Sis ve Gece - Ahmet Ümit Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sis ve Gece kimin eseri? Sis ve Gece kitabının yazarı kimdir? Sis ve Gece konusu ve anafikri nedir? Sis ve Gece kitabı ne anlatıyor? Sis ve Gece kitabının yazarı Ahmet Ümit kimdir? İşte Sis ve Gece kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Ümit
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752897373
Sayfa Sayısı: 270
Sis ve Gece Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Âşık olduğu kızı arayan bir MİT görevlisi: Sedat. Yasak bir aşk. İstihbarat örgütünün içindeki entrikalar. Askerlerle, sivillerin çatışması... Günümüz İstanbul'undan renkli insan portreleri. Karanlık sokaklarda soluk soluğa bir koşuşturma. Örgüt evlerine düzenlenen baskınlar, yargısız infazlar, kayıtlara geçmemiş ölümler. Kayıtlara geçmemiş ölümlerin parçaladığı yaşamlar... Türkiye'nin yakın geçmişine insani bir bakış...
"Bakışlarımı konağa çeviriyorum. Görenlerde korku ve ürperti uyandıracak bu bina bana hüzün veriyor. Onu daha önce hiç görmemiş olmama karşın aramızda çözümleyemediğim bir bağın varlığını hissediyorum. Bahçedeki çürümüş yapraklara basarak binanın kapısına doğru yürüyorum. Kanatlı demir kapının üstünde, yer yer çatlamış mermer alındaki kabartma dikkatimi çekiyor. Kabartmada ilk seçtiğim bir yıldız oluyor. Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum. Tabanca kabzasının altına bir de yarımay oyulmuş. En yukarıda yıldız, altında bir tabanca ve kabzasının hemen ucunda bir yarımay. Bu amblemi bir yerlerden hatırlıyorum ama çıkaramıyorum."
(Tanıtım Bülteninden)
Sis ve Gece Alıntıları - Sözleri
- Kafasının içinde neler döndüğünü ancak şeytan bilir.
- “Bütün aşklar er ya da geç aynı sonla yüzleşmek zorunda kalmazlar mı?”
- "Yaşam ağlamaya değmeyecek kadar saçmadır."
- Zaman sanki yaşadıklarımı eritip birbirine karıştırmış; ağır ağır içine gömüldüğüm bu tuhaf bulamacı çözemiyorum.
- Üzerimde bir yorgunluk var; bedensel bitkinlikten çok, duygusal bir yorgunluğa benziyor. Çalışırken kayboluyor ama yalnız kalınca yeniden depreşiyor. Sanırım yaşamımın en kötü dönemini geçiriyorum.
- Herkesin aynı yalana inanıyor olması onu gerçek yapmaz.
- İnsanda kendisine kötülük yapanları sevmek gibi bir yan vardır ya.
- Farklı düşünüyoruz diye birbirimizin kuyusunu kazmak yalnızca düşmanlarımızın işine yarar.
- Belki de bütün sorun kendine olan güvensizliği. Yaptığı her yanlışın dünyanın sonunu getireceğini sanıyor.
- "İnsanın başına her türlü felaket gelebilir" diye ekliyor. "Ama en kötüsü, bu felakete kendisinin neden olması."
- Önce idam istediler, sonra müebbet verdiler. Karıyı da satırla öldürseymişiz cezamız daha da hafiflermiş. Öfke cezayı düşürürmüş. Savcı taammüden cinayet dedi.
- Bu ülkede kanıtsız, tanıksız insanlar asıldı..
- Yaşam ağlamaya değmeyecek kadar saçmadır.
- Her âşık, sevdiğini kaybetme kaygısını taşır.
- "Lafa geldi mi herkes şikâyetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar."
Sis ve Gece İncelemesi - Şahsi Yorumlar
SPOILER İÇERİR!: Sis ve Gece, Ahmet Ümit'in 1996'da yayınlanan ilk kitabı. Ama benim okuduğum 8.kitabı. Her şeyi tersinden yapmak gibi bir huyum vardır genelde evet. Diğer kitaplarını gündemi takip etmek adına değil de çıktığı zamanlara denk gelen polisiye okuma isteğiyle daha önce okumuş oldum. O yüzden bu kitap hem sayfa sayısı hem de konusu gereği biraz havada kaldı benim için. Yine de başarılı bir anlatım tarzı var. Aslında istihbaratçı olan ama mesleğini kamufle etmek adına polis olarak çalıştığı bilinen Sedat ve Güzel Sanatlar resim bölümü öğrencisi olan Mine kitabın iki ana karakteri. Sedat evli ve ikiz kız babası fakat kendini mi gönlünü mü aklını mı artık neyse Mine'ye kaptırmış durumda. Mine de bu durumu bile bile Sedat'la birlikte. Bir süre sonra ayrılmak istediğini dile getiriyor Mine ve ortadan kaybolmasıyla başlıyor kitabın konusu. Sonradan öğreniyoruz ki Fahri isimli bir terör örgütü üyesiyle tanışıyor ve ona yöneliyor. Bu Fahri denen kişi emekli bir albay çocuğu ve hapiste uzun yıllar kalıp afla çıkmış. En yakın arkadaşı Sinan ile daha sonra örgütün görüşlerinden ayrı düştükleri için örgütten de ayrılmışlar. Sinan kendine bir kitap kafe açmış ve dergi çıkartıyor. Fahri ise üniversiteye geri dönmüş ve akademik kariyer peşine düşmüş. Zaten ikisi de lise zamanlarından edebiyatla ilgililer. Sedat amcasıyla birlikte istihbarat teşkilatında çalışıyor. Daha önceden en yakın arkadaşı olan Yıldırım'ı bir çatışmada kaybetmiş. Fakat Yıldırım hayatını kaybetmeden önce görevinden ayrıldığı için teşkilat ona sahip çıkmamış ve katillerinin peşine düşmemiş. Bu durum Sedat'ın zoruna gitmekle birlikte amcasıyla da arasını açmış. Mine'nin kaybolmasının üzerinden oldukça zaman geçtiği için Sedat artık daha tedirgin. Fahri ile olan bağlantı yüzünden olay teşkilat tarafından inceleniyor fakat Sedat ile Mine arasında yaşanan aşk yüzünden bunun bir kıskançlık cinayeti olabileceği üzerinde duruluyor. Sedat'ın eşi ve amcası da dahil olmak üzere herkes biliyor bu yasak ilişkiyi ama kimse ses çıkartamıyor. Daha sonra Fahri, Sedat'ı öldürmek üzere cezaevinden daha önceden tanıdığı olan ve dışarıya 5 gün izin için çıkan Cuma ile anlaşıyor ve bir suikast düzenliyor. Sedat bu çatışmada yaralanıyor fakat Fahri'yi öldürüyor. Cuma'yı da elinden kaçırıyor. Bütün ipuçlarını toplayarak en sonunda Cuma'ya ulaşıyor ve sorguda ona Fahri'nin aslında ölmediğini, herşeyi kendisine anlattığını söyleyerek Cuma'nın ağzından bütün olayı dinliyor fakat hâlâ Mine'yi bulacak herhangi bir ipucu yok elinde. Sedat daha sonradan Mine'nin hamile olduğunu öğreniyor ve kendisinden olup olmadığını sorguluyor. Mine'nin arkadaşıyla görüştüğünde bebeğin kendisinden olduğunu ve Mine'nin kürtaj için yurtdışına çıkacağını öğreniyor. Bunun için oldukça kızgın ve kırgın. Bu süreçte Mine'nin babasıyla da zaman zaman görüşmeler yapan Sedat, topladığı ipuçları sayesinde terörist sanılan bir hemşirenin evine yapılan baskın sırasında Mine'nin de orda olduğunu öğreniyor ve hatta vurduğu kişinin Mine olma ihtimali üzerinde duruyor. Gerçekle yüzleşmek Sedat için oldukça zor olsa da Mine'nin ölü değil hâlâ yaşıyor olma ihtimaline tutunuyor ve Mine'nin ailesinden bu yaptığını gizliyor. Mine'nin babası kızının yaşadığı evi boşaltırken Sedat da orada bulunuyor ve eşyalar arasında hem yasak aşkıyla yaşadıklarını hatırlıyor ve bir iz bulmaya çalışıyor fakat nafile. Eşya yüklü kamyon evin önünden ayrılırken Mine'nin babasıyla vedalaşıyor ve evsahibiyle görüşmek üzere Bayan Madam'ın ve zihinsel engelli kızının yaşadığı daireye gidiyor. Ve akıl almaz bir biçimde Mine'nin cesedine ulaşıyor. Buraya kadar her şeyi çok açık şekilde yazdım o yüzden kitabın bitişini okuyacaklar için saklı tutmak istiyorum. Ve cümlelerime şöyle son veriyorum: Aslında aradığımız her şey yanıbaşımızda yeter ki bakarken görmeyi bilelim.. Sağlıkla kalın, keyifli okumalara.. (SabriyeK.)
Sis ve Gece: Kitap ilk başlarda biraz sıkıcı gelmişti ama sonradan gayet akıcı ve güzel bir şekilde devam etti. Kitabın en etkileyici kısmı kesinlikle sonuydu, böyle bir son olacağı asla aklıma gelmezdi. Aklımda bir sürü farklı şey vardı ama onlardan tamamen bağımsız bir şekilde bitti. Polisiye türünde kitap okumayı sevenlerin hoşuna gidebilecek bir kitap. (İrem)
Ahmet ÜMİT severek okuduğum bir yazar, polisiye sevenler için önerebileceğim güzel bir kitap, hayatın gerçekleri ürkütücü şekilde yer alıyor.. Romanın kahramanlarından Sedat İstihbaratçı, evli ve iki çocuk babası, Mine isimli bir Resim bölümü öğrencisiyle aşk yaşar, Mine Sedat ile olan ilişkisini bitirmek ister, eski bir örgüt üyesi Fahri yüzünden ve Mine esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur, Sedat'a suikast düzenlenir, suikastı düzenleyen de Fahri dir. Olaylar bu şekilde gelişir, gözaltılar, sorgu odaları, işkence.. (İnka)
Kitabın Yazarı Ahmet Ümit Kimdir?
Ahmet Ümit, 1960’ta Gaziantep’te doğdu. 1983’te Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirdi. 1985-1986 yıllarında, Moskova’da, Sosyal Bilimler Akademisi’nde siyaset eğitimi gördü. Şiirleri, 1989 yılında Sokağın Zulası adıyla yayımlandı. 1992’de ilk öykü kitabı Çıplak Ayaklıydı Gece yayımlandı. Bunu Bir Ses Böler Geceyi, Agatha’nın Anahtarı, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir adlı polisiye öykü kitapları izledi. Hem çocuklara hem büyüklere yönelik Masal Masal İçinde ve Olmayan Ülke kitapları ile farklı bir tarz denedi. 1996’da yazdığı ilk romanı Sis ve Gece, polisiye edebiyatta bir başyapıt olarak değerlendirildi. Bu romanın ardından Kar Kokusu, Patasana ve Kukla yayımlandı. Bu kitapları Ninatta’nın Bileziği, İnsan Ruhunun Haritası, Aşk Köpekliktir, Beyoğlu Rapsodisi, Kavim, Bab-ı Esrar, İstanbul Hatırası, Sultanı Öldürmek,Beyoğlu’nun En Güzel Abisi ve Elveda Güzel Vatanım adlı kitapları izledi. Ahmet Ümit’in, İsmail Gülgeç’le birlikte hazırladığı Başkomser Nevzat-Çiçekçinin Ölümü ve Başkomser Nevzat-Tapınak Fahişeleri, Aptülika (Abdülkadir Elçioğlu) ile birlikte hazırladığı Başkomser Nevzat-Davulcu Davut’u Kim Öldürdü? ve Bartu Bölükbaşı ile birlikte hazırladığı Elveda Güzel Vatanım-İttihatçıların Yükselişi adlı çizgi romanları da bulunmaktadır. Eserleri yirminin üzerinde yabancı dile çevrilmiştir. Yazarın tüm yapıtları Everest Yayınları tarafından yayımlanmaktadır.
Ahmet Ümit Kitapları - Eserleri
- Sultanı Öldürmek
- Bab-ı Esrar
- Kukla
- Sis ve Gece
- Sokağın Zulası
- Çıplak Ayaklıydı Gece
- Bir Ses Böler Geceyi
- Masal Masal İçinde
- Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri
- Agatha'nın Anahtarı
- Kar Kokusu
- Patasana
- Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
- Beyoğlu Rapsodisi
- Aşk Köpekliktir
- Başkomser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü
- Kavim
- Ninatta'nın Bileziği
- İnsan Ruhunun Haritası
- Olmayan Ülke
- İstanbul Hatırası
- Başkomser Nevzat: Davulcu Davut'u Kim Öldürdü?
- Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
- Elveda Güzel Vatanım
- Kırlangıç Çığlığı
- Elveda Güzel Vatanım-İttihatçıların Yükselişi
- Aşkımız Eski Bir Roman
- Orhan Kemal
- Bir Ses Böler Geceyi / Çıplak Ayaklıydı Gece
- Kayıp Tanrılar Ülkesi
Ahmet Ümit Alıntıları - Sözleri
- “Aman be ! İyi ki parayı kitaba ,musikiye harcamışım .” (Başkomser Nevzat: Davulcu Davut'u Kim Öldürdü?)
- İnsanın bir üslubunun olması lazım. Ama bu kolay kazanılmaz. (Agatha'nın Anahtarı)
- Mavi damlalar toplayın Solgun çiçeklerin rüzgârından Bir tutam gökyüzü, Bir parça deniz Görkemli düşlerimiz kirlenmesin Duvarların pençesindeyken bedenimiz. (Sokağın Zulası)
- Büyüyünce bugünleri hatırla; öfke ve nefreti değil, sevgiyi miras bırak çocuklarına. (Olmayan Ülke)
- "Lafa geldi mi herkes şikayetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar." (İstanbul Hatırası)
- "Yine bir sızı var içimde, akşam oldu diye." (İstanbul Hatırası)
- Acıyı bilmeden sevincin anlamını kavrayamayız. (Masal Masal İçinde)
- İnsanın en büyük trajedisi ölümlü olduğunu bilmesidir . (İnsan Ruhunun Haritası)
- "Bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuzdur." (Beyoğlu'nun En Güzel Abisi)
- "Kimse iyi dediği birine aşık olmaz..Aşkın iyilikle ilgisi yoktur... " (Aşk Köpekliktir)
- Ey, aradıkça arayacakları çoğalan, buldukça bulacakları çoğalan… (Ninatta'nın Bileziği)
- Yaşam insanoğlu için bir armağan mıdır, yoksa ceza mı? (Masal Masal İçinde)
- ..çünkü şairler aşklarına asla ihanet etmezler. (Aşkımız Eski Bir Roman)
- “Bütün aşklar er ya da geç aynı sonla yüzleşmek zorunda kalmazlar mı?” (Sis ve Gece)
- Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını görüyorum... Kimseye kırgın değilim, dünyadan payıma düşen bu kadarmış, aldım gidiyorum. (Agatha'nın Anahtarı)
- Gerçekler her zaman güzel olmayabilir. Bazen ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyidir. (Kavim)
- insan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. başka çaren olmadığı için katlanıyorsun, ama alışmıyorsun. (Bir Ses Böler Geceyi / Çıplak Ayaklıydı Gece)
- " Şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir." (Sultanı Öldürmek)
- " Her dağın kendine göre karı vardı." (Kar Kokusu)
- "Bazı şeyler, hiçbir zaman unutulmaz." (Sultanı Öldürmek)