diorex
Turkcella

Silindir Şapka Giyen Köylü - Sadri Ertem Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Silindir Şapka Giyen Köylü kimin eseri? Silindir Şapka Giyen Köylü kitabının yazarı kimdir? Silindir Şapka Giyen Köylü konusu ve anafikri nedir? Silindir Şapka Giyen Köylü kitabı ne anlatıyor? Silindir Şapka Giyen Köylü PDF indirme linki var mı? Silindir Şapka Giyen Köylü kitabının yazarı Sadri Ertem kimdir? İşte Silindir Şapka Giyen Köylü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.01.2023 20:00
Silindir Şapka Giyen Köylü - Sadri Ertem Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sadri Ertem

Yayın Evi: Vacilando Kitap Yayınları

İSBN: 9786057488077

Sayfa Sayısı: 128

Silindir Şapka Giyen Köylü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sadri Ertem, eserlerinde, gerçekçi bakış açısıyla dönemin yenilik hareketlerine, eski, yoz zihniyetin yeninin içine sirayet etmesine seyirci kalmamış, fabrikalarla boğulan köyleri, toprağından edilen köylüleri, yok pahasına çalışan işçiyi konu etmiştir.

“Yol, yol... Medeniyetin kan damarı… Tevekkeli değil, yol olmayan yerde medeniyet olmaz demişler. Bu yol biraz sonra buraya dünya irfanını taşıyacak. Bu zümrüt tarlalar dünya altınlarını buraya bir oluk gibi boşaltacak.”

Çoluk çocuk aylarca çalıştıkları yol yapımından sonra haklarını alamayıp aç kalan köylüyü anlatırken, dönemin modernleşme sembollerini hicivsel bir yaklaşımla üzerlerine giydirmiş, yeniliğin aslen insana verilen değerle olacağını anlatmaya çalışmıştır.

Silindir Şapka Giyen Köylü’de, üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen çok tanıdık manzaralarla karşılaşacak, bugünü yaşayacaksınız. Medeniyetin arandığı yerin yanlış, işaret eden ellerin düzenbaz olduğunu görecek ve ezbere bildiğiniz “Namuslu Adam”la karşılaşacak, menfaatleri uğruna insanların inançlarını sömüren, riyakârlarla tekrar yüzleşeceksiniz.

“Hacı, keman sesi haramdır diye mektebe baskın ettiydi. Ne yaman, ne yavuz adamdı o... Öyle adam faiz alır mı? Kasabada banka açmak istediler de o, haramdır diye ayak diredi de elhamdülillah memlekete bu afet adım atmadı.”

Silindir Şapka Giyen Köylü Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanın üç dostu varmış. Biri canı, vade gelince bırakırmış. İkincisi malı, ölünce mirasçıyı sevindirirmiş. Üçüncüsü iyilikleri..."
  • "Birkaç ay sonra mükemmel, profesyonel bir dilenci oldu. Tarlayı sürüp kazandığı zamankinden daha çok kazandı."
  • "Ruhun musiki gibi, istirahat gibi ebedî ihtiyaçları tatmin edilmeden bir memleketin medeni olmasına imkan var mı?"
  • "Medeniyet bir sel gibidir. Evvela akar, sonra yatağını yapar. Usul, kaide daha sonra yerleşir."
  • "Âşık, rakibini böyle sinsice öldürmez. Çeker bıçağını, düşmanı ta kalbinden vurur. Âşık arkadan vurulmaz."
  • Hasta, yoksul köylerin cılız, tüyleri uyuzlaşmış, sesleri kısık köpekleri vardır. Zengin ve kibar köylerin muhafızları da mağrur, alınları yukarıda ve heybetlidir.
  • "İnsanın üç dostu varmış. Biri canı, vade gelince bırakırmış. İkincisi malı, ölünce mirasçıyı sevindirirmiş. Üçüncüsü iyilikleri..."
  • Düşünen, seven insanın ruhu ne engindir? Bir tarafta elem, öbür yanda neşe, bu yanda kader, kıyıda ümit dolaşır
  • İnsanın üç dostu varmış. Biri canı, vade gelince bırakırmış. İkincisi malı, ölünce mirasçıyı sevindirirmiş. Üçüncüsü iyilikleri
  • "Şüphe yok ki sanat sanat içindir..."

Silindir Şapka Giyen Köylü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Merhaba! Bugün, çok merak ettiğim yazarlardan biri olan Sadri Ertem'in öykülerinin toplandığı "Silindir Şapkalı Köylü" isimli kitabı okudum. Dönemindeki toplumsal ve siyasal problemleri çok net bir şekilde sunan toplumsal gerçekçi bir yazar Sadri Ertem. Daha önce kendisinin hiçbir eserini okumamıştım ancak "Çıkrıklar Durunca" isimli eseri hakkında bir makale okumuştum ve o makaleden sonra Ertem'in eserlerini de çok merak ediyordum. Okurken bir yandan o dönemin insanlarına üzülürken, bir yandan da aslında birçok şeyin hiç de değişmediğini görüp kendimize de üzüldüğüm bir kitap oldu benim için. Sadri Ertem, kendi zamanında halkın içinde bulunmak zorunda olduğu durumu çok net görebilmiş ve edebiyatı da bu halkın çektiği çileleri, yolsuzlukları ve belirli kurumlardaki yozlaşmayı yansıtabileceği bir ayna olarak kullanmış. Sait Faik, Ertem hakkında şöyle bir şey söylemiş: "O ümitli idi. Bir ara haksızlığın, namussuzluğun, istismarın, yalanın, riyanın, dalaverenin birer birer yıkıldığı bir dünya görür gibi olmuştu. Yine bir ara galiba hafif bir ümitsizliğe de kapılmıştı. Ben, ‘Sadri üzüldüğün zaman çok güzel üzülüyorsun, yüzüne mânâ doluyor’ dedim. Bu sözüm çok hoşuna gitmiş. ‘Demek ki insan üzüldüğü zaman insana daha çok benziyor’ demişti." Çok merak ediyorum, acaba Ertem şimdi yaşasaydı nasıl bir hikaye kaleme alırdı? (Deniz Cansız)

Kitap insanı yer yer üzen, yer yer güldüren en çok da düşündüren çeşitli hikayelerden oluşuyor. İçerisindeki yirmi hikayenin on altısını okudum. Son dördünün de yine kalitede olduğunu sanıyorum. Hikayeseverler için muhteşem bir eser. Ben beğendim. Size de tavsiye ederim. (Dilan Keleş)

SİLİNDİR ŞAPKA GİYEN KÖYLÜ (1933) / SADRİ ERTEM: Sadri Ertem eserlerinde yaşadığı dönemin köy ve köylü sorunlarına, işçi sınıfının meselelerine, devletin çarpık düzenine ezilenler zaviyesinden bakmış, görüşleri sosyalizme yakın bir toplumcu gerçekçi yazardır. Hatta bu akımın öncülerinden kabul edilir. Ertem köylüyü, ağayı, yabancı sermayenin işgal ettiği toprakları, yoksulluğu, halkın altında ezildiği vergileri, paranın hükümranlığını anlatır. Toplumun antagonist sınıfları arasındaki uzlaşmaz ilişkileri irdeler. Yazar, yeni kurulan Cumhuriyet’in ve değişimin yanındadır ancak bunların halkın sorunlarına çare olması koşuluyla. Sembolik değişimleri hicveder. Bu öykü kitabındaki ilk öyküsü olan “Silindir Şapka Giyen Köylü” de tam böyle bir kara mizahtır. Hazır yeri gelmişken kitabı almamın başat nedeninin de ismi olduğunu itiraf edeyim. İsimde insanı kendine çeken, gülümseten bir fevkaladelik, bir tuhaflık, bir eğretilik yok mu size göre de? Kitapta 13 öykü yer alır. Kırsal yoksulluk, kent yoksulluğu, adalet sistemi ve bürokrasinin çarpıklığı, siyasal baskı, otoriterizm gibi temaları işler. Zaman zaman kahkaha attıran ancak daha çok yüzde buruk bir tebessüm bıraktıran öykülerdir bunlar. Halkın, küçük adamın sessiz öfke tezahürü gibidir öyküler. (ali doğan)

Silindir Şapka Giyen Köylü PDF indirme linki var mı?

Sadri Ertem - Silindir Şapka Giyen Köylü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Silindir Şapka Giyen Köylü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sadri Ertem Kimdir?

İstanbul Sultanisi’ni 1914 yılında, Darülfünun (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi) Felsefe Bölümü’nü 1920 yılında bitirmiştir. Ankara Sultanisi Muallimliği, Ankara Daru’l-Muallimin Hukuk ve İktisat Muallimliği, Kuleli Askeri Lisesi Musahabatı Ahlakiyye ve İçtimaiyatı, İstanbul İmam Hatip Mektebi Ruhiyat ve Ahlak, Edebiyat ve Kitabet, Kadıköy Kız Orta Mektebi Tarih ve Coğrafya, Gaziosmanpaşa Orta Mektebi Tarih ve Coğrafya, Kadıköy Lisesi Tarih ve Gazi Terbiye Enstitüsü Felsefe ve İçtimâiyyat Muallimlikleri, Dahiliye Vekaleti Matbuat Umum Müdürlüğü Müşavirliği, Gazetecilik, Tercüman-ı Hakikat ve Tanin Gazetesi Yazarlıkları, Yazarlık, TBMM VI. ve VII. Dönem Kütahya Milletvekilliği yapmıştır.

Edebiyatçılığı

İlk öyküsü 1917 yılında yayımlanmıştır (Genç Yolcular). Edebiyata asıl yönelişi 1928’den sonradır. Konularını toplumsal sorunlardan çıkardığı, gözlemden çok kuramsal bilgilere dayanan ve bir tez çevresinde gelişen yapıtlarıyla gerçekçi Türk edebiyatının ilk temsilcilerinden sayılır.

Sadri Ertem Kitapları - Eserleri

  • Çıkrıklar Durunca
  • Kaybolan Adam
  • Silindir Şapka Giyen Köylü
  • Bacayı İndir Bacayı Kaldır
  • Türk İnkılabının Karakterleri
  • Yol Arkadaşları
  • Bir Şehrin Ruhu
  • Sadri Ertem
  • Avrupa'nın İskeleti
  • Düşkünler
  • Bir Varmış Bir Yokmuş
  • Sovyet Rusya Hatıralarım
  • Politika Felsefesi
  • Fikir ve Sanat

Sadri Ertem Alıntıları - Sözleri

  • O yalnız bir şey için, bir hatıranın diş ağrısına benzeyen acısı ile yollara düşmüş... (Çıkrıklar Durunca)
  • Ben nöbet bekliyorum. Ne nöbeti bu? Emine'ye kavuşma nöbeti... (Çıkrıklar Durunca)
  • "Şüphe yok ki sanat sanat içindir..." (Silindir Şapka Giyen Köylü)
  • Uzun lafın kısası yüreğim gazel yaprağı gibi tir tir titriyordu. (Çıkrıklar Durunca)
  • Kadın cevap verdi: "Elmaslar gibisin ve fakat rası yok Dilerim bari Tanrıdan gündüz ve gece Sana bir merkep versin biri bası yok." Bu dörtlü över gibi görünen bir yargıdır. Arap alfabesine göre fahr (övünç) sözcüğünün f harfi kalkınca "eşek” anlamına har; gevher (mücevher) sözcüğünün r'si kalkınca “pislik" anlamına guh; merkeb (eșek) sözcüğünün b'si kalkınca "ölüm" anlamına merg sözcükleri ortaya çıkar. (Kaybolan Adam)
  • Kadınlar filozofları doğurur fakat felsefeyi sevmezler ! (Yol Arkadaşları)
  • "Birkaç ay sonra mükemmel, profesyonel bir dilenci oldu. Tarlayı sürüp kazandığı zamankinden daha çok kazandı." (Silindir Şapka Giyen Köylü)
  • Milliyetçilik tarihe saplanıp kalmak değildir. Geleneklerle örtülmüş, eskiye hasret çeken bir milliyetçilik yahut bugünkü siyasi sınırlar dışında emperyalist gayeler takip eden bir milliyetçilik değildir. (Türk İnkılabının Karakterleri)
  • İstiklal Harbi'nin iki hedefi vardı: Vatanda eşit haklı insan, dünyada eşit haklı millet ülküsüne can vermek!.. İnönü'de, Sakarya'da, Başkumandanlık Meydan Harbi'nde, İzmir yollarında can verenler yeni idealin, yeni bir insanlığın arkasından aşk ve heyecanla koştuğu yeni bir ahlakın yolunda başlarını veren şehitlerdir. Onlar en yeni fikrin kurbanlarıdır. Eşit insanı ideal edinen, bir millet için halkçı olmaktan başka bir imkân var mıdır?.. (Türk İnkılabının Karakterleri)
  • İçinde bir üzüntü, korkuya benzeyen, ümitsizliğe benzeyen bir hal hissediyordu. (Çıkrıklar Durunca)
  • Devlet bir şahindir, bir kanadı ordu, bir kanadı işçidir. Kanadı kopuk şahin uçamaz, çöplükte sürünür. Medet senden, benden, herkesten, hepimizden. (Çıkrıklar Durunca)
  • Ömrümüz bir bahri muhit gibi mesafeleri istila ediyor ve hudut genişledikçe kendimizi tanıyamaz bir hale giriyoruz. (Çıkrıklar Durunca)
  • Muhalefeti de iktidar yanlılarını da dogma kuklaları idare etti. (Türk İnkılabının Karakterleri)
  • İnsan bazan ıztırap çekmeyi de istiyor.. (Yol Arkadaşları)
  • İnsanın üç dostu varmış. Biri canı, vade gelince bırakırmış. İkincisi malı, ölünce mirasçıyı sevindirirmiş. Üçüncüsü iyilikleri (Silindir Şapka Giyen Köylü)
  • Saadeti ezeli kabili zeval olmaz, Güneş yer üstüne düşmekle paymal olmaz. (Düşkünler)
  • İnsan şerefile yaşamalı efendim... (Düşkünler)
  • Hayatımız zaruretlerle imkânların kavgası içinde geçer. Ben de bu imkânla zaruret arasındaki hesabı buldum. Kavgayı kazanan müsterih bir adamım... Siz düşünmeyerek sükûna ermeyi istersiniz, ben düşünerek sükûna ermiş insanım. Siz dünya da bir sairfilmenam¹ gibi dolaşırsınız, dünya nimetlerini rüyada gibi yersiniz. Ben düşüne düşüne, zaruretleri bula bula yaşarım. Her yaptığım şey, düşünmek eseridir. Bunun için günahımı bile severim. Tombul adam güldü. - Hocam atma, dünya imkân âlemidir. Allah dilerse taşı insan eder. - Doğrudur. İnsanlar kendilerini dilerlerse eşek ederler. Fârâbi bile, Allah teferruati tanımaz, der. - Tanır hocam tanır, kara taş üstündeki karınca onun emriyle hareket eder. (Kaybolan Adam)
  • Dil, bir milletin dili olmaktan çıkmıştı. İktisat bağımsız bir milletin iktisadiyatından tamamen uzaktı. Sanayi yıkılmıştı, ticaret Türklerin elinde değildi. Ziraat emniyet ister, yol isterdi. Halbuki Osmanlı Devleti, ziraati körleştirmek için her şeyi yapmıştı. İktisat organizması milli olmaktan tamamen çıkmıştı. Hukuk milli değildi. Kanunlar, ancak şer'i şerife uyduğu zaman tatbik edilebilirdi. Estetik, Türk zevkinden tamamen uzaktı. Bu vasıfları gösteren bir cemiyete millet denemez. Bağımsız değildik. Çünkü bağımsız devleti ancak kendi iradesi sınırlar. Halbuki Osmanlı Devleti 19. asırda tamamen bağımsızlığını kaybetmişti. Valilerini büyük devletler sefirlerinin tavsiyeleriyle tayin eden,adaleti herkese aynen tatbik edemeyen, iktisatça sıfır olan bir camianın bağımsız olduğunu iddia etmek çok manasız olur. (Türk İnkılabının Karakterleri)
  • Kemalist önderliğinin bu fikirlerini, Türkiye'deki Amerikan Birinci Ekonomik Misyonu Şefi Marc Tornberg , "Devletçilik, Türkiye ve ABD arasındaki iliskileri zorlaştırmıştır" diyerek farklı bir açıdan doğrulamıştır. (Türk İnkılabının Karakterleri)

Yorum Yaz