmamak gerek; yoksa istemeden kırıyorsun. (Kalbimin Can Mayası)
- “Kadının yüzü değil elleri belli eder yaşadıklarının toplamını.” (Yaz Bitmesin)
- "Bir tavrımız olmalıydı hayata karşı." (Yaz Bitmesin)
- Sözler kundakçidir. Yangını kelimeler çıkarır. (Kağıt Kesikleri)
- Ben seni artık hiç sevmesem sen ne kaydederdin senliğinden? (Bir Cihan Kafes)