Son Bakış - Irmak Zileli Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Son Bakış kimin eseri? Son Bakış kitabının yazarı kimdir? Son Bakış konusu ve anafikri nedir? Son Bakış kitabı ne anlatıyor? Son Bakış PDF indirme linki var mı? Son Bakış kitabının yazarı Irmak Zileli kimdir? İşte Son Bakış kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Irmak Zileli
Tasarımcı: Emir Tali
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9786051854458
Sayfa Sayısı: 150
Son Bakış Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Irmak Zileli bu romanında genç bir kadının ölüme giderkenki son birkaç dakikasından hareketle, geriye doğru hayatlar ve kuşaklar boyunca aktarılan bakışların izini sürüyor. Aynı zamanda insanın hayata, geçmişe, kendi varlığına ya da yokluğuna yönelen bir bakış bu...
Son Bakış yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamanın ve anlatabilmenin yolunu arayan bir roman. Bu nedenle de evvela dille uğraşan, dilin kendisini romanın meselesi yapan bir metin. Türkiye’ye kaçak yollardan girmiş, girerken biricik sevgilisi Kaveh’i yitirmiş Tina’nın iç sesi okuru yanına çağırıyor. Son yolculuğunda ona eşlik edilmesini bekliyor.
Hem yakarış, hem hesaplaşma olarak okunabilecek Son Bakış, Irmak Zileli’nin edebiyatta açtığı hattı derinleştiriyor.
“Ah insan zihni nasıl da kaydedemiyor aslında hiçbir şeyi olduğu gibi, çünkü sonradan ekliyorsun kendi bakışını onunkine, sonraki bakış diye bir şey de var aslında, hiçbir bakış son olarak kalmıyor, kendi son bakışının üstüne ister istemez yenisinin gölgesi düşüyor.”
Son Bakış Alıntıları - Sözleri
- Anlatalım, anlatalım anlatırsak ölmeyiz belki.
- ...bu hayattaki en büyük günah yalandır. Politika yalanı sever, sanat ise hakikati.
- ...iyi geçen bir günün ardından nasıl ki mutluluk gelirse, iyi bir uyku gelirse yani, iyi geçen bir ömür de mutlu bir ölüm getirir.
- Politika iyi değildir der, mutsuzluktan başka bir şey getirmez, politika ayırır, böler, parçalar insanı. Sevenleri, aileleri, anneler ile çocuklarını.
- Neden zorlamadim hiçbir kapıyı, hiçbir arkadaşlığı, hiçbir komşuluğu, neden zorlamadim kendimi, neden sessiz yürüdüm kaldırımların kenarından, neden hep yol veren ben oldum...
- Gülümsemek belki de hayat kurtarıyordur.
- ... insan böyle bir canlı işte umudunu kesmiyor ne Allah'tan ne insandan ne yaşam kuvvetinden, belki de ölmemişimdir, ölmeyecegimdir.
- ...yani insan hastalıkta ya da yaşlılıkta da ölse hep bir şeyler yarımdır mecbur.
- ... zaten siz erkeklerden başka ne beklenir, kendinizi kanıtladığıniz tek yer savaş meydanlarıysa ondandır mutlaka, politikanız batsın, kahramanlığınız batsın, destanlariniz batsın bıktım hepinizden! Hepiniz aslında mezarlıktan geçerken ıslık çalan ödleklersiniz de haberiniz yok, kime yutturmaya çalışıyorsunuz bu palavraları.
Son Bakış İncelemesi - Şahsi Yorumlar
SON BAKIŞTAKİ O GÖZLER KALDI AKLIMIZDA: GÜZEL İNSANLAR MERHABA Yılın ilk incelemesiyle Merhaba sizlere… Türkçenin genç, güzel bir kalemiyle tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bugün sizlere duru ve güzel Türkçesiyle yeni tanıştığım Irmak ZİLELİ hakkında bilgi paylaşmaya çalışacağım. Kitaba geçmeden sizlere kendi şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. “ 7-8 yıl önce Batmanın en merkezi caddesi olan Diyarbakır Caddesinde bir arkadaş ile yolda yürüyorduk. Karşı yoldan bizim olduğumuz tarafa geçmeye çalışan yaşlı bir teyzeye benim gibi birçok insanın gözleri önünde bir araba çarptı hızla. Saniyesinde onlarca kişi kaza yerine toplandı. -Tamamdır, 112 aradım ambulans geliyor. -Dokunmayın iç kanama riski var. - Arkadaşlar açılın biraz teyze biraz nefes alsın. … Her kafadan değişik cümleler havada uçuşuyordu. Herkes kendince yardımcı olmaya çalışıyordu. Bende olay yerinde ilişik bir şekilde etrafta olanları anlamaya çalışıyordum. Teyze ile birkaç saniye kadar göz göze geldim. Asfalta, yatan teyzenin o çaresiz gözleri adeta ile çarpıldım. Etrafı anlamaya çalışan o “SON BAKIŞLAR”ı yıllardır, unutamadım. Acaba Teyze, neyi düşünüyordu. Kaçmakta olan, ikindi namazını mı, eve giderken torununa almak isteği şekeri mi?” Romanı okurken sürekli yukarda anlattığım bu olay aklımda döndü durdu. Eserde, Irmak ZİLELİ, yüksek bir yerden yola çakılan bir kadının ölüm öncesi son dakikalarını anlatıyor. Geçmişte kalan aileyi, kavuşulamamış sevgiliyi, kendi varlığını, sana bakan insan kalabalığına SON BAKIŞ… Anti-kahramanımız, ülkenin birçok yerinde var olmasına rağmen görmezden geldiğimiz kaçak göçmen bir Gürcü kadın. Ucuz işgücü olarak atölyelerimizde, evde çocuklarımıza, fabrikalarımızda çalışan kaçak insanlar. Suriyeli, Gürcü, Türkmen, Ermeni… Ülkede kaçak çalışan Tina gibi insanları yolda yürürken hayatın içinde görmeyiz çok zaman. Yolun kenarında yürüyen görünmeyen insanlardır. Kendi ifadesiyle “Neden zorlamadım hiçbir kapıyı, hiçbir arkadaşlığı, hiçbir komşuluğu, neden zorlamadım kendimi, neden sessiz yürüdüm kaldırımların kenarından, neden hep yol veren ben oldum..” (s.130) 150 sayfa boyunca ölüme birkaç dakikası kalmış, Tina ile sizde bir anlamda ölüme gidiyorsunuz. Sayfalar aktıkça sizinde bir anlamda geçmişte kalmış birçok anılar “film şeridi gibi” zihninizde akıyor. Bu genç ve değerli kalemle tanışmanızı şiddetle tavsiye ederim. İnceleme üstüne son günlerin popüler güzel insanı Minik Serçenin https://youtu.be/Lb1kLt9blD4 parçasını dinlemenizi isterim SAĞLICAKLA VE KİTAPLA KALIN!!! (Nihat Çelik)
Bir ülkede yabancı olmanın nasil bir şey olduğunu anlatan Son Bakış, genç bir Gürcü kadının son birkaç dakikasını geriye dönüşlerle anlatıyor.Guzel balerin, hizmetçi Tina intihar mı etti yoksa bir kazaya mi kurban gitti? İçim acıyarak okudum Tina'nin hikayesini. (Leyla Yolalan)
“Son Bakış” Irmak Zileli’nin Everest yayınlarından çıkan eseri. Bu romanla yazar, 2020 yılı Duygu Asena Roman Ödülü’nün sahibi oluyor. Eserde, Türkiye’ye kaçak yollardan girerek yaşlı bir kadına bakan Gürcistanlı Tina’nın hikâyesi anlatılıyor. Tina, yanlış anahtarı alarak evden çıktığı bir gün kapıda kalıyor, çatıya çıkıyor ve oradan düşüyor. İşte tüm roman, Tina’nın çatıdan düştüğü birkaç dakikalık zamana sığdırılıyor. Tina yerde yatarken o zamana kadar konuşamadıklarını, duyuramadıklarını, yok sayılışını bize anlatıyor. Ayrılmak zorunda kaldığı ailesini, özlem duyduğu evini, sınırda yitirdiği sevgilisi Kaveh’i, ait olamadığı hayata dahil olamayışını… O zamana kadar varlığını önemsemediğimiz, diline tahammül edemediğimiz bu yabancının iç sesi çoğalıp çoğalıp kulaklarımızı sağır ediyor. Yüreklerimizi kuşatıp vicdanımızda yer ediyor. (Berna Karakaya)
Son Bakış PDF indirme linki var mı?
Irmak Zileli - Son Bakış kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Son Bakış PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Irmak Zileli Kimdir?
IRMAK ZİLELİ, 1978 yılında İstanbul’da doğdu. Sosyal Antropoloji öğrenimi gördü. Televizyon ve dergilerde muhabirlik yaptı. Roman Kahramanları dergisinin kuruluşunda görev aldı ve ilk 6 sayı yayın yönetmenliğini yürüttü. 2006 yılından bu yana çeşitli dergilerde, gazete kitap eklerinde değerlendirme ve eleştiri yazılarının yanı sıra editörlüğünü yaptığı Remzi Kitap Gazetesi’nde “Devrik Cümle” adlı köşesinde yazmayı sürdürüyor.
Zileli’nin basılmış eserleri arasında, 2012 Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanan ilk romanı Eşik (2011), Bayram Çocukları (2004) isimli bir araştırma ve Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim (2009) başlığıyla Halit Refiğ ile söyleşi kitabı bulunuyor.
Zileli’nin ikinci romanı Gözlerini Kaçırma 2014′te Remzi Kitabevi tarafından yayınlandı.
Irmak Zileli Kitapları - Eserleri
- Son Bakış
- Gölgesinde
- Gözlerini Kaçırma
- Eşik
- Bozuk Saat
Irmak Zileli Alıntıları - Sözleri
- Sıradan bir adam. Kimsenin haberi yok az önce işlediği suçtan. Küçük bir kız. Şimdilik annesinin kollarında. Yerde bir somun ekmek. Olayın tek tanığı benim. (Bozuk Saat)
- ... insan böyle bir canlı işte umudunu kesmiyor ne Allah'tan ne insandan ne yaşam kuvvetinden, belki de ölmemişimdir, ölmeyecegimdir. (Son Bakış)
- “Gidelim, deniz kenarında çay içelim. Çay içmek önemli. Biriyle saatlerce çay içebiliyor musun bakalım, bira, rakı, şarap herkes içer, çay içebiliyor musun?” (Gölgesinde)
- Kocası yanında ya, daha ne olsun. Ama yok, arıyor insan. Koca kadın da olsa, doğuracağı gün, yanında olsun istiyor, onu doğuran kadın. Aynı zorluğu yaşamış biri lazım. (Eşik)
- Ruhu olmayan bir varlık başkalarının hislerini anlayabilir mi dersiniz? Etrafınıza bir bakın isterseniz, öteki insanların hislerine karşı kaba, bencil ve duyarsız olan insanları düşünün! Göreceksiniz ki, onların kendi ruhsal dünyalarında da vardır bir sorun. (Bozuk Saat)
- Bakışlar ruhun aynasıdır. (Gözlerini Kaçırma)
- Politika iyi değildir der, mutsuzluktan başka bir şey getirmez, politika ayırır, böler, parçalar insanı. Sevenleri, aileleri, anneler ile çocuklarını. (Son Bakış)
- Bunu size daha önce söyledim mi bilmiyorum ama ben insanların nabzına girebilen bir saat olsam da onlara dokunamıyorum. Ne de olsa bir hayalet gibiyim, belki de bir ruh, gözle görülemeyen, elle tutulamayan. (Bozuk Saat)
- "İç içe geçmek sana ölüm gibi geliyor, birinin içinde erisen yok olmaktan, bir başkası senin içinde erirse mutasyona uğramaktan korkuyorsun... O yüzden tek becerebildiğin hükmetmek. Hayatta kalabilmek için ötekini yok ediyorsun." (Gölgesinde)
- Şeytan diyor ki, al çocuğu dön ananın evine. Tabii şeytana sormak gerekirdi; anasının evinde ki o babayı n'apacaktı? Sıkıldı dişlerin arasından tısladı olana duyurmadan: "Hahhh! Kırk katır mı, kırk satır mı?" (Bozuk Saat)
- ... başkalarına bakarak kendine biçim vermekten vazgeç. (Gözlerini Kaçırma)
- “İnsanlar sadece kelimelerle konuşabileceklerini sanıyorlar, ama hayvanlarla biraz vakit geçirirsen bilirsin, dil sadece kelimelerden oluşmuyor.” (Gölgesinde)
- Lokantalarda bile en küçük masa iki kişilik. Tek kişilik bir hayat kurmanızı istemiyorlar.. (Gölgesinde)
- ...bu hayattaki en büyük günah yalandır. Politika yalanı sever, sanat ise hakikati. (Son Bakış)
- ...iyi geçen bir günün ardından nasıl ki mutluluk gelirse, iyi bir uyku gelirse yani, iyi geçen bir ömür de mutlu bir ölüm getirir. (Son Bakış)
- Her şeyi hep birlikte yapma zorunluluğu, hiçbir şeyi birlikte yapmamaya neden oluyordu. (Gözlerini Kaçırma)
- “Aynı davanın içinde, aynı hedef için yüreği çarpan, aklını, varını, yoğunu bunun için ortaya koyan insanlar onlar. İki insanı birleştirecek daha iyi bir neden söylenebilir mi?" (Eşik)
- ... zaten siz erkeklerden başka ne beklenir, kendinizi kanıtladığıniz tek yer savaş meydanlarıysa ondandır mutlaka, politikanız batsın, kahramanlığınız batsın, destanlariniz batsın bıktım hepinizden! Hepiniz aslında mezarlıktan geçerken ıslık çalan ödleklersiniz de haberiniz yok, kime yutturmaya çalışıyorsunuz bu palavraları. (Son Bakış)
- Aynanın içinden bakıp.. kendine acıyor.. ağladıkça ağlıyor. Bunca senedir hiç ağlamamış gibi ağlıyor. (Eşik)
- - Daha çok orada hiç olmamışım gibi bir his var. İnsanın fiziksel varlığının orada olması, kişinin bütünüyle orada olduğu anlamına gelmez çünkü. İnsanın hem ruhu, hem bedeni, hem de aklıyla bulunabildiği bir yer var mı merak ediyorum. Herhalde şu hayattaki en büyük huzur bunu tatmak olurdu. (Gölgesinde)